๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑ => Diyanet Duyurular => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 11 Temmuz 2016, 22:00:34



Konu Başlığı: Diyanet’te bayramlaşma
Gönderen: Sefil üzerinde 11 Temmuz 2016, 22:00:34
Diyanet’te bayramlaşma

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet merkez teşkilatında görev yapan personelle bayramlaştı.

Bayramlaşma programında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Geçmiş bayramlarınız mübarek olsun. Cenab-ı Hak nice bayramları sıhhat, afiyet, huzur, barış içerisinde ailelerimizle birlikte kavuşmayı, kavuşturmayı, gerçek bayramlar gibi bayramlar yaşamayı Yüce Rabbimiz hepimize nasip eylesin” diyerek sözlerine başladı.

Buruk bir bayram yaşadıklarını ifade eden Başkan Görmez, “Son yıllarda bütün bayramlarımız, hüzünlerimizin hazan mevsimi oluyor. Çünkü ülkemizde ve İslam âleminde kan akmaya devam etti. Cinayet şebekeleri nice büyük cinayetler işlediler. Ülkemizde terör belası yüzünden nice evlatlarımız şehit oldu. İstanbul’da bayram arifesinde hepimizi sarsan büyük bir katliam oldu. Pek çok kardeşimiz hayatını kaybetti” dedi.

Suudi Arabistan’da meydana gelen terör saldırısına değinen Başkan Görmez, börtü böceğe dokunmanın bile yasak olduğu Mescid-i Nebevi’nin yanı başında bombalar patladığını ifade ederek “Bizim ecdadımız, Medine’ye hürmeten rahatsız vermesin diye, Medine’ye 30 km kala tren raylarına keçe döşemişlerdir. Bütün bu anlayışları yok eden, nevzuhur anlayışların bombalar patlattıkları ve insanları öldürdükleri bir bayram yaşadık ne yazık ki” ifadelerini kullandı.

Başkan Görmez, Merkez teşkilatında görev yapan personele yönelik gerçekleştirdiği bayram değerlendirmesi konuşmasında şu hususlara değindi:

“Gelin Gönüller Yapalım çağrımız ülkenin her tarafına ulaştı…”

Diyanet İşleri Başkanlığı, Ramazan’ı fırsat bilerek ‘kötülükleri azaltmak ve yok etmek’ mücadelesini vermeye devam etti. Yaptığımız hizmetlere bakacak olursak teşekkürü hak eden birimlerimiz var. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü bu sene “Gelin Gönüller Yapalım Bu Ramazan ve Her Zaman” başlığıyla bir kampanya yürüttü. Arkadaşlarımız, Ramazanı aynı zamanda gönüller inşa etmenin mevsimi olarak hatırlatmaya devam ettiler. İnsanların katledildiği, çocukların yetim bırakıldığı bir dönemde “Gelin Gönüller Yapalım Bu Ramazan ve Her Zaman” başlığı altında bütün insanlığa bir çağrıda bulunuyor olmak çok önemliydi. Bunun yanı sıra Ramazan buluşmaları gerçekleştirildi. Birim amirlerimiz, daire başkanlarımız, Din İşleri Yüksek Kurulu üyeleri heyetler halinde Anadolu’ya dağıldılar. Halkımızla buluştular. “Gelin gönüller yapalım” mesajımızı Türkiye’nin her tarafında taşıdılar. Bu da Ramazanda yaşadığımız güzelliklerden bir tanesi oldu. Türkiye Diyanet Vakfımız, gönüllüleri ve görevlileri adeta seferber oldu. Kırım’a, Afrika’ya, Pasifik Asya’ya kadar dünyanın dört bir yanına milletimizin iyiliklerini taşımaya devam ettiler. Ramazan’dan hemen önce, şehir eşkıyalarının şehirleri işgalinden dolayı nice insanlarımız can verdi, nice insanlarımız da evinden yurdundan olmuştu. Diyanet İşleri Başkanlığımızın başlattığı “Şimdi Yaraları Sarma Zamanı” kampanyası Ramazan içerisinde de devam etti. Bütün görevlilerimiz kapı kapı dolaşarak yıkılan barış ortamını yeniden tesis etmek için seferber oldu. Yine Ramazan’dan önce Ramazan içerisinde Uluslararası iki etkinlik gerçekleştirdik. Bu geleneğimiz sona ermeyecek. Her sene Ramazan ayında Kur’an-ı Kerim-i Güzel Okuma ve Hafızlık Yarışmasına ev sahipliği yapmaya devam edeceğiz.

“Toplantıda alınan kararların hiçbir şekilde itibar edilmeyişi bizi çok ciddi düşündürüyor…”

 Ramazan’dan hemen önce yaptığımız bir toplantı ise, sonuçları itibariyle çok muhteşemdi ama bayrama girişle birlikte toplantının kendisi bizim için üzüntü kaynağı oldu. İlk defa gerçekleştirilen ve üç sene üzerinde çalıştığımız Uluslararası Hicri Takvim Birliği Konferansı’na bütün İslam ülkeleri katıldı. 2013 yılından itibaren bu toplantıya hazırlık yapmıştık. Bu toplantıda astronom ve fakihlerden oluşan bir komisyon oluştu. Bu komisyon, çalıştaylar düzenledi. Büyük kongreye iki takvim sistemiyle gidilmesi kararlaştırıldı. Bu ikili takvim “Tekli ve İkili Takvim” sistemiydi. Bütün âlimler burada konuştular ve tartıştılar. Tekli takvim üzerinde karar kılındı. Biz de topluma ilan ettik. Dünyaya sevincimizi paylaştık. İslam dünyasını dünyanın gözünde küçük düşüren bu yanlışlıktan artık vazgeçeceğiz, Ramazan ve bayramlarımıza birlikte gireceğiz diye umut etmişken, İslam dünyası olarak bu vahdeti yine yakalayamadık. İşin üzücü tarafı şu idi: NASA’nın 5 sene önce Jüpiter’e gönderdiği Juno adlı uzay aracının aynı gün 5 sene yolculuktan sonra Jüpiter’e ulaşmasıydı. Juno adlı uzay aracının Jüpiter’e yerleşmesiyle İslam dünyasının hilali bulamayışının aynı güne ve aynı zamana denk gelmesi İslam medeniyeti açısından üzüntü vericidir. Buna çok üzüldük. Bayrama farklı girmemizden dolayı birçok ülkenin Diyanet İşleri Başkanını aradım. Bana “Hocam Kâbe başka ülkede” diye cevap verdiler. Ben de onun üzerine açıklama yaptım: “Kâbe bizim kıblegahımızdır, vakit belirleme yerimiz değildir” diye. Cenab- Hak, “İnsanların vakit belirme yeri hilaldir. Ben o aya ışık yerleştirdim, yıllarınızın hesaplarını oturup yapasınız” diyor. Bunlar çok açık Kur’an hakikatleri olduğu halde bunu İslam dünyasına izah edemedik. Toplantıda alınan kararların hiçbir şekilde itibar edilmeyişi de bizi çok ciddi düşündürüyor. Yeni bir strateji belirleme noktasında Din İşleri Yüksek Kurulumuza büyük görevler düşüyor.

 “İslam dünyasında yaşananlar ciddi bir medeniyet krizidir…”

İslam dünyasında yaşadıklarımız sadece terör ve şiddet olayı değildir. Ciddi bir medeniyet krizidir. Bu medeniyet krizinin meydana getirdiği düşünce bunalımları var. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Türkiye’yi bu düşünce bunalımlarımızdan korumamız gerekir. İslam dünyası perişan eden bu illetlerin çocuklarımıza ve ülkemize bulaşmaması için Diyanet’e büyük görevler düşüyor. İslam dünyasını saran hastalıklar bize de bulaşıyor derken şunu kastediyorum: İnşallah bize bulaşmaz diyoruz ama bu illetler zaaf gösterirsek bize de bulaşır. Yıkılış döneminde Osmanlıyı saran fikir ve düşünce illetleri, bugün İslam dünyasını da kuşatmaya başladı. Âlimler İslam dünyası gerilemeye başladığında biz neden bu hale geldik diye sorarlar ve cevabını ararlar. Biz asrısaadetten çok uzaklaştık “bidatler çoğaldı biz onun için geriledik” düşüncesi öne çıktı. Bu bidatler üzerinden tartışmalar yaşandı. Bir çok geleneğimizi şirk sayan bir hareket vardı. Bu illetler yavaş yavaş bizi kuşatmaya da başladı. Şimdi bu hareketlere benzeyen akımlar ve temsilciler var. Birbirlerini tekfir ediyorlar. Bu, Türkiye’nin geleceği için bir tehlikedir. Bu illetler bizi kuşatırsa, biz İslam dünyasının umudu olmaktan çıkarız. Biz de Sufi-Selefi kavgalarıyla uğraşırız. Biz, tarihte olduğu gibi daima medeniyetler kuran ana yol üzerinde olmalıyız.

“Başlattığımız büyük projeleri bir an önce tamamlamak için var gücümüzle çalışacağız…”

Kurumsal olarak büyük bazı projelerimizin bazıları bitti. Bazıları 2016 yılı içerisinde bitecek inşallah. Amerika’daki merkezimiz Diyanet İşleri Başkanlığı’nın uluslararası arenada bir yüz akıdır. Moskova’daki cami bitti. Bu sene sonunda veya 2017 içerisinde Bişkek’te Kocatepe Cami’den daha büyük, 10 bin kişilik bir camimiz bitmiş olacak. Kıbrıs-Lefkoşa’da Selimiye büyüklüğünde bir camimiz bitmiş olacak. Ayrıca Fildişinde, Gana’da, Arnavutluk-Tiran’da camilerimizin 2017 içerisinde bitmesini bekliyoruz. Priştina’da aynı şekilde bu büyük yerler, büyük projeler inşallah bitecek. ‘Her Üniversiteye Bir Cami’ projemizde 27 camimizi bitirdik, 46 inşaatımız devam ediyor. Bunları bitireceğiz inşallah.

Başkan Görmez, konuşmasının ardından merkez teşkilatta görev yapan personelle bayramlaştı.