> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Tatlı bir ağlayış
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tatlı bir ağlayış  (Okunma Sayısı 1143 defa)
19 Ekim 2010, 12:57:08
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 19 Ekim 2010, 12:57:08 »



1215. Denizden gebe kalmış olan bulutlarda, baba evinden ayrılan gelinin gözündeki ağlayışa benzer tatlı bir ağlayış var.

Mefülü, Mefa'îlün, Fe'ulün (c. VI, 2735)

• Ne oturuyorsun? Haydi sıçra, kalk! Bahar mevsimi geldi. Herkesi çağırıyor, sen de bu çağrıya uy, seher vakti esen rüzgar gibi salına salına bahçeye gir!

• Hafîf sabah rüzgarı ile, neşeli neşeli sallanan ağaç dallarından oynamayı öğren, sen de içindeki sıkıntıları at, onlara katıl, oynamaya başla! Kulağından

gaflet pamuğunu çıkar. Bahçedekilerin konuşmalarını dinle! Çok yakınında bulunan lalelerden ve çok uzaklardaki dağdan gelen sesleri duy!

• Dikkat et reyhan boş durmuyor. Yeşilliği bir sır fısıldıyor. Bülbül ötmeyi bırakmış "Biraz da sen öt hep ben ötecek değilim ya!" der gibi gülden bir nağme bekliyor.

• Çayırlar, çimenler esen hafif, tatlı rüzgarla dalgalanıyorlar, coşuyorlar, deniz tarafından da bir aşinalık, bir dostluk havası esip gelmede.

• Denizden gebe kalmış olan bulutlarda, baba evinden ayrılan gelinin gözündeki ağlayışa benzer bir ağlayış var.

• Bulutun ağlayışından, şimşeğin ışıklı gülüşünden güç aldıkları için sünbül boy atmış, selvi de göklere doğru yücelmiş.

• Dedi kodudan hoşlanan kumru, söz kapmak için kulağını adeta tuzak gibi kurmuş, bütün dikkatiyle etrafı dinliyor. Bir şeyler öğrenmek istiyor.

• Bu sırada nergis söze karışıyor, süsene "Haydi" diyor "Sessiz durma, sen de bir şeyler söyle! Ya birisini öv, yahut da kına, çekiştir!

• Haydi ey yüzlerce dili olan süsen; hiç olmazsa kuşlara şu meşhur zümrüd-i anka(=devlet kuşu)'nun hikayesini anlat!"

• Süsen, "Sus!" diyor, "Değeri çok pahalı olan bir kadehle içtim, sarhoş oldum.

• Ben öyle sarhoşum ki, kendimde değilim, olur ya dilimden yanlış bir söz çıkar, istemediğim halde durup dururken bir gönül kırmış olurum."

• Süsen, nergise diyor ki: "Sen, dedikoduyu bırak da, çiçeklere, ipek elbiseler giydiren o büyük padişaha yüzünü çevir, niyazda bulun!"

• Söğüt ağacı da, kendini tutamadı, söze karıştı, başını sallaya sallaya: "Biz kış ejderhasının elinden kurtulduk. Bahara tekrar kavuştuk." diye söylendi ve selviye dedi ki:

• "Ey selvi; yaradanın bu lütfuna şükr ederek, başını göklere kaldır, ayağını yere vurarak oyna, oyna!"

1216. Bugün aşkın tam dostuyuz.

Mef'ülü, Mefa'îlün, Fe'ulün

 (c. VI,2728 )

• Bahar var, bağ var, bahçe var, uzun boylu, nazlı nazlı sallanan selviler var Biz burayı bırakıp başka yerlere gidemeyiz.

• Bugün aşkın tam dostuyuz, hiç bir şey düşünmeden, sevgi kadehini elimize alalım.

• Ey güzel sesli çalgıcı, ey hoş sesler çıkaran ney; bugün sen de yüksek sesle feryad etmelisin, yüksek sesle inlemelisin.

• Ey neşe, ey muradına ermiş sakî, durma! Hemen bize aşk şarabı sun!

• Sun da onu hoşça içelim, sonra da zevalsiz olan, o eşsiz varlığın lütfu gölgesinde yatıp rahatça uyuyalım.

• Bu sunduğun şarabı biz, boğaz yolu ile değil, gönül yolu ile içelim, içelim de gecelerin getirmediği, gecelerin bilmediği başka türlü bir uykuya dalalım.

• Ey gönül! Senden bir ricada bulunacağım: 0 kadeh, başka kadehlere benzemediği için eline alır almaz onu hemen içme, ona sevgi ve saygı göster! Onu öp, yüzüne gözüne sür!

• Sen gönül yolu ile içilen şarapla mest olunca tam olgunluğa ulaşacaksın, işte o zaman kamil insan olacaksın.

• "Rabbleri onlara tertemiz bir içki içirmiştir."79 sırrına erer de o mana şarabı ile ölümden, yok olmadan kurtulursun.

79 İnsan Suresi, 76/21. ayetten iktibas var.

 

1217. Mutlu Güne Methiye

Mefa'îlü, Mefa'îlü, Fa-lün 

(Bir yazma nüshadan alınmıştır. )

 

• Ey gün; sen bugün pek güzelsin, pek hoş bir günsün. Ey gün; sen ne çeşit bir günsün, sen binlerce yıldan daha değerlisin.

• Ey gün; bütün günler sana kul olsun, köle olsun. Başka günler hicrandır, ayrılıktır, ama sen vuslatsın.

• Ey gün; senin gerçek yüzünü kim görebildi? Ey gün; bugün senin pek büyük bir güzelliğin var.

• Ey gün, aslında senin kendi güzelliğini, kendi yüzünü ancak sen kendin görebilirsin. Seni daha iyi görmesi için gözümün kulağını tuttum, çektim, "Kendine gel!" dedim, "îyi bak, dikkatle bak da şu günün güzelliğini gör!" 80

  80 Fransız şairlerinden La Martine(1790-1869)'in Göl başlığını taşıyan bir şiirinde sevgilisi ile göl kenarında otururken; "Ey zaman sakın geçme dur!" diye zamana bir yalvarışı vardır-Fransız Akademisi azası edib ve münekkid Emile Faguet Lamartine'nin şiirindeki bu buluşa, bu duyguya hayran olmuş, şairi pek meth etmiştir. Münekkid Faguet, Mevlana'nın hiç bir şairin düşünemediği ve tahayyül edemediği bu güzel ve içli duygularına aşina olsaydı acaba ne söylerdi? Bırakalım yabancıları, biz kendi büyüklerimizden habersiz yaşıyoruz

• Ey gün sen gündüzün meydana gelen, güneşin aydınlattığı bir gün değilsin. Hiç bir güne benzemeyen, bambaşka bir günsün sen! Pek büyük olan, tek olan, eşsiz olan Allah'ın nurundan meydana gelmiş bir günsün.

• Her akşam güneş batarken senin ayağına kapanır, sana secde eder de, ay'a der ki: "Ey ay; ben gidiyorum; karanlık geceyi hoş, tatlı ışıklarınla aydınlat ve saygı ile, iştiyakla günün gelmesini bekle!"

• Ey günler içinde gizlenmiş olan mutlu gün! Ey zevalsizlik, sonsuzluk aleminde oturmakda olan gün!

* Artık fazla söylemeyeyim ve senin büyüklüğünü, değerini belirten olgun sözlerden vazgeçeyim, susayım. Çünkü sen her olgunluğun, her derin düşünenin, her hoş sözün, içli duyguların ilerisinde, ötesindesin.

• Olgunluğun sözle anlatılamaz ki, sen sözden, sesten daha açık olarak  meydandasın.

• Sözden hayal belirir, halbuki sen vehimden de, hayalden de, tasavvurdan da yücesin.

• Ey sulara tatlılık, duruluk veren aziz varlık! Vehim de, hayal de sana susamıştır. Onlar da seni aramaktadırlar.

• Vehim de, hayal de; ikisi de can suyuna dalmış. Fakat hem seninle dolu, hem sensiz olan şu alemde ikisinin de ağzı kupkuru.

• Bu gazelin (bu şiirin) arta kalan kısmı da, perdenin arkasına girdi, senden gizlendi. Çünkü çok söyledin, usandın, yoruldun.

 

1218. Peygamberimize övgü.

Müfte'ilün, Fe'ulün, Müfte'ilün, Fe'ulün 

(c. VI, 2892)

• Ey ebediyyetin, sonsuzluğun padişahı! Ey gökyüzünün ay'ı! Sen yaşayışın kaynağısın, sen mekansız alemin gül bahçesisin.

• Senin tatlı, berrak suyunu görünce can hikayesini duydum, can gibi mana aleminin derinliklerine daldım, görünmez oldum.

• Hoş kokulu misk aşığı olan kişi, misk ahularını avlamak için onları kovalarken, ahular sarhoşlar gibi koşarak göbeklerindeki misk kokusunu etrafa yayarlar.

• Senin insana canlar bağışlayan, şeker gibi gülüşün yüzünden şeker bile sana kul köle olmuş. Diri olan can senin aşkınla dirilik denizine batmış, kaybolmuş.

• Ey dünya sevgisine kapılmış, gaflet sarhoşları! Peygamber mübarek yüzü ile bilgisizlik karanlıklarını aydınlattı. Gündüz oldu, uyanın, kalkın, Hak bülbüllerinin gül bahçelerinden gelen gönül alıcı seslerini işitin, mest olun!

• Yaseminler gibi cilvelen, manevî neşe ile başını oynat, salla! Etrafa şekerler dağıtmak, ağızları manen tatlılandırmak istiyorsan, evini ballarla doldur!

• Nergis gözlerin mest oldu. Sen perî misin, yoksa melek misin? Şekerlerle yoğrulmuşsun, sen gül bahçesinin goncası mısın?

• Kardeşim, gece gündüz mest olmak, kendinde olmamak çok hoş bir şeydir. Aklını başına al da büyükler büyüğü Allah'ın aşkıyla mest ol, bu halden daha iyi hal düşünülemez. Bir ikincisi yoktur.

• Onun mübarek adı, canlara candır. Onu anmak, zikr etmek, madenlere la'ldir, yakuttur. Onun aşkı ruhlara hem güvenlik, hem de emellerin özüdür.

• Adını andığım zaman bahtım yeşerir, kutlu bahta kavuşurum. İsminin anlamını yaşamış olurum.

• Bu kadehteki şarap, sizi bulmak, ağızsız bir yoldan size ulaşıp gönülde, canda parlamak, sizi sizden alıp götürmek için acele ediyor, çırpınıyor duruyor.

• Ey anlayışı olan akıllı kişi! Manen kör olmuş kişinin körlüğünü gider! Bundan başka yapacak bir şey yok. İmtihana kalkışma!

• Bundan başka bir yol yoktur. Bundan başka bir padişah yoktur. Bundan başka bir ay da yoktur. Bundan başka ne varsa hepsi fanîdir, gelip geçicidir.

• Hayır sus, artık sus! Yalancıktan yüzünü ekşit, akıllı kişileri bırak da gizlice mansur şarabı iç!

1219. Güzellerin testilerinden su içenler, suyun kaynağından haber alırlar.

Mefa'îlün, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Fe'ilün 

(c. VI, 3080)

• Sen ya can gözüsün, nurusun, yahut da bizim iki gözümüzsün. Çünkü  parıl parıl, şule şule gözümüzün nuruna nur katıyorsun.

• Sanki sen, çok parlak bir güneşsin de, gönlüm peşinde bir gölge. İki gözünü de şana dikmiş, her tarafa gidip duruyor.

• Dünya güzelleri senin güzelliğinin ırmağından testilerini doldurdular da aşk yolunun s...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tatlı bir ağlayış
« Posted on: 26 Nisan 2024, 10:00:34 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tatlı bir ağlayış rüya tabiri,Tatlı bir ağlayış mekke canlı, Tatlı bir ağlayış kabe canlı yayın, Tatlı bir ağlayış Üç boyutlu kuran oku Tatlı bir ağlayış kuran ı kerim, Tatlı bir ağlayış peygamber kıssaları,Tatlı bir ağlayış ilitam ders soruları, Tatlı bir ağlayışönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes