> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Allahım bana acımayana,sen acı !
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Allahım bana acımayana,sen acı !  (Okunma Sayısı 2240 defa)
23 Ekim 2010, 13:27:00
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 23 Ekim 2010, 13:27:00 »



341. Allah'ım, bana acımayana, bana kötülük yapana sen acı!

Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilün
(c. 11, 783)

• Ne yazık ki, arkadaşların hepsi de yatıp uyudular. Aşk şarabı yapacağını yaptı. Hepsi de bitkin bir halde döküldüler.

• İnsanlar arasındaki bu kadar kavgaya, gürültüye, bu kadar sertliğe, kabalığa, uyuşamazlığa lüzum var mı? Hepsi de aynı yolun yolcusu, aynı kervanın adamları değil mi? Hepsinin de yiyeceği aynı yiyecek değil mi?

• Ey sakî, çaresiz kaldım da senin eteğini tuttum. Kendimde değilim,¦ mahmurum. Gönlümün hakkını sen ver, sen insaf et. Çünkü başkaları hak ; tanımıyor; merhametsiz, insafsız.

 •Ey sakî, ben tamir edilmez, onarılmaz bir haldeyim. Çünkü verdiğin aşk şarabıyla sen beni yıktın, harap ettin. Zaten burada bulunan arkadaşların hepsi  de senin şarabınla yıkılıp gitmiş.

• Allah'ım, bana acımayana, bana kötülük yapana sen acı, sıfatların hakkı için,merhametlilerin en merhametlisi olduğun için, beni nasıl öldüreceklerini çok iyi bilenlere, sen merhamet et!

 Sun'ullah Gaybi merhum şöyle yazmış:

"Seni öldürmeye kasdetse bir can,
Sakın olma sen ona kanlı düşman,
Hayat ve mevt ola yanında yeksan.
Hakîkî süfîlik incinmemektir.

• Allah'ım, beni kendimden al, kendimden geçir! Çünkü o halde, benim için azadlık var, kurtuluş var! Ben, varlıklarından kurtulmuş, benliklerinden geçmiş insanların kuluyum, kölesiyim.

• Ben sustum ama, gönlüm; "Senin aşk şarabını isterim. Başka şeylerin hepsi de boştur, havadan ibaret!" diye feryat edip duruyor.

 

342. Bütün dünya, senin baharlarınla süslense,
 bütün dünya bahçelerini güller, çiçeklerle doldursa ne olur?

Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilün
 (c. II, 800)

• Ey benim canım; gönül alçaklığı göstersen de, bir gece olsun uyumasan olmaz mı? Hoyratlıkla ayrılık kapısını çalmasan da, vuslat kapısı daima açık kalsa olmaz mı?

• Dostların ateşlerle dolu olan gönülleri için bir gece uyumasan, onlara arkadaşlık etsen, keremler göstersen de, o karanlık gecenin içinde bir gündüz bulsak ne olur?

• Şeytanın kirli yüzünün inadına, "Gözü kör olsun!" diye senin güzel yüzünü seyrederek, gözlerimin nurlanmasına müsade etsen olmaz mı?

• Bütün dünya senin baharlarınla, senin nevruzunla güllerle süslense, bütün dünya bahçelerini, parklarını çiçekler, reyhanlar kaplasa ne olur?

• Gizli olan, karanlıklarda bulunan ab-ı hayatın, bütün şehirleri, dağları, ovaları, çölleri doldursa, her taraf ab-ı hayatla sulansa da, bütün canlı varlıklar ölüm nedir bilmeseler ne olur?

• Şu kullar, köleler kışın ne giyeceklerini düşünüp duran zayıf fakir insanlar. senin gibi bir padişahtan yeni elbiseler alsalar, giyinip kuşansalar ne olur

 

343. Biz, canlar verelim de, o can şarabına el uzatalım!

Fe'ilatün, Fe'ilatiln, Fe'ilatiin, Pe'ilün
(c. II, 793)

•Mest olrnuş birisi var mı ki, bizi meyhaneye, inci tanesi gibi güzel olan, gül yüzlü sakînin yanına doğru çeksin götürsün.

• Mest olmuş birisi var mı ki, bizim dostça kulağımızdan tutsun da, ayakkabıların çıkardığı kapı yanından alsın, başköşeye oturtsun!

 • Nal ona derler ki, toprak ona sarılsın, onu öpsün! La'l de ona derler ki, insanı alsın, meyhaneye şarap içmeye götürsün!

• Biz, canlar verelim de, o can şarabına el uzatalım. Aklımız hayallere dalmadan, masallara karışmadan onu içelim.

• Sevgilinin hoş kokulu saçlarının düğümlerini neden tarak açıyor diye, gönül diş diş oldu.

" Bir şairimiz; "Yapsalar kemiğim tarak / Yar zülfünün tellerine!" diye temennîde bulunmuştur.

 

 

344. Göklerin yolu senin içindedir. Aşk kanadını çırp da uçmaya bak!

Fe'ilatü Fa'ilatün, Fe'ilatü, Fa'ilatün
(c. II, 771)

• Ey aşıklar, boş durmayın, şu beden yükünü üstünüzden atmaya çalışın! Çünkü, beden ile can kalmayınca, gönlünüz şu ağır beden yükünden kurtulur da gökyüzüne uçar gider.

• Gönlünüzü, canınızı hikmet suyuyla yıkayın, gönül tozları gitsin de, gözleriniz hasretle şu kirli yeryüzüne takılıp kalmasın, göklere çevrilsin. 

• Dünyada bulunan her şeyin canı aşk değil midir? Aşktan başka ne varsa hepsi de fanî, hepsi de ölür gider. Dünyada ebedî olarak kalan ancak aşktır!

• Ey insanoğlu, senin yokluğun doğuya, ecelin de batıya benzer. Bu doğu ile batı, başka bir gökte bulunmaktadır. Çünkü senin şimdi gördüğün gökyüzü de fanîdir. 0 da gelip geçicidir.

• Göklerin yolu, senin içindedir. Aşk kanadını çırp da uçmaya bak! Aşk kanadı kuvvetlenince artık merdiven kaygısı, merdiven gamı kalmaz.

• Dünyayı dışından görme, çünkü senin gözünün içinde bir başka dünya var. Bundan senin haberin yok. Sen bu görünen dünyaya gözünü kapa da, gözünün içindeki dünyayı görmeye çalış! Şunu iyi bil ki, sen iki gözünü de kapayınca, bu gördüğün dünyadan hiçbir şey kalmayacaktır.

• Senin gönlün bir dam gibidir. Hislerin, duyguların, gönül damının oluklarına benzer. Oluklar kalmayınca, sen damdan su içmeye bak.

• Sen bu gazelin tamamını, geri kalanını gönlümden, gönül defterimden oku! Sen benim dilime bakma, çünkü zamanı gelince dil de kalmaz, dudak da kalmaz!

•İnsanın bedeni yaydır. Sözü, nefesi de beden yayının oklarıdır. Ok ile okluk gidince yay bir iş yapamaz.

 

345. Aşık ile ma'şüku ayırdetmek çok zordur.

Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilün
(c. 11, 790)

• Yeryüzünde aşk medresesi açıldığından beri, sevenle sevilenin aşık ile maşukun arasındaki fark kadar zor bir mesele ortaya çıkmadı.

• Hekimlerin başvurdukları kıyastan başka yollar var ama, meseleyi çözmeye yarayan bu yollar, fıkıh bilgisi bilene de kapalı, hekime de kapalı, yıldızlarla uğraşan müneccime de kapalı.

• 0 şekilde de, bu şekilde de, çeşitli zamanlarda nice derin bilginler, nice keskin zekalı kişiler, bu konuyla meşgul oldular, fikirler ortaya attılar. Mübahaselere giriştiler, birbirleriyle çeliştiler, fakat hakîkate ulaşamadılar.

• Aşık ile ma'şükun yani sevenle sevilenin arasında bir çok farkların bulunduğundan bahsettiler, fakat hepsinin de yolları bağlandı. Camiye gittiler, bu bir türlü halledemedikleri meselenin gönüllerine duyurulması için Allah'a yalvardılar.

• însanın fikri mahduttur, sınırlıdır. Halbuki yaratanın ise hududu yok, sonu yok; işte bu yüzdendir ki, düşünceleri mahdut olan insan, hudutsuz olan, sonsuz olan büyük varlıkta yok oldu gitti. Damla denize düştü, yok oldu.

• Hakk'ta yok oluş, bir çeşit mest oluştur. Yok oluşun arkasında mutlaka bir  kendine geliş vardır. Gölge ne kadar uzarsa uzasın, sonunda güneş vardır.

• "Gökler, sağ elinde dürülmüştür!" ayetinin sırrı, bu hakîkatin dille anlatılamamasındandır. Çünkü böyle bir nüktenin ispatı, varlığını yok bilmekle, yok etmekle olur.

" Zümer Suresi, 39/67. "ayete işaret var.

• Bu söz, varlığın teferruatıdır, yokluğa perdedir. Bir şey örtülü olduğu takdirde onu açıkça göstermeye imkan yoktur.

• Sen ne reddedilenden kaçıyorsun, ne kabul edilenden kurtuluyorsun; bırak ; bu işi; bu iş ne bahse sığar, ne de nağmeye

" Abdurrahman Camî (=Molla Camî) hazretleri bir beyitlerinde:

"Kendi hüsnün hüblar şeklinde peyda eyledin,
 Çeşm-i aşıktan dönüp sonra temaşa eyledin

(AIlah'ım kendi güzelliğini güzellere verdin, sonra aşığın gözüne girdin, kendi güzelliğini seyrediyorsun.) demiştir.

 

346. Gönül, bu cihandan vazgeçmedikçe başka bir cihana varamaz.

Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilün
(c. II, 796) ,.

• Sevgilim, senden kendisinde bir nişane, bir iz bulunmayan gönle yazıklar olsun! Bir can müjdesine kavuşmayan beden de yiyen, içen, gezen, dolaşan bir ölü gibidir.

• Senin güzel yüzünün nüruyla aydınlanmadan geçen gün, simsiyah karanlık bir gündür. 0 karanlık günde senin matbahından kimseye manevî şaraplar, nimetler asla gelmez.

• Yazık o gönle ki, senin aşkınla ateşlere girmez! Altın gibi harcanır gider de, hiç bir zaman hakîkat madenine ulaşamaz.

• İçine aşk ateşi düşmeyen dertsiz bir adamın aşktan bahsetmesi insana hiç tesir etmez. Bu sözler duyulmadan söylenen birer hevestir. Ağızdan çıkar, kulağa gelir girer, fakat gönüle yol bulamaz.

• Emanet, gizli olan, görünmeyen sevgiliden gizlice verilmedikçe, Mesih'in nürlarından gönül Meryem'i gebe kalmaz.

• Duygu, uyanık kaldıkça, insan asla rüya göremez. Gönül bu cihandan vazgeçmedikçe başka bir cihana varamaz.

• Ölümden gafil olan, öleceğini düşünmeyen kişi, duygusuzlaşmıştır. Hakîkati göremez olmuştur da, zavallı bir dilim ekmekle, birazcık tere için gamlara dalmıştır.

• Bir zaman gelecek ki, artık zaman kalmayacak. 0 zamandan önce, sen çalış, çabala, ibadet...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Allahım bana acımayana,sen acı !
« Posted on: 25 Nisan 2024, 23:12:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Allahım bana acımayana,sen acı ! rüya tabiri,Allahım bana acımayana,sen acı ! mekke canlı, Allahım bana acımayana,sen acı ! kabe canlı yayın, Allahım bana acımayana,sen acı ! Üç boyutlu kuran oku Allahım bana acımayana,sen acı ! kuran ı kerim, Allahım bana acımayana,sen acı ! peygamber kıssaları,Allahım bana acımayana,sen acı ! ilitam ders soruları, Allahım bana acımayana,sen acı !önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes