> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Uykudan uyanınca ve uykuda
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Uykudan uyanınca ve uykuda  (Okunma Sayısı 1160 defa)
19 Ekim 2010, 16:56:23
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 19 Ekim 2010, 16:56:23 »



1094. Uykudan uyanınca benim aklım olur, düşüncem olur, gelir beni bulur. Uykum gelip de uyusam, gelir, rüyama girer.

Fe'ulün, Fe'ülün, Fe'ulün, Fe'ul 

(c. V. 2251)

• Yeni bir iş yapmaya başlasam; bana emir veren, yaptırtan odur. Ben gönül aramaya kalkışsam, benim gönlümü alan dilber odur.

• Ben barış arasam, bana barış sağlayan odur. Savaşa girişsem, düşmanı öldürmek için hançerim o olur.

• Eğlenmek için aşıklar meclisine gitsem, mecliste o bana şarap olur, meze olur. Gül bahçesine gitsem, o bana yasemin olur.

• Bir maden ocağına insem, o madeni baştan başa akîk haline getirir, akîk olarak karışma çıkar, denize girsem, denizin incisi olur, avucuma düşer.

• Bir ovaya gitsem, bir bahçe olur gelir beni bulur. Gökyüzüne yükselsem, bu defa bir yıldız olur, karşımda parlar durur.

• Başıma gelen bir belaya sabretmek için bir köşeye çekilsem, bana minder olur, üstüne oturtur; gamdan, kederden yanıp yakılsam, beni içine alır, buhurdanım olur.

• Neşe zamanında, aşıklar arasına katılsam, gelir, hem sakî olur, bana şarap sunmaya başlar, hem mutrib olur, güzel nağmelerle beni büyüler, hem bana şarap sunduğu kadeh olur, şarap içerken kendini bana öptürür.

• Uzakta bulunan dostlara mektup yazmak istesem, bana kağıt olur, kalem olur, mürekkep olur.

• Ben, uykudan uyanınca, benim aklım olur, düşüncem olur, gelir beni bulur. Uykum gelip de uyusam, bu defa gelir, rüyama girer.


1095. Allah rızası için, bize güzelliğinden bir şeyler ver!

Fa'ilatün, Fa'ilatün,Fa'ilat

 (c. V. 2230)

• Biz süffîer, çok uzaklardan geldik. Senin kapında bekliyoruz. Allah rızası için bize yüzünüzün güzelliğinden bir şeyler ver!

• Susuz kaldık. Yanımızda boş ibriklerimiz var. Çünkü, biliyoruz ki; senin ırmağından başka bir ırmakta güzellik suyu yoktur.

• Ey huyu her zaman merhamet ve lütuf, iyilik olan güzel! Haydi, kapında bekleyen bu yoksullarına bir şeyler ver!

• Kıtlık senesinde, Hz. Yusufun güzelliği can gıdası oldu. Biz de kıtlıktan bunaldık, sana geldik.

• Süfîler, yine helva arzu etmekteler. Onların gönüllerinin arayıp özlediği senin o tatlı dudaklarındır. 0 tatlı sözlerindir.

• Dün gece, tekkede bir gürültü kopmuştu. Tekke senin kokunla misklere bürünmüştü, misk kokuları ile dolmuştu.

• Haydi, biz dilencilerin zembiline doğru elini uzat, aç! Senin sadaka veren eline, koluna aferinler.

 

1096. İnsanın kendini beğenme huyunu bir kokla;  onda can kokusu yoktur, toprak kokusu vardır.

Fa'ilatün, Fa'ilatün, Fa'ilatün, Fa'ilat 

(c. V. 2203)

• Meyhanenin yolu nerede? Ben meyhaneye yalnız başıma gitmek istiyorum. Benimle beraber beden de gelmesin, can da gelmesin. Böyle nadir bir küfre ait dünyada layık bir zünnar var mıdır?

• Can, ilahî şaraptan esip gelen rüzgarla her an mest olmada ve meyhanenin kapısına kadar koşmada, fakat onun yükü, yani bedeni nerede?

• Kulağın bulunmadığı bir taraftan (ötelerden) bir çeng sesi geliyor. Bu çeng bildiğimiz çeng değil, sevgilinin çengi. 0 çengi yapmak için tahta nerede bulunacak, tel nerede bulunacak.?

• Aşık beden elbisesinden soyununca, ona öyle bir can elbisesi giydirirler ki, onun kumaşını hızlı hızlı çalışan çulhalar dokumamıştır. Peki o nerede dokunuyor? İpliği nerede?

• Aşığın kibrini, kendini beğenme huyunu, bir kokla! Onda can kokusu yoktur. Toprak kokusu vardır. Zaten o koku aslında topraktan yaratılan bedendendir. Böyle uçsuz bucaksız vahdet denizinde kendini beğenmek ayıptır, utanç vericidir.

• Eğer burnun açılır da bir hakîkat kokusu alırsa, o koku burnuna aşk mağarasından gelmededir. 0 koku hiç duyulmamış, hiçbir attarda bulunmayan acayip bir kokudur. Her tarafa koşarsın, mağara nerede bilemezsin.

• Aşığın tertemiz bir halde bulunan yüzünde, renksizlik rengi vardır. Fakat o güzel yüzlü sevgilinin vefası, lütfu, sefası nerede?

• Sermedî olan yani ölümsüz olan ömürden sana bir müjde geldi. Allah'a hamdet! Artık senin ömründe ne bu senenin bir gamı vardır, ne de geçen senenin.

• Artık orada, iyi kişilerle de, kötü kişilerle de konuşup görüşmek ruha yük olur, zahmet verir. İyilerin en iyisinin gölgesindeki halvete kim sığabilir?

• Hakk Şems'i ve din Şems'i ölümsüzlük sefalarında büyükler büyüğüdür. Onun güneşinin parıltısında aklı başında kalmış, bir zerre bulunur mu? Bu zerre nerede?

 

1097. Senin canının çekişleri olmasaydı, topraktan yaratılmış beden nasıl aşık olabilirdi?

Fa'ilatün, Fa'ilatün, Fa'ilat 

(c. V. 2223)

• Üstün insanların, seçkin kişilerin hepsi senin misafirindir. Güneş bile gökte seni sormada, seni aramadadır.

• Kem göz, senin güzel yüzünden uzak olsun, binlerce can sana feda olsun.

• Sana feda olan canlar ölümsüz olurlar. Çünkü, canlar senin madeninin iksiridir.

• Sen, Hakk'ın ismet, temizlik sarayındasın. Baht ve devlet de gece gündüz sana kapıcılık yapmadalar.

• Allah'ım bu bahçeyi sonsuz baharının lütfu ile daima yeşert, yemyeşil, ter ü   taze sakla!

• Sakla da melekler oradan meyve devşirsinler, elmalıklarında gezinsinler.

• Allah'ım, şu aşk ırmağının suyu, senin ihsanın, bu ırmak her tarafa aksın, hiç bulanmasın.

• Allah'ım, bu duaya, sen de amin de! Zaten dua da senin duan, amin de senin aminin.

• Dünya çenginde, dünya kanununda teller var. Her telin feryadı, senin emrine göre, senin arzuna göredir.

• Ben uyumuştum, beni sen uyandırdın. Ben senin çevgeninde bir top gibiyim.

• Senin canının çekişleri olmasaydı; topraktan yaratılmış bu beden, nasıl aşık olabilirdi? Toprak nerede? Aşk nerede?

• Kuru toprak mest oldu da nağmelere başladı. Bu nağmeler senindir, nağmeler senindir, senin!

1098. Gönül, senin eteğini tuttu. Beden de gönlün eteğini tuttu. Vah bu çekişten, vah bu işten!

Müfte'ilün, Fa'ilat, Müfte'ilün, Fa'ilat

 (c. V. 2242)

• Senin nar çiçeği gibi olan yüzün bahçeye gelince, gülün gönlüne ateşin düşer, onu yakar, yandınr.

• Lalelerin gönüllerindeki ateşin dumanı senin can renkli ateşindendir. Senin yükünü çektikleri için, menekşelerin beli bükülmüştür.

• Can gül bahçesinin goncası, senin gül gibi olan yüzünü gördü ve dikeninin sevdasına kapıldı da gözünü hoş bir şekilde açtı.

• Süsen kılıcını çekmiş, yaseminin kanını dökmüştür. Fakat süsene bu kılıcı kim vermiştir? Kim verecek, senin kanını içen, kan dökücü nergis gözlerin vermiştir.

• Bütün çemenler, ham sofular gibi soğuk ve kupkuru idiler. Senin görünmez şaraplar veren meyhaneci dudaklarından mest oldular, yeşerdiler, geliştiler.

• Aşkla mest olduğum için ona; "Sen, benim sevgilim değil misin?" dedim. Yoksa, iki dünyada da şaşıdan başka, kim senin sevgilini görmüştür?

• Gönlümde; "Ben sizin Rabb'iniz değil miyim? Evet."48 yazısı var. 0 yazıyı inkar etme! İşte yazın, işte ikrarın!

   48 A'raf Süresi, 7/172. ayete işaret var.

• Gönül, senin eteğini tuttu. Beden de gönlün eteğini tuttu. Vah bu çekiştirenden, vah şu işten!

• Ey can padişahlarının padişahı Tebrizli Şemseddin! Bedenin gönlünde, gönlün aşkı var. Gönlün gönlünde ise, senin aşkın var.

 

1099. Ey can! Gönlümün gam yemesinden ötürü beni seviyor, benden razı oluyorsan, ben gama yüzlerce gönül verdim.

Mef'ulü, Fa'ilat, Mefa'îlü, Fa-ilat 

(c. V. 2236)

• Sevgili! Sen Hz. Musa gibisin. Ben de senin elinde asanım. Bazen halkın dayanağı oluyorum. Bazen de senin ejderhan!

• Ey bakî olan, ölümsüz ve sonsuz olan Allah'ım! Senin varlığına ne gün sığar, ne de zaman! Gönlüm de senin sevdana kapılmış, zamanım da!

• Bana yüzlerce gün, yüzlerce zaman bağışlasan,onların hepsi de, senin aşkına, muhabbetine feda olsun.

• Gözlerim, yarattığın güzelleri, güzellikleri, çeşit çeşit hayvanları, bitkileri, gökleri, yıldızları gördü de, senin eşsiz vasıflarını, yaratma gücünü, dilsiz dudaksız olarak gönle söyledi. Gönül, gözün anlattıklarını duyunca, kendisi baştan başa göz oldu.

• Bu gözlerim, senden gönüle haber götüreliden beri, gönül iki gözüme, dua edip durmada.

• Gökyüzü, yüzlerce mumla, senin gönüller alan o güzel gözlerini, gece gündüz aramada, telaşla dönüp durmadadır.

• Ey can! Gönlümün gam yemesinden ötürü beni seviyor, benden razı oluyorsan; ben gama yüzlerce gönül verirdim.

• Beni, senin gam havanında yüzlerce defa döv, ez. Bu ezilişle, senin tutiya'n olurum. Gözlere çekilir, gözleri aydınlatırım.

• Can da nedir? Senin güzelliğinin gül bahçesinden bir yarım bayraktır. Peki gönül dediğin nedir? Senin bağında açılmış bir çiçek.

Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Uykudan uyanınca ve uykuda
« Posted on: 19 Nisan 2024, 16:05:34 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Uykudan uyanınca ve uykuda rüya tabiri,Uykudan uyanınca ve uykuda mekke canlı, Uykudan uyanınca ve uykuda kabe canlı yayın, Uykudan uyanınca ve uykuda Üç boyutlu kuran oku Uykudan uyanınca ve uykuda kuran ı kerim, Uykudan uyanınca ve uykuda peygamber kıssaları,Uykudan uyanınca ve uykuda ilitam ders soruları, Uykudan uyanınca ve uykudaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes