๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dinler Tarihi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 29 Ekim 2010, 02:57:28



Konu Başlığı: Yeşû B Nûn Ve Hâkimler Devri
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 29 Ekim 2010, 02:57:28
 

5- Yeşû B. Nûn Ve Hâkimler Devri


Hz.Mûsâ'dan sonra İsrail Oğullan'nın başına Yûşâ b. Nûn (Yeşû b. Nûn) geçti. Yûşâ, Musa'nın en yakın dostlarından biriydi. Ölmeden önce O'nu İsrail Oğulları'nın başına başkan olarak seçmişti. [287] Yûşâ İsrail Oğulları'nın başına geçtikten sonra, Ürdün nehrinin kuzey doğusuna yöneldi. Daha sonra da Ürdün nehrini geçerek, Filistin topraklarına yerleşmek için hazırlıklara başladı. Nehri geçtikten sonra istila ettikleri ilk şehir Eriha oldu. Yûşâ daha önce iki casus göndermiş ve bunlar Rahab isimli fahişe bir kadının evinde gizlenmişlerdi. îsrâil Oğulları, Eriha'yı aldıktan sonra, şehirdeki bütün insan ve hayvan, canlı ne varsa öldürdüler. Casusları saklayan kadın ve ailesi kendilerine verilen söz üzerine bu katliamın dışında tutuldu. [288] Bunu diğer şehirlerin fethi ve Yûşâ'nın saltanatı tâkip etti.

Yûşâ bin Nûn'un ölümünden sonra da Hz.Musa'nın siyaseti devam ettirildi ve İsrail Oğulları'nın idarecileri halkın ileri gelenleri tarafından seçilmeğe başlandı. Bazen kadınlar da bu makama gelebİliyordu. Halk onikİ kabîle halinde yaşıyordu. Aşiret idaresi hâkimdi. Aşiretlerin ileri gelenlerinin oluşturdukları bir meclisleri vardı. Aralarından seçtikleri bir hakem kabileler arası anlaşmazlıkları çözüyordu. Önemli işlerde bütün kabîlelerin ileri gelenleri hakemin başkanlığında toplanıyor ve problemlerini görüşerek çözüme götürüyorlardı. Bu devir yaklaşık üç asır sürmüştür. Halk göçebelikten yerleşik hayata, çadırlardan küçük köylere geçmeye, tarımı ve diğer zanaatları öğrenmeye başlamıştır.

Ancak Hâkimler veya diğer adıyla Hikmetli Kişiler Devri rüşvet v.s. gibi yolsuzlukların yaygınlaşması ve komşu ülkelerin baskısı, harplerin doğurduğu problemler üzerine, İsrail Oğullan da komşu ülkelerdeki gibi bir otorite, mutlak emir ve komuta sahibi bir hükümdar İstemeye başlamışlardır

Kur'an bu durumu şöyle açıklar:

“Musa'dan sonra İsrail Oğullarının ileri çelenlerini görmedin mi? Peygamberlerine (izâ kâlû li nebîyyin lehum) bize bir hükümdar gönder. (Onun önderliğinde) Allah yolunda savaşalım, demişlerdi.” [289] Bunun üzerine Rahip ve Hakîm Samuel, Savl'u (Tâlût'a) krallığa takdis etti ve toplumun idaresini kendisine bıraktı. Yukardaki âyetin Yahudilerin “Hakîm” tâbir ettikleri Hz. Musa'nın halifeleri için “Nebî” ifâdesini kullanması [290] sebebiyle, Müslümanlarca Yûşâ b. Nûn'dan rahip Samuel'e kadar tüm hakîmler, hikmetli kişiler “Nebî, Peygamber” sayılmışlardır. Peygamber unvanı ile anılmışlardır. Kur'an da açıkça zikredilmeseler dahi bazı zatların peygamberler tarihlerinde “Peygamber” olarak anılmalarının sebebi bahsettiğimiz âyettir.