๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑ => Diyanet Duyurular => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 24 Mart 2017, 18:51:54



Konu Başlığı: Görmez, Kütahya’da din görevlileriyle biraraya geldi…
Gönderen: Sefil üzerinde 24 Mart 2017, 18:51:54
Görmez, Kütahya’da din görevlileriyle biraraya geldi…

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Kütahya’da din görevlileriyle biraraya geldi.
Hezar Dinar​i Kültür Merkezinde bölgede görev yapan din görevlilerine hitap eden Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Avrupa’da 40 yıldır millet varlığımızın bulunduğu her yerde Diyanet İşleri Başkanlığının hizmetlerini sürdürdüğünü kaydederek, “Avrupa’daki 40 yıllık tarihimize baktığımız zaman, o toplumlara zorluk ve sıkıntı çıkaracak bir tek örnek bile gösteremezler. Ama bu büyük özveriye rağmen üzülerek belirteyim, bu barış elçilerinin o ülkelerin barışına, birlikte yaşama ahlakına ve hukukuna yaptıkları bu büyük hizmetlere rağmen, Avrupa’nın kalplerini kuşatan İslamofobik nefretler, o düşmanlıklar maalesef bizi de buldu ve o barış elçilerini son günlerde casus ilan etmeye kalkışacak kadar ileri gittiler” dedi.
Konuşmasında din görevlilerinin önemli bir özelliğine vurgu yapan Başkan Görmez,  din görevlilerine hitaben yaptığı konuşmasında şunları söyledi;
“İslamofobik nefreti, İslam’a karşı oluşan düşmanlığı ve nefreti o kalplerden iyilik ve güzellikle söküp atmalıyız…”
Bize kötülükle yönelen bizden iyilik görecek, çünkü kötülüğü ortadan kaldıracak en büyük güç iyiliktir. Kuran’ın her sayfasında kötülüğü ortadan kaldıran en büyük gücün iyilik olduğunu okursunuz. İslamofobiayla nasıl mücadele edilir? Sizdeki güzelliklerle iyiliklerle mücadele edilir. Bizi kuşatan bütün kötülükleri biz bu iyiliklerin gücüyle, Peygamberimizin bize getirdiği o rahmetin gücüyle yenebiliriz. Kötülüğe kötülükle mukabele ettiğinizde iki kötülük yapmış olursunuz, kötülük ikiye çıkmış olur. Bizim mesleğimiz Allah Resulü’nün mesleği. Biz çalışmalarımızı yürütürken böyle davranmak durumundayız. Biz İslamofobik nefreti, İslam’a karşı oluşan düşmanlığı ve nefreti o kalplerden nasıl söküp atarız, o insanları nasıl yeniden özgürlüğüne kavuştururuz, bununla uğraşmak durumundayız.
“Diyanet İşleri Teşkilatı, Avrupa’ya barış, rahmet, ilim ve hikmet taşıdı…”
Diyanet İşleri Teşkilatı 40- 50 yıl önce Anadolu’nun bağrından koparak Avrupa’ya taşınan bütün millet varlığımızın Diyanet’i olmaya devam edecek inşallah. 5 milyon millet evladımız dünyanın, Avrupa’nın muhtelif yerlerinde önce kendi çocuklarının rızkını kazanmak için gittiler, sonra artık Avrupa vatandaşı oldular. Ama onlar iki şey de ısrar ettiler. İlk ısrar ettikleri şey, dediler ki, ‘Biz buraya geldik, annesiz, babasız, çocuksuz, yarsız, vatansız yaparız, ama camisiz, mabetsiz, ezansız, Cuma’sız, bayramsız yapamayız’ dediler. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kapısını çaldılar ve dediler ki, ‘Biz eğer burada kalacaksak, biz eğer Almanya’da, Hollanda’da, Fransa’da, Danimarka’da, İsviçre’de kalacaksak, ‘biz’ olarak kalmak istiyoruz, Müslüman kimliğimizi koruyarak kalmak istiyoruz’ dediler. O günden bugüne Diyanet İşleri Başkanlığı sizin buralarda yaptığınız hizmetleri oralara taşıdılar. Oraya barış götürdüler, barışın köprüsü oldular, oraya rahmet taşıdılar, ilim taşıdılar, hikmet taşıdılar.
“15 Temmuz ihanet gecesinde her mihrap görevlimiz, her müezzinimiz bu ülkenin ebediyete kadar bekası için ne kadar önemli vazifeler yaptığını ortaya koydu…”
Milletlerin, tarihlerin, medeniyetlerin zor zamanları var. Böyle bir zor zamandan geçiyoruz. İslam coğrafyasını her kentinden kanların döküldüğü, gözyaşlarının aktığı, ateşlerin yükseldiği bir dönemden geçiyoruz. Batı’nın, Doğu’nun, küresel olarak dünyanın rahmetini ve vicdanını kaybettiği bir dönemden geçiyoruz. Ülke olarak, millet olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Bu zor süreçlerde Diyanet Teşkilatına, Diyanet Teşkilatında görev yapan her arkadaşımıza büyük sorumluluklar, görevler düşüyor.  Sizler 15 Temmuz ihanet gecesinde her mihrap görevlimizin, her minber görevlimizin, her müezzinimizin bu ülkenin ebediyete kadar bekası için ne kadar önemli vazifeler yaptığını ortaya koydunuz. Biz bütün bu zorlukları dikkate alarak çalışmalarımızı yeniden planlamalıyız.
“Diyanet İşleri Teşkilatı artık sadece Türkiye’deki vatandaşlarımızın teşkilatı değil, bütün Müslümanların ve mazlumların teşkilatıdır…”
Diyanet İşleri Teşkilatı artık sadece Türkiye’deki vatandaşlarımızın teşkilatı değildir. Orta Asya’da 100 yıllık bir aradan sonra, 100 yıllık bir ateizmin, komünizmin, o bütün insanların vicdanına kelepçe vuran ideolojinin büyük oranda son bulduktan sonra kendi Müslüman kimlikleriyle ayağa kalkmak isteyen bütün kardeşlerimizin de teşkilatı olmuştur. Balkanlar’da 5 asır birlikte yaşadığımız, birlikte üzüldüğümüz, birlikte sevindiğimiz evladı Fatihanın Güneydoğu Avrupa’da varlığını idame ettirmeye çalışan bütün Müslüman kardeşlerimizin de teşkilatıdır. Afrika’da 200 yıllık sömürge dönemlerinden sonra açlıkla, sefaletle, cehaletle mücadele edip yeniden ayağa kalkmak isteyen, küresel en büyük günahların işlendiği o Afrika kıtasında ayağa kalkmak isteyen, Müslüman kimliğini yeniden inşa etmek isteyen bütün Müslüman kardeşlerimizin de teşkilatı olmuştur. Latin Amerika’da kendi haline terk edilmiş ve unutulmuş 7 milyon Müslüman kardeşimizin de teşkilatıdır. Pasifik Asya’nın o uzak yerlerinde, o küçücük küçücük adalarda ümmetin yetimleri olarak kendisini tanımlayan Müslüman kardeşlerimize de el uzatan bir müesseseye dönüşmüştür.
“Allah bizleri güzel ahlakı öğretmede istihdam ediyor…”
Her insan yeryüzünde bir vazife deruhte ediyor. Cenabı Hak her insanı yeryüzünde bir yerde istihdam ediyor. Her vazifenin, her görevin kendine göre bir kutsiyeti, bir güzelliği vardır. Yerine getirildiği zaman en küçük bir işçiden en büyük bir devlet memuruna kadar hakkı verildiği zaman, elbette Cenabı Hakk’ın katında karşılığını alacaktır. Allah bizi mihrapta, minberde, kürsüde istihdam ediyor. Allah’ı kitabını bu milletin çocuklarına öğretmekte istihdam ediyor. Güzel ahlakı öğretmede istihdam ediyor. Onun için Allah’a ne kadar şükretsek azdır.
“Atanmış din görevlisi değil, adanmış bir din gönüllüsü olmak için büyük bir çaba ve gayret içerisinde olmalıyız…”
Her biriniz büyük bir nimet içindesiniz.  Ama her nimetin bir de külfeti vardır. Yaptığımız işin hakkını vermediğimiz zaman, görevimizi hakkıyla ifa etmediğimiz zaman, çocuklarımıza öğrettiğimiz Kuran’ı Hakim’i yaşamadığımız zaman, camilerde insanlara büyük büyük sözlerle tavsiyelerde bulunurken kendimizi unuttuğumuz zaman, kalbimizi unuttuğumuz zaman, örnek olamadığımız zaman, o mihrapta okunan Fatiha’nın hakkını vermediğimiz zaman, o minberde okuduğumuz hutbeyi sadece dilimizle, dudaklarımızla okuyup kalbimizle, ruhumuzla, ihlasımızla, samimiyetimizle yansıtmadığımız zaman, o zaman da Allah muhafaza etsin, bunun hesabını vermekte zorlanırız. Allah’ın verdiği bu büyük nimete hep şükretmeliyiz. Daima atanmış bir din görevlisi değil, adanmış bir din gönüllüsü olmak için büyük bir çaba ve gayret içerisinde olmalıyız.
Başkan Görmez, Kütahya programı kapsamında Kütahya Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu ve Kütahya İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar’ı da ziyaret etti.


Konu Başlığı: Ynt: Görmez, Kütahya’da din görevlileriyle biraraya geldi…
Gönderen: Ceren üzerinde 24 Mart 2017, 23:24:05
Esselamu aleykum.Rabbim ulkemize hem dini olarak hemde sosyal siyasi olarak birlik beraberlik versin.Din icin islam icin devletimiz icin hizmet eden baskan gormezden de rabbim razi olsun insallah..


Konu Başlığı: Ynt: Görmez, Kütahya’da din görevlileriyle biraraya geldi…
Gönderen: Ruhane üzerinde 25 Mart 2017, 02:06:14
Aleykum selam Allah paylasim icin razj olsun insaalah dualari kabul olan kullardan oluruz