Diyanet emeklileri iftar sofrasında bir araya geldi
Diyanet İşleri Başkanlığının her yıl emekli Diyanet mensupları için düzenlediği geleneksel iftar programı, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in katılımıyla gerçekleşti.
Uzun yıllar Diyanet teşkilatında görev yapan emekli Diyanet mensuplarının katıldığı iftar programında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, iftar davetine icabet eden davetlilere teşekkür ederek, “Bu geceyi mutat olduğu veçhile mübarek ramazan ayında bir iftar sofrasında bizlerle paylaştığınız ve davetimize icabet ettiğiniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluşundan bugüne kadar milletimizin dini ve manevi hayatına hizmet eden, teşkilatımızın içinde emek vererek milletimize hizmet eden bütün büyüklerimize ahirete irtihal edenlere rahmet, sizlere de afiyet içinde sıhhatli ömürler niyaz ediyorum” dedi.
Her mesleğin emekliliğinin olduğunu ancak Diyanet hizmetlerinde emeklilik olmadığını vurgulayan Başkan Görmez, şunları söyledi;
“Diyanet teşkilatı, dünyanın her tarafındaki bütün Müslüman kardeşlerimize hizmet götüren bir müessesedir…”
Her meslekte emeklilik olur ama Diyanet hizmetinde emeklilik olmaz. Gerçekten büyük vazifeler, görevler düşüyor bizlere. Her ramazan olduğu gibi bu ramazanda da bizim adımıza hizmet gören kardeşlerimiz var. Rusya'da, Türk cumhuriyetlerinde, Balkanlar’da, Afrika'da, Latin Amerika'da, Japonya’da, Avustralya’da her yerde hizmet gören kardeşlerimiz var.
Daha büyük taleplerle karşı karşıyayız. Dünyanın her tarafında bu hizmetleri gören arkadaşlarımız var. Sizlerde dünyanın muhtelif yerlerinde vazife yaptınız. Bu devam ederek artıyor. Diyanet teşkilatı artık sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına hizmet eden bir müessese değil, dünyanın her tarafındaki bütün Müslüman kardeşlerimize hizmet götüren bir müessesedir. Türkiye Diyanet Vakfımız gücüne güç katarak yoluna devam ediyor. Biz burada iftarlarımızı yaparken dünyanın çeşitli yerlerinde iyilik sofraları adıyla sofralarını Müslümanlara açan görevli arkadaşlarımız var. Uganda’da, Haiti’de Afrika'nın nice yerlerinde, dünyanın en uzak köşelerinde milletimizin hayır eli olmaya devam ediyor.
“Diyanet teşkilatında çalışanlar annelerinin babalarının hayır dualarıdır…”
Benim Diyanet teşkilatında sık sık söylediğim bir husus vardır. Derim ki, biz annelerimizin babalarımızın dualarıyız. Diyanet teşkilatında çalışanlar annelerinin babalarının dualarıdır. Başkaları dualarını yaparken, ‘Oğlum okusun zengin olsun, mühendis, avukat olsun’ dediler.
Bizim annelerimiz babalarımız farklı dua ettiler, ‘Bizim evladımız okusun hafız olsun, imam, hatip, müezzin, müftü, âlim olsun’ dediler. Bizi bu yola sevk eden bütün büyüklerimizi rahmetle yâd ediyoruz.
“Diyanet camiası olarak, ister emekli olalım, ister vazife başında olalım sorumluluğumuzu daima hatırlamak ve bu yolda çaba ve gayretlerden asla ayrılmamak zorundayız…”
Dünyanın neresine gidersek gidelim. Dünyanın hangi mazlumuna, mahrumuna, mağduruna söz verirsek, şöyle bir tebessümle onlara yöneldiğimizde dünyadaki bütün mazlum, mağdur, mahrumların umutlarını bağladığı ülkenin Türkiye olduğunu hep birlikte müşahede ediyoruz. Dünyamız İslam âlemi çok zor bir süreçten geçiyor. Bu zor süreç içinde ülkemiz adeta ateşle kuşatılmış vaziyette. Bu zor süreçten geçerken her birimize çok daha fazla vazifeler düşüyor. İster emekli olalım, ister vazife başında olalım Diyanet camiası olarak hep birlikte bu sorumluluğumuzu daima hatırlamak ve bu yolda çaba ve gayretlerden asla ayrılmamak gerekiyor.
“Dünyada iyiler çoğalmalı, iyilik artmalı; kötüler azalmalı, kötülükler geride kalmalı…”
Her sene Ramazan için bir konu seçiyoruz. Bu sene ‘Vakit İyilik Vakti, Bu Ramazan ve Her Zaman’ dedik. Çünkü ramazan her sene bize iyilikler getiriyor. Ramazan bize iyilikler getiriyor, bizi iyilerden kılmaya geliyor, kötülüğü yeryüzünden kaldırmaya geliyor. Kötülük devam ediyor. İyiler çoğalmalı, iyilik artmalı, kötüler ve kötülükler geride kalmalı, iyiler ve iyilikler önde olmalı. Hep birlikte bunun gayreti içindeyiz.
“Türkiye, dünyadaki tüm mazlumların özlemidir…”
Ramazandan önce Allah nasip etti. Bir heyetle birlikte iki ziyaretimiz oldu. Bir tanesi, Mescid-i Aksa’ya, Filistin’e Gazze’ye oldu. Allah lütfetti ve Mescid-i Aksa’nın minberinden sizlerin milletimizin adına hutbe irad etmek min gayri haddin nasip oldu. Hutbenin içerisinde ‘Ben Türkiye’den İstanbul’dan geldim size selam getirdim’ dediğimde o insanların gözyaşları içinde ellerini semaya kaldırdıklarını keşke hep birlikte görebilseydiniz. Bu sadece Filistinlilerin özlemi değil, bu dünyadaki bütün mazlumların özlemidir.
“Dünyanın her tarafında sizden, bizden, ülkemizden hizmet bekleyen insanlar var…”
Daha sonra Batı Trakya’ya gittik. Suni sınırlar çizilirken başka bir ülkenin topraklarında bıraktığımız bizim canımızdan canlarımız var. Dimetoka’da Çelebi Mehmet Camii var. Bursa Ulu Camii kadar güzel bir cami. Ancak on beş senedir etrafını iskeleyle çevirmişler. ‘Tamir ediyoruz’ diyorlar ama tamir de etmiyorlar. O camiyi ziyaret ederken bir heyet geldi yanıma. Dediler ki, ‘Hocam biz burada 2 bin kadar Müslümanız, bizim yerimizi ziyaret eder misiniz’ dediler. Gittiğimizde baktık, bir baraka dükkan kiralamışlar. ‘Hocam burası hem camimiz, hem mescidimiz, toplantı yerimiz, Kur’an kursumuz her şeyimiz’ dediler. Dünyanın her tarafında sizden, bizden, ülkemizden hizmet bekleyen insanlar var. Hep bunun farkında olduğunuzu biliyorum. Hep birlikte bu iftar gecesinde bunları tekrar hatırlamak istedim.
Müslümanlar çok zor süreçlerden geçiyor. Allah yardım etsin. Bizim bu iftar sevinçlerimizi yeryüzündeki bütün kardeşlerimize nasip etsin. İnşallah gelecek sene daha elemsiz, kedersiz ve daha büyük bir sevgi ve coşkuyla iftar sofralarında buluşmayı Allah nasip etsin.
İftar programına Diyanet teşkilatının üst düzey yöneticileriyle birlikte uzun yıllar Diyanet’te hizmet yürüten emekli personel katıldı.
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın