> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Divanı Kebir > Ahireti de düşün !
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ahireti de düşün !  (Okunma Sayısı 1224 defa)
23 Ekim 2010, 17:27:27
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 23 Ekim 2010, 17:27:27 »



310. Yalnız dünya işleri için kendinizi harcamayın,
ahireti de düşünün.

Fe'ilatün, Fe'ilatiin,, Fe'ilün
(c. II, 802)

• Mısır'ın Yusuf'u geliyor. Hepiniz ona ikrar veriniz. Onun Mısır ülkesinin padişahı olduğunu kabul ediniz. Yüzlerce şeker kamışı gibi salına salına geliyor. Onu alın götürün!

• Canı aşka bırakın da hepiniz rüh olun, sonra aşktan renk alın da sadaka olarak gül bahçesine sunun.

• Rindler, dostlar, hepiniz bir renk olarak, ücretlerini alın da çarşıda harcayın.

• Kafirlere, şeriat şarabından bir kadeh verin de, onlarda küfürden de imandan da bir eser kalmasın.

• Aşk şarabından önce şu mest olmuş, yanıp yakılmışlara kadehi verin de,, onların gönüllerini hoş edin! Sonra da o uyanık, aklı başında olan hocaya verin.

• Akıl pusudadır. Sağa, sola bakmada, kusur aramadadır. Kusur arayan o ihtiyar yankesiciye büyük kadehle şarap sunun, sunun da kendinden geçsin, kusur aramasın!

• Ateş cinsinden olan şehvet, hiddet, şöhret gibi duyguları, aşıkların ateşine atın, yakın! Elinizde ne varsa, onları, o sırlar fitnesinin dünya sevgisinin başına verin, kurtulun!

• İlahî aşk şarabıyla mest olun, yıkılın kalın da, şu dünya işleri için kendinizi boş yere harcamayın! Sevginizi dünyadan da, ahiretten de alın, sadece aşk işine koyulun.

• Delilik ateşi, ilahî aşk ateşi, ayıplanmayı, kendini beğenmeyi tutuşturup yakınca, ele geçen bu lütfa, bu ihsana başınızı da verin, sarığınızı da!

• Evlerinizi bırakın, aşıklar topluluğuna girin. Elbiselerinizi satın, parasını meyhaneciye verin!

• Dünya malına karşı duyulan aşırı istek, aşırı özlem, bir örümcek gibi durmadan seni avlamak için ağ örmektedir. Bu sebeple süslü, kıymetli elbiseler giymek arzusunu, bedeni besleyecek nefis gıdaları, baş olmak, yüksek mevkîlere geçmek hırsını, hepsini aşk uğrunda feda edin de kurtulun!

 

311. Onlar, avuçlarına toprak alsalar altın olur.

Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilatün, Fe'ilün
 (c. II, 775)

 • Aman, aklını başına al, şehirde iki üç yankesici var. Onlar ne yapıp yapıp bir  kolayını bulurlar, "ay"ın bile başından külahını kaparlar.

• Onlar, iki üç rinddir. Gönülleri uyanık, kendileri mesttir. Onlar, öyle kendilerinden geçmişlerdir ki, bir kavgayla, bir patırtıyla gökyüzünü bile döndürürler.

• Onlar, öyle sıkı ağızlıdırlar ki, baş vermedikçe sır vermezler. Sakîdirler, aşıklara şarap sunarlar ama, sundukları şarap, üzüm sıkılarak yapılan şarap değildir.

• Onlar, ruhun özlediği, aradığı gayb alemindeki eşsiz güzelin dostlarıdır. Onlar, o eşsiz gayb güzelinin gözleri gibi dalmışlar, hastalanmışlardır.

• Kendileri bir şekle, bir sürete bürünmüşlerdir. Ama, şekillere düşmandırlar. Onlar bu dünyada yaşadıkları halde, iki dünyadan da bezmiş, usanmışlardır.

• Güneş gibi bütün gün görüş bağışlarlar, insanlara görme kabiliyeti verirler. Ay gibi, yıldızlar gibi bütün gece gezerler, dolaşırlar.

• Avuçlarına toprak alsalar, o toprak altın olur. Gece arpa ekerler, fakat gündüz buğday biçerler.

• Öyle güzellerdir ki, onlar olmadıkça gönül meyve vermez. Öyle başkandırlar ki, ne başları vardır, ne de sarıkları.

• Adam ol da git onların hizmetinde bulun! Çünkü onlar gerçekten adamdırlar. Onlardan başkaları insan şekline girmiş kurtlardır, insan yiyicidirler.

• Her ne kadar ağız sözle dolu ise de, yeter, fazla söyleme; çünkü ağızdan çıkan harf de, nefes de bizden değillerdir, bize yabancıdırlar.

 

312. Biz aşk ateşi ile yanıp yakılmadaki ma'nevî lezzeti bulmuşuz.

Fe'ilatün, Fe'ilatiü,, Fe'ilün
(c. II, 785)

 

• Biz ne şarap kadehi elinde bulunan varlıklı, tanınmış kişilerdeniz, ne de sadece bir keçisi olan zavallı müflislerdeniz.

• Biz aşk ateşi ile yanıp yakılmadaki manevî lezzeti bulduğumuz için ab-ı hayatı bırakmışız da, ateş peşinde koşanlardınız.

• Biz, herhangi bir evin penceresinden içeri "ay" gibi ışığımızı düşürürsek, o evdeki gece huyluların hepsi de kapının yolunu tutarlar. Yani biz, hangi gönle manen girersek, o gönüldeki kötülükler, hoşa gitmez hayaller kaçar giderler, o gönül huzura kavuşur.

• Feleğin şarap kadehlerini kırdığı ümitsiz kişiler, yüzümüzü görünce yeni baştan zevke, yeni baştan neşeye dalarlar.

• Kapıyı kapayınız, şarap sununuz! Senin aşkınla benizleri solmuş, sararmış aşıkların kırmızı şarabı içme zamanı geldi.

• Hakk aşıkları, bir elleriyle halis iman şarabı içerler, öbür elleri ile de kafirin perçemini tutarlar.

" Bu beyitte, yaşlı bir şeyh olduğu halde savaştan çekinmeyen, Moğollar'la savaşa giren ve şehit olan Mevlana'nın babasının şeyhi Necmeddin Kübra hazretleri kastedilmektedir Nefehat mütercimi merhum Lami'î Çelebi, Mevlana'nın bu beytini manzum olarak şöyle tercüme etmiş:

"Bir elden nüş idüp îman şarabın Bir elde perçem-i kafır tutarlar." (Nefahatü'l-Üns Tercemesi, s. 480.)

• Nerede bir çark dönüyorsa, onu döndüren su, biziz. Nerede bir buhurdan tütüyorsa, onun içinde yanan öd ağacı, biziz.

• Şu mavi perdenin arkasında ay yüzlü bir güzel var. Gök kubbesinde bulunan bütün yıldızlar, onun yüzünün nürundan nür alırlar, süslenirler.

 

313. Aşk, bazen gökyüzünde kapılar açar.

Fa'ilatün, Fa'ilatün, Fa'ilat
(c. II, 822)

• Aşk, şimdi merhamete geldi. Bize acıyor, bu gün bize, canlar canı can olmadadır.

• Ma'rifet güneşinin ışıkları içinde titreyip duran her zerre Gayb Alemi'ni biliyor.

• Aşk, kimya yapan, bakırı altın eden bir kimyadır. Hatta şu toprağı bile manalar hazine haline getiriyor.

• Aşk, bazen gökyüzünde kapılar açıyor, bazen aklı merdiven ediyor.

• Bazen şarap gibi neşe meclisi kuruyor. Bazen deniz gibi inciler saçıyor.

• Aşık; "Lenteranî" (=Beni göremezsin!) sesini duysa bile yine ümitsiz olmaz, dostun aşkına güvenir.

• Aşk görülmemiş armağanlar getirmiştir. 0 armağanları kabiliyetli kişilere dağıtır, durur.

• Aşk, bu ağıza ne tattırmıştır ki, lezzetinden dilsizliğe özenir de susar?

 

314. 0 padişahlar padişahı ne yaparsa güzel yapar.

Fa'ilatün, Fa'ilatün,
(c. II, 820)

• 0 padişahlar padişahı ne yaparsa güzel yapar. Nasıl ki, incir ağacı hep incir verir, başka meyve vermez!

"İbrahim Hakkı hazretleri;
 Hep işleri faiktir,
 Birbirine layıktır,
 Neylerse muvafıktır.
 Mevla görelim neyler,
 Neylerse güzel eyler.

Deme şu niçin şöyle!
Yerindedir ol öyle!
Bak sonunu seyreyle!
Mevla görelim neyler,
Neylerse güzel eyler."

diye yazmıştır. (Dîvan-ı Ibrahim Hakkı, s. 192.)

• 0, her nerede iki zıddı evlendirmek isterse, onları sütle şekerin birleşmesi gibi çeyizler, evlendirir.

" Yemeklere tat veren tuz, klor ile sodyumdan ibarettir. Bunların her ikisi zehirdir."

• Onun nefesi ile ab-ı hayat kaynağı akar, o talkın verince ölü dirilir.

• Allah, her kuluna tek başına bir dünya bağışlar. îki alemde bunu yapan kimdir?

" Her insan tek başına bir dünyadır. Hz. Ali;"Sen kendini küçük bir varlık zannediyorsun, sende büyıik bir alem var." diye buyurmuş. Bugün ilim ispat etti ki, her insanda bulunan hücrelerin sayısı, trilyonları buluyor, dünyanın nüfusu daha on milyarı bulmadı.

• Kuyu dibinde onun adını ansan, zikretsen, kuyu dibi göklerin en yüksek yeri haline gelir.

• Eğer bir kafir, onun aşkından bahsederse, onun küfrünü, bütün dinin nüru yapar.

• Bütün dikenleri nesrin gülü haline getirmek için, dünyanın dikenini aşıkların yoluna koymuştur.

• Sen bilmiyor musun? Kim onun kuşu olursa, pek mutlu olur da altın yumurtalar yumurtlar.

• Artık susayım da, bundan sonra gizli dua edeyim, fakat, padişah "Amin" derse, dua nasıl olur da gizli kalır?

 

315. Hz. Ali ile Hz. Ömer birbirleriyle uzlaşınca lafızînin parmağı ağzında kaldı.

Fa'ilatün, Pa'ilatün, Pa'ilat
(c. II, 810)

• Yine süt ile şekeri karıştırdılar. Aşıkları da birbirleriyle bir araya getirdiler.

• Gece ile gündüzü ortadan kaldırdılar, güneşi, ay ile birbirine karıştırdılar.

• Ma'şukların rengi ile aşıkların rengini, altınla gümüşü birbirine karıştırdıkları gibi kanştırdılar.

• Hakk'ın ebedî baharı geldi. Kuru dallarla yaş dalları birbirlerine karıştırdılar.

• Hz. Ali ile Hz. Ömer birbirleriyle uzlaşınca rafızînin parmağı ağzında kaldı.

"Rafızî; Hz. Muhammed'den sonra Hz. Ali'yi halife tanıyıp; Hz. Ebubekir, Hz. Omer ve Hz. Osman'ın halifeliğini kabul etmeyen Şiilere Sünnîler tarafından verilen ad. Bu beyitte Hz. Mevlana, Sünnîlerle Alevîlerin beraberce kardeş gibi yaşayacaklarına işaret buyuruyor.

• Hem bay...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ahireti de düşün !
« Posted on: 20 Nisan 2024, 08:06:17 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ahireti de düşün ! rüya tabiri,Ahireti de düşün ! mekke canlı, Ahireti de düşün ! kabe canlı yayın, Ahireti de düşün ! Üç boyutlu kuran oku Ahireti de düşün ! kuran ı kerim, Ahireti de düşün ! peygamber kıssaları,Ahireti de düşün ! ilitam ders soruları, Ahireti de düşün !önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes