๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dinler Tarihi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 02 Kasım 2010, 02:17:57



Konu Başlığı: Kilise Ve Kısımları
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 02 Kasım 2010, 02:17:57
11- Kilise Ve Kısımları


Kilise kelimesi Yunanca “Ekklesia” kelimesinden türemiştir. Bu kelimenin kökeni “Toplamak” veya “Toplantı” manasına gelir. Buna göre, Kilise kelimesi “Hıristiyan Cemaatının toplantısı” manasındadır. Yani, Kilise Hıristiyanların toplandığı yer veya bina” manasına gelir. Ancak bina ve yer anlamı dışında çok daha önemli bir manası daha vardır. O da cemaatın kendisidir. Hıristiyan topluluğudur. Diğer bir ifade ile “Mezhep” anlamına da kullanılır. Biz burada birinci mana, yani kutsal bina anlamı üzerinde duracağız:

Hıristiyan ibadet yerleri çeşitli boylarda, büyük veya küçük, çeşitli mimari üsluplar da olabilir. Küçük kiliselere “Şapel”, büyük kiliselere “Katedral” denir. Mimari üslupları da mezheplere göre bazen değişiklik gösterir. Örneğin, Ortodoks kiliseleri çoğunlukla kubbelidir. Batı da ise, gotik, barok vs. üsluplardadır. Diğer binalardan ayİran, yanlarındaki bir veya daha fazla çan kuleleridir. Bu kuleler, kilisenin yerini gösterdiği gibi, ayin saatini de çan sesleriyle ilan ederler. Köy kiliseleri genelde bir holü, bir salonu andırırlar. Mimarî üslupları da yoktur. Büyük kiliseler yapıldıkları çağın ve bölgelerin özelliklerini yansıtırlar. Büyük kiliselerin ana giriş kapısı önünde bir sundurma veya revak bulunur. Bu revaklar azizlerin heykelleri veya İncil'den alınan İsanın hayatını anlatan kabartma veya heykellerle süslenmişlerdir.

Kiliseye girince karşılaşılan büyük salonun iki tarafında sandalye veya sıralar bulunur. Koridor salonun karşısına varmadan biter. Bu boşluğa Koro Yeri denir. Koridorun bulunduğu yere sahan veya gövde denir. Sahan kısmı genelde üç sıra sütun çıkıntilarıyla bölünür. Giriş kısmında ise, iki tarafta, duvarda veya ilk sütunlarda, ya da ilk sıraların birisinde asılı olarak birer okunmuş, kutsanmış su kabı vardır. Bu kaplarda, isimlerinden belli olduğu gibi okunmuş su bulunur ve kiliseye giren müminler sağ elini bu suya batırıp parmaklarının ucunu ıslatır, sonra bu eli İle haç çıkarır. Bu davranışla İbadet yerine girdiğini, Allah huzuruna geldiğini ifade eder. Daha ilerde, duvarın yanında ya da köşe de bir veya iki günah çıkarma hücresi görülür. Ayrıca Giriş kısmının bir tarafında ya bir vaftiz kurnası veya bir vaftiz odası bulunur. Girişin karşı duvarı, yani salonun ön kısmı içeri doğru kavisle bir oda şeklini alır. Bu kısma “Apsis, altar” denir. Bu kısma Ortodokslar “İkonostaz” derler. Bu kısmın uçundaki duvar önünde, büyük ve süslü bir sunak daha bulunur. Sunağın arkasında duvarda büyük bir haç, bir heykel veya bir tablo resim bulunur. Bu ana sunağın ortasında, heykel veya haçın altında küçük bir dolaba benzeyen kutsal ekmek ve şarabın bulunduğu dolap bulunur. Genelde güzel bir kumaşla örtülüdür. Bazı kiliselerde, bu muhafaza dolabı, koro yerinin sağ tarafındaki duvarın içinde saklanır.

Apsise ilerlerken salonun iki yanında, duvarlara asılı on dört tablo vardır. Genelde İsa'nın çektiği ızdırapları dile getirirler. Bu levhaların bulunduğu kısma “Haç Yolu” denir. Dindar Hıristiyanlar her tablo başında durarak tasvirleri düşünür ve dua ederler. Haç Yolunu takip edip onu tamamlarlar. Özellikle Paskalya öncesi, Perhiz ve Oruç sürelerinde çok rağbet görür.

Sunak, Kilisenin en önemli unsurudur. Kilisenin koro bölümünde, kilisenin her tarafından kolayca görülebilen bir yerindedir. Eski kiliselerde sunaklar, birer masadan ibaretti. Daha sonraki devirlerde görkemli hale getirildiler. Genellikle üzerlerinde iki mum bulunur. Bu mumlar Komünyon (Missa) ayini ve diğer merasimler esnasında yanarlar. Sunak daima beyaz bir örtüyle örtülür.

Haç, İsa'nın ölümünü ve insanın ezeli günahtan kurtuluşunu simgeler. Genelde iki çeşittir. Birincisi, İsa'yı asılı olarak gösterir. Genelde Katolik ve Ortodokslarda görülür. İkincisinde, İsa'nın tasviri ve heykeli yoktur. Simge sadece dört çıplak koldan ibarettir. Protestanların haçları da böyledir. Birincisinde, haç üzerinde küçük bir levha ve INR1 harfleri bulunur. Mânası: “Nasıralı İsa, Yahudilerin Kralı”, yani Latince lesus Naz,arenus Rex ludaeorum kelimelerinin baş harfleridir. Şekillerine göre isimleri de değişir. Örneğin, Antonius Haçı büyük T harfi şeklinde, yani üst kolu yoktur. Andreas Haçı dört çapraz kolludur, yani X harfi şeklindedir. Yunan Haçı ise, bütün kolları eşit uzunlukta + şeklindeki haçtır. Rus haçının üç yatay kolu vardır, bu üç kolun ortasındaki daha uzundur. [464]