> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Ne olur gel
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ne olur gel  (Okunma Sayısı 1061 defa)
19 Ekim 2010, 13:01:02
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 19 Ekim 2010, 13:01:02 »



1201. Ne olur gel! Canımın yerine sen benim bedenime gir de, bana can ol!

Mefa'îlü, Fe'ilatün, Mefa'îlü, Fa'îlün 

(c. VI,3050)

• Sevgilim sen güzellik hulasasısın, özüsün! Güzelliğin eşsiz padişahısın! Sen her insan gibi balçıktan yaratılmadın, büyük yaratıcı seni akılla, canla yoğurarak yarattı. Bu yüzden sen baştanbaşa cansın, akılsın!

• Gel, gel ki sen halkın hayatısın, canısın, kurtuluşusun! Gel, gel ki sen Hz. yakub'un gözdesisin, gözünün nuru da sensin!

• Suyuma, toprağıma, şu balçık yaratılmış bedenime ayağını bas, beni güzel ayaklarının altında ez! Ez de suyun bulanıklığı, toprağın karanlığı gitsin, su da arınsın, toprak da arınsın, senin sayende kirlilikten kurtulayım, tertemiz insan olayım.

• Senin nurunla taşlar yakut olsun, sana gönül veren, seni arzu eden kişi, senin lütfunla kendisi istenen, gönül verilen bir güzel olsun ve güzeller arasına karışsın.

• Sen bu güzelliğinle yüzlerce cana bedelsin! Ne olur gel, canımın yerine sen bedenime gir de bana can ol!

 

1202. Gizli dilber.

Mef'ulü, Fa'ilatün, Mef'alü, Fa'ilatün 

(c. VI,2931)

• Gözlere görünmeyen, gizlenip duran o sevgiliden eğer can kokusu alırsan, ondan bir iz, bir eser görürsen coşar, taşar, yüzlerce cihana sığamaz olursun.

• Can güneşi görebilirsen, ordusuz bir padişah kesilirsin de, hem gayb mülkünü elde edersin, hem gizli sırları bilene kavuşursun. Duyup, istediğin ve sevdasına kapıldığın hazineyi yer yüzünde göremedi isen, onu gökyüzünde bulursun.

• Aşka hiyanet etmezsen emniyet kazanırsın; nice Çin güzellerini kolayca görür, kolayca elde edersin...

• 0 mübarek gönül aynasında, şüpheden temizlenmiş o berrak aynada, daha bu dünyada iken cennetteki güzelleri, güzellikleri bir bir bulursun, görürsün.

• Aşk oku seni yaraladı, sevgili seni mest etti mi; can elinden giderse kaygılanma! Onun gibi daha yüzlerce can bulursun.

• Eğer gönül vesveselerinin elinden bir an için olsun kurtulursan, çözülmesi pek zor olan tılsımın anahtarını elde eder, o tılsımı bozarsın.

• Can padişahının aşkıyla, putları kır, dök de onları yapanı, onları nakş edeni apaçık gör!

1203. Sen her hayale canım diyorsun, cihanım diyorsun.

Mefulü, Fa'ilatü, Mefulü, Fa'ilat 

(c. VI,3003)

• Keşke bir an için olsun kendini bilseydin! 0 insanı büyüleyen güzel yüzünden haberin olsaydı.

• Sen katırlar gibi çamura düşmüşsün, balçık içinde yatmış uyumuşsun. Ne olurdu aklını başına alsaydın da, kendini güzellerin evlerindeki zevk ve safa meclislerine çekip götürseydin!

• Sen zavallı kendi etrafında dönüp dolaşıyorsun, kendini seviyorsun, kendini görüyor, kendini göstererek meşhur olmak istiyorsun. Halbuki sende gizli bir hazine var, var ama, onu senin benliğin gizliyor, göstermiyor.

• Sen böylece hep bedenden ibaret bulundukça, yani yiyerek, içerek, zevk ederek, sadece bedenin için yaşadıkça, ruhundan haberin bile olmayacaktır. Ama bedenden ibaret değil de, ruhdan ibaret olursan o zaman ruh mülküne girer, orada ebedî olarak kalırsın.

• Diğer insanlar gibi iyiye, kötüye kapılmaktasın, iyi isen iyi ile, kötü isen kötü ile berabersin.

• Bir tek yemek olsaydın, tek bir çeşit lezzetin olurdu. Tek bir kazana girmiş olsaydın, hep aynı tarzda kaynar dururdun.

• Tortulu bir nesne gibi, sen de bu kaynayışta saf bir hale gelseydin; kirliliklerden kurtulmuş, temizlenmiş olurdun da yücelirdin, göklere yükselirdin.

• Sen zavallı, gölge varlıklara takılıp kalıyor, her hayale canım diyorsun, cihanım diyorsun! Hayallere kapılmasaydın, hayallerden geçseydin sen kendin can olurdun, cihan olurdun.

1204. Kendinden geçiş ne de hoştur, ne de tatlıdır.

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün 

(c. VI, 2504)

• İster zehir sebep olsun, ister şeker! İnsanın benlikten kurtuluşu, kendinden geçişi ne de hoştur? Ne de tatlıdır? Külah ararsın, bulursun da o külahı giyecek baş bulamazsın. Çünkü sen kendinden geçmişsin, kendinde değilsin. Artık benliği düşünecek başın da yok.

• Sevgilinin tuzağına düşüp de, kadehindeki aşk şarabını içince kendini bırakır, kendinden kaçmak istersin ama, kapı bulamazsın. Çünkü kendinden kaçmak, kurtulmak çok zordur. Bu sebeple kendinden geçiş pek hoştur, pek tatlıdır. Bu her adamın karı değildir. Has kullara mahsustur.

• Korkma; sen insan değil misin? Ölmedin ya, şöyle bir kımılda! Sence altın gibi değerli olan benliğini, altını seven o gümüş bedenliye ver, benlikten kurtul; benlikten kurtuluş, kendinden geçiş ne tatlı şeydir?

• Sen kendinde kaldıkça çok soğuksun, kar kesilmişsin! Haydi aşk güneşi ile eri! Yok ol da, derece al, yücel! Varlık gamını az ye; kendinden geçiş ne kadar tatlıdır ne kadar hoştur!

• "Ben dünya sevgisi tuzağına düşmüşüm. Verilen sayılı nefes bitmek üzere, ömür kadehim de ağzına kadar dolmuş." deme! Aşkın yardımı ile ihtiyarlıkta yeni bir ömür elde et de, nasıl gençleştiğini seyret! İhtiyarlıktan kurtulduğun gibi, kendinden de kurtul! Kendinden geçiş, kendinden kurtuluş ne hoştur.

• Kardeşim! Ne diye aklını başında tutuyorsun? Onu at gissin, sen önündeki şarapla dolu aşk denizini görmüyor musun? Ey kafir nefis artık müslüman ol !  Kendinden geçiş, kendini bırakıp gidiş ne tatlıdır, ne hoştur! 72

72 Necib Fazıl merhum "Akıl bir çürük diş, at kurtulursun" diye yazmıştı.

• Sevgilim! Haydi kalk aşk bahçesine gel! Mest olmuş, kendinden geçmişlerin arasına karış! Her birinin elinde bir kadeh var, aşk şarabı içmişler, kendilerinden geçmişler. Kendinden geçiş ne tatlıdır!

• 0 tek olan, benzeri bulunmayan padişahı gör! 0 her yerde hazır, ve nazırdır. Yani 0 her yerde bulunmakta, her şeyi de görmektedir. O'ndan hiç bir şey saklanamaz, 0 gönüllerden geçeni bile görür. Yarattığı bütün canlılarla ilgilenmekte, onları gözetmededir, yarattıklarını başı boş bırakmamıştır. Sen O'nun aşk denizine dal da kendinden geç, kendinden geçiş ne de hoşdur, ne de tatlıdır!

