Konu Başlığı: Günümüz Hiristiyanlığı Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 30 Ekim 2010, 02:13:27 GÜNÜMÜZ HIRİSTİYANLIĞI Hz. İsa'nın dünyadan y.33 yılında ayrıldığı rivayet edilir. Bu olaydan 4 yıl sonra da Paulus cemaata katılır. Hz. İsa'nın geliş gayesi ve dünyadan ayrılışı konularına getirdiği yeni yorumlar ve karizmatik yeteneğiyle çevresinde guruplaşmalar başlar. Bazı kaynaklara göre 40/41, bazılarına göre de 48/49 yıllarında toplanan "Havariler Meclisi" tartıştığı konularda bağlayıcı kesin kararlara varamaz. Zaten liderleri ölmüş ve kendileri de takibat altında olan bir guruptur. Meclisin dağılmasından sonra ikna olmayan her iki görüş mensupları kendi yollarında yürümeye devam ederler. Zamanın Yahudi toplumu da mesİyanİzm ve diğer akımlarla, Romalıların siyasi baskılarıyla çalkantı halindedir. Bu toplumsal çalkantılar her iki gurubu kendi içlerinde birbirlerine yaklaştırıp, dayanışmalarını artırması gerekirken, birbirlerinden de uzaklaşmalarına engel olamadı. Yaklaşan Yahudi İsyanının belirtilerini gören Yahudi-Hıristiyanlar Kudüs'ten ayrılıp Doğu Ürdün'e göç ederken; Paulus'un liderliğindeki putperest kökenliler, köşeye çekilmek yerine İmparatorluğun çeşitli bölgelerine yayılarak, misyon faaliyetlerini sürdürdüler. Her geçen gün sayıları ve güçleri biraz daha arttı. İlk bağlantı noktaları, henüz tamamen kendilerinden kopmadıkları Akdeniz havzasına yayılmış Yahudi Havraları idi. Yeni mesaja rağbet, Putperestler arasında Yahudilerden daha fazla oldu. Mitra kültü inananları ve felsefe^ğitimİ alanlar daha çok ilgi gösterdiler. Sır dinlerinde öğretildiği gibi^ kurtarıcıya ve kurtuluş yollarına hasret ve arzu, zamanın genel özelliği İdi. Bilhassa sahipsizler, ezilenler, köleler yeni öğretiyle insanlık şerefine ve eşitliğe ulaşacaklarına inanıyorlardı. Bu durum, kadınlar için de aynı idi. Kutsal kitapta ifade edildiği gibi, “Ve Yahudi, ne Yunanlı vardır. Ne de erkek ve dişi vardır. Çünkü Mesih-İsa da hepiniz birsiniz,” Putperest dünya kendi aralarında bilmediği, görmediği yardımlaşmayı, sevgi bağlarını Hıristiyanlıkta buluyordu. Bu da, putperestleri Hıristiyanlığa çeken başka bir unsur oluyordu. Hıristiyanlık, antik dünyanın küçümsediği fazileti vaaz ediyor ve yeni bir şeyler getiriyordu. İlgisini iç hayata, ruha yöneltmişti. Hayatın hedefini, ölüm ötesindeki dünyaya çevirmişti. Klasik kültürün temsilcileri için, tasavvur edilemeyen ve korkunç olan bu şeyler, halk kütlelerini kendine çekti ve taraftar buldu. Devletle araları açılan pek çok Hıristiyan, bu heyecanla Hıristiyanlıklarını gizleyemedi ve inançları uğruna canlarını feda etti. |