๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dinler Tarihi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 28 Ekim 2010, 00:34:10



Konu Başlığı: Kemalat
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 28 Ekim 2010, 00:34:10
3. 4- Kemalat


İyinin öğrenilebilirliği görüşünde olan Konfüçyüs halkına ideal bir insan örneği olmuştur. Kendisine yönelen Çinlilerin gözünde O yüksek bir İnsandır. Asil ve iyilik özelliklerine sahiptir. Konfüçyüs kendinde Tao'nun, kainat nizamının gerçekleştiği, ahlaki düzen şuurunun yaşandığı bir insandır. O ulu kişidir. Ölçü ve dengenin sahibidir. Arzu ve eğilimlerinin efendisidir. Hakimidir. Kendinde, sağ duyusunda iyiliği ve ahlaki tutumu birleştirmiştir. Yorucu ve sabırlı çalışmalarıyla, kendini sürekli yetiştirmekle ahlâkî olgunluğa ulaşmıştır. [229]

İnsanın ahlâkî olgunluğu, kemalâti kendisi için bir gaye değil, diğer insanların da olgunluğa ulaşmaları için bir vasıtadır. Bu sebeple Konfüçyüs'ün ortaya koyduğu sistemde insanın fert olarak değeri üzerinde fazla durulmaz. İnsanın esas değeri toplumsal varlık oluşundandır. Topluma sunulabilen özellikler fazilettir. Toplumu çözücü, dağıtıcı şeylerin hepsi yüktür. Bu yönden bütün ahlaki değerler, karşılıklılık esasına dayanır. Konfüçyüs bunu “Öğretinin Yekünü” olarak nitelendiriyor. İnsanlar arasındaki ilişkiyi mütekabiliyet (karşılıklılık) esası tespit eder. Lun Yü de “Kendin için istemediğini, başkasına yapma”, denir. Bu karşılıklılık prensibinin en güzel meyvesi İnsan sevgisi veya insalcıllıktır. Konfüçyüs'ün konuşmalarındaki karşılıklılıktır, neticedir. [230] Haksızlık ve kötülüğe sevgi ile karşılık vermek yerine, adaletle mukabele prensibi vurgulanır. Ancak kin ve intikam duygularına da kapılar kapalıdır. Lun-Yü de kötülüğün kötülükle değil, kötülüğün iyilikle, merhametle yok edileceği söylenir.

Adalet ve karşılıklılık olmadan insan kemâlâtı düşünülemez. İnsanlarla ilişki de dikkat edilmesi gereken üç önemli fazilet ortaya çıkar: Adalet, dürüstlük ve saygı. Konfüçyüs için bilgi ve cesaret, şahsiyetin olgunlaşmasında kaçınılmaz gerekliliktir. Kim bu fazilet ve erdemlilik vazifelerini çiğnerse, günün birinde cezasını çekeceği, günahkâr da olmaz.

Çünkü Konfüçyüs'de “Günah” kavramı yoktur. Günah Konfüçyanizme yabancıdır. Hata yapan, yanlış yapan kişi, tekrar doğru yola girerse, düzeni yerine getirmiş Tao'yu tamamlamış olur. Bu yeterlidir. Tanrıyla uzlaşma, onun rızasını kazanma vs. gibi kavramlar Konfüçyanizm'de yoktur. Doğruluk ve görevlerin yerine getirilmesi karşılığında bir mükafat görüşü de yoktur. İyilik, bir mükafat, bir karşılık için değil, iyi olduğu için yapılır. Onun mükafatı kendi içindedir. [231]