 

1205. 'Sen su gibisin, ben de kuru bir dereyim. Gel buluşalım, gel benim içimde ak!

Mef'ülü, Mefa'îlün,Mef'ailü, Mefailün

 (c. VI,2613)

• Yoldan dönüp geldiğin gün ne mutlu gündür. Gökteki parlak ay gibi gelir can penceresinden ışığını gönüle düşürürsün. Bizi bizden alırsın, başka bir aleme götürürsün.

• Ayın on dördü gibi nurlu ve parlak olan güzel yüzünle, yeryüzüne döşenmiş kara toprağı gökyüzü yaparsın, arş gibi süslersin.

• Şu kirli yeryüzünü nurunla aydınlattığın zaman, benlik balçığına saplanıp kalan nice ayağı bağlı akıllı kişiler kendilerinden geçerler, varlıklarından kurtulurlar. Nice canlar yeniden manevî ballar yemeye, manevî şekerler çiğnemeye başladılar.

* Şu altı köşeli konak yerinden, yani dünyadan şu ana kadar yiyeceksiz, devesiz, atsız olarak nice kervanlar gelip geçtiler. Mekansızlık alemine doğru yola düştüler.

• Sen benim canımı canlandır, aydınlat da, canım bedenime seslensin de desinki: "Ey hoca! Sen gelecek zamanı düşünme, yarını bırak da bugünü düşün, bugünü seyret, bugünü yaşa!"

• Sen su gibisin, ben de kuru dereyim. Ben seninle buluşmaktan gayrı ne isterim? Gel benim içimde ak, benim ol, gel, seni kucaklıyayım, ben seni seviyorum, seni istiyorum. îçinde su akmayan dere ne işe yarar?

• Sen su olduğun için herkesten ilerde koşuyorsun. Herkesten ileri olduğun için sevin, mutlu ol! Fakat Allah'a yemin ederim ki, sen kendinden yana çıktıkça, kendini beğendikçe, kendini, kendi gerçek varlığını bulamayacaksın ve huzura kavuşamayacaksın.

• Ben kaybolan gönlümü aramaya çıkmıştım, yolda ona rastladım. Onu, tedavisi güç bir hastalığa tutulmuş, bir sevdaya düşmüş, perişan olmuş bir halde buldum.

• Ey Tebrizli Şems! Senin ayrılığın beni ezdi, öldürdü. Fakat yüzlerce defa  daha beni ezsen, ayaklar altına alsan, öldürsen yine senin aşkından ayrılamam

 

1206. Şehvet çamurlarına bulanmış kanatlarını yıka, temizlen, uçmaya hazırlan!

Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilün 

(c. VI,2873)

•Yürü ey can! Yürü acele yürü! Sen şaşılacak, acayip bir yolculuktasın Durma haydi, manalar denizine doğru git! Çünkü o deryanın en değerli incisisin!

• Bedenin, maddî varlığın bir çok konaklar aştı. Mineral, bitki, hayvan mertebelerinden geçti; geldiğin yerleri hatırlamakta inat etme! Bu tavlada, bu hayvanlık konağından da geçip giderek ...

• Aklını başına al da; beden balçığından da kurtulmaya çalış! Şehvet çamurlarına bulanmış kanatlarını yıka, temizlen vakit geçirmeden uçmaya başla! Neden senden evvel uçup giden dostların peşine düşmedin, senin burada ne işin var?

• Ey ab-ı hayat! Ey can! Seni içinde mahbus tutan, senin hürriyetini alan şu beden testisini kır da, şu can ırmağında akmaya başla! Yani ölmed...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ne olur gel
« Posted on: 19 Nisan 2024, 17:14:56 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ne olur gel rüya tabiri,Ne olur gel mekke canlı, Ne olur gel kabe canlı yayın, Ne olur gel Üç boyutlu kuran oku Ne olur gel kuran ı kerim, Ne olur gel peygamber kıssaları,Ne olur gel ilitam ders soruları, Ne olur gelönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes