> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Ahmaklardan kaç
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ahmaklardan kaç  (Okunma Sayısı 1029 defa)
19 Ekim 2010, 13:07:10
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 19 Ekim 2010, 13:07:10 »



1191. Ahmaklardan kaç, gözünü zevalsiz nura aç!

Mefa'îlün, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Fe'ilün

 (c. VI.3091)

• Eğer bir an için olsun heva ve hevesini, şehevî arzularını bırakır, uygunsuz hallerden vazgeçersen; peygamberlerin, velîlerin gördüğünü görürsün.

• Kendine tapmaz, kendini haşa Allah bilmezsen gerçekten kul olursan Mütezile'nin inkar etmesine rağmen Allah'ı görürsün.

• Eğer tam bir rind isen, ahmaklardan kaç, gözünü zevalsiz nura, Allah'a doğru aç!

• İnsanların ayıplarını söyleme, gaybı bilene bak! Bilgisizlik dilini kes! Artık hileye, onu bunu aldatmaya kalkma!

• Gözyaşlarınla abdest al! Sadece seninle bağlı olarak değil candan yalvarıp yakararak namaz kıl! Ezelî şarapla kendinden geç, mest ol, harap ol!

• Gönül; Tur dağına çık da "Allah'ım bana görün." diye nara at! Nefıs kafırinin boynunu vur! Hz. Ali gibi savaş!

• Tebrizli Şems'ten mana şekerinin dükkanını iste! Fakat sen nefse uymuşsun, sirke satan biri olmuşsun. Nasıl mana balına layık olacaksın?

 

1192. Aşk yolunda başa sahip olmak, düşünmek bir ayıptır.

Mefulü, Fa'ilat, Mefa'îlü, Fa-ilat 

(c. VI.3001)

• Ey ney! Herkesin bilmediği gizli sırları bildiğin için, pek hoşsun, pek hoş sesler çıkarıyorsun. Zaten duygulu insanlara hoş gelen bu sesleri, bütün işleri, bütün gizli sırları bilen çıkarabilir.

• Ey ney! Sen de bülbül gibi, o eşsiz, o bulunmaz güle aşıksın. Bu yüzden sen de inliyorsun, feryad ediyorsun, bilmiyormuş gibi davranma! Senin dikensiz olan, o benzeri bulunmayan gülden haberin var.

• Neye dedim ki: "Sen muhakkak dostun dostusun, hemdemisin. Bu sebeple, her şeyi biliyorsun. Sırları benden gizleme!" Ney bana dedi ki: "Bu işin üstüne fazla düşme, benim bildiklerimi tamamıyla hissedersen, duyarsan, anlarsan helak olursun, yok olup gidersin."

• Ona dedim ki: "Zaten benim kurtuluşum, perîşan olmam da, helak olmamdadır. Bana iyilik etmek istiyorsan, benim üstüme kıvılcımları, alevleri saldır! Beni ateşlere yak, yandır da, ne duygum kalsın, ne bilgim, ne anlayışım."

• Ney dedi ki: "Ben, yakıcı seslerimle, feryadlarımla aşk kervanının önünü nasıl kesebilirim? Biliyorum ki, kervan başı (=mürşit) her şeyi bilen, anlayan biri."

• Ona dedim ki: "Mademki sevgili, aşk yolunda kaybolanları aramıyor, onlarla ilgilenmiyor, artık bu durumda anlayış bile anlayıştan usanmıştır. Bu yüzden anlamamak, duymamak, bilmemek, görmemek gerek."

• Sen, baştanbaşa göz kesilmişsin, her şeyi görüyorsun, biliyorsun ama, senin kendinden bile haberin yok. Biz aşıklara anlayış, biliş gözümüze perde olmuştur.65

  65 Mevlana aşığı, Pakistanlı İkbal merhum bir beytinde şöyle demiş:

  "Hakk'ı inkar eden, hocanın nazarında kafirdir. Kendini inkar eden bana göre kafırin  kafiridir."

• Ey ney! Senin başını kesmişler de o yüzden ney çalanın (=neyzen) dudağı ile hemdem olmuşsun, arkadaş olmuşsun. Zaten, aşk yolunda başa sahip olmak, düşünmek bir ayıptır, bir kusurdur. Bilgili ve anlayışlı olmak ise utanılacak bir haldir.

• Ey ney! Sen, kendinden sıyrıldın, çıktın, varlıktan, benlikten kurtuldun, için de bomboş. Bu yüzden hiç kimsenin bilmediği sırlarla doldun. Ötelerden aldığın haberlerle ağlıyorsun, inliyorsun, bir şeyler demek istiyorsun. Ama, bizde o sırları anlayacak kulak yok. Sen, bir gölge varlık oldukları halde kendilerine tapanları biliyorsun. Hakk'ı inkar edenleri de!

• Mademki sen, herkese nasip olmayan bir mutluluğa erdin, görünmez sevgili ile buluştun, ona çok yakın oldun. Böyle olduğu halde neden yanık yanık ağlıyorsun, feryad ediyorsun? Bırak da bizim zavallı bilgimiz, anlayışımız Hakkı idrak hususunda acizliğini anlasın da, ağlasın, feryad etsin.

• Hayır hayır, sen, kendin için feryad etmiyorsun, ey kerem sahibi! Bu kesret aleminde, ağyar var zannedenlere, ağyar görenlere vahdetten, birlik görüşünden uzak düşenler için ağlıyorsun, inliyorsun.

1193. Duman ateşten doğduğu halde, ateşe perde olmaktadır.

Müstef'ilün, Fe'ulün, Müstef'ilün, Fe'ülün 

(c. VI.2946)

• Aslını ararsan, aşkın bu fanî alemle ilgisi yoktur. Ötelerde, gayb aleminde bir öd ağacı var, yanıyor. Aşk, onun bize ulaşan hoş kokulu bir dumanıdır. Bir de yok rengine boyanmış, kendini yok gibi gösteren çok güçlü bir varlık var Kainatta görülen her şeyi o yaratmıştır, bugün de yaratmaktadır.66

  66 Ariflerden biri de: "Dünya, var gibi görünen bir yokluk. Allah, yok gibi görünen bir varlık." demişti.

• Evet, her türlü hatadan, kusurdan münezzeh çok kudretli bir varlık var. 0 gözümüzden gizlenmiş. Fakat gayb aleminde, dumanın arkasına saklanmış  ateş gibi yanmada, sanki, yarattığı eserleri kendine perde yaparak kendini bizden gizlemededir.67

  67  Hz. Mevlana, Dîvan-ı Kebîr'in II. cildinin 1963 numaralı gazeline şu beyit ile başlamıştı:

Ey benim canıma can katan hayatım, aziz varlık! Perdeyi kaldır, seni görmek istiyorum. Ey benim gamıma, kederime ortak olan, nerede olursam olayım, daima benimle beraber bulunan  Rabbim! Ey geceleri bana dost olan sevgili, perdeyi kaldır!" diye buyurmuştu. Yunus Emre hazretleri de;

"Ey beni yoktan yaratan! 

          Kaldır perdeyi aradan!" demişti.

• Her ne kadar duman, ateşten doğduysa da, yine de ateşe perde oluyor. Sen de varlık dumanından vazgeç, aklını başına al da yok gibi görünen gerçek varlığa kavuşmak için varlık dumanından, benlik dumanından kurtul! Dumandan bir fayda yoktur.

• Can, dumandan vazgeçseydi, nurun ta kendisi olurdu. Yani ruh, kendini kötülüklerden, günahlardan arındırarak, daha ölmeden önce, şu bedenden manen kurtulsaydı, Hakk'a ulaşırdı. Can, muma benzer, beden ise onun üstüne kapatılmış leğen gibidir. Leğen mumun nurunu gizlemektedir. Can, bir sudur. Beden ise, içinde suyun aktığı bir dere yatağıdır.

• Can, benliğe kapılmasaydı, alçalsaydı, alçaldıkça yücelere çıkardı. Felek kursunu (değirmisini) bile kırar, geçerdi. Yokluğa sarılsaydı, varlıklardan da üstün olurdu. Gerçek varlığa kavuşurdu.

1194. Haydi kalk, ölümü kökünden sök at, artık kimsecikler ölmesin.

Müstef'ilün, Fe'ulün, Müstef'ilün, Fe'ulün 

(c. VI.2934)

 

• "Avlanacağım." dedin gittin. Seni avladılar, sen kendin av oldun. "Huzura kavuşacağım" dedin, büsbütün huzursuz oldun.

• Sen ab-ı hayat içtin, bu yüzden nasıl olur da ben sana Hızır diyemem? Senin huzurunda nasıl can vermeyeyim ki, dostun da dostu oldun, sevgilinin de sevgilisi oldun?

• Senin etrafında nasıl dönüp dolaşmayayım ki; sen Allah'ın evi olmuşsun? Yerlere, göklere sığmayan o eşsiz varlık, senin gönlünde yer almış, senin ayağını nasıl öpmeyeyim ki; sen, sonsuzluğa ermişsin?

• Haydi kalk, sen ölümü kökünden sök at! Artık dünyada kimsecikler ölmesin. Çünkü sen, sözün sesisin. Sonbaharı yakala, boynunu vur, onu öldür. Çünkü sen, ebedî ilkbahar oldun.

• Ey melek gibi can! Ey baştan başa Hakk'ın nuruyla yoğrulmuş can! Sen ihtiyardan da, cüz'i iradeden kurtuldun. Çünkü sen, iradenin ve ihtiyarın ta kendisi oldun.

• Kederlere kapılmıştın, gamlara av olmuştun, yardımcın yoktu. Perişan bir halde idin. Hakk'a ulaştın da kederlerden kurtuldun, güç kuvvet sahibi oldun.

1195. Benim aklım başımda olduğu gün çok sinirliyim.

Mef'ulü, Mefa'îlün, Mef'ulü, Mefa'îlün 

(c. VI.2602)

• Ey benim aklımın düşmanı! Ey akılsızlığımın devası! Ben bir küpe benziyorum. Sen de, benim içimde şarap gibi kaynamadasın, coşmadasın.

• Evvel de sensin, ahir de. Dışta da varsın, içte de. Hem padişahsın, hem sultansın, hem perdecisin, hem çavuşsun.

• Hem iyi huylusun, hem kötü huylusun. Hem gönlü yakar yandırırsın, hen de gönül alıcısın. Hem kendini göstermezsin, yüzünü örtersin, hem de ay yüzlü Yusufsun.

• Hem uzaksın, yabancısın, hem de çok yakınsın, akrabasın. Hem kötü düşünceli bir dostsun, hem de balsın, şerbetsin.

• Ey kendinden geçenlerin yolunu vuran, yol kesen, hem de dervişlere hazînesin. Ya Rabbi! Ahlak, davranış, huy bakımından birbirlerine zıt olan varlıklar, seni sevdikleri, sana gönül verdikleri, seni gönüllerine aldıkları zaman ne kadar hoş bir hale gelirler. Hepsi de birbirlerini severler, hepsi de birbirlerinin olurlar.

• Benim aklım başımda olduğu gün, çok sinirliyim, çok kavgacıyım. Gürültüler çıkarırım, ortalığı birbirine katarım, fakat sarhoş olup kendimden geçince çok iyi insan olurum. Herkesle iyi geçinirim, sabırlı olurum, susar otururum.

 

1196. Aklını başına al da onun kendinden değil, güzelliğinden vefa bekle!

Mefulü, Mefa'îlün, Mef'ulü, Mefa'îlün 

(c. VI.2569)

• Neden durumlarını anlamak için gönülleri uyanık kişilerin arasına giriyorsun? Göğsünü kapatmazsan sana bir ok saplanabilir. Yani ermişlerin halleri...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ahmaklardan kaç
« Posted on: 28 Mart 2024, 11:19:13 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ahmaklardan kaç rüya tabiri,Ahmaklardan kaç mekke canlı, Ahmaklardan kaç kabe canlı yayın, Ahmaklardan kaç Üç boyutlu kuran oku Ahmaklardan kaç kuran ı kerim, Ahmaklardan kaç peygamber kıssaları,Ahmaklardan kaç ilitam ders soruları, Ahmaklardan kaçönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes