> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Zikirde Gaflet Zikirden Gaflet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Zikirde Gaflet Zikirden Gaflet  (Okunma Sayısı 924 defa)
05 Kasım 2010, 16:28:53
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 05 Kasım 2010, 16:28:53 »



Zikirde Gaflet Zikirden Gaflet

Dr. Adem Ergül


İbn Atâullah el-İskenderî –kuddise sirruh- buyurur:


 “Zikir esnâsında Allah ile beraberlik huzurunu yaşayamıyorum diye sakın zikri terk etme! Zira O’nu zikretmekten gâfil olmak, O’nun zikrinde gâfil olmaktan daha büyük bir belâdır. Umulur ki Cenâb-ı Hak seni, gafletle yaptığın zikirden, uyanık bir gönülle yapılan zikre yükseltir. Yine bu seviyeden alır, huzurda yapılan zikre eriştirir. Hatta bu halden de alır, seni “mezkûr”da yani Zât-ı ulûhiyetinde fâni kılarak, mâsivayı unutacak seviyede bir dereceye yükseltir de gaybet hâlinde zikredenlerden olursun. «Bunu yapmak, Allah’a asla güç değildir» (İbrâhim Sûresi, 20)”

el-Hikemü’l-atâiyye’den

* * *

Allah’ı daimâ hatırlamak ve hatta O’nu hiç unutmamak, bir îmân ve akl-ı selîm  ölçüsüdür. Kimin îmânı ve îmanla aydınlanmış aklı (ülü’l-elbâb) daha ziyâde ise zikrullahtan nasibi de o kadardır. Bu gerçek şöyle de ifâde edilebilir: Kimin zikri daha ziyâde ise, îman ve akıl bakımından daha ileride olan odur. Bu sebepledir ki, Kur’ân-ı Kerim’de münâfıkların Allah’ı çok az zikrettikleri hatırlatılarak, mü’minlerden Allah’ı çok çok zikretmeleri istenmiş ve zikirden uzak kalanların şeytanlarla baş başa kalacağı beyan edilmiştir.

İbn Abbas -radıyallâhu anhümâ- Hazretleri buyurur ki:

“Cenâb-ı Hak kullarına bir şeyi farz kılmış ise ona bir de muayyen bir sınır çizmiştir. Geçerli mazeret durumunda da onu mazur görmüştür. Ama zikir böyle değildir. Zikre ne sınır koymuş ve ne de hiçbir kimseyi zikri terk etme hususunda mâzur görmüştür. Ancak kişi aklını kaybedip mecnûn olursa, o zaman farklı. Nitekim: “Allah’ı ayakta iken, otururken ve yanlarınız üzerine yatarken zikrediniz” (Nisa 103) buyurmuştur.”1

Mücâhid -rahimehullah- da der ki: “Allah’ı çok zikretmek demek, O’nu hiç unutmamak demektir”.

Şu fânî âlemde, gönülleri teskin edip huzura kavuşturacak hiçbir fânî varlık söz konusu olmadığından, ezelî ve ebedî yegâne varlık olan Mevlâ’ya bağlı olmayan her bir gönlün, ızdıraptan ve boşluktan hâli olamayacağı açık bir gerçektir. Bu itibarla hayatta ve mematta, itmi’nân ve huzurun biricik adresi olan Cenâb-ı Hakk’la bağ kurmak, hem kulluğumuzun bir kalite göstergesi, hem de saâdet cennetimizdir. İşte bu bağı oluşturan, geliştiren ve besleyen iksir “zikrullah”tır.

Ehlullah hazerâtı, Kur’ân-ı Kerim ve sünnet-i seniyyeden yola çıkarak, kulu Mevlâ’ya yaklaştıran yollar içinde en kısa yolun, zikrullâh olduğunu tayin ve tespit etmişlerdir. Tarihî seyir içerisinde manevî terbiye sistemlerinin en vazgeçilmez esaslarından biri ve hatta çoğu zaman birincisi, zikrullah olmuştur. Bunun şekli, miktarı ve çeşitleri değişse de, özü itibariyle bu esas hiç değişmemiştir. Zira zikir, dostluğun nişânıdır. Gönüllerde ilâhî muhabbetin doğup büyümesinde, günahlarla paslanmış yüreklerin yeniden hassasiyet kazanmasında, ibâdet ve mumelâta dair ilâhî ölçülerin zevk ve şevk içinde ifâ edilmesinde, zikrullâhın tesiri, hiçbir şeyle mukayese edilemeyecek derecede büyük görülmüştür.

Zikrullâhın mahalli kalptir. Dille yapılan zikirler, çoğu zaman, kalpte zikir şuurunun doğmasına ve yerleşmesine vesile olması içindir. Zikir, uyanık bir gönlü zaruri kılar. Lüzumlu lüzumsuz havâtır ve düşüncelerin kalpten silinmesi ve orada yalnız “Mezkûr” (zikredilen) olan “Allah ü zülcelâl”in hatırlanması esas ise de, bu hâli yakalamak her zaman ve herkes için çok da kolay olmayan bir durumdur. Zikirde bu seviyeyi idrâk etmek, ciddi bir gönül seviyesini zaruri kılar. Böyle bir seviye ise hem zaman, hem de emek ister. Bu yüce devlet kısa sürede ele geçmeyebilir. İşte İbn Atâullah el-İskenderî –kuddise sirruh- bu hakikate dikkat çekerek:

“Zikir esnâsında Allah ile beraberlik huzurunu yaşayamıyorum diye sakın zikri terk etme!” uyarısında bulunur.

Şeytan ve nefis, insanın ayağını kaydırmak ve onu bulunduğu halden daha aşağı bir seviyeye yuvarlamak için zaman zaman değişik vesveseler verir. Hatta kendince güzel gerekçeler de ortaya sürer. Meselâ der ki:

“Senin gönlündeki bu vesveselerle zikrullâha yönelmen, Hakk’a karşı bir edepsizliktir. Hem O’nu andığını söylüyorsun, hem de O’nun dışındakileri gönül tahtında ağırlıyorsun. Böyle bir zikir, değil seni yükseltmek, tam aksine seni daha da yerin dibine batırır. Sen Allah ile alay mı ediyorsun?”

Bu ve buna benzer düşüncelerle birçok Hak yolcusu, devam edegeldiği “evrâd ü ezkâr”ını terk etmiş ve zamanla zikrullahtan uzak kalmışlardır. Bu gidişatın büyük bir tehlike olduğuna işâret eden İbn Atâullah, gerekçelerini de peş peşe sıralar:

“Allah’ı zikretmekten gâfil olmak, O’nun zikrinde gâfil olmaktan daha büyük bir belâdır.”

Evet, zikrin gafletle yapılması hiçbir zaman tasvip edilemez. Ancak yapmak ya da yapmamak arasında tercihte bulunmak gerekirse, gafletle de olsa zikrullahta bulunmayı ihmâl etmemelidir. Zira gönle inmese bile dilin zikirle meşguliyeti, en azından bir uzvun kurtulması demektir. Hem, zaman içerisinde dille yapılan zikrin gönle tesir etmesi daima ihtimal dahilindedir. Böyle yapan biri, bir gün uyanabilir. Fakat dille de olsa zikirden nasipsiz bir insanın gönlünün uyanma ihtimali, iyice azalır ve hatta imkânsız hâle bile gelebilir. Zira böyleleri artık şeytana arkadaş olmuş kimselerdir. Korunma duvarları iyice zayıflamış ve gönül âlemlerinin hastalık kapması kolaylaşmıştır. Bu bakımdan gafletle yapılan zikir, insanı ümitsizliğe sevk etmemelidir. Aksine Mevlâ’ya hüsn-i zan duyguları içinde O’nun rahmet ve merhametine sığınarak zikre devam etmelidir. Kim bilir İbn Atâullâh Hazretlerinin beyan buyurduğu gibi:

“Umulur ki Cenâb-ı Hak seni, gafletle yaptığın zikirden, uyanık bir gönülle yapılan zikre yükseltir. Yine bu seviyeden alır, huzurda yapılan zikre eriştirir. Hatta bu halden de alır, seni “mezkûr”da yani Zât-ı ulûhiyetinde fâni kılarak, mâsivayı  unutacak seviyede bir dereceye yükseltir de gaybet hâlinde zikredenlerden olursun. «Bunu yapmak, Allah’a güç değildir» (İbrâhim Sûresi, 20)”

Zikrullâhın uyanık bir gönülle yapılmasını temin edecek vesilelere sarılmayı da ihmâl etmemelidir. Bu hususların neler olduğu “Âdâb” konusunda yazılan eserlerde uzun uzun anlatılmıştır.2

Dipnotlar: 1) Muhammed bin İbrahim bin Abbâd, Ğaysü’l-mevâhibi’l-aliyye fi şerhi’l-hikemi’l-atâiyye, Dâru’l-Beyrûtî-2007, I, sh. 147. 2) Örnek olması bakımından Erkam Yayınları arasında çıkan Muhammed b. Abdullah Hânî’nin “Âdâb” isimli eserine (sh. 241-243) bakılabilir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Zikirde Gaflet Zikirden Gaflet
« Posted on: 28 Mart 2024, 15:42:36 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Zikirde Gaflet Zikirden Gaflet rüya tabiri,Zikirde Gaflet Zikirden Gaflet mekke canlı, Zikirde Gaflet Zikirden Gaflet kabe canlı yayın, Zikirde Gaflet Zikirden Gaflet Üç boyutlu kuran oku Zikirde Gaflet Zikirden Gaflet kuran ı kerim, Zikirde Gaflet Zikirden Gaflet peygamber kıssaları,Zikirde Gaflet Zikirden Gaflet ilitam ders soruları, Zikirde Gaflet Zikirden Gafletönlisans arapça,
Logged
05 Kasım 2010, 16:54:04
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 05 Kasım 2010, 16:54:04 »

Rabbim her anımızdaOnunla olabilmeyi nasib etsin inşaallah..Cenabı HAkkın bizim muradımız olması güzel..Ama bizim Onun muradı haline gelebilmemiz herşeyden güzel..Rabbimizin lütfu geniş..Neden olmasın..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes