RUBAİLER IV
201
Bir ömürdür ki can benliğini terk etmiş bir kişinin kulu, kölesi olmuştur. Bu yüzdendir ki, dünyada bulunan erkekler de, kadınlar da onu parmakla gösteriyorlar. Candan, cihandan vazgeçmek zor değildir. Sevgilim asıl zor olan şey senin mahallenden kalkıp gitmek, senden uzak düşmektir.
202
însaf et, bu kadar gönül kıran, o acı sözler, bu güzel ağıza hiç yakışır mı? Şu var ki, sevgilinin o latîf, o tatlı dudaklarından hiçbir zaman acı söz çıkmaz. Fakat onun gönül kıran acı sözler söylemesi, benim kendi acı bahtındandır.
203
Artık bildim ki, aşk benden ayrılamaz, bana bağlanıp kalmıştır. Onun örtülmüş saçları benim elimdedir. Dün, her ne kadar ben kadehin sarhoşu idiysem de, bugün öyleyim ki, kadeh benim sarhoşumdur.
204
Sevgilimin bana karşı olan ahdinde, vefasında, gösterdiği ilgisizlikten otürü, gece ve gündüz gözlerimden kanlı yaşlar dökmek adetim oldu, o bir "aşka sevgili, benden vazgeçmiş, rahat rahat oturuyor. Ben ise, aptallar gıbi oturmuşum; o, benim sevgilimdir deyip duruyorum.
205
Dedim ki: "Gönlüm benim aletımdir, edevatımdır. Rebab gibi benimle aynı seste, aynı terennümdedir." Ben bu gonlümü, kendime dost sanıyordum, meğer, bu gönlüm, başka birinin dostu imiş, haberim yok.
206
Sevgilim, senin sayende gönlüm güllerle, yaseminlerle dolu. Senin lutfuna, ihsanına nail olmuş benim gibi kim var? Candan ve cihandan vaz geçmek zor değildir, asıl zor olan şey, senin mahallenden ayrılmak, senden uzak düşmektir.
207
Tenimin her cüz'ünde sevgilimin bir belirtisi vardır. Vücüdumun her parçası sevgilimin bir dili gibidir. Ben sanki bir çeng olmuşum da onun güzel göğsüne dayanmışım. Bendeki bu inleyiş, bu feryad sevgilimin parmaklarındandır.
208
Ayağının bastığı toprak, canımın saadetidir. Toprak, onun ayakları altında çiğnendiği için baştan başa gül olmuştur. Yasemin olmuştur. Sevgilim, ayağını bastığın yerler sana meyveler verir, çiçekler, çimenler bitirir. 0 ayağını bastığın topraktan, yüz nasıl kaldırılabilir?
209
Kavuşma, buluşma zamanında güzel yüzü, benim gülen bir gülümdür. Ayrılık anında, hayali benim gönlümdür, imanımdır. Gönül benimle, ben de gönülle hep kavga ediyoruz, bir türlü barışamıyoruz. Her birimiz, "0 güzel senin değil, benimdir." diyoruz.
210
Güzelliğin, sevimliliğin sultanı benim o düzgün endamlı ay yüzlümdür. Şu deli gönlüm, onun aşk zincirine vurulmuştur... Ben o ay yüzlümün kapı-sının toprağını gönül kanıyla sulamaktayım. Halbuki onun kapısının toprağı, kanımdan daha kıymetlidir, daha değerlidir.
211
Sevgilim, senin yüzünün güneşi göklere sığmaz. Çünkü güzelliğin, dille anlatılacak bir güzellik değil. 0 bambaşka bir güzellik... Senin aşkın, cana, cihana sığmazken, şaşılacak bir şeydir ki, geldi, benim içime, benim gönlüme sığdı, gönlümü kendine yer edindi.
212
Yerde ve havada olan her zerreye iyi bak ki onlar da bizim gibi bir kudretin meftunu ve mecnünudur. Neşeli, neşesiz; iyi, kötü her zerre, eşsiz bir gönlünü kaptırmış, dönüp durmaktadır.
213
Sevgili zariftir, naziktir; günahı budur. Güzeldir, latîfdir, hoştur; günahı budur. Acaba hangi ayıbımı gördüler de ondan kaçıyorlar?... Onun ayıbı yoktur, afîftir; günahı budur.
214
Eğer sevgiliye kavuştunsa, bağlı, bahçeli cennet budur. Eğer ayrı düş-tünse cehennem, ateş budur. Aşk kadimdir, ondan önce hiçbir şey yoktur. Fakat aşk, cihanda örtülmüş, bir sır olarak kalmıştır. Ne gariptir ki, örtülü olan kendini örteni meydana çıkanyor, aşk Allah'ı buluyor; oyun, şaka işte budur.
215
Benim yaşadığım müddetçe sanatım, işim, gücüm budur. Avcılığım, avlanmam, avım budur. Günüm, zamanım budur. Rahatım, kararım, gam ortağım budur.
216
Ey gönül, bir sen varsın, bir de O'nun derdi var. O'nun dertlisi olmak ne hoştur. O'nun derdi, senin dermanındır. Bu sebeple O'nun verdiği, ızdırabı, çek, sakın şikayet etme, sızlanma. O'nun takdiri, onun femanı, budur. Maddî arzularını ayak altına alırsan, o zaman, nefsin köpeğini öldürürsün ki asıl kurban da budur.
217
Gözümden uzaksın, bakış ve görüşüm sana varamıyor. Sebebi şu: Bizim gözlerimiz hala süreti görmekte, renk ve şekil üzerinde durmaktadır. Senin vüzünü görmeye, cemalini müşahede etmeye ehliyeti, kabiliyeti yoktur. Fakat böyle olmakla beraber gönül senden kendini nasıl çeksin? Sen cansın, can da tatlıdır.
218
Ölümde, adalet ve din ehline bir başka hayat vardır. Ölümden, temiz ruhlara huzür ve sükün gelir. Ölüm, Hakk'a kavuşmadır. Cefa etmek, kin gütmek değildir. Fakat, ölmeyen bir kimse, öleceğim diye, boyuna ölür durur. Zaten en büyük dert de budur.
" Bu ruba'î; "Ölmeden evvel ölünüz." hadîsinin yardımı ile demanalandırılabilir."
219
Sözün altın gibi değerli olsa, işlediğin işler kötü ise, kimsenin yanında bir pul bile etmezsin. Değeri sırtındaki eyerden aşağı olan bir ata nasıl güvenir de yola sürersin?
220
Bizim güneşimiz, yıldızlarımız, dolunayımız O'dur. Bostanımız, gül bahçemiz, sarayımız, baş köşemiz O'dur. Kıblemiz, orucumuz, sabrımız O'dur. Bayramımız 0, Ramazanımız 0, Kadir gecemiz 0, her şeyimiz O'dur.
221
Işle güçle dolu olan bu gönül, onun mektebindendir. Bugün ki ben aşk hastasıyım, bu hastalık, onun verdiği hararettendir. Hekimin bana emrettiği her şeyden perhiz ederim, sakınırım. Ancak onun güzel dudaklarının şarabından ve şekerinden asla perhiz edemem.
222
Her nereye başımı koysam, secde edilen ancak O'dur. Altı cihette ve altı cihetten dışarda mabud ancak O'dur. Bağ, gül, bülbül, güzel hepsi birer bahanedir. Bunların hepsinden maksat, bütün O'dur.
223
Senin başını kesen, seni öldüren aslında sana iyilik eden, seni gamdan, ız-dıraptan kurtaran bir kişidir. Başına taç koyan kişi ise, seni aldatan, senin iyi huylarını, tevazuunu, insanlığını çalıp çırpandır... Sana yük veren, meta veren, dünyalık veren, senin yükün olmaktadır. Senin gerçek dostun, seni, senden alan kişidir.
" Bu ruba'îyi daha iyi anlamak ve zevkine varmak için, Hallac-ı Mansur hazretlerinin "Gerçekten de benim öldiirülmemde hayat vardır." sözünü hatırlamamız iyi olur."
224
Gönlümün içi de, dışı da O'dur. Bedenim de, can da, damar da, kan da bütün O'dur. Artık böyle bir yere imansızlık ve iman nasıl sığar? Bu halde, nasıl olur da benim varlığım kalır? Ben artık yokum, bütün varlığım 0 olmuştur.
225
Ey özden, içten haberi olmayan, dış görünüşe aldanan, madde ile gurura kapılan, aklını başına al! Senin rühunda, gönlünün içinde bir dost var. Duygu senin teninin özüdür, duygunun özü ise, s...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın