๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dinler Tarihi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 30 Ekim 2010, 01:57:05



Konu Başlığı: Hz İsa (a s )
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 30 Ekim 2010, 01:57:05
3- Hz. İsa (a.s.)


Hıristiyanlığın kurucusu sayılan Hz. İsa, bugün dünyanın pek çok ülkesinin kullandığı müadî takvimin başlangıcında Filistin'in Nasaret kasabasında Roma Valisi  Herodes  zamanında, bir Yahudi ailesinde doğdu.  Kutsal  Kitapların rivayetlerine göre, annesi Meryem İsrail Oğullarından İmran isimli salih bir zat ve karısı Hanna' dan yaşlılık çağında doğmuştu. İmran ismi Kur'an'daki bir surenin de adiy olmuştur. Gençliklerinde çocukları olmayan bu aile, yaşlılıklarında olan çocuklarını henüz doğmadan, Allah'a şükür için mabede adamışlardı. Çocuğun doğumunda kız olduğunu gören Hanna “Faz erkek gibi olmaz kî” diyerek biraz üzülmüşse de, bu vadini yerine getirmiş, Meryem adını verdikleri çocuklarını bebeklik çağı geçince, rahibe olması için mabede teslim etmişlerdi. Meryem'in teyzesinin kocası olan Hz. Zekeriya çocuğun eğitim ve ihtiyaçlarıyla ilgileniyordu. [373] Meryem genç kızlık devresine ulaşınca bakımını kimin üstleneceği konusu gündeme gelmiş, tartışmaların çözümü için açılan kurra Marangoz Yusuf'un şansına düşmüştü.

Artık Meryem'le aynı zamanda amcası oğlu olan Marangoz Yusuf ilgilenmeye başlamıştı. Günümüz HıristİyanlarıncaApokrif sayılan Yakub İnciline göre, Meryem henüz 16 yaşlarında iken bir gün kuyudan su çıkarmaya gittiğinde gaipten bîr ses duymuştu; bu ses uLütuf bulmuş selâm sana, kadınlar arasında bereket bulmuş, Allah seninle olsun”, diyordu. Etrafına bakmdığında kimseyi görememişti. Korkarak evine girmiş; bir süre sonra önünde bir melek görünmüş ve hamile kalacağını söylemişti. “Rabbin gücü seni gölgeleyecek” demişti. [374]

Bir süre sonra Meryem'in bakımını üstlenen amcası oğlu, yaşlı Marangoz Yusuf onun hamileliğini fark eder. Durumu kendisiyle konuşur, fakat Meryem'in söyledikleri onu tatmin etmez. Ertesi günü durumu akrabalara açıklamak isterse de, gece gördüğü rüya onu bu düşüncesinden geri çevirir; aile şerefini korumak için, nişanlanıp evlenmeye karar verir ve evlenir. [375] Çocuğun doğumu yaklaşınca, Hz.İbrahim ve Hz.Musa için anlatılan hükümdarın egemenliğini sona erdirecek bir çocuğun doğacağı kehaneti İsa için de öngörülür. Doğacak çocuğu ölüm tehlikesinden korumak için, Yusuf ve Meryem vahiy üzerine Mısır'a kaçmak üzere yola çıkarlar. Bebek yolculuk esnasında ailenin geceleyin sığındığı bir ahırda doğar.

İsa'nın doğumunda etrafın mucizevi olarak aydınlanması üzerine, gecenin karanlığında duruma şahit olan çobanlar aydınlanan ahıra doğru koşarlar ve hayvanların yemliğinde yatan bebek İsa'yı görürler. Bebeği selamlayarak Tanrı'ya şükrederler. [376] Ayrıca üç hakim kişinin de yıldızları takip ederek bebeği buldukları ve saygı gösterdikleri de anlatılır. Taharet gününün sona ermesinden sonra çocuğun Kudüs'e kurban takdimi ve sünnet için götürüldüğü, Mabet'te sünnet edildiği ve bu sırada Simeon adında hikmet sahibi bir kişinin bebeğin istikbalini tanıdığı ve övücü şeyler söylediği anlatılır. [377]

Daha sonra Mısır'a giden aile bir süre orada kalır. Vali Herodos'un ölümü ve tehlikenin geçmesinden sonra Filistin'e Nasara'ya geri döner. [378] Yolda yiyecek ve içecek zarureti ile karşılaişınca, mucizevi olarak yanlarında bir dere ve taze meyveli hurma ağacı oiuşuverir ve ihtiyaçlarını karşılarlar. [379]

Meryem'in İsa'ya Yusuf la nikahlanmadan önce hamile kaldığı rivayetleri sebebiyle günümüzün ekseri mezhepleri Yusuf'u biyolojik baba olarak kabul etmezler. [380] Markos İnciline göre, İsa'nın dört erkek, en az İki ya da üç kız kardeşi vardır: “Meryem'in oğlu ve Yakub'un, Yoses'in, Yahuda 'nın ve Simon'un kardeşi, dülger, budeğilmi? Kardeşleri bizimle burada değil mil [381] ayetinde anılan kişiler Yohanna'ya göre (XIX,25) İsa'nın kardeşleri değil, kuzenleridir. Ancak bu konuda da mezhepler arası görüş farklılıkları vardır. Protestan mezhebi bu evliliği gerçek evlilik ve İsa'nın babasını da Yusuf sayarken, Katolik mezhebi bu evliliğin formalite bir evlilik olduğunu, Yusuf la Meryem'in iki kardeş gibi bir evde yaşadıklarını, İsa'ya isnat edilen erkek ve diğer kız kardeşlerinin manevi kardeşler olduklarını savunur. Kur'an İsa'nın doğumu konusunda Katolik mezhebinin görüşüne paralel, İsa'nın babasız olarak Meryem'de yaratıldığını, Meryem'in de iffetli bir hanım olduğunu; Adem'i annesiz ve babasız yaratan için, onu babasız yaratmanın çok daha kolay olduğunu söyler. [382] Ancak İsa'ya hamileliğinden sonraki nikah ve diğer kardeşler konusunda olumlu veya olumsuz bir görüş beyan etmez.

Hz. Meryem ve İsa hakkında Kur'an'da haber verilen bilgilerin bir kısmı Hıristiyanların sahih saydıkları, resmi İndilerde yoktur. Bu haberlerden bazılarına Kilisenin apokrif (uydurma) saydığı İbrani Tomas ve Yakub İndilerinde rastlanır. [383] Batılılar buniara “Çocukluk İnciüeri” derler,    günümüze çok az nüshaları ulaşabilmiştir.

Hz. İsa'nın delikanlılığa geçiş ve eğitimi konusunda ne İndilerde ne de başka kaynaklarda hiç bir bilgi yoktur. İlk haber 12 yaşma geldiğinde ailecek Kudüs'e Fısıh Bayramı için gittiğidir; bir süre orada kalırlar, dönüş zamanı gelince İsa'yı bulamazlar. Ararlar ve ancak üç gün sonra onu mabette rahiplerle tartışırken bulurlar. [384] Kilisenin uydurma saydığı İbrani Tomas İncili'nde bazı mucizevî haberler de anlatılır ve bunların bir kısmına Kur'an'da da işaret edilir. Örneğin 5 yaşında bir derenin kenarında çamur oynarken, 12 serçe figürü yaptığı ve özellikle de günün cumartesi oluşu sebebiyle babası (sayılan) Yusuf a şikayet edildiği, Yusuf un çocuğun yanına gelip azarladığında, İsa'nın “Gidiniz” sözü üzerine serçelerin gerçek kuşa dönüşerek ve bağrışarak uçup gittikleri, çevredekilerin şaşırdıkları beyan edilir. [385] Yine henüz 5 yaşında iken, çevrenin en meşhur öğretmenleriyle onları şaşırtıcı tartışmalara giriştiği, [386] çocuk yaşta ölüleri dirilttiği, körü ve abraşı iyileştirdiği haberleri anlatılır. mutabakat yoktur. [387]

İndiler arasında bu konuda tam bir İncillerdeki ikinci gurup haber, Hz.Yahya'nın kendisini Ürdün nehrinde vaftizi ve İsa ile karşılaşma sahnesidir. [388] İncil rivayetlerine göre, vaftiz esnasında Kutsal Ruh güvercin şeklinde gelip onun başına konmuş ve gökten “Benim sevgili oğlum budur, ondan hoşnudum” diyen bir ses işitilmiştİr. Ayrıca Yahya da: “Ben sertin tarafından vaftiz olunmaya muhtacım, sen bana mı geliyorsun? diyerek (İsa'nın) önüne geçmek” istemiş ve beklenen mesİhin o olduğunu söylemiştir. [389] Bu olay İsa'da Mesihlik şuurunun doğmasında ilk etken rolü oynamış olmalıdır.

İsa'nın tebliğ görevine başlaması Hz. Yahya'nın tutuklanmasından sonradır. Gezici vaiz olarak tebliğ bayrağını açmıştır. Bu sıralarda 30 yaşlarında olduğu tahmin edilmektedir. O da selefi gibi, insanların günahlarından tövbe etmelerini istiyor ve Ahir Zamanda kurulacağına inandıkları Tanrısal Krallık in yakında gerçekleşeceğini, ona hazırlık gerektiğini haber veriyordu. [390] Kendisine sadakatle bağlanmış Havarileriyle insanları çevresine topluyor, gelecek günlerden bahsediyordu. Kendisine gelen vahyin kendisi veya başkaları tarafından yazılması, kaydedilmesi için her hangi bir gayret göstermiyordu. Tevrat'a bağlılığını ifade ediyor, ancak yeni bir kitaptan bahsetmiyordu. İbadet ve davranışlar yönünden tamamen Yahudi toplumunun bir üyesi idi. Vaazlarında ve davranışlarda ahlâkî derinüliği ve gelecekte kurulacak Tanrısal Devleti vurguluyordu. Bu sırada kendisinden mucize bekleyenlere, halk arasında yaygın hastalıkları tedavi ederek”. [391] az bir yiyecekle büyük kalabalıkları doyurarak [392] deliller gösteriyordu. Tebliğleriyle ilgili en meşhur hitabeti Zeytin Dağı vaazıdır:

“Ne mutlu ruhta fakir olanlara, çünkü göklerin meîekutu onlarındır, Ne mutlu yaslı olanlara, çünkü teselli edileceklerdir, Ne mutlu halim olanlara, çünkü onlar yeri (dünyayı) miras alacaklardır. Ne mutlu salaha acıkıp susayanlara, çünkü onlar doyurulacaklar.  Ne mutlu merhametli olanlara,  çünkü onlara merhamet edilecek.   Ne  mutlu yüreği  temiz olanlara,   çünkü  onlar Allah'ı görecekler.  Ne  mutlu sulh  edicilere,   çünkü onlar Allah  Oğulları (olarak) çağrılacaklar. Ne mutlu salah uğrunda eza çekmiş olanlara, çünkü göklerin meîekutu   onlarındır.   Benim   uğruma   insanlar   size   sitem   edecekleri,   eza eyleyecekleri ve size karşı yalan yere her türlü fenalığı söyleyecekleri zaman, size ne mutlu! Sevinin ve meserretle coşun, çünkü göklerde karşılığınız büyüktür. Çünkü sizden önceki peygamberlere de böyle eza ettiler. Sanmayın ki, ben şeriatı yahut peygamberleri yıkmaya geldim, ben yıkmaya değil, fakat tamam etmeğe geldim. Çünkü doğrusu size derim: Gök ve yer geçip gitmeden, her şey vaki oluncaya kadar, şeriatten en küçük bir harf veya bir nokta bile yok olmayacaktır. Bundan dolayı bu en küçük emirlerden birini kim bozar ve insanlara öylece öğretirse, göklerin melekutundan kendisine en küçük denilecektir ve onları kim yapar ve öğretirse, göklerin melekutunda kendisine büyük denilecektir. Zira size derim ki, salahınız Yazıcılar ve Farisilerinkinden ziyade olmazsa, göklerin melekutuna hiç girmeyeceksiniz-İşittiniz ki, eski zaman adamlarına denildi “Katletmeyeceksin”, ve kim katlederse, hükme müstahak olacaktır. Fakat ben size derim: Kardeşine kız.an her adam hükme müstahak olacaktır ...kim ahmak derse, cehennem ateşine müstahak olacaktır. İmdi, takdimini mezbahta arz ederken, kardeşinin sana karşı bir şeyi olduğu hatırına orada gelirse, takdimini orada mezbahın önünde bırak ve git, önce kardeşin ile barış ve o vakit gel, takdimini arz et. Hasmınla yolda beraber iken onunla çabuk uyuş da hasmın seni hakime, hakim de seni memura vermesin ve zindana atılmayasın. Doğrusu sen mangırı ödeyinceye kadar oradan çıkmazsın.

Zina etmeyeceksin denildiğini işittiniz. Fakat ben size derim: Bir kadına şehvetle bakan her adam zaten yüreğinde onunla zina etmiştir. Ve eğer sağ gözün sürçmene sebep oluyorsa, onu çıkar ve kendinden at, çünkü senin için azandan birinin yok olması, bütün bedenin cehenneme atılmasından iyidir. Ve eğer sağ elin sürçmene sebep oluyorsa, onu kes ve kendinden at, çünkü senin için azandan birinin yok olması bütün bedeninin cehenneme gitmesinden iyidir. Ve kim karısını boşarsa, ona boş kağıdını versin, denilmiştir. Fakat ben size derim ki, zinadan başka bir sebeple karısını boşayan adam onu zaniye eder ve kim boşanmış kadınla evlenirse, zina eder.

Ve yine eski zaman adamlarına: Yalan yere and etmeyeceksin ve andlarım Rabbe ödeyeceksin, denildiğini işittiniz. Fakat ben size derim: Hiç and etmeyin, negök üzerine, çünkü o Allah'ın tahtıdır. Ne yer üzerine, çünkü onun ayaklarının basamağıdır. Nede Yerusalim üzerine, çünkü o, büyük kralın şehridir.

Göz yerine göz, diş yerine diş, denildiğini işittiniz. Fakat ben size derim: Kötüye karşı koyma, ve senin sağ yanağına kim vurursa, ona ötekinize çevir. Ve eğer biri seninle mahkemeye gidip senin gömleğini almak isterse, ona abam da bırak Ve kim seni bir mil gitmeğe zorlarsa, onunla iki mil git Senden dileyene ver, senden ödünç isteyenden yüz çevirme.

Sen komşunu sevecek ve düşmanından nefret edeceksin, denildiğini işittiniz. Fakat ben size derim: Düşmanlarınızı sevin, ve size eza edenler için dua edin ki, siz göklerde olan Babanızın çocukları olasınız. Zira o güneşini kötülerin ve iyilerin üzerine doğdurur ve salih olanlar ile olmayanların üzerine doğdurur, ve salih olanlar ile olmayanların üzerine yağmur yağdırır. Çünkü eğer sizi sevenleri severseniz ne karşılığınız olur? Yalnız kardeşlerinizi selamlarsanız, fazla ne yapmış olursunuz? Putperestler de öyle yapmıyorlar mı?.

İmdi sadaka verdiğin zaman, ikiyüzlü adamların insanlardan hürmet görmek için, havralarda yaptıkları gibi, önünde boru öttürme. Doğrusu size derim: onlar karşılıklarım aldılar. Fakat sadaka verdiğin zaman, sol elin sağ elinin ne yaptığım bilmesin de , sadakan gizli olsun, gizlide gören Baban da sana ödeyecektir.

Dua ettiğin zaman da ikiyüzlüler gibi olmayın, çünkü İnsanlar kendilerini görsünler diye, havralarda ve köşe başlarında durup dua etmeği severler. Doğrusu size derim: onlar karşılıklarını aldılar. Fakat sen dua ettiğin zaman kendi iç odana gir ve kapını kapayarak gizlide olan Babana dua et, gizlide gören Baban sana ödeyecektir. Dua ederken putperestlerin ettiği gibi boş tekrarlar yapmayın, zira onlar sanırlar ki, çok söylemeleriyle işitilecekler. Bundan dolayı onlara benzemeyin, çünkü babanız nelere ihtiyacınız olduğunu siz ondan dilemeden önce bilir.

Ve oruç tuttuğun zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın, zira onlar oruç tuttuklarım insanlar görsünler diye suratlarını asarlar.

Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin ki, orada güve ve pas yiyip bozar, ve orada hırsızlar delip girerler ve çalarlar. Fakat kendinize gökte hazineler biriktirin ki, orada ne güve ne de pas yiyip bozar, ve hırsızlar orada ne delerler ne de çalarlar. [393]

Hz. İsa'nın vaazlarının dinleyicileri ve takipçileri her geçen gün artı- yordu. Şeriatın geleneksel ve şekilsel tatbiki tenkit ediliyor, onun manevi içeriğine ve ihlâsa dikkat çekiliyordu. Bu konular Yahudi Yüksek Meclisini (Sanhedrium'u) rahatsız ettiği gibi, yakında kurulacak Tanrısal Krallıktan söz etmesi de Roma Valisini rahatsız ediyordu. Doiayısiyle bundan hem Sanhedrium hem de devlet endişeleniyordu.

İsa'nın tebliği iki ana konuda yoğunlaşıyordu: Mesiyanizm ve Şeriat.

 



Konu Başlığı: Ynt: Hz İsa (a s )
Gönderen: Kaan Han üzerinde 27 Nisan 2015, 21:11:58
Hıristiyanlığın kurucusu sayılan Hz. İsa, bugün dünyanın pek çok ülkesinin kullandığı müadî takvimin başlangıcında Filistin'in Nasaret kasabasında Roma Valisi  Herodes  zamanında, bir Yahudi ailesinde doğdu.


Konu Başlığı: Ynt: Hz İsa (a s )
Gönderen: Sevgi. üzerinde 18 Mayıs 2021, 01:16:41
Esselamü aleyküm. Bu bilgileri bizlerle paylaştığınız için Allah sizlerden razı olsun kardeşim


Konu Başlığı: Ynt: Hz İsa (a s )
Gönderen: Mehmed. üzerinde 21 Mayıs 2021, 12:45:05
Ve aleykümüsselam Bütün peygamberler başımızın tacıdir Hepsi de aynı tevhidin peygamberleridir ve Hz İsa da Peygamber efendimiz i mujdelemistir