> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Dünyadaki güzeller
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dünyadaki güzeller  (Okunma Sayısı 1757 defa)
22 Ekim 2010, 17:34:16
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 22 Ekim 2010, 17:34:16 »



588. Şu dünyada gördüğümüz güzeller, gönülde güzeli gizleyen perdedeki resimlerdir.

Fa'ilatün, Fa'ilatün, Fa'ilatıin, Fa'ilat 

(c. III, 1244)

• Ey Senayi; gelmiyorsan, git kendi işinle uğraş! Dünyada herkesin bir işi vardır. Sen kendi işinle oyalan!

*Şu kervanda bulunanların her biri kendi malını, kendi eşyasını, parasını pulunu çalmak için yol keser. Sen kervandan geri kal da kendi yükünün başında bulun! Yani onun bunun malını çalan zorbalar kendi ibadetlerinin, iyiliklerinin sevabını itmekte, günaha girmektedirler. Kervandan geri kalan, günaha girmediği için kazançlıdır.

*Bunlar geçici güzellik verirler de geçici aşk alırlar. Sen şu iki kuru ırmağı geç de kendi kendinin ırmağı ol!

*Bu dostlar, insanın elinden tutarlar da çeke çeke yokluğa kadar götürürler. Onlardan elini çek de kendi kendinin elini tut, kendinle yetin!

*Şu dünyada gördüğümüz güzeller, gönüldeki güzeli gizleyen perdedeki esimlerdir. Perdeyi kaldır, içeri gir de, sevgilinle baş başa kal!

*Sen kendi güzelliğin ile kal, güzelleş, güzel şeyler düşün! îki alemden de vazgeç, kendi aleminde ol!

• Yürü, benliği artıran şarapla mest olma, aklını başına al da, o tertemiz yüzü görmeye çalış!

 

589. Dirilik seni görse ölmez, ebedî olarak diri kalır.

Fa'ilatün, Fa'ilatün, Fa'ilatün, Fa'ilat 

(c. III, 1243)

• îçeri gir ey neşenin aslının aslı! Neşelen, sevin ey ab-ı hayatın ab-ı hayatı! îçeriye ak, neşelen, sevin!

• Dirilik seni görse ölmez, ebedî olarak diri kalır. Ölü bile seni görse, senin can olduğunu anlar, neşelen, sevin!

• Böylece sen o ebedî şarabı her an bize sun da, elden çıkalım, kendimizden geçelim. Bundan ötesini artık sen bilirsin, neşelen, sevin!

• Hem arkadaşsın, hem nazik ve nazeninsin, hem bize ışıksın, hem şarapsın, hem cihansın, hem gizlisin, hem meydandasın, neşelen, sevin!

• Zaman zaman bize ötelerden, o cihandan hediyeler getiriyorsun. Getir, getir; pek hoş şeyler getiriyorsun, neşelen, sevin!

• Aşk şarabıyla mest olmuşların canları; varlarını yoklarını senin tarafına çekrnedeler; çek onları, pek hoş çekiyorsun, neşelen, sevin!

• Ey cihanı neşelendiren, sevindiren! Ey yeryüzünü baştan başa defıne haline getiren! Sonunda yeryüzü sana der ki: "Ey gökyüzünün eri, neşelen, sevin!"

 

590. Sen yol almayı bırakırsan, canın yol almaya başlar.
0 zaman onun canından sana rahmetler gelir.

Mef'ulü, Fa'ilatiin, Mefulü, 

(c. III, 1266)

• Nişansız, izi belli olmayan bir ruh var. Biz onun izine düşmüşüz, eserlerine dalmışız. 0 mekanı olmayan bir ruhtur. Fakat başımızdan ayağımıza kadar her birimiz onun mekanı olmuştur.

• Onu bulmak istiyorsan, bir an için olsun onu arama! Bilmek istiyorsan bir an için olsun onu bilme!

• Onu gizli gizli ararsan, apaçık meydanda oluşundan uzaksın. Apaçık görüldüğünden senin haberin yoktur. Onu apaçık olarak ararsan, bu sefer de onun gizliliğini göremezsin, perde altında kalırsın.

• Kesin bir burhan, bir delil elde eder de apaçık aramaktan, gizli aramaktan kurtulursan, o zaman ayaklarını uzat, emanını elde ederek uyu!

• Sen yol yürümeyi bırakırsan, canın yol almaya başlar. 0 zaman onun canından, onun ruhundan sana ne rahmetler gelir, ne rahmetler!

• Ey canımı hapseden aziz yarlık, ne zamana kadar dizginlerini kısacaksın? Atını onun dünyasına sür, beni ona kavuştur!

• Bedenin körlüğünü bil de, hırsa kapılmadan ayağını iyi bas! Çünkü beden, hırsı yüzünden ona tercüman olamaz.

• Görgüsüz ve basit insanlar gibi ne zamana kadar bir iki lokma ekmek için coşup duracaksın? Ne zamana kadar, onun kılıcını yiyeceksin?

581. Ben kimim? Ben kendime ancak gam yemeyi, ızdırap çekmeyi layık buldum.

Fa'ilatün, Fa'ilatiin, Fa-ilatün, Fa'ilat

 (c. III, 1246)

• Dün padişahımın sarayına gittim. Canımı, sakînin elindeki sürahinin içinde  gördüm.

• Ona; "Ey sakîlerin canlarına can olan aziz varlık!" dedim. "Allah aşkına kadehi doldur, ahdini, peymanını, verdiğin sözü unutma!"

• Bir hoşça güldü de dedi ki: "Ey kerem sahibi, hizmette kusur etmem, sana  saygı gösteririm."

• Güzel yüzü gibi parıl parıl parlayan şaraptan bir kadehe doldurdu da, kadehi öptü ve bana sundu.

• Birbiri üstüne bir kaç kadeh sundu. Onları içince içime bir ateş doldu. 0 ateş beni benden aldı, kendi ateşi madenine götürdü.

• Baht, kısmet, alın yazısı herkesi bir meyhaneye çeker götürür. Ben kimim? Ben kendime ancak gam yemeyi, ızdırap çekmeyi layık buldum.

• Ben susayım, susayım da, meclisin emîri kendi gizli meclisinin yüzbinlerce destanını size söylesin.

 

582. Seher vaktinde aşkının ezanını canımın kulağı işitir. 0 ezan aşığa der ki:
"Ateş gibi yakıcı belalarla dolu olan şu dünyadan sıçra, kurtul da gel benim sevgi ateşime gir, yan!"

Fe'ilatü, Fa'ilatün, Fe'ilatü, Fa'ilatün 

(c. III, 1249)

*Senin güzelliğinin üzerlik tohumu oldum. Artık benim vatanım ateşin tam ortasıdır. Mademki ok senin okundur; elbette kolun ateşten yayı çeker.

*Aşığın canı yanınca sevgiliden baş çıkarır. Kim ateşinde yanmıştır da ateşin anı olmamıştır.

*Ancak gönlümü yak, gönlümden başkasını yakma! Çünkü bağrım senin ateşinle dağlanmıştır. Gönlüme bak da ateşten olan kılıcının açtığı yarayı gör!

*Ateşin çıkardığı kıvılcımlar, yanmış yakılmış kişiye sıçrarsa, o kişide ateşten nişaneler, izler bulur.

*Senin aşkının gamı ateşlidir. Beni ağaç gibi kurutur. Ağaç kuruyunca da ateşte yanmaktan başka bir işe yaramaz.

*0 kişi ne mutlu kişidir ki, onun yasemini de gülü de bahçede bitmez de, senin ateşinde biter. Ateşin safasını, ateşin dilinin tatlılığını ancak Halil îbrahim hazretleri bilir.

*Onun Halil'i duman gibi ateşe biner. Çünkü Halil sanki cehennemin kapıcısı Malik'dir de ateşin dizgini onun elindedir.

*Seher vaktinde senin aşkının ezanını canımın kulağı işitir. 0 ezan aşığa derki: "Ateş gibi yakıcı ızdırapla, belalarla dolu olan şu dünyadan sıçra, kurtul da gel benim aşk ateşime gir, yan!"

*"Ateşlerle dolu ağzım, ateşin dilinden ne zamana kadar söz söyleyecek, ne amana kadar yanmıştan, yakılmıştan bahsedecek?" diye tandıra henzeyen gönlüm soruyor.
                                                         

                                                                 

 
583. Kaybolan aşığı nerede aramalı?   

 Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün
(c. III, 1221)

                                                             

• Eğer bir aşık kaybolursa onu sevgilinin yanında arayın! Eğer aşık bir şeyden ürker, saklanırsa, onu sevgilinin mahallesinde arayınız.

• Eğer bu canımın bülbülü ansızın bu bedenden uçup giderse, onu dikenlerden sormayınız, onu o gül bahçesinde arayınız.

• Eğer onun aşkının hastası bu meclisten kaybolursa, onu fettan güzelin nergis gözlerinde arayınız.

• Sarhoş gönül günün birinde o şişeyi taşa vurur parçalarsa, o zaman meyhaneye gidin, onu meyhaneciden arayın, sorun!

• Aklınızı başınıza alın, kaybolan aşığı şimşekler çaktıran, yıldırımlar yağdıran, aman vermeyen güneşin kucağında arayınız!

• Eğer bir hırsız duvara bir delik deler de aşığın varını yoğunu çalarsa; siz o hırsızı, o kurnaz sevgilinin misk gibi kokan simsiyah saçları arasında arayınız!

• Ben, o sevgilinin nerede olduğunu, gönül diyarında bir pîrden sordum. Pîr parmağı ile beni işaret ederek; "Onu sırlar içinde arayınız!" dedi.

• Ben o pîre dedim ki: "Allah'a yemin ederim ki, işaret ettiğiniz sırlar sizsiniz!" Pîr; "Evet" dedi, "încilerle dolu deniz benim, onu engin denizlerde arayınız!"

• Müslümanlar! 0 ne güzel bir incidir ki, nurları ile denizleri dolduruyor. Siz onu o nurlarda arayınız!

 

584. Yaşayan kişiler kimlerdir? Hakk'ın aşkı ile ölen kişilerdir.

Mef'ulü,Mefa'ilün,Fe'ülün

(cIII,1242)

 

• Dünyada bütün nefsanî isteklerden kurtulma, hiç bir şeye aldırmama, duygusuz, bayağı insanların sapık yolu mudur? Asla asla! Her iki dünya da bu   yola düşenlerin, şehvanî duygulara sırt çevirenlerin kurbanı olsun, kölesi olsun.

"Biz dünyada zevk için yaşıyoruz." diyen Epicure (341-370) milattan asırlarca önce bu fikri ortaya atarak "Zevkiye mezhebi'ni kurmuştur. Bir çoklarının sandığı gibi Epicure veya Epikoros "Hayatın gayesi zevkdir." dediği zaman, ye iç eğlen, canının istediği herşeyi yap demek istememiştir. Bizim Ziya Paşa'mızın dediği gibi:

"İç bade, güzel sev var ise akl u şuurun,
  Dünya varmış ya ki yokmuş ne umurun!"

(Aklın varsa, içki iç, güzelleri dost edin, dünya varmış, yokmuş diye ilgilenme. Sen gönlünün istediği gibi yaşamaya bak.) görüşünü benimsememiştir. Çünkü bizim z...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dünyadaki güzeller
« Posted on: 23 Nisan 2024, 11:20:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dünyadaki güzeller rüya tabiri,Dünyadaki güzeller mekke canlı, Dünyadaki güzeller kabe canlı yayın, Dünyadaki güzeller Üç boyutlu kuran oku Dünyadaki güzeller kuran ı kerim, Dünyadaki güzeller peygamber kıssaları,Dünyadaki güzeller ilitam ders soruları, Dünyadaki güzellerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes