> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Yüzüme bak,nasıl olduğumu anla
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yüzüme bak,nasıl olduğumu anla  (Okunma Sayısı 1336 defa)
20 Ekim 2010, 10:35:00
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 20 Ekim 2010, 10:35:00 »



1011. Bana; "Nasılsın?" dedin; yüzüme bak da, nasıl olduğumu anla!

Müstef'ilün, Fe'ulün, Müstefilün, Fe'ülün

 (c. IV, 2030)

• Bana, acıdın da; "Nasılsın?" diye sordun; sen yüzüme bak da, nasıl olduğumu anla! Biz yokken, bize; "iyi misin?" dedin; artık şu kınamaları bırak!

• Gülerek; "Günlerin hoş geçsin!" dedin; sen olmadıkça hiç kimsenin günü hoş geçmez! Bunları bırak da, başka bir hikayeye başla!..

• "Usandım, bıktım! Artık sen, ne zamana kadar hep aşktan bahsedeceksin?" dedin; sen git de, aşık olmayana; "Hikayeyi kısa kes!" de!

• Ateşler içindeyim, terler döküyorum; böyle olduğum halde bir mahrem bulamıyorum! Ben, bir köşeye gideyim; başka çarem kalmadı! Bari, şu kılıcı kalkan et!

• Sen, bizi küstah, terbiyesiz bir hale getirdin; "Ne istediğini ilk gün bize söyle!" dedin! Sen, durumu, bizim derdimizden haber al!..

• "Dostların müflis oluşlarından perişan oldum!" dedin; iki dudağını aç da, güzel sözlerinle dünyayı incilerle, cevherlerle doldur!

• "Hürmetle hizmet kemerini kuşan!" dedin; öyle ise, iki rahmet elini aç da, beni kucakla!..

 

1012. Ey Hakk aşığı; herşeyi terkettiğin gibi, yokluğu da terk et!

Müstef'ilün, Fe'ulün, , Fe'ulün 

(c. IV, 2031)

• Ey Hakk yoluna düşen, o yolda yoklukta mahvolan, yok olan aşık! Sen, yokluğu da geride bırak, yokluktan da yola düş; sen, onu da terket! 21 Gönlünden başını çıkar da, gönlün ta kendisini, özünü seyret!.

21. Hz. Mevlana'nın bu beyitte bahsettiği terk, son merhaledir. Ariflere göre dört türlü terk vardır: l - Terk-i dünya (dünyayı terketmek) 2- Terk-i ukba (ahiretteki nimetleri terketmek) 3- Terk-i hestî (kendi benliğini, varlığını terketmek) 4- Terk-i terk (terki de terketmek, onda yok olmak).

• Gönül, Çin aynasıdır! Gönülle beraber oturup karşında yüzlerce kılıç görürsen korkma; o kılıçlara karşı gözünü kalkan et!

• Biliyorum; herşeyden vazgeçtin, gönülde yok oldun, yokluğun içindesin! Fakat, tam bir başarı için bir saldırış daha gerekmektedir!

• Bir kere daha saldır; saldır da, aşk kaynağının başındaki benlik avını yakala, onu parçala! Ey gönül ormanının arslanı; pençeni, benlik avının çenesine bas!

• Bizler, güneşin ışığı içinde titreyerek oynaşan zerreleriz! Bu balçık zerresinden azıcık toprak al da, sürme gibi ayın gözüne çek!..

• Delilik ve sevdadan ötürü, bizde can kalmadı! Ey herşeyi bilen, herşeyi gören padişah; bize başka şeyden de değil, kendinden bir haber ver! Biz, yalnız seni istiyoruz!

• Ey ateşe benzeyen aşk; şu şekillerle, nakışlarla, resimlerle dolu olan alemde bulunan bütün şekilleri, nakışları, resimleri sil, yok et de, kendinden canlı bir şekil ortaya koy!

• Ey padişahım; seni sevenler, kendilerinden geçtiler, mest oldular, öldüler! Ama, rindlerin yine de sana selamlan var; onların bulundukları yere bir defa daha uğra, ne olur?

• Kaf dağındaki zümrüdanka bile Tebrizli Şems'in aşkıyla kanat çırpar, uçar! Sen de o varlık kanadını kökünden yol, at da, kendine aşktan kanat elde et!

 

1013. Nasıl olur da susuz kalırım? 0 ırmak, beni arıyor!

Miistef'ilün, Fe'ülün, Miistef'ilün, Fe'ülün 

(c. IV,2032)

 

• Ben, kimden korkarım? Sevgili benimle beraber olunca, artık korkum kalır mı? Zülfikar benim yanımda olunca, bir iğneden korkulur mu?

• Nasıl olur da susuz kalırım? 0 ırmak, beni arıyor!.. Gönlüm gamlanır mı? Gamımı dağıtan gam ortağım benimle beraber!..

• Nasıl olur da ağzım acılaşır, acılık çekerim? Ben, şekerler ve helvalar arasındayım! Kış, bana ulaşabilir mi? Ben, ilkbaharımla beraberim!..

• Hz. İsa aklımın doktoru olunca sıtmadan, hararetten rahatsız olur muyum? Ben, av emiriyim; köpekten korkar mıyım?

• Meclise gelmez olur muyum? Sakî beni çekip duruyor! 0 güçlü kuvvetli padişah benimle beraber olunca, elbette şehirler zabtederim!

• 0 kocaman küpteki şarap, bizim için köpürüp coşuyor! Artık, burada zahmetin, mahmurluğun ne işi var?

• Eğer ben gökyüzü ile savaşa girsem, onu kırsam döksem, özür dilemeye hacet yok! Çünkü, o güzel yüzlü benimle beraber, benim yanımda!..

• Ben, lütuflar ve nimetler içindeyim; lütfun, rahmetin mesti olmuşum; bahtın, devletin kucağındayım! 0 kucaklayışı güzel olan dost, benimle beraber!

• Ey kavgacı, gürültücü dil! Ben, söze doydum; sus artık! Yoksa, benimle sohbet etme!

 

1014. Herkes, aşk ateşine kendini atamaz! Cins atlar, padişahı taşır;  ahmak atlar ise, tezek taşır!

Müstef'ilün, , Müstef'ilün, Fe'ülün 

(c. IV, 2043)

• Gördün mü, kış mevsimi ne diyor? Sen, harman gibi odun yığ! Kış soğuk geçmese de, ikisinin de, kışın da, odunun da soğukluğu, vebali bana, benim üstüme olsun!

• Soğuk artınca, şiddetlenince ateşe odun at; odunu esirgeme! Odun mu daha değerlidir, yoksa beden mi?

• Gönlünde ateşi saklayan odun, yokluk suretidir; ateş ise, Allah'ın aşkıdır! Ey can; aşka ulaşmak için suretleri, şekilleri yak, yandır!

• Suretleri, şekilleri yakmadıkça, canın üşür, donar, buz kesilir; aşkı bulamazsın, şekilde kalırsın! Şekilde kalırsan, puta tapanlar gibi manevî baharlardan haberin olmaz, eminlik yurdundan uzak düşersin!..

• Ateşe benzeyen aşkın içine gir, kendini temizle; ateş içinde gümüş gibi gönlünü hoş tut, güzelleş! Mademki Hz. Halil'in oğlusun, ateş senin evindir, yurdundur!

• Ateş, Allah'ın emri ile, gönlü uyanık kişilere lale olur, gül olur, çiçek olur, reyhan olur, söğüt, süsen olur! 22

  22 Eski Sairlerimizden birisi; "Ateş kenan, kış gününün lalezandır" (Ateş kenan, kış gününün lale bahçesidir) demiştir.

• Allah'a inanan kişi, efsun bilir; ateşe efsun okuyunca, o ateşin yakıcılığı kalmaz; ateş ateşliğini kaybeder, parlak bir ay olur!

• Demiri bile eritip iğne gibi incelten ateşi yatıştıran efsuna aferin!

• Mumun ateşi pervaneye pencere gibi görünür de, o yüzden onun alevi içine atılır, yanar!

• Herkes, aşk ateşine kendini atamaz! Cins atlar, padişahı taşırlar; işe yaramaz, ahmak atlar ise, palan yüklenirler, tezek taşırlar!

 

1015. Duayı tatlılaştır; dua, ağzımıza süt gibi, bal gibi tatlı gelsin!

Müstef'ilün, Fe'ulün, Müstef'ilün, Fe'ülün 

(c. IV,203~)

• Önce, bizi adam et, aşka layık bir kişi haline getir! Sonra, bize şarap sun;   kadehi durmadan döndür!..

• Ey can; bizden, bizim hizmetimizden ne çıkar? Mademki binayı sen kurdun, onu yine kendin tamamla!

• Bizim selamet evimizi melamet evi yaptın; melamet evimizi de selamet evi yap!

• Bu aşk yolu, sonsuzdur, uzundur! Onu, sonsuz lütfunla kısalt, iki adımlık yol yap!

• Bizi, nefs-i emmareye esir ettin fakat, kötülüğü emreden nefsin de emiri sensin; sen, bizi emir yap da, onu bize kul et!

• Herkese ait olan lütuflarını has kullarına nasip ettin! Bugün de, has kullarına ihsan ettiğin lutufları herkese, bütün kullarına lütfet!

• Her zerreye, lutfunla, bir başka güneş ver; lutuf ve ihsan güneşini, herkese tam olarak ver!

• Duayı bize tatlılaştır; dua, ağzımıza süt gibi, bal gibi tatlı gelsin! "Amin!" diyene de lutfet, onu herkesin iyiliğini ister bir hale getir!

 

1016. Senin maddî varlığın ve benliğin, bir ayıptır;  sen, boğazına kadar bu ayıbın içindesin!

Müstef'ilün, Fe'ülün, , Fe'ulün 

(c. IV, 2028 )

• Her ne kadar uzun zamandan beri boğazıma kadar ayrılık ateşleri içinde oturdum, yandım yakıldım ise de, Allah'a şükür, şimdi de, sevgili ile boğazıma kadar vuslat suyu içindeyim!

• Sevgiliye; "Boğazıma kadar lütuflarına garkolmuşum!" dedim. Sevgili, beni boğazıma kadar lütuflara garketmeye kani olmadı da,

• Dedi ki: "Başını ayak yap, aşkın derinliklerine dal! Çünkü, boğazına kadar aşkın derinliklerine dalmazsan, işin yoluna girmez!"

• Dedim ki: "Ey can; benim başım, senin nalınındır! Fakat iki gözüm, sen nalınlarda kalma; boğazına kadar bu işin içine girmeye bak!"

• Sevgili bana; "Dikenden de aşağı mısın?" dedi. "0 da, gülleri beklerken tam dokuz ay, boğazına kadar toprağa gömülü kaldı!"

• Sevgiliye; "Diken de nedir ki?" dedim. "Senin gül bahçen için, gül gibi, yok zaman ta boğazıma kadar kanlara battım, kanlar içinde kaldım, yapraklarım kanlara boyandı!"

• Dedi ki: "Çekişme aleminden kurtuldun, aşk alemine ulaştın! 0 alemde ta boğazına kadar savaşlara, kavgalara dalmıştın!

• 0 çekişme aleminden kurtuldun ama, kendinden kurtulamadın, yokluğa kavuşamadın! Senin maddî varlığın, benliğinin bir ayıbıdır; sen, boğazına kadar bu ayıbın içindesin!

• Yankesici gibi çok tuzak kurma; hileye az başvur! Yankesici, boğazına kadar kendi tuzağının içinde kalır!"

• ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yüzüme bak,nasıl olduğumu anla
« Posted on: 20 Nisan 2024, 08:30:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yüzüme bak,nasıl olduğumu anla rüya tabiri,Yüzüme bak,nasıl olduğumu anla mekke canlı, Yüzüme bak,nasıl olduğumu anla kabe canlı yayın, Yüzüme bak,nasıl olduğumu anla Üç boyutlu kuran oku Yüzüme bak,nasıl olduğumu anla kuran ı kerim, Yüzüme bak,nasıl olduğumu anla peygamber kıssaları,Yüzüme bak,nasıl olduğumu anla ilitam ders soruları, Yüzüme bak,nasıl olduğumu anlaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes