Konu Başlığı: Konstantin Ve Hıristiyanlığın İmprt Dini Olması Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 02 Kasım 2010, 01:56:39 5- Konstantin Ve Hıristiyanlığın İmparatorluk Dini Olması Konstantin 313 yılında hakimiyeti ele almakla ve Hıristiyanlara din hürriyeti tanımakla birlikte kendisinin Hıristiyanlığı kabulü ölüm döşeğinde (m.s. 337) olmuştur. Zamanında imparatorluğun çökme ve gerileme işaretleri görülüyordu. Yeni inançla Konstantin Roma İmparatorluk dünyasına yeni bir güç ve ruh girdiğine inanıyordu. Bu sıralarda imparatorluğunun toplam nüfusu 80 milyon kadardı. 310 yılında yaklaşık bunun %25'i Hıristiyan idi. Fakat, dengesiz bir şekilde dağılmışlardı. Bir kaç eyalette (Anadolu'da) halkm yarısından çoğu Hıristiyanlığı benimsemişti. Mısır, Roma, Aşağı İtalya ve İspanya'da göze çarpan faal bir kilise cemaatı azınlığı teşekkül etmişti. Galya (Batı Britanya), Germanya vs. gibi diğer bölgelere de Hıristiyanlık adımlarını atmaya başlamıştı. Doğu Hıristiyanlığının gelişmesinde ise, Konstantin'in din politikasının oynadığı rol büyüktür. Hoşgörü fermanı ile bütün dinler hürriyete kavuşmuşlardı. Fakat İmparatorluğun bunu takip eden politikası, sosyal kanunları, Hıristiyanlığın resmen imparatorluğa girmesine sebep oldu. Kilise makamlarına alışılmamış yetkiler verildi. Konstantin'in gayelerinden biri de Doğuda Roma'ya alternatif diğer bir başşehir kurmaktı. Başarılı da oldu. Yakın tarihe kadar kendi ismiyle (Konstantinepolis) adlandırılan bu başşehir İstanbul'du. Putlara kurban yasak edildi. İstanbul'daki piskoposluk makamı İmparatora bağlandı.. Kendisi ekseriya burada oturuyordu. İmparatorun Roma'dan uzakta olması, Papalığın geniş yetkiler kazanmasına sebep oldu. İstanbul Patrikliğine göre daha çok gelişti. Doğu ve Batı arasındaki farklı siyasi şartlar sebebiyle, kiliseler arasında da farklı gelişmeler oldu. İmparator, İstanbul'da muhteşem bir kilise inşa ettirdi. Daha sonra Jüstinyen (483-565) bu kilisenin yerinde Ayasofya'yı (537) yaptırmıştır. Genel görüşe göre, kilise binaları Hıristiyanlık inancını bütün dünyaya göstermeliydi. Böylece Kudüs'te Mezar Kilisesi (İsa'nın gömüldüğüne inanılan mezar üzerine yapılan kilise), Roma'da Kurtarıcı Kilisesi ve efsaneye göre, Petrus'un şehit edildiği Neron' un sirk meydanında eski St. Petrus-Bazilikası inşa edildi. İmparator onu, Roma Devleti tarafından öldürülen Hıristiyanların hatırasına yaptırmış ve bununla Roma piskoposlarının putperest devlete karşı zaferlerini kanıtlamıştır. Bu olay gelecek devirlerde Papaların nüfuzlarının artması için bir gerekçe olarak kullanılacaktır. Böylece Hıristiyanlık, IV. yüzyılda diğer dinler ve kült şekilleriyle beraber sayılırken, İmparator Büyük Teodosius zamanında (3 80 yılında), İmparatorluğun yegane dini oldu. Putperestlik Teodosius tarafından yasaklandı ve devlete ihanet olarak, ilan edildi. Bu suretle, putperest kültleri çabucak günlük hayattan silindi. 529 yılında İmparator Jüstinyen tarafından Atina'daki Eflatun Akademisi de kapatılarak, bu gelişme onaylanmış oldu. |