๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dinler Tarihi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 19 Ekim 2010, 01:10:40



Konu Başlığı: Giriş
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 19 Ekim 2010, 01:10:40
Giriş


Tarihte ve günümüzde yaygın anlamda herhangi bir dini benimsemeyen insanlara rastlanmakla birlikte, dini olmayan hiçbir topluma rastlanmaz. Bu gerçek bize, dinin toplumlar ve insanlar için tabii bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor. İnsanlığın yaşadığı sürece var olduğu gibi, bundan sonra da var olmaya devam edecektir. İşte, insanlığın kopmaz bir parçası olan dinleri ve içeriklerini kendine araştırma konusu edinen İlim dallarından birisi Dinler Tarihidir. Vasıflayıcı metoduyla, belirli bir dinîn savunmasını üzerine almış Kelâm ve Din Felsefesi gibi ilimlerden ayrılmakla birlikte, onlara İhtiyaçları olan malzemeleri ulaştırır. Tarihsel ve filolojik metotlardan faydalanarak çeşitli ülke ve milletlerin, küçük veya büyük toplumların din ve inançlarını inceler. Çeşitli dînler arasındaki tarihsel İlişkileri açıklamaya çalışır.

Bu çalışmalar esnasında, bazı bilim adamları dînleri' sınıflama ve gruplandirma girişiminde bulunmuşlardır. Bazı Batılı Bilginler dinleri “Kurucusu Olan Dinler” ve “Geleneksel Dinler” diye gruplandırırken, bazıları da “Millî

Dinler” ve “Evrensel Dinler” diye gruplandırmışlardır. [1] İslâm Bilginleri ise, dinleri “Hak Dinler” ve “Batıl Dinler” veya “Vahye Dayanan Dinler” ve “Tabii Dinler” diye, ikili guruplara ayırmışlardır. Bu smıflanıalarda ahlâk, erdemlilik vs. gibi manevî değerler üzerine bina olan ve Tek Tanrıya inanan dinleri “Hak Dinler”, bu özellikleri taşımayanları da “Batıl Dinler” olarak İsimlendirmişlerdir. Birinci kısma “Milel”, ikinci kısma “Nihal” adını vermişlerdir. Bunun en güzel örneği Şehristânî ve Bağdâdî'nin el-Müel ve'n-Nihal isimli eserleridir.

Bütün bu sınıflama gayretleri, değerli bilimsel araştırmalar olmakla beraber, yapılan hîç bir sınıflama, henüz bütün dinleri içine alabilecek bir çözüme ulaşamamıştır. Dinlerden bazıları, ya sınıflamaya uymamakta veya sınıflamadışında kalmaktadır. Bu sebeple, dînlerle ilgili sınıflamalarda din bilginleri arasında birlik sağlanamamıştır. Buna rağmen biz öğretim yönündeki kolaylığı ve sadeliği düşünerek, coğrafî bölgelere göre dinleri açıklamaya çalışacağız ve bu arada tarihsel akışı da göz önüne almaya gayret edeceğiz. Bu sınıflama ve sıralamalardan aslında kendimiz de tatmin olmamakla beraber, daha başka bir çözüm yolu bulamadığımız için, günümüzde en çok tercih edilen bu yoldan biz de yürüyeceğiz!

Konuya geçmeden önce İslâm Alemi'nde, Batı'da ve Ülkemizdeki Dinler Tarihi çalışmalarına kısaca değinmenin genç araştırıcılar için yararlı olacağı kanaatındayım.