๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dinler Tarihi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 02 Kasım 2010, 01:54:35



Konu Başlığı: Hıristiyan İnançlarının Gelişmesi
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 02 Kasım 2010, 01:54:35
2- Hıristiyan İnançlarının Gelişmesi


Hıristiyanlığın putperestler arasında hızla yayılması, Paulus görüşlerinin de gelişmesine ve hakimiyetine yol açarken, Yahudi kökenliler günden güne zayıflayıp tarihten silindiler. Paulus'a göre vaftiz, Mesih'in vücudunda müminlerin hakiki yer alması, Mesih'in ölüm ve haşirinde de kutsal varlık olarak hisse sahibi olmasıydı. O, bu hususta şöyle diyordu:

“Bilmez misiniz ki, Mesih-İsa'ya vaftiz olanlarımızın hepsi, onun ölümüne de vaftiz olunduk. Şimdi onunla beraber vaftiz vasıtasıyla ölüme gömüldük, ta ki Baba'nın izzetiyle Mesih Ölülerden kıyam ettiği gibi, biz de böylece hayat yeniliğinde yürüyelim. Çünkü ölümün benzeyişinde o 'nunla birleşmiş olduksa, kıyamın benzeyişinde de olacağız.” [431]

Suyla yapılan vaftiz işlemi, Hıristiyanlara ' İsa'nın yanında olmalarını, Kutsal Ruh'u almalarını garantiliyordu. İsa Mesih'le beraber ölmüş, İsa ile gömülmüş ve yine onunla beraber ölümden kıyam etmiş oluyorlardı.

İsa'nın Veda Yemeği de kutsal sayılmıştı. İsa'nın son yemeğini sakinleriyle beraber yemesi, Hıristiyanlığın kutsal davranışlarından, ibadetlerinden biri olarak sayılmış ve yerleşmişti. Bu meselede en büyük hisse yine Paulus'undur. Paulus ona, ilahlaşan Mesih ile ziyafet cemaatının birleştiği anlamını vermiştir. Artık, “Akşam Yemeği misafirleri” göklere yükselen İsa'nın sofra arkadaşları oluyor ve İsa'nın vücudundan bir parçayı kendi vücutlarına almış sayılıyorlardı. Ruhen de olsa, onun etini yiyorlar, kanını İçiyorlardı. Paulus yîne, “Kutsadığımtz bereket kasesi, Mesih'in kanına iştirak değil midir? Bir ekmekten hissedarız” diyordu. Hıristiyanlıktaki kurtuluş yahut kurtarma cevheri olan İsa, taraftarlarının da ölüm ve haşirlerine tesir ediyordu. Zaten, Mesih kültünün kutsal hedefi de, bu olmaktadır. Bu tasavvur daha da ileri gidiyordu. Eğer, kutsal Akşam Yemeği'nde hakikaten İsa'nın et ve kanı müminler tarafından yeniliyor ve içiliyorsa, o zaman ekmek ve şarap Mesih'in bedensel varlığının devamı oluyordu. Helenistik inanç ve düşünce tarzına da bağlanabilen bu inanç, eski kilise de çabucak teşekkül etmişti ve Antakyah Ignatius da büyük Kilise Babalarından öyle öğrenmişti. Buna göre ayin esnasında, elementlerin içinde varlığına inanılan tanrı, kurban ediliyordu. Çünkü, rahibin yaptığı Komünyon Ayini bir kurban merasimi idi. Çarmıhtaki kurbanın benzeriydi ve tanrıyla barışmaktı. Bu görüşe Martin Luther itiraz etmiş, yanlış anlama olarak vasıflandırmıştır.