> Forum > ๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑ > Diyanet İşleri Başkanlığı > Diyanet Duyurular > Görmez’den gündeme ilişkin önemli açıklamalar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Görmez’den gündeme ilişkin önemli açıklamalar  (Okunma Sayısı 921 defa)
26 Ağustos 2015, 17:15:02
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 26 Ağustos 2015, 17:15:02 »



Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den gündeme ilişkin önemli açıklamalar

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Kanal A televizyonunda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Alper Tan, Fatin Dağıstanlı ve Sadık Yalsızuçanlar’ın sorularını yanıtlayan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, son günlerdeki terör olaylarından, İslam coğrafyasında meydana gelen gelişmelere, Kudüs hutbesinden İslam’a zarar veren yapılara kadar birçok konuda açıklama da bulundu.

Başkan Görmez’in konuşmasından önemli satır başları şu şekilde;

“Hiçbir kural, hukuk, ahlak ve merhamet tanımayan terör olaylarında hayatlarını kaybeden şehit kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum…”

Öncelikle Artvin’de meydana gelen sel felaketinde hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Hem ülke olarak, hem İslam coğrafyası olarak, hem de insanlık olarak zor süreçlerden geçiyoruz. İçinden geçtiğimiz bu zor süreçte bilhassa Türkiye’de yeniden başlayan hiçbir kural, hukuk, ahlak ve merhamet tanımadan başlayan terör hadisesinde hayatlarını kaybeden şehit kardeşlerimize Cenab-ı Hakk’tan rahmet diliyorum. Ve bütün acılara rağmen daima kardeşlikte ısrar eden, birlikte, beraberlikte ısrar eden milletimizin başı sağ olsun diyorum. Cenabı Hakk bir an önce bu kötülüklerden uzak durmayı, beri olmayı, bu kötülükleri bertaraf etmeyi birlikte hepimize bir kardeşler topluluğu olarak bu toprakları vatan kıldığımız günden bugüne kadar nasıl birlikte barış içerisinde yaşadık, bundan sonra da bu şekilde yaşamayı Cenabı Hakk bizlere nasip eylesin.

“PKK ile IŞİD arasında anlayış bakımından bir fark yoktur…”

Maveraünnehir’de, Endülüs’te, Anadolu’da birlikte inşa ettiğimiz medeniyetin insan tasavvuru, insanın dokunulmazlığı bir ahlak ve hukuk içerisindeydi. Ama modern zamanlarda, kaotik ortamlarda, yaralı bilinçlerin çoğaldığı zamanlarda, şiddetin gölgesinde, insanlara baskıların olduğu dönemlerde insanlar kendilerine bu zulmü yapanları insan olarak görmemeye başlıyor, orada başka bir teolojiyi üretiyor, başka bir anlayış gelişiyor. PKK’nın ürettiği şiddetle, IŞİD’in ürettiği şiddet sonuçta aynı şiddet değil mi? Halbuki birisi diyor ki, ben diyor tamamen birtakım İslami referanslardan hareket ediyorum diyor. Öbürü de diyor ki, ben Marksist bir şeyden hareket ediyorum. Ama neticelere bakıyorsunuz neticede ikisinin de insan anlayışı aynı. Her ikisi de tamamen kökleri olmayan, modern zamanların paradigmalarıyla yetişen birtakım yapılar olarak karşılar. Aynı zamanda birbiriyle de çatışıyor, ama insan anlayışları, tabiat anlayışları, kainata bakışları arasında ikisinin arasında hiçbir fark yoktur. Birisi Allah’a inanıyorum diyor, ama onun ismini yad ederek bizzat kendisi gibi inanan kardeşini dahi öldürebiliyor, kesebiliyor, yok edebiliyor. Diğeri de başka bir sloganla yine uykudaki insanı gidip katledebiliyor, öldürebiliyor.

“Terör örgütünün amacı, İslam’a sadakatle bağlı olan Kürt halkını İslam’dan koparma gayretidir…”

Malumunuz geçen hafta biz il müftülerimizin 31’inci toplantısını yaptık Ankara’da. Orada iki çağrımız oldu birisi bütün halkımıza birisi de Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde tarih boyunca irfanla toplumun münasebetini koparmamak için büyük çabalar sarf eden, hatta eğitimin din eğitimin yasak olduğu zamanlarda dahi birtakım kaçak, köçek yerlerde talebe yetiştiren bütün ilim adamlarına çağrımız oldu. Tekrar birbirimizin hukukuna sahip çıkarak, birbirimize yurt olarak birlikte inşa ettiğimiz o barış ahlakını, o birlikte yaşama ahlakını, yaşama hukukunu yeniden inşa etmek. Sadece devletten beklememek, aynı zamanda hep birlikte hareket etmek. Çünkü PKK terör örgütünün elbette binlerce çocuğumuzu katlettiği için, binlerce çocuğu eli kalem tutulacak binlerce çocuğu dağlara kaçırıp onlardan caniler yetiştirdiği için, onlardan kardeş katilleri yetiştirdiği için bir defa öncelikle bunun üzerinde durulması lazım. Aslında terör örgütünün en büyük zararı tarih boyunca İslam’a daima sadakatle bağlı olan Kürt halkını İslam’dan koparma çabası ve gayretidir, teşebbüsüdür aynı zamanda. Tarih boyunca zaman zaman sıkıntılar yaşanmıştır ama, bu terör örgütünü bizatihi Kürt kavmine verdiği zararı tarihte hiç kimse vermemiştir.

“Terör örgütü, Kürt halkını dönüştürmeye çalışıyor…”

Kızının adını başka bir erkeğe telaffuz etmekten çekinen yaşlı amcaların kızları şimdi elinde silahla dağa çıkıyor. Eğer bu toplum bu şekilde dönüştürüldüyse hepimizin oturup bunun üzerinde düşünmesi lazım. Bu nasıl bir sosyolojidir, bunu kim gerçekleştirdi, nasıl oldu bu? Bu kadar camimiz, bu kadar okulumuz, öğretmenimiz, imamımız, müftümüz vardı, bu kadar alimimiz vardı, mollamız, hocamız vardı ne oldu da bunlar oldu? Evet, trajediler oldu, birtakım sorunlar yaşandı, ama bütün bu sorunlar üstesinden gelemeyeceğimiz sorunlar değil. Bizim hep birlikte bu yarayı sarmamız lazım ve barışta ısrar etmemiz lazım, barışın ahlakında ısrar etmemiz lazım, barışın hukukunda ısrar etmemiz lazım. Biz Çanakkale’de de beraberdik, biz bu toprakları birlikte vatan kıldık, her türlü ayrılığı, gayrılığı, fitneyi ortadan kaldırmak için her birimize görev düşüyor.

“Kardeşlik ahlakı ve hukukunu yeniden inşa etmemiz gerekiyor…”

Bir tek çocuğumuzun bile canının yok olmaması için bir tek çocuğumuzun öldürülmemesi için ve bir tek çocuğumuzun başkaları tarafından dağlara kaçırılıp cani yapılmaması için her birimize görev düşüyor. Yani birlikte yeniden bir kardeşlik seferberliği başlatmamız lazım, ama sadece kardeşliğin edebiyatını yaparak değil. Hep sürekli ifade ettiğim gibi ahlakını ve hukukunu birlikte inşa ederek. 20 bin din görevlimiz var bizim o bölgede, Türkiye’de 100 bini aşkın arkadaşımız var. Başta şahsım olmak üzere üzerimize düşeni yapabilmiş değiliz. Bizim camilerimizde bir saniye oturmamamız lazım. Bu yarayı sarmak için herkese bir vazife düşüyor, herkesin üstüne düşeni yapmak için harekete geçmesi lazım.

“İslam’ın kendisi, içinden çıkan birtakım nevzuhur akımlarla ve dışarıdan harekete geçirilen mühendisliklerle bir tehdit altında olmaya başladı…”

1979’dan bugüne kadar, bu son 10 yıllarda aynı zamanda İslam’ın kendisi tehdit altına girdi. İslam’ın kendi teolojik yapısı, kendi içinden çıkan birtakım nevzuhur akımlarla ve dışarıdan harekete geçirilen mühendisliklerle bir tehdit altında olmaya başladı. Bir var olmak ile yok olmak arasında bir mücadeleye mahkum bırakıldı. İslam’ın adeta genleriyle oynandı, bir taraftan da İslam coğrafyasının fay hatlarıyla oynandı. Sadece insanlar ölmedi, aynı zamanda bu coğrafyada tarih boyunca medeniyetler inşa eden o tarihi, dini, kültürel doku yok edildi. Azamiyenin ehli sünnet anlayışı yok edildi. Ebu Hanife’nin Bağdat’taki, Ebu Hanife’den önce ve sonra Bağdat’ta yüzlerce İslam okulu, İslam mektebi, İslam fikir mektebi inşa edilmişti ve onlar bizim medeniyetimize bugüne kadar hep hayat vermeye devam ettiler, o yok edildi. Necef-i Eşref’teki Şiilik yok edildi. Şiilikle ehli sünnet mektebinin, Ehli Beyt ile ehli sünnetin birlikte yakaladığı o barış ortamı yok edildi. Ehli sünnetle Ehli Beyt arasındaki o gergef gergef örülen, ilmek ilmek dokunan o birlik beraberlik ruhu yok edildi. Biz İslam coğrafyasında başımıza bir musibet geldiği zaman behemehal onun sebeplerini dışarıda aramak kolaycılığına kaçıyoruz. Dışarıdan olan sebepleri artık hepimiz biliyoruz. Yani bu saldırılar, işgaller, istibdatlar, bu işgallerin gölgesinde asırlarca yetişen yaralı bilinçler, yanlış eğitim sistemleri; bütün bunların sebeplerini de biliyoruz. Ama asıl harici hareketler, harici musibetler başımıza bir çorap örmek istediği zaman hangi zaafımızdan istifade ediyorlar, biz Müslümanların öncelikle o zaaflar üzerinde durması gerekiyor. Hangi zaaflar bizi bu hale getirdi?

“Müstakil Kudüs ziyareti için Diyanet çalışmalara başladı…”

Biz ilk defa Mescid-i Aksa ziyaretini umre ziyaretinin bir parçası haline getirdik. Bu karar o mektuptan daha önemlidir benim için. Bu kararı almak için biz çok zorlandık, çok çalıştık. Çünkü ikiye ayrılmışlardı İslam âlimleri. Bir kısmı Mescid-i Aksa’yı ziyaret etmenin doğru olmadığını, ziyaret ettiğiniz takdirde işgalin meşruiyetini tanıdığınızı, tanımak anlamına geldiğini ifade ediyordu. Ama bir kısım âlimler de bunun bilakis Mescid-i Aksa’yı sahipsiz bıraktığını, onlara terk ettiğini, Mescid-i Aksa’da yaşayan, Kudüs’te yaşayan Filistinli kardeşlerimizi tamamen sahipsiz ve yetim bıraktığımızı, bunun doğru olmadığını söylüyorlardı. Ben bu iki fikri de bir araya getirdim ve sonra iki fikri de bir noktada birleştirdim. Birleştirdikten sonra da vatandaşlarımıza ilanda bulunduk. Dedik ki; herhangi bir vatandaşımız Mekke’yi, Medine’yi ziyaret etmeden önce tıpkı atalarımızın yaptığı gibi Mescid-i Aksa’yı’da ziyaret edecek.

“Diyanet’in Kudüs’lü umre kararı Mescid-i Aksa’da sevinçle karşılandı…”

Ayrıca müstakil Kudüs ziyaretleri için de Diyanet İşleri Başkanlığı çalışmalarına başladı. Bizim bu kararımızı Mescid-i Aksa’nın imamı Ebu Senine Mescid-i Aksa’da bir akşam namazından sonra cemaate ilan ediyor ve diyor ki; aziz cemaat, bugün size bir müjde vereceğim diyor. Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı bir karar aldı, Mescid-i Aksa ziyaretini umre ibadetinin bir parçası haline getirdi, topluma ilan etti. Bundan sonra Türkiye’den kardeşlerimiz bizi yalnız bırakmayacaklar, Mescid-i Aksa onlarla şenlenecek diye ilan veriyor. Birden bütün camideki insanlar tekbir getiriyorlar, sevinçlerini ifade ediyorlar, bazıları da ayağa kalkıyor secdeye kapanıyor, şükür secdesi yapıyorlar.

“Düşüncemiz ve hizmetimiz şahıs merkezli olmaktan çıkıp hakikat merkezli olmalı…”

Düşüncemiz ve hizmetimiz şahıs merkezli olmaktan çıkıp hakikat merkezli olmalı. Hakikati kendi tekelimizde görmeyip hakikate sahip olunmaz, hakikatin yolunda o...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Görmez’den gündeme ilişkin önemli açıklamalar
« Posted on: 19 Nisan 2024, 12:02:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Görmez’den gündeme ilişkin önemli açıklamalar rüya tabiri,Görmez’den gündeme ilişkin önemli açıklamalar mekke canlı, Görmez’den gündeme ilişkin önemli açıklamalar kabe canlı yayın, Görmez’den gündeme ilişkin önemli açıklamalar Üç boyutlu kuran oku Görmez’den gündeme ilişkin önemli açıklamalar kuran ı kerim, Görmez’den gündeme ilişkin önemli açıklamalar peygamber kıssaları,Görmez’den gündeme ilişkin önemli açıklamalar ilitam ders soruları, Görmez’den gündeme ilişkin önemli açıklamalarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes