> Forum > ๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑ > Diyanet İşleri Başkanlığı > Diyanet Duyurular > Darbe Konulu Vaaz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Darbe Konulu Vaaz  (Okunma Sayısı 1204 defa)
21 Temmuz 2016, 16:08:06
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 21 Temmuz 2016, 16:08:06 »



Darbe Konulu Vaaz

Uzman Vaiz Ahmet Ünal'ın Darbe Konulu Vaazı

Rabbim inananlar ile inanmayanları ayırt etmiştir, edecektir
 
وَلِيُمَحِّصَ اللّهُ الَّذِينَ آمَنُواْ وَيَمْحَقَ الْكَافِرِينَ {}
 أَمْ حَسِبْتُمْ أَن تَدْخُلُواْ الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَعْلَمِ اللّهُ الَّذِينَ جَاهَدُواْ مِنكُمْ وَيَعْلَمَ الصَّابِرِينَ

 “Bir de Allah, böylece iman edenleri günahlardan arıtmak, inkârcıları ise yok etmek ister. Yoksa Allah içinizden cihat edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?” (Al-i İmran, 3/141-142)
 
عنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ وَدِدْتُ أَنِّى لأُقَاتِلُ فِى سَبِيلِ اللَّهِ فَأُقْتَلُ ثُمَّ أُحْيَا ثُمَّ أُقْتَلُ ، ثُمَّ أُحْيَا ، ثُمَّ أُقْتَلُ ، ثُمَّ أُحْيَا ، ثُمَّ أُقْتَلُ ، ثُمَّ أُحْيَا

Ebû Hüreyre’den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Varlığım elinde bulunan Allah’a yemin ederim, istedim ki, Allah yo­lunda savaşıp öldürüleyim ve diriltileyim, öldürüleyim tekrar diriltileyim, sonra öldürülüp diriltileyim, daha sonra tekrar diriltileyim ve öldürüleyim!” (Buhârî, Temennî, 1)
 
İbretle Rabbimizin hikmetlerini şu gün görüyoruz.

Al-i İmran suresi 141. ayette “Bir de Allah, böylece iman edenleri günahlardan arıtmak, inkârcıları ise yok etmek ister.” buyrulmaktadır. Yüce Yaratan iman edenlerle iman etmeyenleri dün ayırt ettiği gibi bugünde birbirinden ayırt ediyor. Artık hiç kimsenin bahanesi kalmamıştır. İnanmayanların ayırt edildiği şu günde herkes inananların yanında yer almak zorundadır. Kur’an-ı Kerimde şöyle buyruluyor.

وَمَا أَصَابَكُمْ يَوْمَ الْتَقَى الْجَمْعَانِ فَبِإِذْنِ اللّهِ وَلِيَعْلَمَ الْمُؤْمِنِينَ {} وَلْيَعْلَمَ الَّذِينَ نَافَقُواْ وَقِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْاْ قَاتِلُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ أَوِ ادْفَعُواْ قَالُواْ لَوْ نَعْلَمُ قِتَالاً لاَّتَّبَعْنَاكُمْ هُمْ لِلْكُفْرِ يَوْمَئِذٍ أَقْرَبُ مِنْهُمْ لِلإِيمَانِ يَقُولُونَ بِأَفْوَاهِهِم مَّا لَيْسَ فِي قُلُوبِهِمْ وَاللّهُ أَعْلَمُ بِمَا يَكْتُمُونَ

“İki topluluğun karşılaştığı günde başınıza gelen musibet de Allah'ın izniyledir. Bu da müminleri belirlemesi ve hem de münafıklık yapanları ayırt etmesi içindir. Ve onlara: "Geliniz, Allah yolunda savaşınız veya (hiç olmazsa) savunmaya geçiniz." denilmişti. Onlar ise: "Biz savaşmasını (veya savaş olacağını) bilseydik arkanızdan gelirdik." demişlerdi. Onlar, o gün, imandan çok küfre yakındılar. Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı. Allah neyi gizlediklerini daha iyi bilendir.” (Al-i İmran, 3/166-167)
 
Fesatçı münafıklar hep aynı şeyi yaptı hep aynı şeyi söyledi.

Bu Cuma vakti sizleri münafıkların hal ve vaziyetlerini iyice anlamaya davet ediyorum. Bakara suresi 11-16. Ayetleri arasında Rabbimiz bizleri şöyle aydınlatmaktadır.

وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لاَ تُفْسِدُواْ فِي الأَرْضِ قَالُواْ إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ {11} أَلا إِنَّهُمْ هُمُ الْمُفْسِدُونَ وَلَـكِن لاَّ يَشْعُرُونَ {12} وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ آمِنُواْ كَمَا آمَنَ النَّاسُ قَالُواْ أَنُؤْمِنُ كَمَا آمَنَ السُّفَهَاء أَلا إِنَّهُمْ هُمُ السُّفَهَاء وَلَـكِن لاَّ يَعْلَمُونَ {13} وَإِذَا لَقُواْ الَّذِينَ آمَنُواْ قَالُواْ آمَنَّا وَإِذَا خَلَوْاْ إِلَى شَيَاطِينِهِمْ قَالُواْ إِنَّا مَعَكْمْ إِنَّمَا نَحْنُ مُسْتَهْزِئُونَ {14} اللّهُ يَسْتَهْزِئُ بِهِمْ وَيَمُدُّهُمْ فِي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ {15} أُوْلَـئِكَ الَّذِينَ اشْتَرُوُاْ الضَّلاَلَةَ بِالْهُدَى فَمَا رَبِحَت تِّجَارَتُهُمْ وَمَا كَانُواْ مُهْتَدِينَ {16}
 
“Kendilerine: 'Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın' dendiği zaman, 'Bizler sadece ıslah edicileriz' derler. İyi bilin ki, asıl bozguncular kendileridir, lakin farkında değillerdir. Onlara 'Müslümanların inandığı gibi siz de inanın' denilince de, 'Beyinsizlerin inandığı gibi mi inanalım?' derler; iyi bilin ki asıl beyinsizler kendileridir, fakat bilmezler. İnananlara rastladıkları zaman, 'İnandık' derler, elebaşlarıyla baş başa kaldıklarında, 'Biz şüphesiz sizinleyiz, onlarla sadece alay etmekteyiz' derler. Gerçekte, Allah onlarla istihza (alay) eder de azgınlıklarında onlara fırsat verir, bu yüzden onlar bir müddet bocalayıp dururlar. İşte onlar, hidayete karşılık dalâleti satın alanlardır. Ancak onların bu ticareti kazançlı olmamış ve kendileri de doğru yola girememişlerdir.” (Bakara, 2/11-16)
 
Rabbimizin izniyle hiçbir kirli insan emeline ulaşmadı, ulaşamayacak.

Milletimiz çok farklı imtihanlardan geçti. Ülkemizi bölmek isteyenler, bizlerin arasını açmak isteyenler, milletimizi parçalamak isteyenler çok oldu. Ama hiçbiri emeline ulaşamadı. Rabbimizin bizlere yardımı, bizlerinde birbirimizden ayrılmaması sebebiyle hiçbir bölünme yaşanmadı. Yaşanmayacak inşallah.

Dün Çanakkale buna şahit olmuştur. Dün toprağımızı parçalamak için dünyanın yedi düvelinden gelenler, buna şahit olmuştur. Tüm vatan evladı, doğulusuyla batılısıyla, kuzeylisiyle güneylisiyle vatanlarını savunmuşlar, “Çanakkale Geçilmez” fermanını tüm dünyaya ilan etmişlerdir.

Dün Kurtuluş Savaşımız buna şahittir. Vatan topraklarımızı kendi aralarında bölüşüp parçalamak üzere planlar yapıp bunu eyleme dönüştürmek isteyenlere, Sütçü İmamlar, Yörük Ali Efeler, Nene Hatunlar, Şerife Bacılar daha nice vatan evladı fırsat vermediler. “Vatan Bölünmez” dediler ve dedirttiler.

Dün vatan evlatları, bu toprakları kanlarıyla suladılar. Canlarını seve seve bu topraklar için feda ettiler. Esaret altında kalmaktansa ölmeyi şeref saydılar, şehit oldular. Bedenlerinde yaraları umursamadılar. Kalırsak gazi dediler. İki iyilikten birini istediler.

Bugün de kardeşler meydanlarda bir araya geldi. Bugün Nene Hatunlar, yavrularını kundaklarında evlerinde bıraktı meydanlara koştu. Bugün Sütçü İmamlar, darbeye kalkışana ilk kurşunu attı. Bugün Yörük Ali Efeler, tankların önüne yattı. Bugün Şerife Bacılar, bayraklarını eline alıp bu zillete dur dedi. Bugün, Milletimiz, tarihin sayfalarına geçecek yeni bir destanı daha altın harflerle yazdı. Vatanını böldürtmedi, namusunu çiğnetmedi, bağımsızlığından vazgeçmedi.

Şu günümüzde yaşananlar neticesinde Milletimiz sadece darbecilere hadlerinin bildirmedi. Artık bugünden sonra Müslümanlar, kendilerini ezmek isteyenlere nasıl cevap vereceğini öğrenmiş oldu. Yedi düvel bir daha anladı ki, bu vatan coğrafyasında tekbir ocak kalıncaya kadar vatanımız kimseye teslim edilmeyecektir. Mehmet Akif Ersoy, Çanakkale Şehitlerinde dünün ve bugünün destanını gerçekleştirenlere de şöyle sesleniyordu.
Âsım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.
 
Kardeşlerim!

Vatanımızı bölmek isteyenler, bağımsızlığımıza kastedenler İstiklal Marşımız ya hiç okumadılar, ya hiç anlamadılar ya da unuttular herhalde. Bugün İstiklal Marşımızın şu mısralarıyla vatanımıza, milletimize kastedenlere ve kast etmek isteyenlere yeniden şu kürsüden haykırıyorum.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
 Gün okçular tepesini terk etmeme günüdür.

Uhut savaşında, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in tüm uyarılarına rağmen “Kardeşlerimiz üstün geldi, biz burada niye bekleyelim” dediler okçular tepesinde bekleyenler. Abdullah b. Cubeyr arkalarından bağırdı, ancak işin bittiğini zannedenler yanılmıştı. Oysaki düşmanlarda tam bu anı beklemekteydi.

Müşrik ordusunun atlı birliklerinin komutanı Halid bin Velid, dağda okçuların azaldığını, Müslümanların ganimet toplamakla meşgul olduklarını görünce atlıları hücuma geçirdi. Tepede kalan okçuları şehid edip, Müslümanlara arkalarından saldırdı. Bu durumu gören müşrik ordusu da toparlanarak yeniden Müslümanların üzerine yürüdü.
Müşriklerin ileri gelenlerinden Dırar bin Hattab o günü şöyle anlatıyor:

Biz, Uhud’a çıkıp geldiğimiz zaman,

- “Eğer onlar kalelerinde otururlarsa, onları yenmeye yol bulamayız. Bir süre oturur, sonra dönüp geliriz. Eğer kalelerinden çıkıp yanımıza gelirlerse, onları yeneriz. Çünkü sayımız onlarınkinden çoktur. Hem biz öç almak için yanıp tutuşuyoruz. Bedir’de öldürülenleri hatırlatan kadınlar da bizimle gelmiş bulunuyorlar. Bizim yanımızda atlar var, onların atları yok. Bizim silahlarımız da onlarınkinden çok” dedim.

Nihayet onlar gelip bizimle karşılaştılar. Vallahi, onlarla çarpışmaya kalkışmamızla, bozulup dağılmamız bir oldu! Kendi kendime,
- Bu Bedir’den de büyük bir yenilgi! dedim. Halid bin Velid’e,

- Müslümanlara saldırsana! dedikçe, o bana bunun zor ve faydasız olduğunu söylüyordu. Bir ara, üzerinde okçular bulunan dağı bomboş görünce, Halid bin Velid’e:
- Ebu Süleyman! Arkanı dön de bir bakıver! dedim.

Halid, atının gemini çekip arkasına doğru eğilince, atını mahmuzlayıp hücuma kalktı. Biz de onunla birlikte hücuma kalktık. Dağın üzerinde 5-10 kişi bulduk. Onları öldürdük. Sonra Müslümanların ordugâhına girdik.

Zafer yenilgiye dönüşmüş, Müslümanlar bir anda darmadağın olmuşlardı. Hz. Peygamber (s.a.s), çevresinden ayrılmayanlarla birlikte dağa doğru çekiliyordu. O günkü durum, Kur’an-ı Kerim de şu şekilde anlatılıyor:

وَلَقَدْ صَدَقَكُمُ اللّهُ وَعْدَهُ إِذْ تَحُسُّونَهُم بِإِذْنِهِ حَتَّى إِذَا فَشِلْتُمْ وَتَنَازَعْتُمْ فِي الأَمْرِ وَعَصَيْتُم مِّن بَعْدِ مَا أَرَاكُم مَّا تُحِبُّونَ مِنكُم مَّن يُرِيدُ الدُّنْيَا وَمِنكُم مَّن يُرِيدُ الآخِرَةَ ثُمَّ صَرَفَكُمْ عَنْهُمْ لِيَبْتَلِيَكُمْ وَلَقَدْ عَفَا عَنكُمْ وَاللّهُ ذُو فَضْلٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ

“Gerçekten Allah, (size ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Darbe Konulu Vaaz
« Posted on: 30 Nisan 2024, 07:13:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Darbe Konulu Vaaz rüya tabiri,Darbe Konulu Vaaz mekke canlı, Darbe Konulu Vaaz kabe canlı yayın, Darbe Konulu Vaaz Üç boyutlu kuran oku Darbe Konulu Vaaz kuran ı kerim, Darbe Konulu Vaaz peygamber kıssaları,Darbe Konulu Vaaz ilitam ders soruları, Darbe Konulu Vaazönlisans arapça,
Logged
21 Temmuz 2016, 16:14:55
Ruhane
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.473


« Yanıtla #1 : 21 Temmuz 2016, 16:14:55 »

Gün okçular tepesini terk etmeme günüdür. Tamamdır bu iş diyerek meydanları terk etmeme günüdür. Haber gelmeden meydanları terk etmek yok bugün. Yoksa Uhut’ta Hz. Hamza ve yetmiş ashabı kaybettiğimiz acıyı yeniden yaşarız. O zaman acımız çok büyük olur.Allah korusuz..
Vatan için nobetteyiz inşaallah dualarlayiz i saallah ..
 
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
21 Temmuz 2016, 17:26:31
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 21 Temmuz 2016, 17:26:31 »

Esselamu aleykum.Rabbim bizleri hidayet etsin gercegi gormeyi nasip etsin.Hak ile batili ayiran darbeye karsi birlik beraberlik icinde bulunan kullardan eylesin bizleri inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes