> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Kapılar büsbütün kapalı değil
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kapılar büsbütün kapalı değil  (Okunma Sayısı 734 defa)
02 Haziran 2010, 15:37:47
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 02 Haziran 2010, 15:37:47 »



Kapılar Büsbütün Kapalı Değil

Mevlânâ şöyle buyurur: “Baba çocuğuna bir balta verse, “odunları kes” vesâire gibi bir söz de söylemese, eline balta tutuşturulan çocuk odun kesmesi gerektiğini kendiliğinden anlar.”

Bu mantıkla hareket ettiğimiz zaman şöyle bir neticeye varıyoruz: Bir âlet veya organ insana verildiyse, bu âlet veya organ ile yapılacak işi yapma emri de hâliyle verilmiş oluyor.

İnsana zenginlik mi verilmiş, bu aynı zamanda, “zenginliğin hakkını ver” emrinin de verilmesi anlamına geliyor.

İnsana güç-kuvvet mi verilmiş, bu aynı zamanda, “gücünü faydalı işlerde kullanarak bir değer hâline getir” demektir.

İnsana bir işitme duyusu, bir işitme organı mı verilmiş? Ses âhenginden etkilenen his mi bağışlanmış? Dış dünyâda muazzam bir ses âhengi mi yaratılmış? Bu ses âhengi sürüp-giden bir icrâ mıdır? Bu, insana; “kâinattaki ses âhengini kavramağa çalış, bu yolla da Allah’a (c.c) yönel, rûhunda bu âhenge karşı varolan iştiyâkı geliştir, tatmîn et, hayret ve hayranlığı yaşa, ilâhî azamet ve mükemmellik karşısında secdeye kapan” demektir.

İnsanda göz, gözle his merkezi arasında bağlantı mı yaratılmış? Dış dünyada tarifi imkânsız güzellikte sayısız manzara, ışıklandırma mı var edilmiş? İşte bu aynı zamanda insana bir dâvettir; güzellikleri görme, anlama, yaratılışın maksadını kavrama dâvetidir. Bu, rûhu sevince, insanlığı yüceliğe ulaştırma dâvetidir.

İnsana bir beyin, bir öğrenme kâbiliyeti mi verilmiş? Dış dünyâda ilme konu nesneler, bu nesnelere de hâkim kanunlar mı yaratılmış? İşte bu, insana “beynini kullan, bilinmesi gerekenleri bil, yaratılış hikmetini, hayâtî temel vazîfeni kavra” demektir.

İnsanda bir acıma duygusu varsa bu, “hayâta bu yönle de yaklaş” demektir.

Varolan diğer kâbiliyetler de; “bunları kendi sahâlarında, meşrû sınırlar içinde kullan ve değerlendir” emriyle birlikte verilmiş oluyor.

İnsan, maddesiyle-mânâsıyla çok boyutlu ve hassas dengeleri olan bir varlık. Nice karmaşık duygularla yüklü olan bu varlığı, duygularını dümura uğratmadan, dengelerini muhâfaza ederek, fıtratının istediği istikâmette yönlendirebilmek çok mühim bir meseledir. Bunu ancak, insanı yaratan ve yarattığını çok iyi bilen Allah yapar. O’nun dışında, bir haddini bilmez, bir densiz bu işe soyunursa vay geldi insanın başına.

Meselenin bir de şu yönü var: İnsan mükemmelliklere hayrân oluyor, takdir ettiğine benzemeğe çalışıyor. Allah’ın (c.c) yarattığı cümle mükemmellikleri gören insan, mükemmellikleri kendi çapında, kendi ölçüleriyle ortaya koymağa çalışacak, varabildiği yere varacaktır. Bu vasfı insanı sürekli faal, sürekli kusursuzluğu arayan, sürekli eksiklerden arınmağa çalışan bir varlık hâline getiriyor.

Yirminci asrın ikinci yarısında insan fenâ hırpalanmıştır. İnsanların bir kısmı açlık ve sefâletle mahvedilirken, bir kısmı da zâlimlerin acımasız sistemlerinde silik ve sönük bir hayâta râzı ediliyor. Bir kısım insanlar da şehvet, şöhret ve ihtirasları öne çıkarılarak ve hiç durmadan tahrik edilerek dengeleri bozulmak sûretiyle mahvediliyor. Allah’ı arama, bulma, O’na sığınma duygusuyla dolu olarak yaratılan insan, ilâhî boyutu, yüksek meziyetleri dümura uğratılarak, çağdaş kârunların, modern firavunların, yüzsüz bel’amların değirmenine su taşıyan beygir gücüne dönüştürülüyor.

İnsan artık dünyâda niçin varolduğunu, temel vazîfesinin ne olduğunu, ölüm ve ötesinin ne anlama geldiğini kendisine sormuyor. O, sâdece maddî imkânlarını artırma derdindedir. Hayattaki hedefi hava atmaktır, şehvettir, şöhrettir.

Ne yaparsın ki, binbir boyutlu bir varlık olan insan  birkaç boyuta indirgendi. Çok boyutlu ve dengelerini muhâfaza ederek yaşama bahtiyarlığına ermiş olanlar da mâlesef, bir-kaç boyutluluğa doğru süzülüp gelmektedirler, geri adım atmaktadırlar.

Dengeleri bozulan, gâyesi elinden alınan insan sıkıntıdan patlamaktadır ama problemin nereden kaynaklandığını bilememektedir. Rûhunu ve kâlbini, fiziğinin önünde kurban etmiş bir yaratık olarak, akan kanları seyretmektedir. Cinâyetin tedirginliğini bütün dehşetiyle yaşamaktadır. İnsan şimdi bir âlet gibi kullanılmakta, bir et gibi muâmele görmektedir. Durmadan kan kaybeden, hâlsiz düşen, benzi solan, ayakta duracak hâli kalmayan, buna rağmen, önüne atılan oyuncaklarla oynamaya devâm eden bir çocuğa dönüşmektedir.

Hiç değilse bu trajedinin ağıtını okuyanlar bulunsa.

Dünya müstekbirliği, çağdaş firavunlar müthiş bir beyin kadrosunun mahâretiyle tuzağını kurmaktadır. Bu tuzak öyle hafife alınır cinsten değil. Şeytanın adamları bilgili, uyanık, donanımlı ve de acımasız.

Ey Allah’ın yolunda olanlar! İnsanın ne hallere düştüğünü görmüyor musunuz? Niçin gevşediniz? Size yakışan kesintisiz, sürüp-giden bir gayret değil mi? Evrensel can ve iman yangınlarına, kan ve ter içinde su taşıya taşıya ömrü tamamlamak şeref değil mi? Yangınlar sönmezse sönmez. Hiç olmazsa başımız ilâhî huzurda öne eğilmez. Söyleyecek sözümüz, verilecek cevâbımız olur. Hem  sonra kapılar büsbütün kapanmış değil ki. Allah askerlerinin kaderi “kurtarmak değil, kurtulmak”da olabilir. Yapılması gerekeni yapmak, lâkin dünyâcı değer yargılarına göre bir başarıya gitme talebinden vazgeçmek.

Yara derin, yol uzun, vakit dar.

Mücâdelemiz sürüp-gidecek, kıyâmete kadar.

Alıntı

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kapılar büsbütün kapalı değil
« Posted on: 05 Mayıs 2024, 21:25:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kapılar büsbütün kapalı değil rüya tabiri,Kapılar büsbütün kapalı değil mekke canlı, Kapılar büsbütün kapalı değil kabe canlı yayın, Kapılar büsbütün kapalı değil Üç boyutlu kuran oku Kapılar büsbütün kapalı değil kuran ı kerim, Kapılar büsbütün kapalı değil peygamber kıssaları,Kapılar büsbütün kapalı değil ilitam ders soruları, Kapılar büsbütün kapalı değilönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes