> Forum > ๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑ > Diyanet İşleri Başkanlığı > Diyanet Duyurular > Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den önemli açıklamalar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den önemli açıklamalar  (Okunma Sayısı 666 defa)
22 Şubat 2013, 00:23:16
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 22 Şubat 2013, 00:23:16 »



Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den önemli açıklamalar




Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, NTV Özel Yayınında Oğuz Haksever’in konuğu oldu. Son günlerde gündemden düşmeyen barış süreci ve Kürtçe vaaz hakkında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Papa’nın istifası, Alevilik, 2013 yılı Kutlu Doğum Haftası ana teması olan insan onuruna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Önemli açıklamalarda bulunan Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;

“Bir ırkı, bir dili dışlamak, hor görmek bütün insanlığa ve Allah’a karşı işlenen bir suçtur…”

Dillerin renklerin ve ırkların farklılığını Allah’ın, yaratıcı kudretin yeryüzündeki ayeti olarak belirlenmiştir. Kurandan bir bölüme, bir satıra onun varlığını bize simgelediği için nasıl ayet diyorsak insanların renklerinin farklılığı, dillerinin farklılığı, ırklarının farklılığı da böyledir. Herhangi bir şekilde herhangi bir rengi, herhangi bir ırkı veya dili dışlamak ötekileştirmek, küçük görmek, hor ve hakir görmek ise hem bütün insanlığa karşı hem de bütün insanlığın yaratıcısına karşı işlenen bir suç olarak nitelendirilmiştir.

“Evrensel olan bir din sadece tek bir dil ile tebliğ edilemez…”

Din bir rahmet mesajı ve bütün insanlığa tebliğ edilmek üzere gönderilmiş. Bütün peygamberler bu dini insanlara tebliğ etmek için gönderilmişlerdir. Yaratıcı isteseydi; dini ve vahyi çok çeşitli yollarla bize iletebilirdi. Ama içimizden bir beşer seçti ve o beşere vahyederek bunu bildirdi. O beşerin de bir rengi var, o beşerin de bir ırkı var, o beşerin de bir dili var… İlk muhatap kitlenin kullandığı dille İslam dinini anlaşılır kıldı. Sadece İslam dini için değil, diğer bütün ilahi dinler için de bu söz konusudur. Dinlerde bir ibadet dili olmuştur, bir de tebliğ. İbadet dili Cenabı Hakk’ın emrettiği ibadetleri yerine getirirken okuduğumuz bazı özel dualardan ibarettir. İşte Süryanice, Aramice, İbranice ve Arapça orijinal vahyin dilleri olduğu için ibadet halinde biz o dillere başvuruyoruz. Namaz kılarken biz Fatiha’yı okurken orijinal metninden okuyoruz ama namaz biter bitmez elimizi açtığımızda yirmi dört saat Cenabı Hak bize hangi dili verdiyse biz o dil ile Allah’a yalvarırız. Bunda bir sorun yok. Ama bu dinin rahmet mesajının insanlara iletilmesi lazım. Eğer bu din evrensel bir din ise sadece bir dil ile onu anlatma imkanına sahip değilsiniz. Bütün dillerde onu ifade etmeniz gerekiyor.

“Ara dönemlerde yaşanan psikolojik bariyerler hariç bu ülkede Kürtçe vaaz konusunda sorun yaşanmamıştır…”

Cuma namazlarında bir vaaz vardır bir de hutbe. Cuma namazından önce veya sonra insanlara öğüt vermek, insanları aydınlatmak için anlatılan bilgilere biz vaaz diyoruz. Bugüne kadar ara dönemler hariç bu ülkede özellikle köylerde, kırsal kesimlerde Kürtçe konuşan kardeşlerimize din adamlarımızın vaazlarını Türkçe dışında yapmalarında hiçbir sorun yaşanmamıştır. Ama ortada bir realite var. Ben de Güneydoğuluyum… Vaaz dediğimiz öğütler Türkçe de yapılabilmiştir, Siirt’te, Mardin’de Arapça olarak yapılabilmiştir. Bingöl’de Zazaca yapılmıştır… Tabi ki Türkiye’nin, ülkemizin resmi dili olan, hepimizin ortak iletişim aracı olan Türkçe olarak da yapılmıştır.

“Diyanet’in her hangi bir dile rezerv koyması İslam’a göre de, insan haklarına göre de mümkün değildir…“

Göreve başlar başlamaz ülkemizde yaşayan bütün insanların o ortak dili geliştirmesi bir çaba içerisinde oldum doğrusu. Bizim dinimiz İslam aynı zamanda bizim ortak dilimiz. Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle din bizim ortak dilimizdir. Çünkü tevhit tevhittir, tekbir tekbirdir, namaz namazdır, oruç oruçtur, bayram bayramdır, hamd hamddir, sena senadır… Yani dinin kavramları zaten bizi birleştiren ortak kavramlardır. Diğer konuşulan dilleri ve lehçeleri ortadan kaldırmamak bütün insanlığın görevidir. Bugün Afrika’da 250 dil yok edildi, bu bir insanlık suçudur, Allah’ın ayetlerini ortadan kaldırmaktır. Dolayısıyla cami görevlisi arkadaşlarımız özellikle köylerde ve kasabalarda bazen camiye gelen vatandaşlarımız içerisinde okunan hutbeyi anlayamayan, vaazı anlayamayan varsa zaten rahatlıkla vaazını o vatandaşlarımızın anlayacağı dilden yapabilir. Bunun sanki bugün ortaya çıkmış bir konu gibi takdim edilmesi bizi üzer. Çünkü günlük söylemlerle ilkeler ve prensipler belirlenmez. Şuanda Japonya’da bir camimizde 4 dilde hutbe okutuyoruz. Almanya’daki bütün camilerimizde hutbe okunduktan sonra hutbenin Almanca özeti veriliyor. Fransa da Fransızca özet veriliyor. Bizim 16 dilde yayınlarımız var ve bunu çoğaltıyoruz. Dün Gürcüce mealimiz basıldı. Dolayısıyla bütün bunları yapan bir kurumun herhangi bir dile bir rezerv koyması İslam’a göre de, insan haklarına göre de mümkün değildir. Din de Allah’ın, dil de Allah’ındır… Allah’ın dinini Allah’ın herhangi bir diline hasredemeyiz. Herhangi bir insana biz, sen beni anlaman için önce benim dilimi öğren sonra ben sana İslam’ı anlatırım deme hakkına sahip değiliz.

“Etnik ve mezhep ayrımcılığı bir ideolojiye dönüşmeden önce Diyanet, daha bilinçli hareket edebilirdi…"

Henüz ülkemiz bu sorunları hiç yaşamıyor iken, daha doğrusu etnik ayrımcılıklar ve mezhep ayrımcılıkları bir ideolojiye dönüşmeden önce Diyanet İşleri Başkanlığı bütün personeli ile birlikte daha bilinçli hareket edebilir ve bunun önünü alma konusunda daha aktif olabilirdi. Konu bir güvenlik konusu haline geldikten sonra, iman ve emniyet aynı kökten gelir ama iman görevlisinin, emniyet görevlisi gibi meseleye bakması başka sorunları beraberinde getirir. 30 sene önce bizim Hakkari’ye, Şemdinli’ye, Bingöl’e, Ağrı’ya gönderdiğimiz arkadaşlarımız, müftülerimiz, İmam-Hatip Lisesini bitiren gençlerimiz, imamlarımız oraya vardıklarında o mahalli dili öğrenmeye çalışarak o kardeşlerimizle daha güzel bir iletişim kurarak yardımcı olabilirlerdi.

“Bu ülkeyi birlikte yoğurmuşuz, birlikte kurmuşuz, bu toprağı birlikte vatan kılmışız, Çanakkale’de birlikte can vermişiz, birlikte şehit olmuşuz…”

Irkçılık dediğimiz şey İslam dininin en ağır günah olarak, en ağır suç olarak gördüğü hususlardan bir tanesidir. Biz Müslümanlar ırkçılıktan çok çekmişizdir. Asrı Saadet’in sona ermesinin sebebi ırkçılıktır. Endülüs’teki İslam’ın ortadan kalkması, hatta Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılması, hepsinin kökeninde ırkçılık vardır. Dolayısıyla bu konuları sadece anlatmak yetmez. Bu iş kardeşlik edebiyatıyla değil kardeşlik ahlakı ve kardeşlik hukukuyla çözülür. Dolayısıyla herkesin empati yaparak hiçbir araya gelerek, hiçbir çekince koymadan… Bu ülkeyi birlikte yoğurmuşuz, birlikte kurmuşuz, bu toprağı birlikte vatan kılmışız, Çanakkale’de birlikte can vermişiz, birlikte şehit olmuşuz. Dolayısıyla dillerin ve renklerin farklılığını, ırkların farklılığını asla bizi ayıracak bir unsur olarak görmeyip, bizi bilakis birleştiren, bizi zenginleştiren, insanlığın huzurunda bizi güçlendiren birer unsur olarak bakmanın yollarını aramalıyız.

Papa’nın istifası…

“Yeni Papa’dan beklentim İslamofobi’nin gönüllerden silinmesi konusunda Müslümanlarla işbirliği yapmasıdır…“

Kardinal Rattzinger daha Papa olmadan önce daha çok akademisyen kimliği ile biliniyordu. Habar Maslahantgush ile ortak kaleme aldıkları makaleleri, çalışmaları vardı. Papa adayı olmadan önce Katolik âleminin tartıştığı iki konu vardı; birisi Afrika’nın Hıristiyanlaşmasının tamamlanmadığı… Bunu savunanlar daha çok zenci bir Kardinali Papa yapmak için büyük bir çaba gösterdi. Buna hepimiz şahit olduk. İkincisi ise özellikle Kiliselerdeki taciz suçları meselesi… Papa sadece dini bir kurumun başı değildir. Oradaki tartışmalar, Amerika’daki seçimleri, Almanya’daki yönetimleri etkileyebiliyor. Üniversitelerde pek çok tartışmanın sebebi olabiliyor. Dolayısıyla çok çeşitli senaryolar üzerinde duruluyor. Ben onlara girmeyeyim ama işaret etmiş oldum. Şahsen, bir Müslüman olarak ve sadece Türkiye’de değil, Avrasya coğrafyasındaki bütün gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimize din hizmeti yürüten bir kurumun başında bulunan birisi olarak en büyük beklentim şu anda gerçekten o medeniyetler çatışması dediğiniz şeyi körükleyen, İslam karşıtlığını batıda artık bir korku olmaktan çıkarıp bir nefret suçuna dönüşmeye başlayan İslamofobi konusunda çok daha aklıselim ile hareket ederek, Hz. İsa’nın her yerde ifade ettikleri barış mesajını esas alarak o nefretin, o öfkenin, o korkunun gönüllerden silinmesi konusunda Müslümanlarla işbirliği yapmasıdır.

Alevilik konusu…

“Anadolu’daki Sünnilik Anadolu’daki Aleviliğin asla zıddı değildir…”

Alevilik konusu, bizim ülkemizin, hepimizin çok önemli bir konusudur. Bu ülke de yaşayan ve kendisine sünni diyen kardeşlerimizin de, okuma yazma bilen araştıran bütün kardeşlerimizin de, yanı başında “ben Aleviyim” diyen kardeşlerimizin de, hassasiyetlerinin neler olduğunu, ne düşündüğünü, neye inandığını, bilmesinin zaruri olduğunu düşünenlerdenim. Sünnilik Aleviliğin zıttı değildir. Anadolu’daki Sünnilik Anadolu’daki Aleviliğin asla zıddı değildir. Anadolu’daki Aleviliğin zıttı Emeviliktir. O da tarihte bir hanedan olarak kaldı. Diyanet İşleri Başkanı olduktan üç ay sonra ilk ziyaret ettiğim yerlerden bir tanesi cemevi oldu. Orada bütün topluma sadece bir cümle söyledim; “ben buraya canlara lokma yemeye geldim” dedim. Biliyorum ki hala bu ülkede yanı başındaki komşusunun yemeğini yemekten imtina eden, çok az da olsa şehir efsanesi gibi abartılarak büyütüldüğü için, bunun doğru olmadığına işaret etmek için bunu söyledim.

Hacı Bektaşi Veli sadece Alevilerin mi? Hayır, bu ülkede yaşayan her Müslümanın. Hz. Mevlana, Yunus Emre, S...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den önemli açıklamalar
« Posted on: 18 Nisan 2024, 16:29:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den önemli açıklamalar rüya tabiri,Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den önemli açıklamalar mekke canlı, Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den önemli açıklamalar kabe canlı yayın, Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den önemli açıklamalar Üç boyutlu kuran oku Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den önemli açıklamalar kuran ı kerim, Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den önemli açıklamalar peygamber kıssaları,Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den önemli açıklamalar ilitam ders soruları, Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den önemli açıklamalarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes