๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dinler Tarihi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 06 Kasım 2010, 01:25:07



Konu Başlığı: İslam Alemindeki Gelişmeler
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 06 Kasım 2010, 01:25:07
2- İslam Alemindeki Gelişmeler


Müslüman ülkelerde yaşayan Gayrı Müslimlere İslam Hukuku gereği ilk zamanlardan beri din ve vicdan hürriyeti tanınmıştı. Hıristiyan ülkelerdeki zorla Hıristiyanlaştırma çalıştırmalarına karşı dahi bîr misillemede bulunulmamıştı. İspanyadaki Müslümanlara yapılan zorlamalardan rahatsız olan Yavuz Selim misilleme yapmak istemişse de, başta Şeyhülislam Zembilli Ali Efendi olmak üzere İslam Hukukçuları “Zulme zulümle karşılık verilmez” gerekçesiyle karşı çıkmışlardı. Gayrı Müslimlerin cemaat içi problemlerinin çözümü, geleneksel dini hukukları içinde kendi din adamlarına bırakılmıştı. Devlete karşı din ve dünya işlerinin sorumlusu Patrik, Baş Haham vs. gibi cemaat liderleri idi. Bu üst düzey cemaat liderleri, örneğin Osmanlı Devletinde Kadı Asker'in teklifi ile atanıyordu. Devlet protokolunda İlmiye Sınıfı içinde yer alıyorlardı. Ülkede yaşayan çeşitli din mensupları yanyana yaşamakla birlikte, aralarında diyalog yoktu. Her cemaat kendi içinde, komşusuna kapalı bir hayat yaşıyordu. Cematlar veya dinler arası misyon faaliyetlerine cemaatlar arası ahengi bozar endişesiyle İzin verilmiyordu. Kendi vicdanının sesiyle İslam dışı dinler arasındaki din ve mezhep değiştirmelere ise müdahale edilmiyordu.

Cumhuriyet döneminde gayri müslİm cemaatların liderleri ve idareleri devlet teşkilatı dışında bırakıldı. Din, vicdan ve kültürel hürriyetleri Lozan anlaşmasıyla garantiye alındı. Cemaatları Bağımsızdır. Devlet, yalnız cemaat meclislerince seçilen başkanları onaylar ve güvenlik dışında hiç bir konuda müdahalede bulunmaz. Kendi üyelerinin eğitim ve öğretimleri de Osmanlı Devletinde olduğu gibi kendi cemaatlarına bırakılmıştır. Müslümanlarla bu cemaatlar arasında dini yönden ciddi bir diyalog henüz gerçekleşmemiştir. Zaman zaman   münferit,   gayrı   resmi   teşebbüslerin   olduğu   gazete   haberlerinden öğrenilmektedir.

Batı'da Hıristiyan mezhepler arası başlayan diyalogun, Kiliseler Birliğini doğurması; iktisadi iş birlikteliğinin Avrupa Ortak Pazarını ve sonra da siyasi birliğe yönelen Avrupa Birliğini doğurması gibi olumlu örnekler Müslümanları da benzeri birlikler oluşturma düşüncesine sevk etmiştir. 1945 da kurulan Arap Birliği çalışmaları 1969 da İslam Ülkeleri Konferansına dönüşmüş, İlk toplantı Rabat'da yapılmıştır. Her yıl başka bir İslam ülkesinde olmak üzere siyasi, ekonomik ve kültürel düzeylerde toplantılar sürdürülmektedir. Ancak bu ilişkilerin Batı'dan farkı, diyalogun cemaatlar ve dini liderler arasında değil, siyasi liderler ve devletler arasında oluşudur.

Suudi Arabistan Devleti öncülüğünde 1962 de Mekke'de kurulan Dünya İslam Birliği ise, dünyanın çeşitli yerlerindeki Müslüman topluluklarına dini ve kültürel yardımı hedeflemektedir. Bu girişimlere rağmen Müslümanlar Maurice Borrmans'ın ifadesiyle henüz “Tarihi değerlendirme tarzlarında, birlik kavramına bakış açılarında, ibadet etme biçimlerinde, haklarını bildirmede beraber olmaktan uzaktırlar.” [558] İslam alemini oluşturan Müslümanların yaklaşık %9'nu oluşturan Şülerle, %0,25 i oluşturan, Umman, Zengibar ve Kuzey Afrika'da dağınık yaşayan Haricilerle Sünniler arasında henüz hiç bir diyalog ve birlik teşebbüsü yoktur.[559] Bunda İslam ülkelerindeki cemaat mensuplarının ait oldukları devletlerin siyasi otoritelerine bağımlılıklarının rolü büyüktür. Cemeatler siyasi idarelerinin izin verdiği ölçüde birlik oluşturabilirler, dış ülkelerdeki cemaatlerle irtibat kurabilirler. Gelişen dünya şartlarına ayak uydurabilir, faaliyette bulunabilirler. Siyasi otoritelerin dine bakışları ise, ülkeden ülkeye göre değişmekte ve aralarındaki ilişkiler siyasi hesaplarla daha da karmaşık hale gelmektedir. Müslüman ülkelerdeki din ve vicdan hürriyeti anlayışlarının zamanla gelişmesi, din ve devlet ilişkileri arasındaki sorunları da çözülebileceği ümidini vermektedir. Günümüzde Müslüman Cemaatlar arası ilişkiler ve sorunların çözüm arayışlarında yetkili temsilci bulma güçlüğü de her an kendini hissettirmektedir. Tarihî ve siyasî engeller dışında Müslüman cemaatlar aralarmda büyük ayrılıklar olmamasına rağmen, henüz iç barışa yönelik diyalog çalışmaları başlatılamamıştır. Burada Müslümanların tarihten kaynaklanan, devlet idaresi ve siyaseti dışına çıkamamalan, siyaset dışı bağımsız birlikler kuramamaları zaafiyeti, önemli rol oynamaktadır.




Konu Başlığı: Ynt: İslam Alemindeki Gelişmeler
Gönderen: -merve-7d- üzerinde 20 Ocak 2014, 18:48:31
zamanla herşeyde olduğu gibi islam dinindede değişimler olmuştur