> Forum > ๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑ > Diyanet İşleri Başkanlığı > Diyanet Duyurular > Arafat Konuşması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Arafat Konuşması  (Okunma Sayısı 2536 defa)
26 Kasım 2009, 18:33:06
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 26 Kasım 2009, 18:33:06 »



ARAFAT KONUŞMASI (26 Kasım 2009)  

Tarih: 26.11.2009

 

Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU
Diyanet İşleri Başkanı
  

Celâl ve azametinin tecellisi ve sonsuz kudretinin tezahürü olarak kâinatı yaratan, tüm evreni rahmetiyle kuşatan ve insana yaratılmışlar içinde en saygın konumu bahşeden Rabbimiz Yüce Mevlâ’ya sonsuz hamdü senalar olsun. Güzel ahlakın, şefkatin ve cömertliğin kendisinde tecessüm ettiği, sözleri ve davranışları ile insanlığa rehber, en güzel örnek, son peygamber, Efendimiz Muhammed Mustafa’ya salât ve selâm olsun. Allah Resulü’nün ilim ve hikmet ile yoğrulmuş ve her biri gökteki yıldızlar gibi yolumuzu aydınlatan ailesine ve ashabına sayısız salât ve selâm olsun.

Çok Değerli Kardeşlerim,

Allah Resulü’nün “hac Arafat’tır (Tirmizi, Hac, 57)” diye ifade ettiği haccın en önemli rüknünü yerine getirmek üzere, sayısız peygamberin, Peygamber Efendimiz ve sahabenin hatırasıyla dolu bir mübarek yerde bulunuyoruz. Gönül dünyamızı kuşatan, bize dünya hayatındaki varlığımızın sebep ve gayesini hatırlatan bu müstesna mekânda Allah’ın selamı ve rahmeti hepimizin üzerine olsun.
 
Aziz ve muhterem hacılar,

Arafat, her türlü günahtan, gözümüzü boyayan bütün dünyevî ihtiraslardan kurtularak yaratılış gayemizin ne olduğunun bir kez daha farkına vardığımız yerdir. Burada Âdem aleyhisselam’ın şeytanın vesvesesinden kurtularak hayata yeniden dönüşünü hatırlarız. Burada Allah’ın mağfiret ve lutfunun insanlığa inişi vardır, ruhların,  günahların verdiği ağırlıklardan sıyrılarak Yüce Yaratana yükselişi vardır.

Burası daha ölmeden, “ölümün ne olduğunun” idrakine varıldığı yerdir. Burası mü’minlerin, tevhidi, uluhiyeti ve rububiyeti gönülden ikrar ve kabul ettiği yerdir. Burası kulun Allah’a itaatini ve bağlılığını, bedeninin her hücresine varıncaya kadar hissettiği manevi bir üstür.

Arafat’ta her hac mevsimi adeta bir mahşer kurulur ve burası insanların, ihramları içinde, sanki kefenleriyle, kabirlerinden kalkmış gibi Allah’ın huzurunda kıyam durdukları toplanma yeri olur.  

Arafat’ta, hak ile batıl birbirinden ayrılır. Zulüm ve haksızlık, -yine burada, veda hutbesinde Allah Resulünün ayakları altına aldığını ilan ettiği gibi-, ayaklar altına alınır. Arafat, insanlığın Allah’a olan imanının en yüksek sesle dile gelişidir.
 
Namazlarımız, kulluğumuzun manevi miracıdır. Oruçlarımız nefsimizin sabır ve şükür eğitimidir, zekâtımız malımızdaki kirin pasın silip süpürülmesi ve kazancımızın bereketlenmesidir. Şimdi de Arafat bencilliklerimizi yok etmekte, benliğimizi Rabbimize teslim ederek, sabrın, şükrün ve tevekkülün bize ne olduğunu öğretmektedir. Zira Arafat bilgimizin ve dindarlığımızın irfan, marifet ve hikmet ile olgunlaşması,  insanlığın Allah’ın manevi ipine tutunup, ruhlarımızın ilâhi ve semavi bir akışa kapılıp, kararan kalplerimizin hakikatle aydınlanması imkânıdır. Bunun için Arafat, bir diriliş ve uyanıştır.
 
Namazımızdaki iftitah tekbiri, ikrarımızdaki kelime-i şehadet misali haccımızın anahtarı olan ihramlarımız içinde Arafat’ta Rabbimizle baş başayız, artık dünyevi kaygılarımız geride kaldı, nefsimizle hesaplaşmaktayız, kefen misali ihramlar içinde Rabbimize ilticadayız.  Kalbimizi her türlü kin, nefret ve kötü düşünceden temizleyerek ve şeytanın ve nefsimizin kalbimize verdiği ağırlıklardan kurtularak ihramlarımıza büründük.

Ruhlarımız marifetullaha erişsin diye, kalplerimiz kirlerinden ve perdelerinden iyice arınarak yeniden nazargâh-ı ilâhîye dönüşsün diye, bedenlerimiz elest bezminde söz verdiğimiz tasdik ve ikrarlarımıza bir daha şahit olsun diye Arafat’tayız.
 
Muhterem Müslümanlar,

Arafat’ta amel defterimizin, ihramlarımız kadar bembeyaz olmasını, kalplerimizin karanlık perdelerinden sıyrılarak Allah’ın nuru ile aydınlanmasını istiyoruz. Yaratılış gayesine uygun olarak insanlığın, gönlünü insaf, adalet, merhamet ve şefkate olabildiğince açmasını diliyoruz. Rahmetiyle tüm insanlığı ve mahlukatı çepeçevre kuşatan Rabbimizin rahmet gölgesi üzerimizde olsun diyoruz ve bu duygularla Yüce Allah’a yakarıyoruz. Zulüm, haksızlık, merhametsizlik, yerini hak, adalet ve merhamete bıraksın diye, insanlığın kendi elleriyle sebep olduğu musibetler,  sıkıntılar, savaşlar, afetler ve tüm acılarımız ilahi rahmet seliyle yıkansın diye buradayız.

Arafat nefsimizin boyunduruğunu reddederek, dünyaya dalışın gafletini geride bırakarak tüm benliğimizle Allah’a teslimiyettir ve yüceliştir.

Arafat, ırkı, dili, cinsiyeti ne olursa olsun insanın insan olduğunun ve bütün insanların birbirine eşit olduğunun ikrar ve ilanıdır. Allah katında değerli olanın, mal ve mülkümüzün, makam ve mevkimizin, ırkımızın, derimizin renginin değil; insanlığımızın ve Rabbimize olan sadakatimizin olduğunu Arafatta bir kez daha derinden öğreniyoruz.

Sevgili Kardeşlerim,

Arafat, bizlere dünyada iken Kıyameti hatırlatan en önemli sahnedir. Çünkü, malın mülkün hiçbir fayda sağlamayacağı Kıyamet gününde bizi kurtaracak olan, tertemiz kalple Rabbimizin huzuruna varmaktır. Buraya kalbimizi manevi hastalıklardan arındırarak kalbi selim sahibi olmaya geldiğimizi unutmamalıyız.

 يوم لا ينفع مال ولا بنون الا من اتى الله بقلب سليم

Değerli hacılar,

Arafat tövbe ve istiğfar yeridir. Burada Allah’ı çokça anmalı, Rabbimizden af dilemeli, inananlar ve tüm insanlık için Allah’a dua etmeliyiz. İnsanlığın isyandan ve haddini aşmaktan, kör inattan, bağnazlık ve cehaletten kurtulması için Müslümanlar olarak ilmimizle, irfanımızla ve amelimizle gösterdiğimiz gayretleri şimdi dualarımızla perçinleme zamanıdır.
  
Arafat’taki kardeşlik ve eşitlik şuuruyla, artık bundan sonra da, garip ve kimsesize, yolda kalmışa, yoksula, yetime el uzatmakta en önde yer almanın gayreti içinde olacağız. Çaresizlere çare olmak, yardıma muhtaç olana omuz vermek, yanı başımızdakinin farkında olmak gibi hasletlerimizi diri ve canlı tutacağız.

Dünyanın neresinde olursa olsun yapılan kötülükler, işlenen günahlar yüreğimizi burkuyor, içimizi acıtıyor. Arafat’ta nefsimizle yüzleşiyor, kendimizle hesaplaşıyoruz. Bir daha dönmemek üzere günahlarımıza tövbe ediyoruz. Biliyoruz ki, işlediğimiz her günah nefsimize ve başkalarına karşı yaptığımız bir haksızlıktır.

Muhterem Kardeşlerim,

Beytullah’tan ayrılsak da vahyin indiği havanın rahmet esintisi daima bizimle olacak, Kâbe’nin hayali her zaman yüreğimizde bulunacak… Biz Elest bezminde verdiğimiz sözü Kâbe’de yineledik… ‘Bir daha asla şeytana kanmayacağız’ diye Rabbimizle ahitleştik. Kâbe’yi gördüğümüzde gönül kırmayı, küs durmayı, maddenin esiri olmayı, bir daha dönmemek üzere terk ettik. Artık omuzlarımıza günah alamayız.

Hâcerü’l-Esved’e istilâma kalkan ellerimiz, asla kötülüğe kalkamaz bundan sonra… Bu eller hep hakka yönelecek… Kâbe’yi tavaf eden, Safa ve Merve arasından say eden ayaklar hep hakka, doğruya ve gerçeğe adım atacak…  Lebbeyk diyen dillerimiz artık haktan başkasını söylemeyecek. Kâbe’de dualara ve zikirlere muhatap olmuş kulaklarımız haktan başkasını duymak istemeyecek.

Muhterem Hacılarımız,


Ravzay-ı Rasulü ziyaret Peygamber Efendimize ittibayı, O’nun sünnet-i seniyyesini hayat rehberi edinmeyi temsil eder. Her salatü selam Peygamber Efendimize duyduğumuz hasretin, derin sevgi ve saygının ifadesi, O’na verdiğimiz ittiba sözünün bir mührüdür ve Medine’den buraya intikal eden kardeşlerimiz bu ittiba sözünü burada tekrar yinelemenin mutluluğunu yaşadılar. Mescidi Nebevi’yi henüz ziyaret etmeyen kardeşlerimize de Allah bu mutluluğu inşallah en kısa zamanda yaşatsın.
 
Kardeşlerim,

Haccı, yerine getirilip biten bir ibadet ve geride kalmış bir hatıra olarak görmemeliyiz. Hac,  Müminin hayatında yeni ve tertemiz bir sayfa açan bir başlangıçtır. Hac ile hayatında yeni bir sayfa açan mümin, bundan sonraki hayatında artık etrafına örnek olan, Peygamber (s.a.v.)in ahlakını temsil eden bir kişi olacaktır ve olmalıyız. Ailesine, komşularına, arkadaşlarına ve bütün mahlukata şefkat ve merhametle davranan, dünyaya hikmet gözüyle bakan bir insan… Bir rahmet elçisi adeta… Elinden ve dilinden kimsenin zarar görmediği bir Müslüman olmalıyız.  

‘Müslüman, elinden ve dilinden Müslümanların/başka insanların zarar görmediği kişidir.’

Aziz kardeşlerim,

Hac ibadetini eda etmek kadar, döndükten sonra haccın mana ve bereketinin   korunması da önemlidir.  Yüce Allah’a telbiyelerle ifade ettiğimiz sadakat ve bağlılık yeminine, ömrümüzün sonuna kadar sadık kalmalıyız. Biz ki şeytanı taşladık, biz ki Hacerü’l-Esved’i istilâm ettik, biz ki Medine’de Peygamber Efendimize selâm verdik. Artık masiyet ve günahla işimiz olamaz.

Bu amaçla ruhumuza yük teşkil eden ne kadar ağırlık varsa, kalbimizi kirleten ne kadar günah varsa bütün bunları Mina’da şeytana iade ederek buradan tertemiz bir şekilde memleketimize dönmeliyiz. Kibir, gurur, zulüm, haksızlık, yalan, menfaatçilik, dedikodu, gıybet, haksızlık, hıyanet, ahde vefasızlık, aldatma gibi ne kadar şeytani vasıf ve davranışımız var ise bunların hepsini Mina’da attığımız taşlar ile şeytana iade etmeli ve rahmet istemeye geldiğimiz bu mübarek yerlerden rahmet yüklenerek dönmeliyiz. Beledi Emin’den her bakımdan güvenilir, emîn bir insan olarak dönmektir önemli olan…

Sizler, Yüce Allah’ın çağrısına icabet ettiniz. ‘Lebbeyk allahümme lebbeyk /Buyur Allah’ım emrine uyduk geldik’ dediniz. Hayatınızın en önemli icabetin...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Arafat Konuşması
« Posted on: 29 Mart 2024, 09:51:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Arafat Konuşması rüya tabiri,Arafat Konuşması mekke canlı, Arafat Konuşması kabe canlı yayın, Arafat Konuşması Üç boyutlu kuran oku Arafat Konuşması kuran ı kerim, Arafat Konuşması peygamber kıssaları,Arafat Konuşması ilitam ders soruları, Arafat Konuşmasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes