> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Sevgiliden neler çektim
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sevgiliden neler çektim  (Okunma Sayısı 1501 defa)
22 Ekim 2010, 17:44:33
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 22 Ekim 2010, 17:44:33 »



571. Sevgilinin gamından neler çektiğimi benden sorma. Elini gönlümün üstüne koy, o söylesin

Müfte'ilün, Fa'ilat, Müfte'ilün,   

(c. III, 1212)

• Sevgilinin gamından neler çektiğimi bana sorma! Elini gönlümün' üstüne koy, o söylesin! Gözlerimin içine bak, şarabı ve kadehi bana sorma!

• Aşk ordu çekti, geldi, can alemini ele geçirdi. Artık sen, ben zavallının halini benden sorma, aşktan sor!

• Aşıkların gönülleri, sevgilinin yüzünden kuş yüreği gibi çırpınıp duruyor. Aşıklığa ait nükteli, üstü örtülü sözleri, çırpınıp duran gönüllerden başkasına sorma!

• Pencereden uçan kuşun özelliği nedir? Uçmak değil mi? Eğer sen kuş gibi isen kanadını aç, uç! "Kapı nerededir?" diye sorma, kapı senin ne işine yarar?

• Aşığın babası da, anası da onun aşkıdır. Bu yüzden sen, babadan o kadar çok bahsetme, anayı da o kadar sorma!

• Aşıkların gönülleri kızgın tandıra benzer. Tandıra gelince artık başka bir şey sorma!

• Gönül kuşu, tandırdaki ateşe aşık ise pervane gibi kanadının yanması sana daha yakışır, daha hoştur. Artık kanadı sorma!

• Sevgili ile sen, her ikiniz bir baş olduysanız, iki ayrı beden de bir beden olduysa, artık geri adım atma, artık şu başı da sorma!

• însanoğlunun kulağı da, gözü de hangi toprakla doludur? Arayıp durdugun hazineyi, görülmesi gereken inciyi sen, balçığa bulaşmış baş gözünden sorma! Sen onu gönül gözünden sor!-

"Bu beyitte geçen hazine ile, insanda bulunan ilahî emanete, "kenz-i mahfî" (=gizli hazine)'ye işaret edilmektedir."

 

 

572. Sen bugünkü kıyameti gör de, yarınki kıyameti hiç sorma!

Fa'ilatiln, Fa'ilatiin, Fa'ilatün 

(c. 111, 1208 )

• 0 güzel, o ay yüzlü sevgili olmayınca bizim halimiz nice olur? Sorma, hele aşkından başımıza ne geldiğini, neler çekdiğimizi hiç sorma!

• Bak da gör, yerler de, gökler de onun yüzünün nuru ile doldu, onun boyunu bosunu, salınışını, edasını hiç sorma!

• Aşk gayreti ile inci daneleri gibi dökülen gözyaşlarıma bak, fakat aşk denizinin ne kadar saf olduğunu, dalgalarının ne kadar hoş olduğunu sorma!

• Gönlümüzün kanına ayağını basma, sevdadan da bana hiç bir şey sorma!

• Ayağını basma diye yalvardığım, gönlümün kanını gör, fakat kimseye ondan bahsetme, bir şey söyleme, o şuh, kavgacı güzeli de hiç sorma!

• Yüzbinlerce gönül kuşunun çok kanat çırptıkları için kanatlarının döküldüğünü gör, fakat Kaf Dağı'ndan, zümrüd-ı ankadan bir şey sorma!

• Onun aşkının belasında yüzlerce kıyamet var. Sen bugünkü kıyameti gör de, yarınki kıyameti hiç sorma!

 

573. Ey gönül, sen kendi hayalinden ürküp kaçıyorsun, sen kendi kendinden kaçıyorsun.

Müfte'ilün, Mefa'îlün, Müfte'ilün, Mefa'îliin 

(c. III, 1206)

• Onun dudağına kim yaklaşsa, onu öpmek istese, önden arkadan yaralanır. Çünkü nerede balarısı varsa oraya yaklaşanı sokar.

• Onun yüzü bir gül bahçesidir. Orada yılan gizlenmiştir. Siyah saçları geceye benzer. Hırsızlar, gece bekçileri orada toplanırlar. Bu yüzden orada huzur yoktur.

• Sensiz cihanın ne hüneri, ne değeri vardır? Sensiz o nasıl var olabilir? Can la, cihan da senin kulun ve kölendir. Aslında can da sensin, cihan da sensin.

• Yüzlerce güneş, yüzlerce ay, senin nurundan alınmış birer parıltıdır. Senin güneşin manevî olduğu için, hiç bir zaman batmaz.

"Hz. Mevlana bu beyti yediyüz sene önce söylemişti. 0 zamanki kozmoğrafyada, dünyada tek bir güneş olduğu sanılıyordu. Bugün onbeş milyar ışık yılı uzakta güneşler keşfediyorlar. Bu görüş, Mevlana'nın kerametlerinden birisi olamaz mı?"

• Gök senin mana suyunda döner, durur. Akıl senin hekimliğinin önüne bütün ecza sevablarını sunuyor.

*Zerre zerre bütün yiyecekler, senin hudutsuz, sınırsız olan sofranın önünde dizilmişler, her nefeste bütün canlı varlıklara gıda olmak ümidi ile secdeye kapanarak ihsanını, lütfunu dilerler.

*0 sevgili elini açarak der ki: "Baharın çerçöpe nefesi ile verdiği hayatı, ben bütün cihana veririm."

*Toprak nur yediği için, içinde gümüş ve altın vardır. Toprak aynı zamanda su içtiği için börülceler, mercimekler bitirir.

*Dünyada görülen çeşitli renkler, büyülere benzer. Aşk ise Hz. Musa'nın asasıdır. Ağzını açar da bir nefeste onların hepsini yutar.

*Ey gönül, kendi nakşından, kendi hayalinden ne kadar çok korkuyor, ne adar çok kaçıyorsun? Arkana dön de bir bak! Senden başka kimse yok! Sen kendi kendinden kaçıyorsun.

"Mevlana Mesnevî'nin V. cildinin 669. 670 numaralı beyitlerinde aynen şöyle söylemişti:

"Başkasından kaçan adam ondan kurtulunca rahata kavuşur, karar kılar. Halbuki benim düşmanım da benim, benden kaçan da ben! Şu halde işim kıyamete kadar boyuna kaçmaktır. Ben kendimden kaçarken kendimi de beraber götürüyorum."

• Artık yeter! Sen sakanın atından da daha aşağı değilsin ya! Saka bir müşteri bulunca atın boynundaki çıngırağı çıkarır.

 

574. Onun adını kim anarsa, mezarda kemikleri çürümez.

Mefa'îliin, Mefa'îlün, Fe'ulün 

(c. III, 1235)

• Canla aradığım güzeli, burada bulunanlar arasında göremiyorum.

• Burada bulunanlar arasında yok, acaba nereye gitti? Bu mecliste ondan bir nişane, bir iz göremiyorum.

• Her yere, her tarafa bakıyorum. Onun gül bahçesinden bir iz göremiyorum.

• Müslümanlar; güzelliği ile etrafa nam sarmış olan o güzeli, mum gibi bu meclisin ortasında ışık saçarken görmüştüm. 0 nereye gitti?

• Adını söyle, onun adını kim anarsa mezarda kemikleri çürümez.

• Elini öpene ne mutlu! Can verirken onun adını ananın ağzı tatlılaşır.

• Yüzünü gördüğüme mi, yoksa huyunu öğrendiğime mi şükredeyim? Dünya onun bir eşini benzerini görememiştir.

• Yeryüzünün onu bulamamasına şaşmamalı. Gökyüzü bile onun aşkı ile dönüp duruyor.

 

575. Aşk bir tek candır, ama yüzlerce şekle girmiştir.

Mefulü, Mefa'îlün, Mef'ulü, Mefa'îlün

 (c. III, 1227)


• Yüzü de güzel, saçı da güzel, hele alnına dökülen o kıvrım kıvrım kakülleri daha da güzel! Her an, her saat onun canına da, dinine de yüzlerce rahmet olsun.

*0 her lahza, her saat bir önceki nazından, edasından daha da tatlı, daha da güzel. Haydi sevgilim, yeni bir eda, yeni bir işve göster.

*Büklüm büklüm saçlarını rüzgar karıştırınca, büklümlerinde yüzlerce Çin, yüzlerce Maçin ülkesi kaybolur.

*Ey benim gözüm; nefesini kes, sus! Gülüp duran, güzelliğinin anlatılmasına imkan olmayan o ay yüzlüye dikkatle bak! Ara vermeden onu seyret!

*Onun ab-ı hayatının üstünde, yüzlerce gökyüzü döner. Onun temkinli hizmetinde yüzlerce dağ, el pençe divan durur.

*Aşk bir tek candır, ama yüzlerce şekle girmiştir. Onun bu haline. bu kurnazlıklarına, oyunlarına baktım da şaşırdım, deli divane oldum.

*Görülmemiş güzellikler, işitilmemiş edalar, aşk şekline girmiş de, gelmiş anın karşısına çıkmış. Böylece aşk, canın gerçek ve ölümsüz güzelliğine kavuşmasını, anlatılamaz manevî zevkler duymasını sağlamıştır.

*Artık ben susayım, ey çalgıcı! Sen bu hali perdeye vur, çalgınla sen söyle! perdelerden çıkan nağmelerden, aşkın ihtişamını, debdebesini duy, güzelliğini işit!

 

576. Gündüzler senin güzel yüzünün aydınlığıdır, geceler ise siyah saçlarının gölgesidir.

Mef'ülü, Mefa'îliin, Mef'ulü, Mefa'îlün 

(c. III, 1128 )

*Ey ay yüzlülerin Yüsuf'u! Ey mevkii, şerefı. güzelliği hoş dilber! Ey Hüsrev, ey Şirin, ey yüzü gözü, bedeni güzel, hayali güzel varlık!

*Ey yüzü aya benzeyen sevgili! Sanki yüzün bir sudur, fakat o suyun içine îş düşmüştür. Hem ateşin görülmemiş bir ateş, hem dupduru, saf olan suyun çok hoş, çok tatlı bir su!

• Ey Allah'ın lütfunun, ihsanının şekle, sürete bürünmüş hali! Gerçekten de suretin hoş! Ey şekli ve sureti ruhanî güzel! Senin güzellik ve ululuk nurun pek hoş!

• Ey akılların sarhoşluğu! Artık sevgi ile bir coş! Ey buluşma sabahının pek hos, pek doyulmaz olduğu dilber! Artık bizi birbirimize kavuşturmaya çalış!

• Gündüzler senin güzel yüzünün aydınlığıdır, geceler ise siyah saçlarının gölgesidir. Ey falı ve talihi güzel varlık! Bu gece ay gibi doğ!

• Eğer sen bana lütuflarda bulunur, kavuşturmakla sevindirirsen, yahut cefa ve imkansızlıklarla beni hırpalarsan, üzersen; mademki sen benim canımla karışmışsın, benim için yalnız safan değil, cefan da imkansızlığın da hoştur!

• Gönül bir gün bana dedi ki: "Ay elbette bir yıl olur, döner gelir." Can gönlün kulağına; "Ey gönül!" dedi, "Senin ay'ın da güzel, yılın da güzel!"

 

Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sevgiliden neler çektim
« Posted on: 24 Nisan 2024, 06:36:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sevgiliden neler çektim rüya tabiri,Sevgiliden neler çektim mekke canlı, Sevgiliden neler çektim kabe canlı yayın, Sevgiliden neler çektim Üç boyutlu kuran oku Sevgiliden neler çektim kuran ı kerim, Sevgiliden neler çektim peygamber kıssaları,Sevgiliden neler çektim ilitam ders soruları, Sevgiliden neler çektim önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes