๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑ => Diyanet Duyurular => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 06 Ekim 2012, 18:23:04



Konu Başlığı: Hep birlikte yeni bir barış dili geliştirmek için çalışmalıyız
Gönderen: Zehibe üzerinde 06 Ekim 2012, 18:23:04
“Hep birlikte yeni bir barış dili geliştirmek için çalışmalıyız..."

(http://www.diyanet.gov.tr/turkish/vitrin/arkakapi/cache/hbrfilBuyukResim783.jpg)


Tarih: 06.10.2012

Berlin’de Türk basın mensuplarıyla görüşen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Almanya ziyaretine ilişkin önemli açıklamalarda bulunurken ziyaretin bir barış dilinin arayışı olarak değerlendirilmesini istedi.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez yaptığı açıklamada, “Gerçekten bugün bütün dünya yeni bir olguyla karşı karşıya. Özellikle küreselleşmeyle birlikte herkes yerinden, yurdundan oldu. Ve uzaklar yakın oldu. Bütün dinler komşu oldu. Tüm dinler birlikte yaşamaya başladı. Ancak bu durum insanlık için yeni bir durumdu. İnsanlar bu duruma uygun yeni bir dil bulamadı ya da bulmakta zorluk çekti. Yeni bir kültür, yeni bir düşünce oluşturamadılar. Eş zamanlı evrensel semavi dinler de, eş zamanlı olarak katkıda bulunarak bu sorunun üstesinden gelemediler. Bir barış dili, gönül dili geliştirmede insanlık yetersiz kaldı. Felsefelerimiz, düşüncelerimiz, siyasetlerimiz, hukuk sistemlerimiz hala bunu sağlamak için uğraşıyor” diye konuştu.

“Toplumların kaderini yönetmek için talip olan siyasetçiler ve hukukçular daha fazla dinler tarihi okumalı…”

Bu konuda din adamlarına ve ilahiyatçılara önemli görevler düştüğünü ifade eden Başkan Görmez, “Doğrusu bu ziyaretimin de bu barış dilinin bir arayışı olarak değerlendirilmesini isterim” dedi. Ziyareti öncesinde Almanya'da önemli gelişmeler olduğuna işaret eden Başkan Görmez, “Sadece bir mahkemenin verdiği sünnet yasağı bize şunu gösteriyor: Toplumların kaderini yönetmek için talip olan siyasetçiler, hukukçular daha fazla dinler tarihini okumalıdır. Hukuki bir karar vermek sadece bir kanunu şeklen yorumlamaktan ibaret değildir. Binlerce yıldan beri gelen bir takım uygulamaların, kültürlerin, inançların bilinmesi gerekiyor. Tabii bunu bilmeyen bir hakim, sünnetin insan yaralayan bir suç olduğunu söyleyebiliyor. Bu yeni bir durum. Dolayısıyla bunun izah edilmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Berlin'de bugün Yeşiller Partisi'nin Eşbaşkanı Cem Özdemir ile Protestan ve Katolik kiliselerin yetkilileriyle görüşmeler yaptığını anlatan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, kilise yetkililerinin de, sünnet kararının yanlış bir karar olduğunu, bunun toplumda ayrıştırıcı olmaması için çaba harcayacaklarını söylemelerinin de kendisini sevindirdiğini ifade etti.

“İslam’ın ve Müslümanların Almanya’daki varlığı bir güvenlik sorunu olarak görülmemelidir…”

Almanya İçişleri Bakanlığı'nın aşırıcılığa karşı hazırladığı, ancak Müslümanları aşağılayan afiş kampanyasının da bu şekilde düşünülmüş olmasının üzücü olduğunu kaydeden Başkan Görmez, kampanyanın henüz başlatılmadığını, başlatılacağına da ihtimal vermediğini kaydetti. Başkan Görmez şunları söyledi;

“Afiş kampanyası, özellikle her türlü aşırıcılıkla mücadele adı altında herkesin aynı kefeye konulmamasını, özellikle bir ülkede İslam'ın ve Müslümanların varlığının asla bir güvenlik meselesi olarak görülmemesi gerektiğini, bu olaya sadece güvenlik ve entegrasyon politikalarıyla değil, çok daha farklı politikalarla, uygulamalarla, özellikle hukuk, adalet ve özgürlükler çerçevesinde bakılması gerektiğini ortaya koyuyor.”

Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff ile Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, İslam'ın Almanya'ya ait olduğu şeklindeki sözlerinin de çok önemli olduğunu belirten Başkan Görmez, kendisinin de daha sonra sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle yapacağı görüşmelerde, vatandaşlardan Alman toplumunun bir parçası olmaları için çaba harcamalarını ve bu ortak yaşama destek vermelerini isteyeceğini söyledi. Başkan Görmez şöyle devam etti;

“Ama tabii ki onlar da şunu talep edecektir. Bu ülkenin bir parçası olduğumu hissedebilmem için bu ülkede yaşayan diğer herhangi bir vatandaşla kendimi eşit hissetmeliyim. Her türlü ayrımcılık, her türlü ırkçılık yok olmalı. Her İslamofobik söylem yok olmalı ki, ben de kendimi bu ülkenin bir parçası olarak kabul edebileyim. Herhalde her Müslüman da böyle diyecektir.”

“Çok kültürlülüğü yönetmede siyaset yetersiz kalabiliyor…”

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Başkan Görmez, daha çok dini yetkililerle görüşmesinin Alman politikacılara yönelik bir sinyal mi olduğunun sorulmasına karşılık da, “Çok kültürlülüğü yönetmede siyaset yetersiz kalabiliyor. Bu sebeple dini kurumlara ve din adamlarına büyük görevler düşüyor. Dolayısıyla tabiii olarak benim muadillerim, benim muhataplarım da buradaki siyasi kurumlardan çok dini kurumlardır. Doğrusu her iki kurumdan da bu noktalarda çok önemli destekler aldığımı, onların da hem bu durumdan rahatsız olduklarını, hem de bunu değiştirmek için bir çaba içerisinde olacaklarını duymaktan mutlu oldum” yanıtını verdi.

Görüşme muhataplarının, Türkiye'deki dini azınlıkların bir takım sorunları olduğunu ifade ettiğini belirten Diyanet İşleri Başkanı Görmez, kendilerinin de onlara Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Türkiye'deki dini azınlıkları 5 asırlık, 6 asırlık bir beraberlik olarak gördüklerini ve eksik olan şeyleri düzeltmek için çaba harcadıklarını söylediğini, muhataplarının da bunu bildiğini kaydetti.

Hz. Peygambere hakaret eden filmin Almanya’da gösterimi konusundaki düşüncelerinin sorulması üzerine de Başkan Görmez, “Bu da aynı şekilde yeni bir süreci gösteriyor. Aslında eleştiriyle ifade hürriyetini ve mukaddes değerlere hakaret ederek toplumları aşağılamayı artık birbirinden ayırma zamanı geldiğini gösteren önemli bir süreçle karşı karşıyayız. Aslında İslam'ı eleştiren binlerce İngilizce, Almanca, Fransızca kitap var piyasada. Ve bu kitapları bir araya getirdiğinizde dünyanın en büyük kütüphanelerinden biri oluşur. Dolayısıyla eleştiri yapmak başka bir şeydir. Ancak, toplumların mukaddes değerlerini aşağılamak, hakaret etmek, hakaret ederek o toplumlara bir baskı uygulamak başka bir şeydir” dedi.

Bu tür filmlerin İslam dünyasında da yanlış tepkilerin doğmasına yol açtığını ifade eden Başkan Görmez, “İslam dünyasındaki yanlış tepkiler de dönüp İslamofobi'yi besliyor. Bu çok kötü bir sarmaldır. Bu sarmaldan Müslümanların ve çağdaş dünyanın kurtulması lazım. Kurtulabilmek için de ifade hürriyeti ve düşünce hürriyetiyle toplumları ve kültürleri aşağılayan mukaddes değerlere hakareti birbirinden ayırmamız gerekiyor. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yakın gelecekte de zannediyorum bütün dünya bunu konuşacaktır ve inşallah en kısa zamanda bunu düzeltecektir” şeklinde konuştu.