> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Dünya gurbetinden sefere çıkın !
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dünya gurbetinden sefere çıkın !  (Okunma Sayısı 1215 defa)
23 Ekim 2010, 18:04:31
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 23 Ekim 2010, 18:04:31 »



261. Sürgün olarak geldiğiniz bu dünya gurbetinden sefere çıkın!

Mefa'îlün, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Fa'îlün
 (c. II, 945)


• Canlara; "Neden asıl evinize, gerçek yurdunuza dönmek istemiyorsunuz? Neden bu dertlerle, kederlerle, acılarla dolu dünyada kalmak için ayak diriyorsunuz?" diye bir ses geldi.

• Balçıktan yaratılmış bedenlerinizle ayaklarınıza öyle ağır zincirler vurulmuş ki, çalışıp çabalayarak onları kırmadan, parçalamadan kurtulmanıza imkan yok!

• "Artık bu gurbetten, bu ayrılıktan bıktık usandık!" deyin! Sürgün olarak geldiğiniz bu dünya gurbetinden sefere çıkın! Evinize, barkınıza geri dönün!

• Kokmuş, ekşimiz ayranla, çöllerdeki kuyuların acı suları ile neden hayatınızı boş yere harcıyorsunuz?

• Allah kanatlarınızı gayretten, çalışıp çabalamadan yaratmıştır. Madem ki canlısınız, yaşıyorsunuz; harekete geçin! Gayret gösterin!

• Tenbellikle, ümidin kolu kanadı pörsür, çürür. Kolunuz kanadınız kırılıp dökülünce, artık ne olursunuz bir düşünün!

• Gayret sarfederek, çalışarak, çabalayarak kurtulmak size zor geliyor. Sanki sıkılıyor da bu sıkıntılı dünyada, bu kuyu dibinde kalmaktan sıkılmıyorsunuz. Peki öyleyse, kuyu dibinde kalın!

 

262. Aşk bazan dost olur, bazan da baştan başa ayıp kesilir.

Mefa'îlün, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Fa'îlün
 (c. II, 941)

• Mezarda toprak olduktan sonra insan için ya ziyan vardır yahut kar! Bari ölmeden evvel toprak olayım da, göreyim bakayım neler olacak?

• Toprak olmak aşıkların işidir. Çünkü açıklara; hayata, dünyaya ait olan bağlılıklarını koparmayı Hakk gösterdi.

• Haydi biz de; "Ölmeden evvel ölelim!" emrine uyarak Hz. Muhammed (s.a.v.) gibi şu mel'un nefisle savaşa girişelim!

• Aşk bazan tamamıyla toprak kesilir, bazan tamamıyla su olur. Bazan büsbütün ateş kesilir. Yakar, yandınr. Bazan da hep duman!

• Bazan dost olur. Bazan baştan başa ayıp ve ar kesilir.

• Şu oturup kalkan halkın gözüne binlerce süret halinde görünür. Fakat senin gözünde ne artar, ne de eksilir.

 

263. Aşk uykumu aldı götürdü. Uyku da aşkı götürdü.

Mefa'îlün, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Fa'îlün
(c. II, 919)

• Aşk benim uykumu aldı götürdü. Uyku da aşkı götürdü. Zaten gerçek aşık , uyuyamaz. Aşk canı da, aklı da yarım arpaya bile almaya tenezzül etmez.

• Aşk kana susamış siyah bir arslandır! 0 aşıkların gönül kanından başka bir şey içmez!

• Aşk sevgi ile sana yaklaşır, seni tuzağa düşürür. Sen onun tuzağına düşünce o senden uzaklaşır. Uzaktan senin halini, ayrılık ateşi ile yanışını seyre başlar.

• 0 çok güçlü, çok kuvvetli bir emîrdir, korku nedir bilmez. îşkenceler yapar. Suçsuz olduğun halde seni ezer, hırpalar durur.

• Aşkın eline avucuna düşen, bulutlar gibi ağlar, gözyaşları döker. Fakat onlardan uzak duran da asık suratlı, duygusuz, soğuk bir kişi olur. Kar gibi donar, buz kesilir.

• Aşk her an binlerce kadeh şarap içer, sonra o kadehleri kırar, döker. Her an binlerce kat elbise diker, sonra onları yırtar, atar!

• Aşk binlerce gözü ağlatır, sonra da ağlattıklarını güldürür. Binlerce kişiyi ağlatıp inleterek öldürür de hepsini bir sayar.

• Zümrüd-i anka Kaf dağına doğru hoşça uçar gider. Ama aşk tuzağını görünce artık uçamaz olur. Gelir, aşkın tuzağına düşer.

• Aşkın bağlan ile bağlanan kişi hile ile yahut işi deliliğe vurarak, o bağlardan kurtulamaz. Onun tuzağına düşmüş olan hiç bir akıllı aklı fikri ile bir çare bulup halas olamaz.

• Onun yüzünden aklım perişan, darmadağın. Yoksa onun yaptıklarını, tuttuğu yolları, ettiği işleri bir bir sayar, döker, sana gösterirdim.

• Aşkın arslanları nasıl avladığını, onlan nasıl yakaladığını, onlara neler ettiğini sana gösterirdim.

 

264. Ayrı ayrı bedenlerde yaşadıkları halde iki can bir olmadıkça
 sevenle sevilenin arasında ayrılık vardır.

Mefa'ilün, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Pa'îlün
 (c. II, 939)

• Senin huzurunda canın ne değeri vardır? Canın sözü mü olur? Can sensin, senden başka ne varsa hepsi de beden, hepsi de bir kuru ad, san!..

• Aşık olmak, aşk, işlerin en iyisi ama, şunu bil ki bizim sevgilimizin yüzü olmaksızın aşk haramdır!

• Aşkın canına andolsun ki, iki can birbirine kavuşmadıkça, ayrı ayrı bedenlerde yaşadıkları halde iki can bir olmadıkça, sevenle sevilenin arasında aynlık Yardır. Buluşmanın bir manası yoktur. Bu, düzensiz bir kavuşmadır.

• Ayın ışığı her tarafa yayılır. Doğuyu da, batıyı da kaplarsa da nüru pencerenin genişliğine göre eve girer.

• Sen git de, kendi varlık kadehine sağlamlık vermeye bak. Çünkü o şarap Pek kıvamlıdır, pek eskidir, onun evveline evvel yoktur.

• 0 benden binlerce can istedi ama ben onun huzuruna bir tanesini götürdüm. Geri nerede diye sordu:

Ben de dedim ki: "Onları bırak, sana borcum olsun, şimdilik bir tane getirdim, ilerde onları da getiririm."

•0 meşhur ressamın yaptığı resimler evin içinde bulunuyor ama, o resimleri apanı evin içinde bulamazsın. Ay'ı görmek için yükseklere doğru bak! Ay yükseklerdedir. Dama doğru bak!

 

265. Akşam olunca bu duygu yolu kapanır da
 gayb aleminin kapısı açılır.

Mefa'îlün, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Fa'îlün
(c. II, 943)

• Akşam namazı vakti gelip de güneş batınca bu his yolu, şu duygu yolu kapanır da gayb aleminin kapısı açılır ve insan ötelerden gelen duygulara aşina olur.

• Çoban nasıl sürüsünü önüne katar da güderse, uyku meleği de ruhları önüne katar, gütmeğe başlar.

• Onları mekansızlık alemine sürer. Ruhanî çayırlığa götürür. Orada onlara ne manevî şehirler, ne manevî bahçeler seyrettirir.

• Uyku üstünde yaşadığımız şu yeryüzünün nakşını, süretini insanın gönlünden silince gökyüzünün kapısı açılır. Ruh orada nice nice süretler, nice nice acayip adamlar görür.

• Sanki can hep orada yaşıyormuş, orada oturuyormuş gibi bu alemi asla hatırlamaz. Bu dünyaya ait derdi, elemi de kalmaz.

• Burada üstüne titrediği malının, mülkünün derdinden kurtulur da, onlar aklına bile gelmez. Gamı da kalmaz, kederi de!..

 

266. Aşk şarabının tortusuz olanını ruhlar içti;
şarapla bulaşmış kaseyi de bedene verdi.

Müfte'ilün, Müfte'ilün, Fa'ilat
 (c. II, 995)

• Sabahleyin senin güzel yüzünü görmek, benim derdimi nasıl yatıştırdı, beni nasıl huzura kavuşturdu, bak da gör!

• Senin güzel yüzün aşıkların gönüllerine ne çeşit bir ateş düşürdü? Aşk sırlarına ne biçim bir haber ulaştırdı;

• Lütfetti, kerem buyurdu da tenezzülen beni yanına çağırdı. Canıma kadehsiz bir şarap sundu...

• 0 şarabın safını, tortusuz olanını ruhlar içti. Şarapla bulaşmış kaseyi de bedenlere verdi.

• Sen şarabın saflığını rühlarda ara! Çünkü bedenlere ancak o "beden" adını taktı.

• Senin gönül tuzağın Tebriz'dedir. Rahmeti daima o tuzakta ara!

 

267. Gönlümün güvercini yine av avlamak için uçtu.

Mefa'îlün, Fe'ilatün. Mefa'îlün,

(c. II, 952)
• Şemseddin'den yine ilkbaharın sesleri, ilkbahar sevinçleri, zevkleri, safaları geliyor. Kadehlere dökülen şarabın çıkardığı neşeli sesler, yeşilliklerden baygın nameler geliyor.

• Gönlüm sevinçten, sakînin verdiği neşelerden dolup taşıyor. Onun visali kucak açınca, kucaklaşmak zamanı geliyor.

• Gönlümün güvercini yine av avlamak için uçtu. Onun avdan dönüp gelişi ne mutlu andır.

• Davet davulunu çalıp duruyorum. Sevgilim duyarsa gelir de, şu sararmış yüzüm yüzbinlerce defa güzelleşir.

• Madem ki güzellik saltanatı geldi. Ay yüzlü sevgilimin yüzüne yerleşti. Bu durup dinlenmeyen gönlüme o yüzden rahatlık geleceği umulur.

• Gül bahçesi açılır saçılır da şu dikenin kucağına gelir diyorum. Bu hevesle yüreğimin çarpıntısı duruyor, heyecanım yatışıyor.

• Bir gün olup da o kıvılcımlar saçan kadeh, yine elime geçerse artık bana bu mahmurluktan gam yoktur.

 

268. Dünyaya gönül veren bir zavallı bir hayal yüzünden hayale döner.

Fe'ülün, Fe'ülün, Fe'ulün, Fe'ül
(c. II, 961)


• Dünyayı gördüm; vefası yoktur. Dünya da gökyüzünde bizim gibi yalnızdır. Onun da halden anlar gerçek bir arkadaşı, candan bir bildiği, bir dostu yoktur.

"Ömer Hayyam bir ruıba'îsinde: "Feleke etme şe'amet isnat / Ki onun talihi senden beter'"

• Sen göklerdeki altın değirmisi olan ışıkla...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dünya gurbetinden sefere çıkın !
« Posted on: 26 Nisan 2024, 15:12:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dünya gurbetinden sefere çıkın ! rüya tabiri,Dünya gurbetinden sefere çıkın ! mekke canlı, Dünya gurbetinden sefere çıkın ! kabe canlı yayın, Dünya gurbetinden sefere çıkın ! Üç boyutlu kuran oku Dünya gurbetinden sefere çıkın ! kuran ı kerim, Dünya gurbetinden sefere çıkın ! peygamber kıssaları,Dünya gurbetinden sefere çıkın ! ilitam ders soruları, Dünya gurbetinden sefere çıkın !önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes