> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Ey gönül perdelerden sıyrıl !
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ey gönül perdelerden sıyrıl !  (Okunma Sayısı 1497 defa)
19 Ekim 2010, 16:42:22
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 19 Ekim 2010, 16:42:22 »



 

1124. Ey gönül, çeşit çeşit perdelerden çık, sıyrıl!

Mefa'îlün, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Fa'ilün 

(c. V. 2414)

• Gözüne perde kesilen lokmadan çok yeme, yoksa, gidecek yere gidemezsin, evini kaybedersin.

• Yaşamanı o lokmaya bağlı sanırsın, ama aslında çok yediğin lokma, can gözüne kıl, baş gözüne perde kesilir.

• Şu dünya çayırlığında pek fazla bayılıp gezme! "Neden gezmeyecekmişim?" de deme! Bu fazla dolaşmalar da can gözüne perdedir.

• Beden tılsımı her zehri bal gibi, şeker gibi gösteriyor. 0, kendini perde arkasında gizleyen bir gelindir. Aslında senin gerçeği görmene bir perde olmuştur.

• Fazla lokmadan elini çekersen, daha fazla hayaller belirir gelir. Daha fazla  hayallere dalarsın. Fakat hayallerden bazıları safa kapısına perde olur.

• Aslında tabiattan gelen hayal, ruh hayalinin yüzünü örter. 0 zaman akıl "Bu cana canlar katan bir perdedir." diye haykırır.

• Ey gönül! Sen, çeşit çeşit, renk renk olan perdelerden çık, sıyrıl, aklını başın;  al da; perdeler seni gerçek dosttan ayırmasın.

 

1125. Aşkı inkar edene inkisar

Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilün

 (c. V. 2377)

• Allah'ım! Ona cefacı bir sevgili ver! Onu işveli, serkeş, merhametsiz bir güzele düşür!

• Düşür de biz aşıkların gecelerinin nasıl geçtiğini bilsin, anlasın. Ona aşk gamı ver, aşk ver, hem de çok çok aşk ver!

• Bir kaç gün sen onu hasta et de hastalık neymiş, denesin, sonra onu düzenci bir hekime düşür!

• Onu çöllere sür, susuzluktan dudakları, dili kurusun! Sonra onu taş yürekli bir sakîye sataştır.

• Yolunu kaybettir, şehre varan yollardan uzaklarda kalsın! Sonra onu, boşuna , eğri bir kılavuza rastlat!

1126. Ruhun köşkü!

Müfte'ilün, Fa'ilün, Müfte'ilün, Fa'ilün 

(c. V. 3024)


• Şu tenimiz ruhumuzun bir köşküdür. Orası bir tepe, bir yıkık yer değildir. Ruhumuz, bizim biricik dostumuz, yarimizdir. 0, bize hiç bir zaman yabancı olmaz.

• Gönül yolu, korkunç bir çölden geçer. Yürekli bir er, Rüstem gibi yiğit olmayan bir kişi oraya nasıl varabilir? Oraya varacak kişi, bir pehlivan gibi hasmını yere vuran, çeşitli gıdalarla bedenini besleyen, kuvvetli, güçlü kişi değildir.

• Oraya varacak kişi, nefsini yenen, kendi benliğini yıkıp alt eden; dünya aşığı değil, Allah aşığı olan kişidir.

• Böyle bir kişinin bedeni mezara girince, mezarın toprağı ile örtülünce, o bedenden tohum nasıl baş verir, yücelirse, tıpkı onun gibi Hakk tarafından kabul ediliş ağacı yükselir, boy atar.

• Nurlu bir gönül ehlinden başka, o nura aşık olan kimdir? Aşk mumu, pervanenin gönlünden başka neyi yakar?

 

1127. Allah'ım! Sen, hem mekandan münezzehsin, hem de her yerde hazır ve nazırsın.

Müfte'ilün. Mefa'îlün, Müfte'ilün, Mefa'îlün 

(c. V. 2889)


• Allah'ım! Yarattığın her varlık, her şey, her zerre senin san'atını, yaratma gücünü, kuvvetini, kudretini gösteren birer ayna. Sanki, daimsî önüne bir ayna koymadasın. Bu bir gerçek ki, eşsizsin, benzerin yok. Aynadakinden başka sana bir eş de yoktur.

• Allah'ım; aynalara, yarattığın eserlere, aksettirdiğin güzelliğine nasıl erişebilirim? Gönülde, canda, gözde görecek güç var ama, mekandan münezzeh olduğun için, görülecek yer yok.

• Ne şaşılacak şeydir ki, sen hem mekandan münezzehsin, hem de her yerde hazır ve nazırsın. Kemiyetsiz, keyfiyetsiz (neliksiz, niteliksiz) oluşunun delili hem yalnız sende, hem de her yerde apaçık görünmendir.

• Allah'ım; sana karşı muvahhidim, vahdet ehlindenim. Seni "bir" bilmedeyim, kendime göre ise, mübarek isim ve sıfatlarının tecellîsi ile kesrete düşmüşüm. Çokluğa kapılmışım. Bana senin tarafından gelen lütuflar, ihsanlar var. sana kavuşma, buluşma var. Benim yönümdense ayrılık var, senden ayrı düşme var.

 

1128. Kendini aşk ateşine at."

Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün 

(İbrahim Hakkı Dîvanı, s. 166)

• Ey gönül! Eğer sen, sevgiliyi istiyorsan; kendinden kurtul, kendine yabancı ol! Pervane gibi sevgide vefalı ol! Bedenini, canını düşünme; aşk alevinin içine kendine at!

• Tamamıyla yüzünü Hakk'a çevir, Hakk'a yönel! Gerçek aşktan bahset, aklını yorma, onun boynuna halka geçir, onu serbest bırakma da, bizim gibi mest ol,divane ol!

• Eğer ölümsüzlüğü istiyorsan; kendinden geç, yok ol; Allah adamı ol! Nefsanî arzuların kölesi olma da, bu aşk deryasında inci tanesi kesil!

• Bir olmak; kesretten kurtulup vahdete gelmek, tevhîde ulaşmaktır. Bu dünyada ne bekliyorsun? Eğer sen bizden isen, bizim mezhebimizde isen aşk meyhanesinin köşesine gel!

52-Bu şiir, yazma bir mecmuadan alındı. İbrahim Hakkı Erzurumî hazretleri de bu şiiri manzum tercüme etmiştir.

• "Biz onları temiz şarapla doyurduk." ayetinin sırrına eren kişi, hem evveldir, hem ahirdir, hem sakîdir, hem de kadehtir.

• İbrahim Edhem hazretleri gibi ol; alemin mülkünden, tacından tahtından kendini kurtar. Aşk yoluna başını koy, Hakk'tan gafil olma, ondan ilgisiz kalma!

• Kalenderler gibi o dilberin vuslat kadehinden şarap içiyorsun. Şekle, görünüşe bakma, küfür de, din de bir süsten, bir nakıştan ibarettir. Sen imanın özüne bağlan, masal arama, taklitle yaşama!

 

1129. Beden, dün balçıktan meydana gelmiş bir gölge varlık, ben ezelden gelmiş bir ölümsüzüm.

Müfte'ilün, Fa'ilat, Müfte'ilün, Fa'ilat 

(c. VI.3012)

• Ey merhametsiz, demir yürekli sevgili! Meğer senin o demir yüreğin, üstü cilalanmış bir aynaymış. Halbuki, ayna, benim canımın çok eski bir dostu, çok yakın bir arkadaşıdır.

• Ben aynayı çok seviyorum. Bu yüzden de ona sık sık bakıyorum. Ona baktığım zaman hayalen onun içine düşüyor, gönlüne giriyorum. Ayna da benim gönlüme giriyor. Beden de kim oluyor? Çünkü ben beden değilim ki, ben başkayım, beden de başka! Beden dün, evvelki gün meydana gelmiş bir gölge varlık, ben ezelden gelmiş bir ölümsüzüm.

• Sen bedene, bu gölge varlığa bakma, o bir görünüşten, balçıktan yapılmış  bir şekilden ibarettir. Sen, ezelden gelmiş ölümsüz bir varlıksın. Bazen padişah, kendini göstermemek için, kıyafetini değiştirir, kaba, yün bir hırka giyer.53

  53  Mevlana, Dîvan-ı Kebîr'in 1576 numaralı gazelinde şöyle buyurur:

"Şu bedenimiz, şu insan şeklinde görünen maddî varlığımız, bizim gerçek varlığımızın perdesi, yüz örtüsüdür. Aslında biz, bütün secde edenlerin kıblesiyiz." 

• Aklını başına al da, gönlünü tamamıyla ölümsüz bir dilbere ver, ver de gönlün, dünya malı kazancına, hasede, kine düşmesin, mahvolup gitmesin.

• Hiddet, şehvet, şöhret gibi manevî kirlerden arınmış, güzel, tertemiz bir hale gelmiş ve durmadan ilahî aşkı arayan gönlün önünde, Tür Dağı bile aşka gelir, paramparça olur, yerlere serilir, ayaklarının altına döşenir.

• İlahî aşk şerbetine susamışsın. Fakat dünya hayatının mihnetleri, sıkıntıları seni yaralıyor, hasta ediyor. Sen, bu gurbette (=dünyada) çeşitli ihtiyaçlar, istekler içinde çırpınırken huzuru, tam inancı bulamazsın.

• İnsanın aklı şekere benzer, bedeni ise şeker kamışı gibidir. Manalar şaraptır harfler ise şarap küpü! 54

  54 Balçıktan yaratılmış olan bedenimizde ilahî emanet olan ruh bulunduğu için, onun etkisiyle düşünürüz, duygulanır, hayaller kurarız. Mevlana,  bu beyitte aklı şekere, bedeni de şeker kamışına benzetmiş. Bir kitabı elimize alıp okumak istediğimiz zaman, gözlerimiz, harfler üzerinde dolaşmaya başlar. Harfler nedir? Kargacık burgacık bir takım şekiller, çizgilerdir. Bunların birleşmesinden meydana gelen kelimeler, manalı sözlerdir. Kitaptaki kelimeler arasında sanki o harfleri yazanın duyguları, fikirleri gizlenmiştir. Harfler vasıtasıyla biz o fikirlerin, duyguların zevkine vardığımız zaman, sanki, (harfler küpünden) manevî şaraplar içmiş gibi olunuz.

• Eğer gelin güzel değilse, boynuna taktığı gerdanlıkla, parmaklarına geçirdiği yüzüklerle, bileğindeki bileziklerle, atlastan yapılmış, yahut altın işlemeli elbiselerle göze hoş görünmez. Gönüller, güzeller arar, çirkinlerden hoşlanmazlar.

• Sen, mademki bu dünyadan vazgeçip can meyhanesine gitmiyorsun. Sen, evde otur da, manevî ve ruhanî zevkler veren şarap yerine tarhana çorbası iç!

• Aklını başına al da, beden evini kirliliklerden, günahlardan temizle, orasını hoş bir bağ, bir gül bahçesi yap! Gönlünü de bir mabed, bir Cuma mescidi haline getir!

• Bu hale gelmiş kişiye her nefeste ruhanî, gönül alıcı bir güzel kendini gösterir. Varlıklara, Allah'ın yarattığı her şeye, her hadiseye vahdet (=birlik) gözüyle bakarız. Hakk aşığına her an bir peri kızı, bir güzel gelir. Ona altın bir tabak içinde badem helvası sunar.

Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ey gönül perdelerden sıyrıl !
« Posted on: 25 Nisan 2024, 16:42:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ey gönül perdelerden sıyrıl ! rüya tabiri,Ey gönül perdelerden sıyrıl ! mekke canlı, Ey gönül perdelerden sıyrıl ! kabe canlı yayın, Ey gönül perdelerden sıyrıl ! Üç boyutlu kuran oku Ey gönül perdelerden sıyrıl ! kuran ı kerim, Ey gönül perdelerden sıyrıl ! peygamber kıssaları,Ey gönül perdelerden sıyrıl ! ilitam ders soruları, Ey gönül perdelerden sıyrıl !önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes