> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Hoş bir hayal göründü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hoş bir hayal göründü  (Okunma Sayısı 1443 defa)
21 Ekim 2010, 10:50:23
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 21 Ekim 2010, 10:50:23 »



820. Gözlerime hoş bir hayal göründü.

Müstef'ilün, Müstef'ilün, Müstef'ilün, Müstefilün, 

(c. III, 1379)

• Ben sevgilinin gül bahçesinden ve ezel meyhanesinin mahallesinden geldiğim için gözlerimde hoş bir hayal var! 

• Mest oluşun sermayesi benim! Varlığın, var olmanın gayesi de benim! Manen yükselen melekleşen de benim, nefsine uyup aşağılara düşen de benim! Ben dönüp duran gökyüzü gibiyim!

• Ta ezelde, başlangıçta, yaratıldığım yerden geldim. Ben ilahî emanet olan ruh ile anlaştım, dost oldum, dönüp gittim, tekrar geldim. Pergel gibi bir noktanın etrafında dönüp duruyorum.

• Ben de ruha "Gel!" dedim, "Hoş geldin, sefalar getirdin, her halde bana yardıma geldin, bana yardım et!" 0 da bana; "Yardıma geldim, zaten bu iş için geldim." dedi.

• Ben ay'ım, sen de benim ışığımsın. Sen hem gül bahçesisin, hem de su! Bunca yolu senin için aştım, ayakkabımı giymeden, sarığımı sarmadan koşa geldim.

* Gülerek içeriye gir; acılığı yok et! Ey hoş acılık, şad ol, neşelen! Ben önce diken olarak geldim ama, sana güller vereceğim.

• Gül başını kaldırdı da; "Sabır, ferahlığın anahtarıdır!" dedi. Her dal: "Zorluk yok! Çünkü sabrettim de inciler gibi hoş meyveler vererek geldim." (dedi).

821. Biz, Hakk'ın nuruyla diriyiz!

Mef'ulü, Mefa'ilün, Fe'ülün 

(c. III, 1576)

* Biz, Hakk'ın bize lütfettiği nurla diriyiz. 0 nur bizi yaşatıyor. Biz, ona hem çok yakınız, çok dostuz, hem de ondan uzak düşmüşüz, ona yabancıyız. Ne olduğumuzu,

* Gerçek yüzümüzü göstersek, ay utanır, kendini görmeye kendini beğenmeye tövbe eder.

* Biz, kolumuzu kanadımızı açsak, güneş bile kolunu, kanadını yakar, yandırır.

* Şu tenimiz, bedenimiz, şu insan şeklinde görünen maddî varlığımız bizim gerçek varlığımızın perdesi, yüz örtüsüdür. Aslında biz bütün secde edenlerin kıblesiyiz.

* Sen, balçıktan yaratılan adama bakma, ona üfürülen nefesi gör de o nefese hayran ol!

* Şeytan, bizim dış yüzümüzü, bedenimizi gördü de, bizde bulunanı göremedi. Bizi Hakk'tan ayrı tanıdı.

"Bir yerde de Mevlana şöyle buyurur;

"Tevhid sırlanna işaret ettiği için, Mansur halk tarafından darağacına çekildi. Hallac sağ olsaydı, sırlarımın azametinden, taşkınlığından ötürü, o beni darağacına çekerdi." (Dîvan-ı Kebîr, c. III., 1459.)

 

822. Sen, şu bedeni benden al da, beni bedenden kurtar!

Müstef'ilün, Miistef'ilün, Miistef'ilün, Müstef'ilün, 

(c. III, 1382)

• Ey gönülleri uyanık kişilerin sakîsi! Kerem kadehini sun, çünkü bizi yokluk aleminden bu dünyaya şarap içmek için getirdiler.

• Sen bize kerem kadehini sun da, can düşünceden kurtulsun, kendinden geçsin, şu benlik perdelerini yırtsın. Düşünceyi bir tarafa atsın. Çünkü düşünce, canı hırpalar, ömrü her an azaltır.

• Güzellik, Hakk'tan haberi olan bilgi sahiplerinin güzelliğidir. 0 hal ariflerin halidir. Onu görecek göz nerede? Nerede mana bilgisi? Nerede gül bahçesi? Nerede gül bahçesindeki güllerden aşk kokusunu alacak burun?

• Eğer mecliste kimse bulunmasaydı, sözüm yüce olurdu. Ya nur ol, yahut da bizden uzaklaş, git! Bize bu kadar sitemde bulunma! Anlayışsız kişilerin bulunduğu mecliste konuşulmaz.

• Sen, göz ağrısı gibisin, bir türlü gözü bırakmıyorsun. Hoca bu yaprağı çevir, yoksa ben kalemimi kıracağım.

• Vatan boş kalmaz, sen, şu bedeni benden al da, beni bedenden kurtar! Can sarhoş bir halde balçığa saplandı kaldı. Ayağımın kayacağından korkuyorum.

 

823. Onun verdiği dertten, beladan şikayet etme! Ben yüzlerce can verdim de bu belayı satın aldım.

Müstef'ilün, Müstef'ilün, Müstef'ilün, Miistef'ilün, 

(c. III, 1372)

• Bu sefer ben büsbütün aşıklığa bağlandım, tam aşık oldum.

• Gönlümü kendimden söküp attım. Ben şimdi gönülsüzüm. Başka bir şeyle diriyim. Aklı da, düşünceyi de kökünden yakıp yandırdım.

• Ey insanlar, ey insanlar, artık benden normal insanlık beklemeyiniz. Öyle düşüncelere daldım ki, benim düşündüklerimi deli bile düşünemez.

• Bu yüzdendir ki, aklım, bu gün benden tamamıyla bıktı, usandı. Onu görmüyorum sanıyor da beni korkutmak istiyor.

• Ben ondan niçin korkayım? Onun için ben, bir surete büründüm. Nasıl olur da ben bir define olurum? Kendimi göstermek için bir bucağa gizlendim.

• Benim yıldızların kaselerinde de, feleğin sofrasında da gözüm yok! Fakat ben dilenciler uğruna nice kaseler yaladım.

• Ben bir iş yüzünden dünya hapishanesine düştüm. Yoksa ben neredeyim, lhapishane nerede? Ben kimin malını çaldım da buraya düştüm?

• İstediğin kadar bana bak! Bütün gücünle, dikkatinle bak, fakat yine de beni tanımazsın. Çünkü benim bir değil yüzlerce sıfatım, yüzlerce görünüşüm var.

• Gel, gözüme gir de, bana benim gözümle bak, çünkü ben kendime, gözlerin göremediği bir misafir seçmişim.

• Sen, şarapla sarhoşsun, ben şarapsız sarhoşum. Sen gülen bir aşıksın, fakat ben, ağızsız, dudaksız gülmedeyim.

• Ben çok tuhaf bir kuşum. Acıktım da şu çayırlıktan uçtum. Orada avcı da yoktu, tuzak da yoktu. Öyle olduğu halde geldim, şu beden kafesine girdim.

• Dostlarla beraber olunca, kafes, bağdan da iyidir, bahçeden de! Can Yusuflarının hatırı için kuyu dibinde konakladım, orayı yurt edindim.

• Onun gönülde açtığı hicran yarasından ötürü sızlanma! Onun verdiği dertten şikayet ederek ağlama, hastayım diye feryat etme! Ben yüzlerce can verdim de bu belayı satın aldım.

• İpek böceği gider gelir, ipekler örer. Sözüme dikkat et; ben de bir ipek böceğiyim- Belalar örer, bela iplikleri sarar dururum.

• Ben, beden kabrinde kalmışım. Yürü benim İsrafıl'ime git! Benim için suru üfürsün de beni diriltsin! Çünkü bu beden kabrinde yata yata döküldüm, çürüdüm, eridim, bittim.

 

824. Padişahın hayali görülen her yer bağdır, bahçedir.

Müstef'ilün, Müstef'ilün, Müstef'ilün, Miistef'ilün, 

c. III, 1383)

• Ey bana ay olan, aydınlık olan sevgili, senin güzel yüzünü gördükten sonra nerede olursam olayım neşeliyim. Nereye gidersem gideyim orası bir gül bahçesi olur. 

• Padişahın hayali görülen her yer bağdır, bahçedir, gezip dolaşma yeridir. Nereye gidersem gideyim, orada bir işret meclisi kurmaktayım.

• Bu altı kapılı tekkenin bütün kapıları kapalı bile olsa, o ay yüzlü dilber mekansızlık aleminden doğar, penceremden başını sokar, yine içeri girer.

• Girer de; "Hey!" der. "Sana selamlar olsun, sana yüz türlü şarap, yüz türlü meze getirdim. Ben padişahım, padişahlar padişahıyım.

• Ben, nurlar saçan güneşim. Ben hoş bir şekilde perdeleri yırtarım. Ben ilkbaharım, dikenlikleri kökünden sökmeye geldim."

 

825. Ben senin güneşinin ardında ışık isteyen bir gölgeydim.

Müfte'ilün, Mefa'îlün.Müfte'ilün, , 

(c. III, 1406)

• Her gece, her seher vakti dualar ettim, seni istedim. Bilsen nasıl candan yalvararak, diller dökerek, seni Allah'tan istedim.

• İstedim ki, benim secdelerimden ötürü, sen, benim varlığımın enîsi, en yakın dostu olasın. Halbuki, ben, seni candan ve gönülden isteyince, ben kendimden, kendi varlığımdan kurtuldum. Bu varlığım beni bırakıp gitti.

• Senin güneşin ardında, ben, ışık isteyen bir gölgeydim. Sen doğunca, senin ışığında yok oldum gittim.

• Ben bir demir parçası gibi katı ve donuktum. Ayna senin aşkından nur istedi. Ben de demir donukluğundan kurtulup ayna gibi parlamak, nurlanmak isteyince ateşlere yandım, dövüldüm, yaralar aldım.

• Sana doğru koştum, ama ayak basacak yer bulamadım. Senden yer istediğim için, beni yerden, mekandan kurtardın, çektin yanına aldın. La mekana, mekansızlık alemine ulaştırdın.

 

826. Kalkın ey aşıklar göklere yükselelim!

Mef'ulii, Fa'ilat, Mefa'îlü, Fa'ilat

(c.III, 1713)
* Kalkın ey aşıklar, göklere doğru yükselelim! Şu yaşadığımız dünyayı gördük anladık, bir de gideceğimiz o dünyaya varalım.

• Hayır, hayır şu iki dünya bahçesi de güzel, ikisi de hoş. Biz, bu ikisinden de hem dünya bahçesinden, hem de ahiret bahçesinden vazgeçelim de, bahçıvanı arayalım, bulalım, ona doğru gidelim.

• Dağlardan koşup gelen sel gibi secdeler ederek, başımızı taştan taşa vurarak, denize kadar gidelim. Denize kavuştuktan sonra da, üstündeki köpükler gibi, el çırpa çırpa koşalım, yürüyelim.

• Şu kederlerle dolu alemden, bu yas aleminden düğün dernek alemine, neşe alemine sefer edelim. Yüzleri sarartan bu ızdırap dünyasından uzaklaşalım da, yüzümüze kan gelsin, can gelsin.

• Alçalma, insanlığı...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hoş bir hayal göründü
« Posted on: 19 Nisan 2024, 18:47:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hoş bir hayal göründü rüya tabiri,Hoş bir hayal göründü mekke canlı, Hoş bir hayal göründü kabe canlı yayın, Hoş bir hayal göründü Üç boyutlu kuran oku Hoş bir hayal göründü kuran ı kerim, Hoş bir hayal göründü peygamber kıssaları,Hoş bir hayal göründü ilitam ders soruları, Hoş bir hayal göründüönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes