๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Dinler Tarihi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 29 Ekim 2010, 03:04:53



Konu Başlığı: Filistine Dönüş
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 29 Ekim 2010, 03:04:53
9- Filistine Dönüş


Sıkıntılı devir m.ö.538 yılında Fars kralı Kurus'un (Hüsrev'in) Bâbil'i istilâ etmesine kadar sürdü. Böylece eski İsrail ve Yahuda topraklarına da hâkim olmuş oldu. Yahudileri serbest bırakarak eski ülkelerine geri dönmelerine izin verdi. Böylece Kurus'un hâkimiyeti altında Filistin'de hürriyet devri başladı. Fakat Yahudilerin bir kısmı Mezopotamya'daki hayata uymuşlardı, orada nesilleri çoğalmış, kazançlı işleri Öğrenmişleridi. Bu sebeple Kudüs'e dönmekte tereddüt gösterdiler. Büyük bir kısım, Mezopotamya ve Mısır'da kalmaya karar verirken, vatan hasreti duyanlar Dâvûd soyundan Sarubabel'in liderliğinde geri döndüler. Bundan sonra Mısır ve Bâbil'de bazı Yahudi kolonileri de yaşamaya devam etti. Filistin'den uzakta Sinegogları etrafında toplanan bu cemaatlara “Diyaspora” adı verildi. İbadet ve şeriat da kısmen Yahuda bölgesinden ayrılmışlardır. Babil etkisine kendilerini açmışlardır. Kurban âyininin yerini Tevrat kıraati ve dua almıştır. Melek, şeytan v.s. gibi manevî varlıklar yanında Ahir zamanla ilgili tasavvurlar da Mecusi etkisinin olduğu varsayılır.

Filistin'e geri dönenler Kurus'un yardımıyle yeniden mabedlerini yaptılar. Ancak kendileri geri dönmekle birlikte eski devletleri geri dönmemişti. Siyasi bakımdan Fars hâkimiyetinde yaşamaya devam ettiler.

Dİn ve kültün tamircileri dini lider ve başrahip Ezra ve vali Nehemia idi. Önceki devirlerin taharet kaidelerini, büyük bir enerji ile yeniden tatbike çalıştılar. Yahudilerden yabancılarla evlenenler, “Kutsal nesillerini” putperestlerle karıştırmış oluyorlardı ki, karılarını ve çocuklarını terketmek zorunda idiler. Yine dinlenme günü olan Sabat (cumartesi) öyle sıkı tatbik ediliyordu ki, Kudüs kapısı Sabat'ın başladığı cuma günü akşam karanlığından başlayarak Cumartesi gününün sonuna kadar kapalı kalıyor ve her türlü ticarî faaliyet engelleniyordu.

m.ö. 330 da Büyük İskender Filistin'e yürüdü ve bölgenin idaresi İskender'e geçti. O'nu Ptolemelerin idaresi takip etti. Yahudiler Pers ve Yunan hâkimiyetlerinde yarı bağımsız idiler. Nihayet Seloykiyalılar hükümdarı 4. Antokyos'un aşırı baskısına dayanamayan Yahudiler, m.ö. 169 yılında isyan ederek, Yudas Makkabî'nin başkanlığnda bağımsızlıklarına kavuştular. Makkabîler veya Hasmonîler denen bu devletin başına m.ö. 37 yılında Romalıların yardımıyla Herodes geçti. O, daha önceki mabedi de muhteşem bir şekilde yeniledi. Halefleri ise, devleti Roma hâkimiyetinden koruyamayarak Roma'ya bağlı yaşamaya devam ettiler.

Bu çağlarda Yahudilerin cemaat işlerini m.ö. 3.yy. da kurulan ve Sanhedrin ismi verilen Yüksek Yahudi Meclisi idare ediyordu. 70-71 kişiden oluşan bu meclis, m.ö. 63. m.s.70 yılında Mabedin yıkımına kadar Mabed'te toplanıyordu. Daha sonra 5. yüzyıla kadar da Filistin'in çeşitli şehirlerinde toplanmaya devam etmiştir. [329]