> Forum > ๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑ > Diyanet İşleri Başkanlığı > Diyanet Duyurular > Diyarbakır’da Kutlu Doğum coşkuyla kutlandı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Diyarbakır’da Kutlu Doğum coşkuyla kutlandı  (Okunma Sayısı 669 defa)
16 Nisan 2013, 08:51:52
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 16 Nisan 2013, 08:51:52 »



Diyarbakır’da Kutlu Doğum coşkuyla kutlandı




Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle yurdun birçok yerinde Kutlu Doğum etkinlikleri düzenlenmeye devam ediyor. Diyarbakır stadında gerçekleşen Kutlu Doğum Özel Programına katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez Diyarbakır’dan tüm yurda çağrıda bulunarak, “Gelin hep birlikte ülkemizi tekrar bir eman yurduna, selam yurduna, adalet yurduna, fazilet yurduna dönüştürelim. Öyle bir eman yurduna dönüştürelim ki, emanımız, oluşturduğumuz güven Şam’da güvenini kaybeden kardeşlerimizi de kucaklasın. Bağdat’ta, Kahire’de onuru zedelenen kardeşlerimizin onurunu da yüceltsin. Öyle bir selam yurduna dönüştürelim ki selamımız bütün kâinatı kuşatsın. Öyle bir adalet yurduna dönüştürelim ki adaletimiz bütün dünyada daim olsun. Öyle bir fazilet yurduna dönüştürelim ki fazilet bütün kâinatı kuşatsın. Yeryüzünde bütün kötülükleri ortadan kaldırsın” dedi.

İnsanın zaman zaman kendisini unuttuğunu ve insana insanı ve insanlık onurunu tekrar hatırlatma çabası içinde olduklarını ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in Diyarbakır’dan tüm dünyaya seslendiği manifesto niteliği taşıyan konuşmasından bazı başlıklar şöyleydi;

“Kutlu Elçi’ye selam olsun…”

Bugün kutlu doğumunu idrak ettiğimiz Efendimizi saygı ve tazimle yad ediyorum. Diyarbakır’da medfun Zülküfl ve Elyesa peygamberlere selam olsun. Diyarbakır’da medfun olan Resul-i Ekrem’in ashabına başta Halid Bin Velid’in oğlu Süleyman Hazretlerine selam olsun. Belki de Cennetül Baki ve Cennetül Mualla’dan sonra en çok sahabinin medfun olduğu Diyarbakır’dayız. Sevgili Peygamberimizin, refiki alaya hicretinden yedi sene sonra İslam orduları İyaz Bin Ganem komutasında Diyarbakır’a girdiler. O kutlu orduya, o ordunun bütün neferlerine selam olsun. Anadolu’da kapılarını ilk defa Rahmana secde edenlere açan daha sonra kendisine kardeş olan Bursa Ulu Camii’nin kardeşi Diyarbakır Ulu Cami’ye selam olsun. O Ulu camide Rahman’a secde eden bütün mü’minlere selam olsun.

Çok değerli kardeşlerim, her yıl kutlu doğum için yüreğimizde çorak kalmış, hayatımızda çorak kalmış bir yönümüzü Resul-i Ekrem’in şifa dağıtan mesajlarıyla buluşturmaya çalışıyoruz. Bu yıl “Hz. Peygamber ve İnsan Onuru” dedik. Zira insan zaman zaman kendisini unutuyor. Rabbimiz Kur’an’da “Ey insanlar eğer siz rabbinizi unutursanız rabbinizde size kendinizi unutturur” İnsan zaman zaman kendisini unutuyor. Ne kadar yüce varlık olduğunu unutuyor ve ihmal ediyor. Sadece insana insanı bir nebze olsun yeniden anlatmak istedik Resul-i Ekrem’in kutlu doğumunda. İnsan varlık sebebini, hayatın anlamını unutuyor. Anlamlı dünyanın anlamlı sakinine, hayatın anlamını, varoluşun gayesini yeniden hatırlatmak gerekiyor.

“İnsanın onurunu kıranlar insana bu değerlerin doğuştan verildiğinden habersizler…”

Neden insan onuru? Zira dünyanın her yanında insanın onuru rencide edilmeye, zedelenmeye ayaklar alt alınmaya devam ediyor. En kötüsü insanın onurunu kıranlar, incitenler onurun, izzetin, şerefin, itibarın, değerin doğuştan her insana verildiğini unutuyor, bilmiyorlar. Onur elçisinin onur mücadelesini insana ve insan onuruna verdiği değeri, insan onurunu yüceltmek için verdiği mücadeleyi, kız çocukların, kadınların, erkeklerin, kölelerin, fakirlerin, yetimlerin, miskinlerin, mazlumların, zayıfların onurunu korumak için nasıl mücadele ettiğini hep birlikte yeniden hatırlamaya ihtiyacımız var.

“Veda hutbesi bir onur manifestosudur…”

Neden insan onuru? Zira onur elçisine göre insan, bizatihi doğuştan, yaratılıştan değerli ve onurlu bir varlıktır. Bütün insanlık veda hutbesinde o muhteşem onur manifestosunda, “Ey insanlar, hepiniz Ademdensiniz Adem’de topraktandır. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a, siyahın beyaza, beyazın siyaha hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takvadadır” ifadelerini yeniden hatırlamaya bir kez daha ihtiyacımız var. Aynı hutbede “İnsanlar tarağın dişleri gibi eşittir” ifadesini yeniden duymaya insanların ihtiyacı var.

Ona göre insanın canı, kanı mukaddestir dokunulamaz. Ona göre insanın ırzı, onuru, namusu mukaddestir dokunulamaz. Ona göre kadın yaratılış itibarıyla ilahi vahye muhatap onurlu bir varlıktır.  Kadını kadın olduğu için aşağılamak ona göre en büyük onursuzluktur. Ona göre çocuk cenin safhasından itibaren hak sahibi onurlu bir varlıktır. Allah’ın insanlığa şerefli bir emanetidir.

Yetimler, kimsesizler ve onları gözetip koruyanlar onun cennetteki arkadaşlarıdır. Onun nazarında köle olarak doğan hor ve hakir görülen Zeyd’in oğlu Usame İslam ordularının komutanı olmasında hiçbir sakınca yoktur. Onun nazarında İki gözü görmeyen Abdullah İbni Mektum’un kendisinden sonra Medine’de onun valisi, vekili olmasında hiçbir engel yoktur.

Onun gözünde adaleti yerine getirme hususunda kızı Fatıma ile Mahsun kabilesinden Fatıma Binti Esved arasında hiçbir fark yoktur. Ona göre insanın onuruna, saygınlığına, maddi ve manevi şahsiyetine yönelik her hareket en büyük suçtur, en büyük günahtır. Hiç kimse soyundan, sopundan, ırkından, renginden dolayı kaş göz işaretiyle dahi asla hor görülemez, aşağılanamaz, hakir görülemez.

O sebepledir ki Bilal-i Habeşi’ye “Siyah kadının oğlu” diye hitap ettiği için Efendimiz Ebu zer Gıfari’ye “Ey Eba Zer, sende hala cahiliye tortuları var” demiştir. Cahiliye tortuları kendisinden sonrada zaman zaman İslam toplumlarında nüksetmiş ve İslam toplumlarındaki barışı, kardeşliği, huzuru hep ortadan kaldırmıştır. O cahiliye adetleri Emeviler döneminde, Abbasiler döneminde, Endülüs’te, Osmanlının yıkılışında ve bugün İslam dünyasının her tarafında nüksedilen cahiliye adetleri vardır.

“Mezhepçilik ve milliyetçilik cahiliye tortularıdır…”

Diyarbakır’a İslam ordularının geldiği zamanlarda Hz. Ömer döneminde Sad Bin Ebi Vakkas ve Selman-ı Farisi arasında küçük bir kırgınlık oluşmuştur. 12 sahabe oturuyor. Sad Bin Ebi Vakkas her birisine kendi mezhebini saymasını söyledi. Ve herkes kendi atalarını saymaya başladı. Sıra Selman-ı Farisi’ye gelmişti. Selman, hala cahiliye tortularını taşıyacak olanlara mesaj olacak şu ifadeleri kullandı; “Benim İslam döneminde hiç atam olmadı. Ben kendimi şöyle tanıtıyorum. Ben, İslamoğlu Selman’ım” dedi. Bunu işiten Hz. Ömer meclise gelir ve derki; “Kureyşliler iyi bilirler ki Hattaboğulları cahiliye döneminde ne kadar aziz sayılır. Ama şunu herkes bilsin ki, ben de İslamoğlu Ömer’im ve İslamoğlu Selman’ın kardeşiyim”

“İnsan hiçbir zaman kendi hayatını başka hiçbir insanın hayatına araç haline getiremez…”

Doğumunu kutladığımız bizi bugün sene-i devriyesiyle onurlandıran Efendimize göre insan, gaye varlıktır, araç varlık değildir. İnsan hiçbir zaman kendi hayatını başka hiçbir insanın hayatına araç haline getiremez. Bu sebeple Şeyh Galip “Hoşça bak zatına kim zübde-i âlemsin sen, merdum-i dide-i ekvam olan Ademsin sen” İnsan alemin özüdür. Kâinatın gözbebeğidir. İnsan gaye varlıktır. İnsan ürünü hiçbir ideoloji insan ve insanlık onuru kadar yüce olamaz. Onun için hiçbir insan kendi hayatını insanlık onurunu ayaklar altına alan hiçbir ideolojiye feda edemez.

Dinde, hukukta, devlette insan onurunu yüceltmek için vardır. İnsan din için, devlet için, hukuk için değildir. Dinde, hukukta, devlette insan içindir insana göre yapılmıştır. İnsan onurunu zedeleyen, rencide eden hiçbir söz ve davranış meşruiyetini İslam’dan ve İslam Peygamberinden alamaz.

“Bir insanın onurunu kırmak bütün insanlığın onurunu kırmakla eş değerdir…”

Peygamber Efendimiz bir gün Kabetullah’ı tavaf ediyordu. Kâbe’ye bakarak şöyle dedi; Ey Kâbe, ne kadar hoşsun, ne kadar güzelsin, yücesin fakat canım elinde olan Allah’a yemin olsun ki, bir mü’minin kalbi senden daha hoştur, güzeldir, yücedir” Bunun içindir ki, bir insanın onurunu kırmak bütün insanlığın onurunu kırmak gibidir, bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir, bir insanı yaşatmak bütün insanlığı yaşatmak gibidir.

“Çöplerden yiyecek toplayarak karnını doyuran çocuğun onuru bizim onurumuzdur…”
Çöplerden yiyecek toplayarak karnını doyuran çocuğun onuru bizim onurumuzdur. Gelecek kaygısıyla hayat hakkı ellerinden alınan bebeklerin onuru bizim onurumuzdur. Yetimler, kimsesizler, çaresizler, sokak çocuklarının onuru hepimizin onurudur. Ayazda mendil satarak yahut dilenerek hayatını kazanmaya çalışan kadının onuru hepimizin onurudur, bütün insanlığın onurudur. Şiddete, tacize, töre cinayetlerine, fuhşa zorlanan kadınların onuru bütün insanların onurudur. Zorla evlendirilen genç kızların onuru hepimizin onurudur. İnsan onuruna uygun yaşayamayan bizim yediğimizden yiyemeyen, giydiğimizden giyemeyen ama yanımızda çalışan arkadaşlarımızın, bizim hizmetlerimizde çalışan insanların onuru bizim onurumuzdur. Alkol ve uyuşturucuyla zehirlenen gençlerimizin onuru bizim onurumuzdur. Suriye’de, Irak’ta, Myanmar’da, Arakan’da öldürülen insanların onuru bizim onurumuzdur. Afrika’da açlık ve susuzluk içinde kıvranan insanların onuru bütün insanlığın onurudur.

“Nasıl ki bireylerin, insanların, fertlerin günahları olur, toplumların da günahları olur…”

İnsan Ahsen-i Takvim üzere yaratılmıştır ama esfeli safiline gitme ihtimali vardır. Alayi illliynden  esfeli safiline götüren insanın kendi davranışlarıdır. Yaratılıştan sahip olduğu onur değildir. Her insan hata yapabilir, aslolan hatada ısrar etmemek nasuh bir tövbe ile tövbe etmektir.

Nasıl ki bireylerin, insanların, fertlerin günahları olur, toplumların da günahları olur. Kişilerin hata yapmalarına rıza gösterildiği zaman o günah bütün topluma yayılır. Kötülük için ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Diyarbakır’da Kutlu Doğum coşkuyla kutlandı
« Posted on: 19 Nisan 2024, 01:40:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Diyarbakır’da Kutlu Doğum coşkuyla kutlandı rüya tabiri,Diyarbakır’da Kutlu Doğum coşkuyla kutlandı mekke canlı, Diyarbakır’da Kutlu Doğum coşkuyla kutlandı kabe canlı yayın, Diyarbakır’da Kutlu Doğum coşkuyla kutlandı Üç boyutlu kuran oku Diyarbakır’da Kutlu Doğum coşkuyla kutlandı kuran ı kerim, Diyarbakır’da Kutlu Doğum coşkuyla kutlandı peygamber kıssaları,Diyarbakır’da Kutlu Doğum coşkuyla kutlandı ilitam ders soruları, Diyarbakır’da Kutlu Doğum coşkuyla kutlandıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes