๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dinler Tarihi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 30 Ekim 2010, 02:03:52



Konu Başlığı: Kutsal Yazılar
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 30 Ekim 2010, 02:03:52
5-  Kutsal Yazılar


Hz. İsa, içinde doğup büyüdüğü Yahudi cemaatının bir üyesi olarak Tanah'ı (Eski Ahid'i) kutsal kitap olarak görmüş ve ona yorumlarıyla derin anlamlar kazandırmaya çalışmıştır. Vaaz ve tebliğlerinin kaynağı Eski Ahid'ti. Bu sebeple günümüz Hıristiyan kutsal yazılarının ilk bölümünü Eski Ahid oluşturur, ikinci bölümünü ise, İsa'nın ölümünden sonra ortaya çıkan, İsa ve vaazları hakkındaki rivayetleri içeren, Yeni Ahid teşkil eder.

Hz. İsa hayatta iken kendine gelen ayetleri veya aldığı vahiyleri ne kendisi bir yere kaydetmiş, ne de başkalarına kaydetmeleri için emir vermişti. O kendinden önceki kutsal kitaplara bağlı, ancak onlara yeni yorumlar getiren bir ıslahatçı, bir öğretmen görünümünde idi. Talebelerinin Yahudilerce dışlanması ve takibatlar, cemaat içinde yeni bir grup oluşmasına yol açtı. Yargılanıp, İdam edilmek istenmesi ise, İsa Mesih gurubunun Yahudi cemaatından tamamen uzaklaşması ve kopmasına zemin hazırladı. Bu yeni cemaat üyelerinin üstatları Hz. İsa ile ilgili vaaz ve hayat hikayelerini kaydetmeye başlamaları, onun ölümünden yaklaşık 25-30 sene sonradır. Bu kadar geç kalınmasının iki temel sebebi olabilir: Birincisi, o zamanın şartlarında kendinin yazmaya veya yazdırmaya fırsat bulamaması; ikincisi, beklenen Mesih devletinin çok yakında geleceği ümidi ile, bir şeyler yazıp geriye bırakmaya ihtiyaç duyulmaması olabilir. Nitekim kendinden sonra da talebeleri Üstatlarının çok kİsa bir zaman sonra geri döneceği ümidiyle, Üstatlarını yazıyla anlatma ihtiyacını hissetmemişlerdir. İsa'yı ve öğretisini öğrenmek isteyen yeni cemaat üyelerine ve çocuklarına, hatıralarını ve duyduklarını sözlü olarak anlatmayı tercih etmişlerdir.

İsa'nın bir türlü geri dönmeyişi, cemaat içinde vaftiz olan kimselerin ölmeye ve canlı şahitlerin azalmaya başlaması cemaat ileri gelenlerini harekete geçirmiş, çeşitli bölgelerde ve ülkelerde İsa'yı ve vaazlarını anlatan risaleler yazılmaya başlanmıştır. Yazarlar istisnasız ya “Havariler” gibi İsa'yı şahsen tanımış olan, ya “Tâbiûn” gibi onu izleyenlerin ilk kuşağını oluşturan şakirtlerdir. Hıristiyanlar Yeni Ahid'in bütün yazarlarının İsa'nın hayatının görgü tanıkları olduğunu iddia etmezler. Yeni Ahid yazarlarını "peygamber" de saymazlar, ancak yazılarını Allah'ın ilhanlıyla yazdıklarını kabul ederler. [406] Bunlara İnciller ve Havari Mektupları denir. İncil Arapça'da müjde, iyi haber anlamına gelir. İnciller yazılmadan önce  ağızdan  ağıza bir  süre nakledildi. Zamanın ilerlemesiyle İsa Mesih cemaatının büyümesi, yeni görüş ve meşrep ayrılıklarının ortaya çıkması yeni cemaatların kendi indileri ve büyüklerinin mektupları etrafında toplanmalarına ve kayıtlarına yol açtı. Her cemaatın kendi İnanç ve görüşlerini yansıtan İncil ve mektuplar ortaya çıktı.

Ancak şu hususu vurgulamak gerekir ki: “Hıristiyanlar İsa'nın bir kitap, bir İncil getirdiğini kesinlikle savunmazlar”. [407] Bu konuda Müslümanlardan farklı düşünürler. Onlara göre, İsa'nın kendisi Meryem'in vücudunda etekemiğe bürünmüş, insan olmuş tanrı kelamıdır. Dolayısıyla O Tanrı'nın insanlara vahyidir. Hz. Musa'da vahiy “Tevrat Kitabına” dönüştüğü gibi, Hıristiyanlık'ta İsa'nın şahsına dönüşmüştür. Vahyin mesajı İsa'nın hayatı ve vaazlarıdır. İncil ismi verilen eldeki kitaplar Müslümanların anladığı gibi Tanrı'nın İsa'ya vahyi sayılmaz. Onlar ilk devir şakirtlerinin gördükleri veya duyduklarının yazılı kayıtlarıdır. Yaklaşık 60-150 yılları arasında cemaatların İncil yazarlarına “Bize İsa'yı ve olayları anlatın” demeleri üzerine onlar da kendilerine kadar gelen rivayetleri, haberleri top- layıp, kaleme almışlardır. Kendileri nasıl inandılarsa, o şekilde yazıp anlatmışlardır. Müslümanların anladığı anlamda Vahiy değillerdir. Ancak Hıristiyanlar İncil yazarlarının Tanrı'nın ve Kutsal Ruhun lutfu ve himayesi altında bulunduklarına inanmaları sebebiyle, bu yazıların doğruluğuna yazarlarına vahyedildiğine inanırlar ve güvenirler.