๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 02 Kasım 2010, 20:37:56



Konu Başlığı: Yobazlık!
Gönderen: Zehibe üzerinde 02 Kasım 2010, 20:37:56
Yobazlık!...

Ali Rıza Temel


Rahmetli Peyami Safa’ya göre yobaz herhangi bir fikre ve inanışa körü körüne bağlılığını azgınlık derecesine vardıran ve muarızının düşüncesine hiç bir varlık ve izah şansı tanımayan, tenkid  düşmanı ve müsamahasız kimse demektir. Her düşüncenin, her inanışın, hatta her mesleğin yobazı vardır. Yobazların ortak vasfı şudur: Düşünmezler öfkelenirler, konuşmazlar haykırırlar, delil aramazlar protesto yağdırırlar.

Gerçek müslümanın “yobaz”lığa yönelmesi düşünülemez. Zira Kur’an müminleri şöyle tanımlamaktadır: “Onlar sözü dinlerler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah’ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir, işte onlar aklı başında olanlardır.” (Zümer 18) Din iknaya dayanır. İmanda aslolan kalbin tasdik ve tatminidir. İkna olmayan, inancını savunamayan mükallidin imanı geçerli değildir.

Yobazlık daha çok putperest ve ateistlerde tezahür etmektedir. Zira şirki ve Allahsızlığı makul yollardan izah etmek mümkün değildir. Böyle olunca da İslam düşmanlarının sıkıştıklarında baş vurdukları yegane silah şiddet ve yaygaradır. Tevhid mücadelesinin sembol ismi Hz. İbrahim karşısında acze düşenler şöyle demişlerdi: “Eğer bir şey yapacaksanız, yakın onu da ilahlarınıza yardım edin.” (Enbiya 68) Kur’an’ın icazı karşısında zaafa düşen Mekke müşrikleri de şöyle demişlerdi: “Bu Kur’an’ı dinlemeyin, okunurken gürültü çıkarın belki üstün gelirsiniz.” (Fussilet 26)

Müşrikler, Mekke dışından gelenler Hz. Peygamberi dinleyip Müslüman olmasınlar diye Mekke’ye açılan vadi ve yolları tutuyorlar, yabancıları Allah Rasulü aleyhinde şartlandırıyorlardı.

Hicr sûresinin 90. ayetinde geçen “Muktesimîn = taksim edenler” kelimesini şöyle tefsir edenler olmuştur: Onlar onyedi kişiydiler. Velid b. Muğire onları hac mevsiminde Mekke’ye açılan yol ve vadilere gönderir, onlar da gelenlere: “Bize karşı çıkıp, Peygamberlik davasına kalkışan bu adama (Hz. Muhammed’e) aldanmayın, O, delidir, sihirbazdır, şairdir, kâhindir” derlerdi. Mekke yollarını aralarında taksim ettikleri için Muktesimin diye isimlendirilmişlerdir. (Kurtubî, 10/58)

* * *

Rasûlullah ile karşılaşması istenmeyenlerden birisi de Tufeyl b. Amr ed-Devsî idi. Tufeyl kendi macerasını şöyle anlatıyor:

“Mekke’ye geldim. Rasûlullah da orada idi. Yanıma Kureyş’ten bazı adamlar geldi. Ben itibarlı, şair ve akıllı bir adamdım. Bana dediler ki: “Ey Tufeyl! Sen ülkemize geldin. Aramızda bu adam (Muhammed) çekilmez oldu. Bütünlüğümüzü bozdu, işlerimizi darmadağın etti. Sözü karıyla-kocayı, kişiyle-kardeşini, babasıyla-oğulu biribirinden ayıran sihir gibi. Bizim başımıza gelenlerin Senin kavminin başına gelmesinden endişe ediyoruz. Sakın onunla konuşma, aman sözlerine kulak verme.”

Tufeyl, hikayesini anlatmaya devam ediyor:

“Kureyşliler üzerime o kadar geldiler ki, artık Muhammed’le kesin olarak konuşmamaya, O’ndan hiç bir şey duymamaya karar verdim. Hatta O’ndan bir şey duyarım korkusuyla Ka’be’ye vardığımda kulağıma pamuk tıkadım. Çünkü Onu asla dinlemek istemiyordum. Sabah erkenden Kabe’ye vardım, bir de ne göreyim! Rasûlullah orada namaz kılıyor. Yakınında durdum. Allah ondan bazı sözler duymamı murad etmiş ki, gerçekten Onun bazı güzel sözlerini işittim. Bu arada kendi kendime şöyle dedim: “Allah iyiliğini versin ey Tufeyl! Sen akıllı ve şair bir adamsın. Sözün iyisiyle kötüsünü ayırdedersin. Bu adamı dinlemekten seni alıkoyan nedir. Söyledikleri iyiyse alır, kötüyse bırakırsın.”

Tufeyl devam ediyor: “Rasûlullah namazını bitirdi ve evine doğru hareket etti. Bende kendisini takib ettim. Beraber eve girdik. Dedim ki: “Ey Muhammed! Kavmin olan Kureyşliler senin hakkında bana öyle şeyler söylediler beni öyle korkuttular ki, senden bir şey işitmeyeyim diye kulaklarıma pamuk tıkadım. Fakat Allah seni duymamı murad etti. Senden güzel sözler işittim. Bana dinini anlat.” Allah Rasûlü bana İslam’ı anlattı. Kur’an okudu. Yemin olsun ki, Kur’an’dan daha güze bir söz işitmedim. Onun dininden daha doğru bir din görmedim. Müslüman oldum. Şehadet kelimesini söyledim.”

* * *

Bugün İslam’a karşı çıkan yobazlar dünkünden daha katıdırlar. Zira daha fazla insanların aklını çelme, zihinleri daha fazla bulandırma imkanlarına sahiptirler. Üstelik bunların yobazlığı, cehaletten ziyade menfaate dayanmaktadır.

Yüce Mevla bu çağdaş yobazlığın kuşatmasını yarabilmek için insanlarımıza Tufeyl b. Amr’in cesaret ve akl-ı selimini nasib eylesin.

Amin.