> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Neden yaratılana gönül veriyorsun ?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Neden yaratılana gönül veriyorsun ?  (Okunma Sayısı 1372 defa)
22 Ekim 2010, 18:15:08
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 22 Ekim 2010, 18:15:08 »



481. Neden yaratana değil de onun yarattığına gönül veriyorsun?

Mefulü, Mefa'îlü, Mefa'îlü, Fe'ulün

 (c. II, 1036)


• Ey ümitle, korku ile dünya malı üzerinde titreyip duran kişi! Biraz da sana bu  malları, bu nimetleri vereni, sana bakışı, görüşü bağışlayanı düşün, ona bak!

• Ey isteyen, ey aşık! Sana bu isteği vereni düşün; eseri yaratanı gör! Neden yaratana değil de, onun yarattığı esere gönül veriyorsun?

• Etrafında bulunanlarla didişmeye, savaşmaya çekip götüren, yahut da sana huzur içinde, barış halinde yaşama duygusunu verene bak! 0 bazen seni dostlarla, halkla görüşmeye sevkeder. Bazen de seni yücelere doğru yolculuğa düşürür.

• 0, hep sana bakıp durmada!.. Halbuki senin gözün sağda solda! 0 sana, dilsiz dudaksız söz söylemede; sense, kulağını dünya masalına vermişsin!

• Hayatta duyduğun ıstırap, keder şişlerini beden öküzüne saplayan o; öküzün aklı ise hep hayhuyda! Hz. îsa yol arkadaşı olmuş ama, eşekçinin bundan haberi yok; o, hep eşeğini kollamada!

• Her öküz, her eşek sırtından, sağrısından modullanır; sen ise pişmanlık şişini göğsünden, gönlünden yiyorsun!

• Dünyada sana saplanan bela, felaket şişlerini senin sağırlaşmış gönlün anlamasa da, onun aşçısı, cehennemde seni o şişlerle kebap eder!

 

482. Aşıkların hali.

Müstef'ilün, Müstef'ilün, Müstef'ilün, Müstef'ilün 

(c. II, 1018 )

• Haydi gönül gözü; can gözünü aç da, aşıklara dikkatle bak! Onlar, gönül gibi karışık duygularla, karışık düşüncelerle alt üst olmuş, can gibi başsız ayaksız kalmış kişilerdir!

• Hepsi de bir şey kazanamadan çalışıp çabalamada; hepsi de tencere gibi kaynaşıp coşmadalar! Hepsi de riyadan, gösterişten uzak, perdesiz örtüsüz! Hepsinin de gönlü Hakk'ın hükmüne karşı siper olmuş da, ne gelirse, canla başla şikayet etmeden kabul etmedeler!

• Onların gönülleri gülden de, bahçeden de daha neşeli; hatta onlar, selviden bile daha da hür boy atmışlar! Onlar, akıldan da, fikirden de üstünler; onlar, ab-ı hayattan bile temizdirler!

• Onlar, loş bir yere düşen güneşin ışığındaki zerreler gibi havada titrer dururlar; onlara güneşin ışığı kaftan olmuştur! Onlar, balçıktan yaratılmışlar, balçığa ayak basmışlar ama, gönlün tam içinden başgöstermişlerdir!

• Onlar, kan denizlerinin dalgaları üstünden, yani dünya hayatının başlarına getirdiği çeşitli musibetlerden, belalardan geçip gitmişlerdir! Ufak dalgalarından, ufak köpüklerinden eteklerine bir zerre bile bulaşmamıştır da, tertemiz kalmışlardır!

• Onlar, gönül gibi dikenler içinde kalmışlar ama, insanlara neşe veren şarap gibi hapistedirler! Onlar, balçık içinde kalmış gönül gibidirler; onlar, gece içinde gizlenmiş seher gibidirler!

• Sen de, bir an için olsun, onların canlarına arkadaş olunca, onların kadehlerinden onların şarabını içince mest olursun, hoş bir hale gelirsin! Onların şarabı ile hayırdan da, şerden de kurtulursun!

• Oğlum; yeter, sus! Her kuş, bütün bir inciri yutabilir mi? Dudu kuşunun yiyeceği şekerdir; karganın yiyeceği ise, başka bir şeydir!

 

483. Yeryüzünün cüz'lerine bir bak;  senin aşkına düşmüşler de,
 oynayıp duruyorlar!

Mef'ulü, Mefa'îlün, Mef'ülü, Mefa'îlün 

(c. II, 1028 )

• Ey benim canım! Senin kendin cana yakınsın, tatlısın, bal gibisin! Sözlerin de pek hoş, pek güzel; sanki onlar da bir başka çeşit bal! Ey aşk; senin her an canda, gönülde bir başka işin gücün var!

• Senin güzel yüzünü gören her canda, bağlar bahçeler meydana gelmektedir yeşillikler gülümsemededir! Kıvırcık saçlarının, her gönülde bir başka misk yağı var!

• Gökyüzünde dolaşan ay, senin aşkının yüzünden bazan zayıflıyor, inceliyor, bazan da bedir haline geliyor, dolunay oluyor! Böylece aşkın, aya bile yüzlerce dertler, hastalıklar vermektedir!

• Senin bahar mevsimin de, bağlara bahçelere ayrıca lütuflar, keremler bağışlamaktadır ama, gönül yine de çayırlıktaki yapraklar gibi titremede; "Sonbahar gelince herşey altüst olur!" diye korkmadadır!

• Senin kapının toprağından olmayan her sürme, her ilaç gönül gözüne bir başka hastalık verir, bir başka dert getirir!

• Yeryüzünün cüz'lerine bir bak; senin aşkına düşmüşler de oynaşıp durmadalar! Bir kısmı oynamayı bırakıp oturunca, yerine başka zerreler gelip oynamaya başlarlar!

• Yeryüzünde cana yücelik de aşktan gelmede, nur da aşktan gelmededir! Yeraltında bedene tohum gibi bitme, başkaldırma yine ondan gelmededir!

• Ne zamana kadar surete, harfe, söze bürünmüş gazeller söyleyip duracaksın? Sen, candan harfsiz, suretsiz, sözsüz bir başka gönül gazeli duy!

 

484. Düşünceyi, endişeyi bırak!

Mef'ulü, Fa'ilatü, Mefa'ilü, Fa'ilün 

(c. 111, 1122)

• Düşünceyi, kuruntuyu bırak; onlara gönlünde yer verme! Çünkü sen, çıplak bir kişi gibisin; düşünce de zemheri soğuğu gibidir; zemheriden kendini koru!

• Mihnetten, sıkıntıdan, ıztıraptan kurtulma düşüncesine kapılmışsın! Bunlardan için sarıldığın düşünce, mihnetin, ıztırabın kaynağıdır!

• Sanat pazarında düşünce yoktur; orası, düşüncenin dışarısındadır; bunu böyle bil! 0 havaya kapılan, onun maskarası olan eserleri seyret, endişeden kurtul da, içinde huzuru bul!

• Binlerce kuş, yokluk aleminden uçup gelir; şu binlerce ok da, bir tek yaydan fırlar gider!

• Nutfeden, erlik tohumundan güçlü kuvvetli bir er yaratan Allah, uyuyana, uykusunda uçup gidecek bir yol açar!

• "Şu hayale kapılanlar yola düşsünler, acele etsinler!" diye her an yoklukta bir şekil gösterir!

• Mademki bana; "Sus!" dedi, emre uymam gerek! îşte ben de susuyorum! 0 emir sahibi, bir gün bunu kendisi açıklar!

 

485. Sen aşkı görmediysen, bari onun yaptığı işleri, güçleri seyret!

Fa'ilatün, Fa'ilatün, Fa'ilat

 (c. III, 1101)

• Sevgilinin yumuşak yüzüne, yumuşacık yanağına bak; gözlerini aç da, onun bakışları ile insana kadehsiz şarap sunan gözlerini seyret!

• 0 çok kıymetli akik dudaklar gülünce, gönüllerin ona tutulduğunu gör!

• Sarhoşluktan başkaldır, uyan; uyan da, onun uyanık bahtının gücüne, kuvvetine  yaptığı işlere bak!

• Ucu bucağı olmayan gönül bahçesine gir; gir de, o bahçenin sayısız tatlı meyvelerini seyret!

• 0 bahçenin oynayıp duran yemyeşil dallarına bak; etrafına hoş kokular yayan dikensiz güllerini seyret!

• Daha ne zamana kadar dünya nakışlarını, dünya güzellerini ve güzelliklerini dünya gül bahçelerinde seyre dalacaksın? Dön de, onun sırlarını, hikmetlerini düşün! Kara topraktan başkaldırıp çıkan çeşitli meyve ağaçlarındaki meyvelere o tadı, o kokuyu, o rengi, o güzelliği kim verdi? Yeraltında güllere, çiçeklere o güzel kokuyu kim aşıladı? 0 güzel renkler hangi ressamın fırçasından çıktı?

• Hayvanlann ve bitkilerin tabiatlarındaki açgözlülüğü gör de, ondan sonra onların tokgözlülüklerini, bol bol nimet verişlerini seyret

"Hayvanlar olsun, bitkiler olsun kendi soylarının devamı için hırsla çalışırlar, mahsul verirler. Bu dış görünüş, bütün varlıklar, bütün kainat insan için yaratılmış; "Sen olmasaydın yaratmazdım!" sırrı tecelli etmiştir. Mesela, şu tavukların yeme karşı gösterdikleri hırsı düşün; bir sene zarfında yumurtladıkları yumurtaları say! Onlar, kaç yumurta üzerinde yatarak civciv çıkaracaklardı? Arta kalan yumurtalar ne olacak? Arılar, hırsla kovanlarını balla doldururlar. Yaptıkları  balın ancak onda birini kendileri yiyeceklerdir; üst tarafı kim için ?   Bir elma ağacında yüzlerce elma var. Bunlar, kendi nesilleri için bolca meyve verdiler ama, elmalarda bulunan çekirdeklerin her birinin içinde bir elma ağacı gizli. Böylece, bir elma kaç ağaca gebedir; üst tarafı ne olacak?"

• Hırs da, tokluk da aşkın işidir, sanatıdır! Sen aşkı görmediysen, bari onun yaptığı işleri güçleri seyret!

• Renkten renge giren aşkı görmediysen, ona gönül verip ağlayan, inleyen aşığın yüzünün rengine bak!

 

486. Dünya, binlerce yıllardan beri insanlara birbirlerinden miras kalmıştır!

Mef'ulü, Fa'ilatü, Mefa'îlü, Fa'ilat 

(c. III, 1119)

• Yalnız kaldığın için üzülme! Şu kadarını bil ki; dünyada hiç kimse kimsesiz kalmaz! Birisi ile uyuşamazsan, anlaşamazsan, onun yerine Allah bir başkasını senin karşına çıkarır!

• Ben bu evden gidersem, evi boşaltırsam, benim  gibi bir başkası, yahut da benden beteri çıkar gelir!

• Dünya, binlerce yıllardan beri insanlara birbirlerinden miras kalmıştır; baba toprak altına gidince, oğul baba yerine geçer!

• Yalnız insanlar değil, hayvanlar da böyle! Böyle olmasaydı, dünyada bir tek canlı varlık göremezdin!

• Güneş, geceleyin gökyüzü damından çekilip gidince, güneşin yerini yıldızlar, yahut ay alır!

• İnsan bir hüner...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Neden yaratılana gönül veriyorsun ?
« Posted on: 26 Nisan 2024, 00:39:34 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Neden yaratılana gönül veriyorsun ? rüya tabiri,Neden yaratılana gönül veriyorsun ? mekke canlı, Neden yaratılana gönül veriyorsun ? kabe canlı yayın, Neden yaratılana gönül veriyorsun ? Üç boyutlu kuran oku Neden yaratılana gönül veriyorsun ? kuran ı kerim, Neden yaratılana gönül veriyorsun ? peygamber kıssaları,Neden yaratılana gönül veriyorsun ? ilitam ders soruları, Neden yaratılana gönül veriyorsun ?önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes