> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Tebrizli Şems Hazretlerinin şiiri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tebrizli Şems Hazretlerinin şiiri  (Okunma Sayısı 1714 defa)
18 Ekim 2010, 21:28:44
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 18 Ekim 2010, 21:28:44 »



1305. Tebrizli Şems hazretleri kaybolunca bu şiiri söyledi.

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Fe'ulün

 (c. VI,2648)

• Ey gönül yari; yazıklar olsun! Birçok dertlerle, hasretlerle bizi bıraktın gittin!

• Biliyorum; bizden ayrılmayı istemedin! Sızlandın, şikayetler ettin; ama, faydası olmadı! İnsaf etmeyen, aman vermeyen hükme, emre uydun, geçtin gittin!

• Her tarafa koştun; yanımızda kalmak için çareler aradın, bahaneler düşündün! Fakat, bir çare bulamadın, çaresiz bir halde gittin!

• Güllerle dolu olan kucağın, ay gibi nurlu yüzün ne oldu? Nasıl oldu da hor ve hakir bir halde bir altına gittin?

• Dostların toplantılarından ayrıldın, seninle düşüp kalkanların arasından çıktın da, toprak altına, karıncalarla yılanlar arasına gittin!

• 0 nükteli sözler, o güzel konuşmalar ne oldu? 0 ilahî sırlara aşina olan akıl ne oldu?

• 0 elimizden tutan mübarek eller ne oldu? Meram bağlarına, o gül bahçelerine giden ayaklar ne oldu?

• Nazik idin, latîf idin; insanların gönüllerini kazanmasını, insanları sevmesini bilirdin! Şimdi tuttun, insanları sevmeyen, insanları yiyen toprak içine gittin!

• Ne oldu? Nasıl bir fikre kapıldın da uzun, sapa, bozuk bir yola düştün gittin?

* Sen, ağlaya ağlaya o yola düşünce, gökyüzü gözyaşı döktü; ay da, yüzünü  tırmaladı, yırttı!

• Gönlüm, kanlarla doldu; ne bileyim de, ne sorayım? Bari, sen söyle; acab;  uyanık mı gittin?

• Mademki bizi bırakıp gittin, acaba, Hakk aşıklarının, ermişlerin sohbetini mi seçtin; yoksa, aşktan mahrum mu kaldın?

• İnkar ederek mi gittin? Sana sordukları sorulara verdiğin o güzel, o tatlı cevapların ne oldu? Artık sustun, söylemekten vazgeçtin?

• Bu, ne biçim ateştir; bu, ne biçim hasrettir? Ansızın yola düşen misafir gibi hiç haber vermeden çıktın gittin!

• Nereye gittin ki, izin tozu bile belirmiyor? Bu sefer gittiğin yol, ne de kanlarla dolu yol ki, kin güderek çektin gittin.

1306. Aşk burağı aklımı da, gönlümü de aldı götürdü!

Mefa'îlün, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Fa'lün  

(c. VI, 3039)

• Manaların aşk burağı, aklımı da, gönlümü de aldı götürdü! "Nereye götürdü?" diye, sen, bana sor! Aklımı da, gönlümü de senin bilmediğin o tarafa, ötelere götürdü!

• Ben, öyle bir revağa, öyle bir kemer altına ulaştım ki, orada, ne ay gördüm, ne de gök! Öyle bir dünyaya eriştim ki, orada, dünya da dünyalıktan çıkar, dünyalığını kaybeder!

• Bir an için olsun, müsaade et, eman ver de, aklım başıma gelsin! Gelsin de, canın ne olduğunu anlatayım! Onun güzelliklerinden bahsedeyim. Sözlerimi yabana atma; kulak ver bana! Senin de canın var; canı anlamaya çalış!

• Sevgilinin bize lütufları var, keremleri var, ihsanları var, armağanları var! Bunlar, acaip, görülmemiş lütuflar, ihsanlardır! Bunlar, eşi benzeri olmayan keremlerdir; duygu yolundan apaçık ışıklar gelmede, gönüller aydınlanmaktadır !

• Süheyl yıldızına benzeyen can, Rükn-i Yemanî tarafından görününce, ay da görünmez olur, güneş de, yedi göğün kutbu da! Canın nuru, onların hepsini alt eder!

• Bir an için, altın kırıntısına benzeyen "din"i al, dilinin altına koy da, senin kendi gönlünde, kendi içinde nasıl çok kıymetli bir maden bulunduğunu gör, anla!

• Sende bulunan beş duygu ışığını gönül nuru ile aydınlat! Duygulan, beş vakit namaz gibi bil! Senin gönlün ise, yedi ayetten ibaret olan Fatiha Suresi'ne benzer!

• Her sabah, göklerden bir ses gelir; gönlünden dünya sevgisini atabilirsen, o sesi duyar, hakikat yolunun izini bulur, yol alır gidersin!

  

1307. Ey ruh aleminden gelen garip! Bu diyarda ne haldesin?

Mütefa'îlün, Fe'ulün, Mütefa'îlün, Fe'ülün  

(Tercî'ler, 40)

• Ey ruh aleminden gelen nadir garip! Bu diyarda nasılsın, ne haldesin? Ey değerli varlık, ey Hakk devletinin nedimi! Ezelî mahmurlukla nicesin?

• Padişahlar padişahından ayrı düştüğün için çok kederlisin; bu ayrılık acılarına nasıl katlanıyorsun, zamanını nasıl geçiriyorsun? Ey mutluluk, ey manevî saadet gülü! Seni hırpalayan, yaralayan dünya dikenleri arasında ne yapıyorsun?

• Sen, öyle üstün bir varlıksın ki, dünyaya hayat veren güneş bile sana; "Sensiz içime ateş düşmüştür, yanıyorum!" diye seslenmede! Bağlar, bahçeler, çiçeklerle dolu çayırlar da herşeyi sende bulmakta ve sana; "Ey bahar; nasılsın?" demedeler!

• Bütün canların hayatı sensin. Böyle olduğu halde, neden şekle, maddeye bağlanıp kalmışsın? Gönüllerin kararı, huzuru seninle olduğu halde, sen, neden böyle kararsızsın?

• Her düğünün, derneğin canı sensin; iki dünyanın da düğünü, derneği sensin! Böyle olduğu halde, kendin neden yaslısın, matemler içindesin; aklın şaşıp kalıyor!

• Sen, dünyanın Yusufu değil misin? Sana bir sorum var: "Sen, kendi isteğinle neye kendini kuyuya atıyorsun, neden kendini zindana sokuyorsun?"

• Ey yücelik göğü; neden maviler giyinmişsin? Ey mana güneşi; nurlar saçan bu dönüşünle nicesin?

• Baban, iki buğday tanesinin belasından ötürü cennetten çıktı geldi; sen cennet hevesini taşıdığın halde neden herise (=helile) yersin?

  

1308. Kulunu geceleyin yürüten ALLAH, noksan sıfatlardan münezzehtir!

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün  

(c. V, 2538)

• Gözünün perdesini açarsan, pek sevdiği kulunu geceleyin yürüten ALLAH, noksan sıfatlardan münezzehtir! Hz. Peygamber'e Miraç'ta kendi cemalini gösterirsin; geceleyin kulunu yürüten ALLAH, noksan sıfatlardan münezzehtir! 116

  116  Burada, 17. İsra Suresi'nin şu mealdeki 1. ayetinden iktibas var: "Eksiklikten uzaktır' 0  ALLAH ki, geceleyin kulunu Mescid-i Haram'dan çevresini bereketli kıldığı Mescid-i  Aksa'ya yürüttü!"

• Aşk şarabı olur, coşar köpürürsün! Bu yüzden, daha fazla kendinden geçer, aklını kaybedersin! Binlerce aklı da alır götürürsün! Geceleyin kulunu yürüten ALLAH, noksan sıfatlardan münezzehtir!

• Canın başına bir taç geçirirsin, gönlünü alır, Mirac'a çıkarırsın; onu, iki dünyadan da ötelere yükseltirsin! Kulunu, geceleyin yürüten ALLAH, bütün noksan sıfatlardan münezzehtir!

 

• Gönül, Sen'in lutfunla yükselir, uçar; çölleri, ovaları aşar ve bütün canlardan ileriye geçer! Derken, ansızın karşısına Sen çıkarsın! Kulunu, geceleyin yürüten ALLAH, bütün noksan sıfatlardan münezzehtir!

• Lutfu ile, sevgisi ile yücelttiğini, ötelere götürdüğünü, mekansızlık bahçesine kondurur, ona ikramlarda bulunursun! Kulunu, geceleyin yürüten ALLAH, bütün noksan sıfatlardan münezzehtir!

• Nerede olursak olalım, bizimle beraber olduğun için öyle seviniyorum ki, gönlüm, her an uçmada, her an sabır elbisesini yırtmadadır! Geceleyin kulunu yürüten ALLAH, noksan sıfatlardan münezzehtir!

• Altı cihetten (yönden) de kaçar, o lütuf kapısına sarrılırım! Çünkü Sen, pek gönüller bağlayansın, pek güzelsin! Kulunu, geceleyin yürüten ALLAH, bütün noksan sıfatlardan münezzehtir!

• 0 büyük ve eşsiz varlık, canlara can verdi, gönülleri neşe ile oynatmaya başladı! Yokluğa bile sevda verdi, onu sevdalı kıldı! Geceleyin kulunu yürüten ALLAH, noksan sıfatlardan münezzehtir!

• Ey gönül! Yücelere, ötelere doğru kaç; yani, Salahaddin'e git! Çünkü sen, elsizsin ayaksızsın! Geceleyin kulunu yürüten ALLAH, noksan sıfatlardan münezzehtir!

1309. Ev, dumanlarla dolmuştu; bir pencere açtılar da duman çıktı gitti!

Mefa'îlün, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Fe'ilün  

(Tercî'ler, 43)

• Şu dumanlarla dolmuş evde bir pencere açtılar da, duman çıktı gitti; eve, güneşin nuru doldu!

• 0 ev nedir; neyin sembolüdür? 0 ev, gönül evidir; içeri dolan duman da, üzüntülerimizi, kederlerimizi göstermektedir! Aslında, boş düşüncelerimiz, endişelerimiz, bizim manevî zevkimizin, ruhanî neşemizin boynunu kırmaktadır!

• Ey Hakk yoluna düşen kişi! Aklını başına al, gaflet uykusundan uyan da, düşünceden de kurtul, hayalden de!.. Ya Rabbi! Şu bizim uykuya dalanlarımıza bir davulcu gönder!

• Uykuya dalan kimse, bir hiç için binlerce gam yer, kederlere kapılır! Rüyasında ya kurt görür, ya da yolunu kesen eşkiya!.. İnsan, rüyasında yüzbinlerce kılıç, yüzbinlerce mızrak görür; fakat uyanınca, kılıçlar, mızraklar şöyle dursun, bakar ki, bir iğne bile yok!..

• Ölüp gidenler (bu dünyaya gözlerini kapayıp da manen öteki alemi görmeye başlayınca) derler ki: "Boş yere ne olmayacak gamlar yemişiz, üzülüp durmuşuz! Ömrümüz, çeşitli vesveselerle geçti gitti!

• Bir hayal için düğünler yapmışız, evler kurmuşuz; yine hayal için zırhlar giyinmişiz, savaşa girmişiz!

• 0 düğün de, o savaş da, o yas da hep boş şeylermiş; bütün bunlar, bu nefsin işleri imiş!.. Bugün ne ondan bir oyun kaldı, ne bundan bir ağıt, bir feryad!.."

• Dünya aleminde başlarına gelenlerden ötürü yüzlerine vururlar, yüzlerini yırtarlar, dövünürler dururlar. Fakat, gaflet uykusu sona erince, görürler ki yüzlerinde bir tırmık beresi bile yok!
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tebrizli Şems Hazretlerinin şiiri
« Posted on: 25 Nisan 2024, 10:45:36 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tebrizli Şems Hazretlerinin şiiri rüya tabiri,Tebrizli Şems Hazretlerinin şiiri mekke canlı, Tebrizli Şems Hazretlerinin şiiri kabe canlı yayın, Tebrizli Şems Hazretlerinin şiiri Üç boyutlu kuran oku Tebrizli Şems Hazretlerinin şiiri kuran ı kerim, Tebrizli Şems Hazretlerinin şiiri peygamber kıssaları,Tebrizli Şems Hazretlerinin şiiri ilitam ders soruları, Tebrizli Şems Hazretlerinin şiiriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes