> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Ruhlar toprağa esir oldular
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ruhlar toprağa esir oldular  (Okunma Sayısı 1237 defa)
20 Ekim 2010, 11:40:24
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 20 Ekim 2010, 11:40:24 »



920. Ruhlar, toprağa ve suya esir oldular! Sen,
 şu balçık yurduna baskın yap da, esirleri kurtar!

Fe'ilat,Fa'ilatün,Fe'ilat,Fa'ilatün

(c.IV.1986)


• Sevgilim! Güzel ve şuh gözünle bir göz işareti et de, yıktığın bu gönlü bir bakışla tamir et!

• Şu beden kabrinin içinde gönül ve can, senin aşkının şehitleridir! Bu şehitlerin mezarına uğra, bir ziyarette bulun!..

• Sen, Yusuf gibi gülüşünle bütün Mısırlıların ellerinin kesilmesine sebep olmuşsun; bari yüzünü göster de, gönlü ve canı al, bir ticarette bulun!..

• Cefa etmeye söz verdin de, bunun için ayak sürüklüyorsun! N'olur, sözünü   yerine getirme de, kefaret ver!

• "Böyle lütuflarda bulunmakla sizden ne kazancım, ne faydam olacak?"  deme! Karşılığını beklemediğim lütfunun bir faydasından bize ver de, sen zararet!

• Safran gibi sararmış yüzleri, güller ve laleler gibi yap; üç-dört kan damlasından müjdelenmiş bir gönül yap!

• Devlet, senin kulun kölen olmuştur; o hiç bir emrinden dışarı çıkmaz! Ey padişah; bizimle o devletin arasında elçilik yap!

• Mademki senin hilm dağının önünde günahlar saman çöpü gibidirler, bizim dağ gibi olan günahlarımıza hakaretle, değer vermeyen bir bakışla bak!

• Bedenimiz, ana rahminde iki damla kandi; kudretinle, sanatınla güzel bir adam oldu! Kötü huylarımızı, pis sıfatlarımızı da yine öyle temiz sıfatlara çevir!

• Canlar, ruh aleminden geldiler, toprağa ve suya esir oldular! Sen, bu balçık yurduna bir baskın yap da, esirleri kurtar!

921. Allah'ın yeryüzündeki baharından başka bir baharı daha vardır ki,
orada ölüm yoktur;  çiçekler solmaz!

Fe'ilatün, Fe'ilatün, , Fe'ilün 

(c. IV, 1990)

• Samandan ve ottan başka bir şey görmeyen hayvan canı, Allah'ın kudreti ile akıl, fıkir gül bahçesine layık oldu!

• Allah'ın yeryüzündeki bahar mevsiminden başka bir baharı daha vardır ki, orada ne ölü vardır, ne puta tapan vardır, ne de put!

• 0 manevî ilkbaharın esen rüzgarından baykuşlar beyaz doğan olurlar; baharın nefesi ile dişi çaylak, arslandan daha iyi, daha yiğit bir hale gelir!

• Herkes, herşey dirilir ve şükretmek için ağızlarını açarlar! Öpüşler bile, ağızlardan gelen zevk ve neşe kokusundan serhoş olurlar!

• Seher rüzgarının destanlar anlatan eli, güzel kokulu şeylerin bulunduğu kabı çalkaladı da, etrafa anber kokulan yayıldı! 0 güzel kokular, çemen çocuklarına güzel şeyler öğretti!

• Seher rüzgarının nefesi, Cebrail (a.s.) gibidir; ağaçlar da Meryem'dir! 0 nefesin el oyununa bak ki, çiçek tozlarını dalların üstüne serper de, karı ile kocanın yaptıklarını yapar!

• Bulut duvak altında güzeller bulunduğunu gördü de, Aden incileri, mücevherleri saçtı!

• Kırmızı gül, neşesinden yenini yakasını yırttı! Hz. Yakub'a Yusufun gömleğini ulaştırma zamanı geldi!

• Sevgilinin iki dudağı Yemen akiği gibi gülünce, Yemen tarafından Hz. Muhammed(s.a.v.)'e Rahman'ın kokusu geldi!-

"Hz. Mevlana bu beyitte, Veysel Karanî hazretleri için söylenen şu mealdeki hadîs-i şerife işaret etmektedir: "Yemen tarafından Rahman'ın kokusunu duyuyorum!"

• Bilmiyorum, daha ne kadar böyle dağınık sözler söyleriz? Zamanın o güzelinin dağınık saçlarını görmedikçe gönlüm, bir türlü rahata kavuşmuyor!

• Ey Şems-i Tebrîzî; gel, gönlüme güneş gibi ışık kılıcını vur! Kalkana benzeyen cana, ancak güneşin kılıcı nur verebilir!

 

 
922. Sevgilim! Gönül ve can, senin mest olmuş gözlerinin birer kölesidir!

Fe'ilat, Fa'ilatün, Fe'ilat, Fa'ilatün 

(c.IV, 1985)

• Sevgilim; şarap getir de, mest olanların mahmurluklarını gider! Onların hepsi de, güzel yüzünün aşkı ile kararsızdırlar!

• Onlara, yıllanmış şarap getir; sabah şarabı ile güller açtır! Mest olanların şarabından gökler bile coştu!

• 0 canın kararını, o canın gülünü, lalezarını ver de, mest olanların ağızlarını, kucaklarını şekerle doldur!

• Şarap kadehini eline al, şeker gibi avucunu dudaklarına götür! Kerem et, rahmet suyundan serp de, mest olanların elem tozlarını bastır!

• Sevgilim! Gönül ve can, senin mest gözlerinin birer kölesidir! Sende bulunan o hoş şarapla mest olan ihtiyarlarını, cüz'î iradelerini ellerinden al!

• Lale renkli şarabın tadı onların damaklarına değince, mest olanların yüzlerinin, yanaklarının renginden gül bile utanır!

• Aşıklar meclisinin her tarafı şaraptan sakinleşince, mest olanların zülfikarının ucu, gamın boynunu vurur!

• Sevgilim! Sen, bizim gündüzümüzsün; gamımızı kederimizi yakansın! Mest olanların işlerinin güçlerinin yoluna girmesi, yücelmesi hep sendendir!

• Arslanların kulaklarından tut da, hepsini deve gibi katar et! Çünkü sen, Hakk arslanını tutansın; mest olanların yularları avucundadır!

• Akikten kadehin var, tam bir tadın var! Mest olanları avlamak için ne garip bir tuzağın var!

• Sen cansın; senin değerinin ölçüsüz kalmaması için söz burada kesildi! Sen sakîleri imrendirirsin; mest olanlar seninle avunurlar!

 

923. Arş şarabı öyle bir şarap ki, bir kadehini ölünün avucuna koysan,
ölü dirilir, telkine cevap verir!

Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilün 

(c. IV, 1983)

• Allah'a yemin ederim ki, ne yağlı yemeklere meylim var, ne de ballı tatlıları canım istiyor! Altın dolu kesede de, altın kasede de gözüm yok!

• Bütün yeryüzündekileri zamanı gelince öldürüyorsun! Bu hali gören ay, gökyüzünden bağırıyor! Diyordu ki: "Bu ne şaşılacak şey; bu ne kudret, bu ne temkin, bu ne cömertlik!.."

• Allah'a hamd olsun ki, bu ülkeye ulaştım! Aşkın, bana; "Oturma, yürü!" dedi. Meğer tamamıyla doğru imiş!  İşte, dediği çıktı; yürüyorum!

• Beni ayakta görünce başı ile işaret etti de; "Otur, rahatına bak!" dedi. "Ne diliyorsan dile; o, eline geçecek, muradına erişeceksin!"

• Bütün varlıklar onun aşkı ile mest olmuşlar da, ona secde etmedeler! Kurt ile kuzu uzlaşmış; gönüllerde ne haset kalmış, ne de kin!..

• Öyle mest olmuşlar ki, köyün yolu ile evin yolunu ayırdedemiyorlar! Biz insan mıyız, yoksa kırmızı gül müyüz; farkında bile değiller!

• Herkes eline bir kadeh şarap almış; "Söyle ey şekerler gibi tatlı, güzel padişah! Ne yapayım; bunu içeyim mi, yoksa birisine mi bağışlıyayım?" diyor!

• 0 da cevap verip diyor ki: "Sen içmene bak; neden bağışlamak istiyorsun? Hele sıra sana gelince, bağışlamanın yeri mi var?" Bunu duydum da içtim. Zaten ben, onun kuluyum; içmeyeyim de ne yapayım?

• Sen, bu arş şarabını iç! Bu öyle bir şarap ki, bir kadehini ölününün avucuna koysan, ölü dirilir, telkine cevap verir!

 

924. Dostlarla beraber, yağmur gibi, bağlara bahçelere yağalım!

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Fe'ülün 

(c. IV, 1913)

• Yarın, bütün dostlarla beraber bahçeye gidelim; ruhları ile anlaşan, sevişen dostlarla beraber yağmur gibi bağlara bahçelere yağalım!

• Çağırdık, seslendik; "Duydum, duymadım!" demeyiniz! Yarın, bağa bahçeye gitme günüdür; aşıkları, dostlara hakkı geçenleri çağırdık!

• Şu bahar mevsiminde, bağlarda bahçelerde yüzbinlerce güzeller, yüzbinlerce yeşillik gelinleri, o güzellere gönül verenler, o gelinlerle gerdeğe girenler var!

• Onların hepsi de neşeli, hepsi de gülüyorlar, el çırpıyorlar; hepsi de aşk padişahı, hepsinin tacı tahtı var!

• Her ağacın altında bir ay yüzlü dilber var; ne kadar da güzel, ne kadar da hoş! Yasemin yanaklı güzeller, güzellikleri ile göz kamaştırıyorlar!

• 0 güzellerin bir kısmı, çayırlar çimenler, yeşillikler gibi yaya yürüyorlar;  bir kısmı gül dalları gibi atlı!

• Ne yeşilliğin güle haset ettiğini görüyorsunuz, ne de sevgi şarabı ile mest mahmurluğunu görüyorsunuz!

925. Artık dünya evinden bıktım, usandım;   ötelere gitmek zamanı geldi!

Mefa'îlün, Mefa-îlün, Fe'ulün 

(c.IV, 1896)

• Bu kadar cefa etmek ve mazlumların kanlarına girmek sana yakışmaz!

• Benim, senin için yaşamam gerek; yoksa, bence can vermek kolaydır!

• Senin adını duyduğum günden beri uykusuz geçen geceleri saymaktan usandım!

• Senin gibi bir kerem ve ihsan sahibinden nasibimin ızdırap duymak, meyus olmak halinde görünmesi reva mıdır?

• Ey sahibim, ey efendim! Güzel yüzünü görmek ve gözünün önünde ölmekten daha şerefli, daha hoş bir şey olamaz!

• Mum gibi kanım ateşler içinde kaldı; gönülden cosmadayım; yanaklarım sarardı soldu!

• Artık bu dünya evinden bıktım, usandım; göklerin üstüne çıkmak, ötelere gitmek zamanı geldi!

 

926. Yokluk bir denizdir;  Şu alemse, o deni...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ruhlar toprağa esir oldular
« Posted on: 26 Nisan 2024, 23:10:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ruhlar toprağa esir oldular rüya tabiri,Ruhlar toprağa esir oldular mekke canlı, Ruhlar toprağa esir oldular kabe canlı yayın, Ruhlar toprağa esir oldular Üç boyutlu kuran oku Ruhlar toprağa esir oldular kuran ı kerim, Ruhlar toprağa esir oldular peygamber kıssaları,Ruhlar toprağa esir oldular ilitam ders soruları, Ruhlar toprağa esir oldularönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes