๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dinler Tarihi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 23 Ekim 2010, 11:12:44



Konu Başlığı: Kainat Tasavvurları
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 23 Ekim 2010, 11:12:44
1. 5- Kainat Tasavvurları


Sâbiîlerin kainatın ve yeryüzünün oluşumu ile ilgili tasavvurları baştan sona mitolojiyle iç içedir. Buna göre, kainat yaratılmadan önce karanlık alemiyle ışık alemi birbirinden tamamen ayrı idiler, Karanlık alemi, yapısı gereği kaos ve düzensizlik halinde Kara Su'dan oluşmuştu; hayat ve verimlilik unsurları taşımıyordu. Bu sebeple Karanlık Kralı, ışık alemi varlıklarını ele geçirip tutsak etme planlan kurmakta idi. Durumdan haberdar olan Işık Kralı ise buna karşı çeşitli tedbirler almıştı. Nitekim, ışık elçisi Manda d Hila'yı özel görevle gizlice karanlık alemine göndermişti. Yanındaki kutsal silahlarıyla Karanlık Kralı'nı yakalayıp zincire vurmuştu. Ancak sonradan ışık aleminde yaşayan bazı ışık varlıkları, kendilerinin dışındaki alemleri ve varlıkları merak ederek ışık alemiyle karanlık alemi arasındaki perdeleri aralayıp Kara Su'ya (karanlık alemine) bakmışlar. İşte onların bu merakı ışık aleminden düşüşün ya da atılışın başlangıcı olmuş.

Kainatın yaratılışı açısından özellikle Yuşamin, Abatur ve Ptahü'in düşüşleri çok önemlidir. İkinci Hayat, Üçüncü Hayat ve Dördüncü Hayat olarak da adlandırılan bu üç varlık, ışık alemiyle karanlık alemi arasında bir bakıma temas kurma ve aracılık yapma görevini üstlenirler. Bir başka açıdan bu  üç varlık, yaratılışla ilgili karanlık alemine düşüşün üç aşamasını oluştururlar. Yuşamin ve Abatur, düştükleri karanlık alemin sınırlarında kendilerine ait bir dünya kurmak isterlerse de başarılı olamazlar. Nihayet Abatur, kendi aleminin perdesini aralayarak Kara Su'ya bakar ve o anda Kara Su'da   kendi   sureti   yansır.   Bu   yansımadan   Dördüncü   Hayat   olarak adlandırılan Ptahi! oluşur. Ptahü ker.disir.de bulunan ışık parçacı ki arıyla Kara Sular içinde kendisine ait bir dünya yaratmaya çalışır; ancak bunda başarılı olamaz. Daha önceden karanlık alemine atılmış olan ve Ptahil'in bu çalışmalarını gören Ruha, Karanlık Kralı büyük canavar Ur'la işbirliği yapar, onun zincirlerini çözer ve ikisi birlikte Ptahil'e dost görünerek onu maddi alemi yaratma işinde teşvik ederler. Zira, niyetleri Ptahil'in yaratacağı dünyaya sonradan hakim olmaktır. İlk girişiminde başarılı olamayan Ptahü, Işık Kralı'na yardım etmesi için yalvarır. Bu arada ileriye dönük planlarını gerçekleştirme yönünde dişi figür Ruha ile Karanlık Kralı birleşirler ve bundan kötü varlıklar olan 7 gezegenle 12 burç doğar. Ptahil'in yalvarmaları karşısında Işık Kralı ona hayat nurunu verir ve Ptahü bununla kara sularda dünyayı yaratır. Bu dünyanın maddi yönleri Kara Sudan, hayat ve verimlilik taşıyan yönleri ise Hayat Nurundan oluşur. Bu yaratılış tamamlandığında kötü güçler kara suyla birleşen hayat nurunun (ışık varlığının) kaçmaması için bu dünyanın etrafına kendi çocukları olan 7 gezegen ve 12 burcu yerleştirirler. Böylelikle Ptahil'in dünyası tamamıyla gözetim altına alınmış olur. Kötü güçler bununla da kalmayıp hileyle dünyayı Ptahil'in elinden alır ve onu cinler, devler ve şeytanlar gibi sayısız kötü varlıkla doldururlar.

Görüldüğü gibi dünyanın yaratılışı olayında yaratıcı güç, üce Işık Tanrısı değil, düşmüş ışık varlığı olan demiurg Ptahil'dir. Sâbiî literatüründe dünyanın yaratıhşıyla ilgili nadiren monistik (dünyayı yaratanın yüce Tanrı olduğu şeklinde) yaklaşımlara da rastlanmaktadır. Ancak bunların Sâbiîliğe sonradan adapte edilmiş olduğu kuvvetle muhtemeldir.