๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 07 Eylül 2010, 22:23:08



Konu Başlığı: Yitik benliğimizi arıyoruz
Gönderen: Sümeyye üzerinde 07 Eylül 2010, 22:23:08
Yitik Benliğimizi Arıyoruz






Nerede o mübarek anneler ki; yüksek ruhlu fertler yetiştirip terakki etmiş bir cemiyetin ve muhteşem bir imparatorluğun adeta kaderini belirlediler.

Tarihimize nazaran şimdi çok daha gelişmiş imkânlara, yüksek teknolojiye, sözde daha modern bir yapıya sahibiz. Fakat hiçbir şeyin tadı yok, tuzu yok. Çünkü geçmişimizin mesuliyet sahibi, şuurlu, insaniyetli ve ahlaklı insanları bugün yok.

Niçin insanlar arasında insanî yürekler arayıp durur olduk hep?! Nerede yanlış yaptık ki biz, geçmişin şuurundan, fedakârlığından, kahramanlığından yoksun kaldı bu asır? Bir yerlerde bir şeyler eksik!



BİZ NEDEN CEDDİMİZİN CİHANA SALDIĞI NAMLARIN GÖLGESİNDE KALDIK?



Mümkün olsa da mezarlarından kaldırabilsek ecdadımızı, sorabilsek sebebini hal-i pürmelâlimizin. Veya bir zaman makinesine binip, nene ve dedelerimizin yanına bir gidebilsek! Âhirzamanda yaşayan anneler olarak derdimizi arz etsek, mesela desek ki mübarek analarımıza:

- Ey annelerimiz! Ey elleri öpülesi mübarek valideler! Biz niçin sizler gibi Yavuzları, Fatihleri, Akşemseddinleri yetiştiremedik?

Ecdadımızın şereflendirdiği zamanlarda toplumun hangi kesimine baksak; bir deha, bir vefa numunesi ve ahlak namzedi kimseler çıkar karşımıza. Hatta halk içinden sıradan sayılabilecek insanların bazı söz ve davranışları koskoca padişahlara ders verecek cinsten olduğunu görünce hayretle beraber hayranlığa düşeriz.

En alt tabakasından en üst tabakasına kadar tarihe insanlık dersi veren bu mümtaz şahsiyetlerin beşiklerini hangi mübarek eller salladı ki; ninni ile evlatlarının bedenlerini uyuturken ruhlarının gaflet uykusuna dalmasına izin vermediler. Onları manevi gıdalarla da besleyip maddi ve manevi kemalâta erdirdiler.

Nerede o mübarek anneler ki; yüksek ruhlu fertler yetiştirip terakki etmiş bir cemiyetin ve muhteşem bir imparatorluğun adeta kaderini belirlediler.

Bizlere gelince; eğitimli, kültürlü annelerdik biz(!) hem Allah’a hem ana-babaya itaatten yoksun evlatlar yetiştirmeye kâdir!

Acaba fazla şefkatimiz miydi maraz doğuran? Daha küçük deyip namaza alıştırmaya yeltenemedik, dayanamaz deyip oruç tutturamadık evlatlarımıza. Oyunlarını bozmaya, uykularını bölmeye kıyamadık, namaza çağıramadık. Mübarek analarımızın dört yaşına geldiğinde Kur’ân’ı hıfzedebilen evlatları vardı. Bizim ise, 14’üne geldiğinde Rabbinin kitabını ancak heceleyebilen, 24’ünde ise öğrendiklerini unutan evlatlarımız oldu.

En tatlı, en nazik üsluplarla konuştuk belki, ama bir TV dizisi kadar çocuklarımız üzerinde etkili değildik.

Aslına bakarsanız, biz iyi niyetliydik. Düşüncemiz aşırıya gitmemek(!) zorlaştırmayıp kolaylaştırmaktı. Fakat Allah’ın şefkatinden daha ileri şefkat sürmekti belki de bu acılı tabloya sebep olan.

Netice ortadaydı işte! Hürmet ve itaat yoksunu evlatlar oluştu toplumumuzda önce. Sonra ebeveynini döven, söven, sokağa atan evlatlar çoğaldı. Ana-baba katliamına kadar giden tüyler ürpertici haberlere sık rastlanır oldu. Bu vahamet, şefkatimizi Allah yolunda kullanmayışımızın daha dünyadaki cezasıydı. Âhirette ise, o evlatlar cennete gidiş yolunda bekleyip, ana-babalarının yolunu kesip “haydi birlikte cehenneme!” diyecek evlatlardı.

Hâlbuki en eğitici oyuncakları seçmeye çalışmıştık biz. En renkli odaları onlara tahsis etmiştik. Ne deseler dinledik, ne isteseler ettik, eyledik. Ama neydi eksiğimiz ki;



BİZ BU NESLİ BİR TÜRLÜ MUTLU EDEMEDİK!



Ey elleri öpülesi valideler! Siz ki; sosyal hayattan mahrum, evlerine kapatılmış(!) çalışma hayatı nedir bilmeyen, erkeğin gölgesinde bir ömür sürmüş, bizim şu modern çağın anlayışına göre tesettürlü, cahil kadınlar(!) olduğunuz halde niçin modern kadınların yetiştirdiği nesil, sizin yetiştirdiğiniz neslin tırnağı bile olamadı?

Evlatlarınız hem dünya hem âhirette yüz akınız oldu sizin. Bizim evlatlarımız ise dünya ve âhiret gözyaşımız! Baş tacımız olsunlar istedik hep. Ama ne yaptık da onları başımıza bela ettik!

- Ey şanlı ecdadın beşiğini sallayan mübarek eller! Siz, evlatlarının ruhundan, aklından, kalbinden tutan analardınız.  Biz ise çocuklarının sadece elinden tutan analar..

Aslında sorun da çözüm de ortadaydı. Ama biz bilemedik!



EVLATLARIMIZ HEP BİZDE OKUDUKLARINI YAŞADILAR.

 

1- Siz evlatlarının aklından, ruhundan, kalbinden tutan analardınız. Biz ise çocuklarının elinden tutan anneler!



Ebsar GÜVEN