> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Gönlüm düşünceler yurdu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gönlüm düşünceler yurdu  (Okunma Sayısı 1120 defa)
19 Ekim 2010, 16:09:21
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 19 Ekim 2010, 16:09:21 »



1161. Benim gönlüm düşünceler yurdu oldu.

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün

 (c. V. 2295)

• Ey aşıkların ciğerlerini yakan güzel, korkusuzca geliyorsun. Gönlümü alıp götürüyorsun sen, yine ne getirdin bilmiyorum ki!

• Kurnaz, aldatıcı gözlerinden feryad. Öteden beri işin bu! Yavaş yavaş gelirsın. Param parça olmuş gönlü alır gidersin.

• Neliksiz, niteliksiz ay'ı elde etmek için, feleğin kahrını çekiyorsun. Deliliğin belli oldu. Yaptığın akıl karı değildir. Böyle işe girişilmez.

• 0 ateş dolu kadehi getir de, göklerden de, yıldızlardan da ötede olan o ay yüzlünün aşkı ile bir hoşça içelim.

• Harmancı, yak bizi, herkesin gözünden düşür! Aşkın işi budur. Aşık avare olur.

• Şu zavallı gönlü, kinle yaralayacaksan yarala! Ne yapsın, bu çaresiz gönül, buna da dayanır.

• Benim gönlüm, düşünceler yurdu oldu. Yahut şişelerle dolu bir dükkan halini aldı. Söyle ey Tebrizli Şems! Senin gönlün taş mıdır? Kaya mıdır?

 

1162. Oraya gönülden başka bir şey götürme!

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa-îlün 

(c. V. 2294)

• Şu param parça olmuş gönül, senin aşkının "çekil çekil" seslerini duyunca kendinden de geçti, iki dünyadan da!

• Yokluk denizine dalınca, varlık gözüne hor göründü. Derken ansızın bir meş'ale belirdi. 0 kanlar içen candan üstündü.

• Kibirle, kinle dolu olan varlık, nasıl olur da bir an için olsun sırları görecek? Yeryüzünde elde edilen bir yaşayış, denizde ne işe yarar?

• Ey insan canı, mademki, noksanlık alemindesin, bari gece karanlığı basınca, bir yıldız gibi dolaş!

• Allah adamlarından bir yardım görürsen, ebedî bir yaşayışa, sonsuz bir zevke ulaşırsın. Kötülüğü emreden nefsi kahretmek için bir ordu elde edersin.

• Varlığı, benliği sildin süpürdün, nefsin başını vurdun, ezdin; gözüne öyle bir güzellik belirdi ki, onun ne yüzü vardır, ne de yanağı!

• Orada yüzlerce dolunay bir hiçten ibarettir. Orada toprağın her zerresi altın olur. Oraya gönülden başka bir şey götürme! Orada ancak aşk yüzünden param parça olmuş gönül vardır.

* Can gözü açık olanlara inciler bağışlayan bir deniz vardır. Kumlar sayısınca canlar, onun aşkı ile avare olmuşlardır.

 

1163. Duygunun öte tarafında yağmuru tamamıyla can olan bir bulut vardır.

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün 

(c. V. 2293)

• Hem gözümün içinde, hem de dışında bulunan bir ay yüzlü güzel görüyorum. Onun güzelliğini ne bir göz görmüştür, ne de bir kulak duymuştur.

• 0 yüze, ona ezdirmeden, hırsızlamaca baktığımdan beri dili de, canı da, gönlü de kendinden geçmiş görüyorum.

• 0 ay'ın yüzünün güzelliğini Eflatun görseydi benden daha fazla deli divane olurdu. Benden daha fazla coşar, köpürürdü.

• Kadim, ezelî olan varlık sonradan yaratılanın aynasıdır Sonradan yaratılan, önü olmayan varlığın aynasıdır. Onun ayna gibi parlayan yüzünde her ikisini de, ikiye ayrılmış saçlar gibi birbirine karışmıştır.

• Duygunun öte tarafında öyle bir bulut vardır ki, onun yağmuru tamamıyla candır. işte o bulut, topraktan yaratılmış bedenine can yağmurları yağdırmıştır.

• Gökyüzünde bulunan ay yüzlüler, melekler, onun yanağının aksini görmüşler de, onun güzelliğinden utanmışlardır.

• Ebed, ezelin elini tutmuş da, o ay yüzlünün köşküne götürmüştür. Gayret her ikisini görmüş de gülmeye başlamış.

• Çünkü köşkün etrafında ne arslanlar var. Onlar, kıskançlıklarından canları ile oynayanların, gerçek aşıkların canlarına kastetmişler, kükreyip duruyorlar.

• Ansızın ağzımdan kaçtı. 0 padişah kimdir? Kim olacak; Tebriz'in Şemseddin! Bu söz ağzımdan kaçtı ama, bu söz yüzünden de kanım coştu, kaynamaya başladı.

1164. Mest ol da kendi kendinden kaç!

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün 

(c. V. 2292)

• Dün, nesrin laleye dedi ki: "Haydi kalkalım, mest bir halde gidip yeni açılmış gülün eteğine sarılalım!"

• Onun güzel yüzünden, o gül yanaklarından şarap üstüne şarap içelim, biz de gül ve lale gibi birbirimize yakın dost olalım. Çünkü dünyada dostluktan daha güzel bir şey yoktur.

• Yasemin, nergisin şuh bakışını gördü de, nesrine; "Kalk!" dedi. "Biz de mest olalım, kavgaya girişelim."

• Şekere benzeyen, şeker gibi tatlı olan gül yüzlü güzel, gonca gibi kapalı idi. "Mademki gonca açılıp saçıldı, bizim de inciler saçma zamanımız geldi." dedi.

• Ezel meclisinden gelen canlar, kendilerinden geçmiş, mest bir halde gelirler. 0 yüzdendir ki, balçık da mest olmuş gibi ayağı kayıp duruyor.

• Ey gönül! Şu neşe içinde azadlığı, selviden öğren de mest olarak suça da, tövbeye de hiç aldırmayalım.

• Selahaddin, en doğru yolu bilir, görür. Onun için mest olarak kendi kendinden kaçmak ister.

 

1165. Şarabı kadehe doldur;  düşüncenin boynunu vur!

Müfte'ilün, Müfte'ilün, Müfte'ilün, Müfte'ilün 

(c. V. 2283)

• Benim güzel yüzlü, kutlu yüzlü sakim! 0 nar renkli kadehi sun, benim hatırım için vermiyorsan, bari sevgilinin hatırı için ver!

• Gönül alan sakî sensin, hastalara derman sensin! Neşenle insanı mest edersin. Çünkü sen, neşe şarabısın. Şifa ilacısın, acele aşk hastalarına kadehi sun!

• Şarabı kadehe doldur, düşüncenin boynunu kes! Ey sevgili! Sakın gönlümüzü kırma, sen bize şarap ver!

• Kapalı olan meyhaneyi aç, şu gürültüyü, şu kavgayı bırak! Şaraba susamış sakiye meyhanecinin küpünden şarap ver!

• Sen baharın da, yeşilliklerin de canısın. Selviye de yasemine de parlaklığı sen verirsin. Ey kurnaz sevgili! Bahaneler etme, sen bize şarap ver!

• Hile yoluna sapar da mest olanların elinden kaçarsan, düşmanımız sevinir Kör olsun düşman, sen bize kadeh ver!

• Gam verme, ah ettirme, neşeden başkasına yol gösterme! Ah ediş yol bulamamaktandır. Sen bize yolu aç, yükümüzü de ver! Biz gidelim. Sana yük olmayalım.

• Hepimiz de kavuşma mahmuruyuz. Sonsuzluk kadehine susamışız. Hırkayı, sarığı sakiye rehin olarak ver!

• En eski susuz benim. Gönlü, göğsü yanan benim. Kadehi ve kaseyi kır! Bize ölçüsüz yol bul, şarap ver!

• Zaten ay da sensin, ay ışığı da sen! Ben, şu aşk ırmağının balığıyım. Balık ay'a ulaşamaz. Şu halde ay'dan bana gelir ver!

 

1166. Yazıklar olsun sana! Özü bırakmışsın, kabuğa yönelmişsin.

Müfte'ilün, Mefa'îlün, Müfte'ilün,
• Ey kimseye yalvarmamak, yüz suyu dökmemek için, ab-ı hayatı yerlere saçan! Ey minnetle şükretmemek için, zehirleri ağzına alan mert kişi! 59

    59 Mevlana'nın bu beyti eski şairlerimizden birisinin şu beytini hatırlattı:

                                   "Kase kase zehr-i gam içmek cana safadır canan elinden,

                                    Minnetle içmem ab-ı hayatı dil teşne olsa nadan elinden."

    "Sevgilinin elinden bardak bardak gam zehri içmek cana safa verir. Susuz bile olsam, minnetle ab-ı hayatı değersiz kişinin elinden içmem."

• Böylece mest ve harap olmuşsun, yerle göğü, iyi ile kötüyü, birbirinden ayırdedebiliyorsun. Kirli su yerine temiz Fırat suyunu yerlere dökmüşsün.

• Ruh ol, taraf arama! Meşhur kahraman Zal gibi ol! Sıfattan söz açma! Hiç bir yerde bulunmayan, bu tevcihatları dökmüş atmış olan padişaha bak!

• Ah, yazıklar olsun sana! Özü bırakmışsın, kabuğa yönelmişsin. İçin içine kapanacağın yerde, dışa yüzünü çevirmişsin, ne yazık neşeyi bırakmışsın, gama yenilmişsin.

• Gama yenildiğin için, gönül padişahı huzursuz olmuş, evden eve gidiyor. Piyadelerin de kurtuluş endişesi ile betleri benizleri sararmış, solmuş.

• Can beratı onda kalmış. Gamın yüzünü tekrar görünce kesesi yırtılmış, bütün beratlar dökülüp saçılmış.

• Sıfatlarımız, onun sıfatı yüzünden, gülün dikenini tanıdı. Fakat tekrar sıfatlanmız gül gibi zat yoluna döküldü.

• Seni götürüp günah tuzağına düşüren kanat, iğreti kanattır. Ölüm gününde uyandığın zaman, o kanadın dökülmüş olduğunu görürsün.

 

1167. Ey insan! İçinde yaşadığın toprak yurdunda göklere doğru uç!

Müstefilün, Müstef'ilün, Miistef'ilün, Müstef'ilün

 (c. V. 2280)

• Ey aşıklar, ey aşıklar! Ben deliyim, divaneyim. Delileri bağladıkları zincir   nerede? Ey can zincirini oynatıp şakırdatan! Dünya senin yüzünden zincir şakırtısı, zincir gürültüsü ile doldu .60

      60 Deli olan bedenlere zincir vurmak mümkündür. Ama ilahî aşk ile deli olan canları hangi zincire vurabilirsiniz? Şeyh Galip hazretleri:

                                           "Bir şülesi var ki, şem'i  canın

                                           Fanusuna sığmaz asumanın" demişti.

      Can mumunun alevi gökyüzü fanusuna sığmazsa, can delisini hangi zincirle bağlayabilirsiniz. [Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gönlüm düşünceler yurdu
« Posted on: 26 Nisan 2024, 01:57:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gönlüm düşünceler yurdu rüya tabiri,Gönlüm düşünceler yurdu mekke canlı, Gönlüm düşünceler yurdu kabe canlı yayın, Gönlüm düşünceler yurdu Üç boyutlu kuran oku Gönlüm düşünceler yurdu kuran ı kerim, Gönlüm düşünceler yurdu peygamber kıssaları,Gönlüm düşünceler yurdu ilitam ders soruları, Gönlüm düşünceler yurduönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes