> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Gökyüzünün kapıları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gökyüzünün kapıları  (Okunma Sayısı 1565 defa)
18 Ekim 2010, 19:58:18
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 18 Ekim 2010, 19:58:18 »



1321. Nerdesiniz, ey gök kapılarını açmasını bilenler?

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Fe'ulün 

(c. VI,2707)

• Ey aşk kerbelası çölünün belasını candan arayanlar, ey Allah yolunda şehit olan aziz varlıklar; neredesiniz?

• Ey tez canlı aşıklar, ey havadaki kuşlardan daha hızlı uçanlar; neredesiniz?

• Ey gökyüzünun padişahları, ey gök kapılarını açmasını bilenler; neredesiniz? Geliniz; bize, gökyüzünün kapılarını açınız, bizi ötelere gönderiniz!

• Ey benlik zindanının kapısını kıranlar, ey nefsin esaretine düşmüş rahmanî duyguları uyandıranlar, hapisten kurtaranlar; neredesiniz?

• Ey gizli hazinenin, gönül hazinesinin kapısını açanlar, ey mana yoksullarının varı yoğu olanlar; neredesiniz?

• Ey "Nerdesiniz, nerdesiniz?.." diye sorduklarım, aradıklarım! Siz, öyle bir denizdesiniz ki, şu alem, o denizin köpükleridir! Zaten, sizin, çok önceden o denizle aşinalığınız vardı; siz, o denizde yüzmeyi çok önceden bilirdiniz!

• Şu içinde yaşadığımız dünyada görülen şekiller, suretler o vahdet denizinin köpükleridir! Eğer senin aşkın ve aklın varsa, eğer sen temiz kişilerdensen, şu köpüklerle uğraşma, onlarla meşgul olma, onları geç!

• Eğer sen bizden isen, eğer sen de Hakk'ı arıyorsan, şekli sureti bırak da gönüle doğru yürü, gönüle gel!..

• Ey Tebrizli Şems! Doğudan doğ; çık, görün! Çünkü, her ışığın aslının  aslının aslı sensin!

1322. Bütün bu sesler, kıyısı olmayan denizdendir!

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Fe'ülün 

(c. VI,2693)

• Bedenin burada ama, gönlün, mana bahçelerinde dolaşıyor! Sen avlanmayı   düşündükçe, seni avlarlar!

• Bedenin ile, kamış gibi belini bağlamış, düğümler atmışsın, buraya bağlanmışsın, buradasın! Fakat, iç yüzün kararsız, rüzgar gibi dolaşıyor!

• Bedenin, denize dalmak için soyunan dalgıcın elbisesi gibi kıyıda kumlar üstünde; gönlün ise, balık gibi denize dalmış, yüzüp durmada!

• Bu denizde asil ruhlu, iyi huylu damarlar da vardır, kapkara, kötü ruhlu damarlar da bulunmaktadır. Çünkü bu alem, zıtlar alemidir!

• Gönül temizliği, asil ruhluluk, faziletli oluş, o temiz damarlar yüzündendir! Kanadını açıp uçmaya başlayınca, o damarların izini bulursun!

• Sen, kan gibi o damarlardan gizlisin; bir parmağını bassan, yani kendi içine inip kendi kusurunu görsen, kendinden utanırsın!

• Güzel telli çengin sesi de, o damarlar yüzündendir; bu ağlayış, o ağlayıştaki güzelliğin duruşudur! Yani, çengin de insan gibi bir dış yüzü, tellerinin sesi var, bir de iç yüzünün, gönlünün sesi var!

• Bütün bu sesler, bu nağmeler, kıyısı bulunmayan denizdendir! Deniz kıyısızdır fakat, coşar, dalgalanır, köpürür!

 

1323. Sen, nereden geldiğini biliyor musun?

Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilün

 (c. VI, 2927)

• Nereden gelmişsin, biliyor musun? Sen, Hakk'ın hareminden gelmişsin;

• 0 ruhanî alem, o güzellikler hiç hatırına gelmiyor mu?

• Onları unuttun da, bu dünyada şaşkına döndün, böyle şaşırıp kaldın!

• Senin başın dönüp durmada! Bir avuç toprak karşılığında canını veriyorsun;  bu ne ucuz alış veriş?

• 0 toprağı geri ver; kendi değerini bil! Sen, köle değilsin; sen padişahsın, sultansın haberin yok!

• Gökyüzünden nice güzel yüzlüler, senin için gizlice yeryüzüne inmişler!

 

1324. Dünya, güzellerin ateşlerinden yandı!

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Fe'ulün 

(c. VI,2690)

• Aşk bana geldi de; "Benim yolumda can verir misin?" diye sordu! Arkasından; "Neden hemen; 'Evet, evet; can veririm!' demiyorsun?" dedi!

• Dünya, güzellerin ateşlerinden yandı yakıldı! Aşkın güzelliği, aşkın yüzü hertarafı sardı!

• Can, aşkın yüzünü görünce; "Ben elden çıktım; öyle olduğu halde, bana yine de el vermiyorsun!" dedi!

• Ben, aşkı, bir nur burcu olarak gördüm! Fakat, o nur burcunun içinde ne yakıcı ateş var; ah bir bilsen!

• Canlar, aşkın yüzüne karşı birer hayaldir! Üstünde yaşadığımız şu kocaman dünya, onun atının ayağında bir toz zerresidir!

• Onun atının nalından yükselen tozdan ovalarda, tarlalarda güzeller, güzel yüzlüler bitmekte, boy atmaktalar!

• Benden, başka bir şeycikler sormayınız; ben, yalnız şunu biliyorum: "Aşk yolunda yüzlerce kişi bir pula satılmaz!"

 

1325. Benimle beraber olduğun halde neden gizleniyorsun?

Mütefa'îlün, Fe'ülün, Mütefa'îlün, Fe'ulün 

(Dîvan-ı Kebîr, Külliyat-ı Şems-i Tebrîzî, 3238)

• Allahım! Beni, ezelde yarattığın zaman aşkım kemal derecesinde idi! 0 zamanlar ne yer vardı, ne dünya vardı, ne güneş mevcuttu, ne de ay mevcuttu! Sen, benim duamı, yalvarışlarımı işittiğin zaman;

• Ne bir insan başı vardı, ne de onun külahı vardı. Beni kendi aşkın için seçtiğin zamanlar, hiç bir şey mevcut değildi!

• Ben, ezelde, en eski zamanlarda Sen'inle beraber idim, Sen'in nedimin, dostun idim! Böylece, mademki ben Sen'inle beraber oldum, Sen de benimle oldun! Şu halde, niçin görünmüyorsun.?

• Gören göz de Sen'sin, söyleyen, işiten de Sen'sin; gözümüze perdeler çeken, hakikati bize göstermeyen de Sen'sin, perdeleri yırtan da Sen'sin!

1326. Ey gönül; oruçlu iken Allah'a misafirsin!

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Fe-ülün

 (c. VI,2672)

• Ey gönül! Oruçlu iken Allah'a misafirsin; sana gökyüzü sofrası yakışır!

• Sen, bu mübarek ayda cehennemin kapısını kapadın! Böylece sen, cennetten binlerce kapı açarsın! 118

118 Bu beyit, Fuzülî'nin şu beytini hatırlattı:

"Ramazan ayı gele, açıla cennet kapısı 

 Ne reva kim kala meyhane kapısı bağlı"

• Topraktan, ateşten, sudan, rüzgardan dikilmiş olan beden hırkasını çıkar, at!

• Can, aşkın kapısına geldi de; "Beni affet; sen, özürlerin canısın!" diye yalvardı!

• "Ey aşk!" diye sızlandı. "Bu ayda özrümüzü kabul et; hata ettik!"

• Aşk da, gülerek cana dedi ki: "Senin elini tuttum! Biliyorum ki sen, elsizsin, ayaksızsın!

• Hekimim; ben, sana perhize girmeni emrettim! Çünkü sen, bu korkunun ve  ümidin hastasısın!

• Perhize gir de, sana bir şerbet yapıp sunayım; onu içince sen, hiç kendine   gelmeyesin!"

• Sustum; artık bunu aşk anlatsın! Çünkü, onun gözü, canlara can katar!

1327. Şu dünya üstünde hayat, aslında, bir ölümdür!

Müfte'ilün, Müfte'ilün, Fa'îlün 

(c. VII, 3172)

• Ey bu dar ten kafesinde uçan kuş! Sen, varını yoğunu aldın, göklerin üstüne yücelttin!

• Bundan sonra yepyeni, taze bir zindelik, bir dinçlik gör! Ne zamana kadar bu yeryüzündeki serseri zindeliği, dağınık, zevksiz hayatı sürdüreceksin?

• Şu dünya yüzündeki hayat, aslında, bir ölümden ibarettir! Bizi korkutan ölüm de, hakikatte, hayattır! Bunu ters düşünmek, yani, ölümü, bir başka aleme doğmak değil de yok olup gitmek gibi sanmak imansızlıktır!

• Eğer Hakk ten hanesini yıkarsa, sakın inleme, şikayet etme! Şunu iyi bil ki, aslında sen, ten zindanında mahbussun; ölüm gelip de orası yıkılınca kurtulacaksın!

1328. Sen, hile ile gönül şekline girmişsin!

Mefa'îlün, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Fa'lün 

(c. V, 3071)

• Ey gönül! Sen, buluşma devlet kuşusun; kimin başına konarsan, o, gerçek sevgiliye kavuşur! Böyle olunca, neden uçmuyorsun, ne diye insanları mutluluğa götürmüyorsun? Seni kimse tanımaz; sen ne insansın, ne de peri!

• Sen, çok güzel bir sevgilisin; gönül değilsin! Fakat sen, binlerce insanın gönlünü elde edesin, onları aşk yoluna düşüresin diye, hile ile, düzen ile "gönül" şekline girmişsin!

• Sen, bir an vefalı ol, toprağa karış, onunla arkadaş ol, ayaklar altında ezil;   sonra kal, bir an da göklere yüksel, arşın da, ferşin de, iki dünyanın da hududunu aş, ötelere git!

• Ruh, neden seni bulamaz? Sen, onun kolusun, kanadısın! Göz, neden seni göremez? Sen, gözün de, görüşün de aslısın, temelisin!  119

  119 Bu beyit, Namık Kemal merhumun şu beytini hatırlatıyor:

                                             "Münferid vasıta-i ru'yet iken 

                                              Göremez kendini dîde bile" 

Yani; yalnız görme vasıtası olduğu halde göz, kendisini göremiyor!

• Tövbenin haddine mi düşmüş ki sana tövbe etsin? Haber kim oluyor ki, seninle bulunduğu halde başka bir şeyden haberi olsun?

• Bütün bilgiler, akıllar, gökteki yıldızlar gibidir; sen ise, onların perd...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gökyüzünün kapıları
« Posted on: 23 Nisan 2024, 18:59:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gökyüzünün kapıları rüya tabiri,Gökyüzünün kapıları mekke canlı, Gökyüzünün kapıları kabe canlı yayın, Gökyüzünün kapıları Üç boyutlu kuran oku Gökyüzünün kapıları kuran ı kerim, Gökyüzünün kapıları peygamber kıssaları,Gökyüzünün kapıları ilitam ders soruları, Gökyüzünün kapılarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes