๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑ => Diyanet Duyurular => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 26 Ocak 2012, 19:11:14



Konu Başlığı: Iraktaki sorun dinî ve mezhebî değil
Gönderen: Zehibe üzerinde 26 Ocak 2012, 19:11:14
Irak’taki sorun dinî ve mezhebî değil, siyasî ve kavmîdir


(http://www.diyanet.gov.tr/turkish/vitrin/arkakapi/cache/hbrfilBuyukResim456.jpg)



Irak Cumhuriyeti Sünnî Vakıf Divanı Başkanı Dr. Ahmed al Samarai beraberindeki heyetle Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’i makamında ziyaret etti. Kabulde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Bugün Irak’ta başlayan mezhepçiliğin tarihte var olan Sünnî-Şiî ihtilafının bir devamı olduğuna inanmıyoruz. Bilakis cehalet, taassup, kavmiyetçilik ve siyasî ihtirasların mezhep görüntüsü altına girerek ortaya çıktığını düşünüyoruz. Sorun, dinî ve mezhebî değil, siyasî ve kavmîdir” dedi.

Resmi temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Irak Cumhuriyeti Sünnî Vakıf Divanı Başkanı Dr. Ahmed al Samarai, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’i ziyaret etti. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, kendilerini Ankara’da görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İkili görüşmeler öncesi Irak’ta son yıllarda yaşanan sorunlara değinen Diyanet İşleri Başkanı Görmez Irak halkının zor bir imtihandan geçtiğini kaydetti. Görmez şöyle konuştu;

“Yakın geçmişte Irak için yeni bir dönem başlamıştı. İşgalciler ülkeyi terketti. Iraklılar hür iradeleriyle seçimlerini yaptılar. Hükümetleri kuruldu. Yavaş yavaş insanlar normal hayata dönmeye başlamışlardı ki hepimizi can evinden vuran ve belki bir önceki fitnelerden daha zararlı olabilecek bir fırkacılık, mezhepçilik, bir asabiyet baş göstermeye başladı. Aynı Allah’a inanan, aynı peygambere ümmet olan, aynı kıbleye dönerek namaz kılan ve Allah’ın kardeş kıldığı müminler topluluğu hep birlikte yaralarını sarmak için seferber olmaları gerekirken bir mezhep kavgasına girişilmiş olmasını kabul etmek mümkün değildir.

Biz bugün Irak’ta başlayan mezhepçiliğin tarihte var olan Sünnî-Şiî ihtilafının bir devamı olduğuna inanmıyoruz. Bilakis cehalet, taassup, kavmiyetçilik ve siyasî ihtirasların mezhep görüntüsü altına girerek ortaya çıktığını düşünüyoruz. Sorun, dinî ve mezhebî değil, siyasî ve kavmîdir.

İşgal esnasında ortaya çıkan farklı tutum ve davranışların birbirlerini suçlamalarından kaynaklanmaktadır. Güç ve iktidar mücadelelerinin mezhep ihtilafı rengine bürünerek ortaya çıkmasına izin vermemeliyiz.”

Iraklı âlimlerin ve dini müesseselerin büyük sorumluluğu bulunduğuna dikkat çeken Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Âlimler arasındaki ihtilaf tabiîdir. Ancak Irak gibi her karış toprağı İslâm medeniyetinin ölmez eserlerine şahitlik etmiş bir vatan parçasının, işgal edildiği bir zaman diliminde, yüzbinlerce gencin, kadının ve çocuğun katledildiği bir ortamda, âlimlerin herhangi bir meselede ihtilaf etmesi uygun değildir. Hele hele birbirlerini ihanetle suçlamaları, bölünmeleri, parçalanmaları, farklılıklar oluşturmaları asla kabul edilemez” diye konuştu.

Başkan Görmez şöyle devam etti;

“Milletlerin âlimlerine en çok ihtiyaç duyduğu bir zamanda âlimler, milletlerinin parçalanan kalplerini tevhid etmekle görevli iken kendilerinin bölünmelerini, parçalanmalarını, birlikte hareket etmemelerini anlamak mümkün değildir. Burada zat-ı alinize büyük görevler düştüğünü ifade etmek istiyorum.

Bu gibi durumlarda toplumları yok eden en büyük hastalık yeistir, umutsuzluktur. Millete bu umudu aşılayacak olan en büyük insanlar âlimlerdir. Âlimlerinin kendilerinin ihtilafa düşmeleri, parçalanmaları, birbirlerini suçlamaları toplumun geleceği açısından da en büyük felakettir. Ulema kelimesinin önüne ister heyet kelimesini getirin, ister meclis kelimesini getirin, ister ittihat veya vahdet kelimesini getirin, bu, sizin ortak sorumluluğunuzu ortadan kaldırmaz. Dünyanın muhtelif yerlerinde yaşayan ve bütün İslâm dünyasının saygı gösterdiği Iraklı âlimlerin varlığının farkındayız. Bu âlimlerin tamamının vatanlarına dönerek birlik ve beraberlik içerisinde kendi ülkelerini yeniden inşa etmek, Bağdat’ı yeniden bir selâm kenti yapmak, Irak halkının yaralarını sarmak, Bağdat’ta İslâm medeniyetinin sancağını yeniden dalgalandırmak gibi bir vazifeleri vardır.”

Irak Cumhuriyeti Sünnî Vakıf Divanı Başkanı Dr. Ahmed al Samarai ise Irak’ta yaşanan mezhep sorunlarına değinirken yaşanan sıkıntıları istişare etmek üzere geldiklerini kaydetti.


DİB