> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Yeryüzünün yıkıma uğraması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yeryüzünün yıkıma uğraması  (Okunma Sayısı 674 defa)
07 Kasım 2010, 13:24:28
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 07 Kasım 2010, 13:24:28 »



Yeryüzünün Yıkıma Uğraması


Dünya üzerindeki yaşam öyle uygun dengeler ile yaratılmıştır ki, doğal afetler çok büyük alanlarda etkili olmaz. İnsanlar da dahil olmak üzere tüm canlılar için adeta özel bir koruma mevcuttur. Ama bu korumanın yanısıra Allah, zaman zaman insanlara, yaşadıkları mekanın ne derece güvensiz olabileceğini de göstermektedir.

Üzerinde yaşadığımız dünya, biz hiç farkında olmasak da, içerden ve dışardan pek çok doğal tehdit unsuruyla doludur. Göktaşları, karadelikler, kuyruklu yıldızlar, dıştaki tehlikelerden sadece bir bölümüdür. Diğer yandan, dünyanın derinliklerine doğru inildikçe binlerce derece sıcaklıktaki sıvı tabakaya rastlanır. Öyle ki dünyayı "ayağımızın altında içi kaynayan bir küre" olarak tanımlamak hiç de yanlış olmaz. Bunların dışında dünyayı çepeçevre kuşatan koruyucu bir atmosfer vardır. Ancak atmosferin koruyuculuğunun yanında bir de son derece kuvvetli etkileri olan atmosfer olayları mevcuttur; rüzgarlar, fırtınalar, tayfunlar…

Tüm bu unsurlar zaman zaman etkili olmakta; bunların sonucunda da can ve mal kaybıyla sonuçlanan ve doğal afetler olarak adlandırılan olaylar gerçekleşmektedir. Başta depremler olmak üzere, volkan patlamaları, seller, dev dalgalar, hortumlar, fırtınalar, büyük yangınlar birbirlerinden farklı şiddet ve etkilere sahiptirler. Ortak yönleri ise oldukça kısa bir zaman içinde bir şehri, orada yaşayan insanları ve diğer tüm canlıları yok edebilmeleri ve büyük hasarlara yol açabilmeleridir. En önemlisi de insanların bu zararları engellemeye kesinlikle güç yetirememeleridir.

Bu felaketlerin tümü, insanların çok iyi bildikleri ama karşılaşmadıkları sürece akıllarına getirmek istemedikleri gerçeklerdir. Dünya üzerindeki yaşam öyle uygun dengeler ile yaratılmıştır ki, bu tarz olaylar çok büyük alanlarda etkili olmaz. İnsanlar da dahil olmak üzere tüm canlılar için adeta özel bir koruma mevcuttur. Ama bu korumanın yanısıra Allah, zaman zaman insanlara, yaşadıkları mekanın ne derece güvensiz olabileceğini de göstermektedir. Bahsettiğimiz afetleri meydana getirerek, üzerinde yaşadıkları gezegene hiçbir hakimiyetleri olmadığını onlara hatırlatmaktadır. Kendi acizliklerini kendilerine göstermekte ve bütün bunlar öğüt alıp aklını kullanabilenler için birer düşünme nedeni olmaktadır.

Önemli olan, insanların bu olaylardan almaları gereken dersi kavrayabilmeleridir. Çünkü Allah'ın insanlara, maddi ve manevi zarar veren olaylarla hatırlatmalar yapması, o insanların bulundukları sapkın durumdan kurtulmaları, Allah'ın dosdoğru yoluna girmeleri için kendilerine verilen bir mesajdır. Allah, insanlara yaşatılan bu felaketlerin de dünya üzerindeki hiçbir şey gibi boşuna yaratılmadığını, bunların insanlar için birer "hatırlatıcı" olduklarını göstermektedir. Allah Kuran'da hiçbir olayın kendi izni olmadan gerçekleşemeyeceğini bize şöyle bildirmiştir: "Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet (hiç kimseye) isabet etmez..." (Teğabün Suresi, 11)

Şimdi Allah'ın çeşitli hikmetlerle yarattığı bazı afetlerin oluşumunu bilimsel olarak inceleyelim ve bu konulardaki Allah'ın ayetlerine şahit olalım.

Deprem

Dünyanın iç yapısı konusunda, jeolojik ve jeofizik çalışmalar sonucu elde edilen verilerin desteklediği bir yeryüzü modeli bulunmaktadır. Bu modele göre, yerkürenin dış kısmında yaklaşık 70–100 km. kalınlığında oluşmuş bir taşküre (Litosfer) vardır. Kıtalar ve okyanuslar bu taşkürede yer alır. Litosfer ile çekirdek arasında kalan ve kalınlığı 2.900 km olan kuşağa da Manto adı verilir. Bu tabakadaki ısı akımlarının yükselmesiyle, taş kabuk parçalanmakta ve birçok "Levha"lara bölünmektedir. İşte yerkabuğunu oluşturan levhaların birbirine sürtündükleri, birbirlerini sıkıştırdıkları, birbirlerinin üstüne çıktıkları ya da altına girdikleri bu levhaların sınırları dünyada depremlerin oldukları yerler olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünyada olan depremlerin hemen büyük çoğunluğu bu levhaların birbirlerini zorladıkları levha sınırlarındaki dar kuşaklar üzerinde oluşmaktadır.

İtilmekte olan bir levha ile bir diğer levha arasında sürtünme kuvveti aşıldığı zaman bir hareket oluşur. Bu hareket çok kısa bir zaman biriminde gerçekleşir ve şok niteliğindedir. Sonunda çok uzaklara kadar yayılabilen sarsıntı dalgaları ortaya çıkar. Bu dalgalar geçtiği ortamları sarsarak ve depremin oluş yönünden uzaklaştıkça enerjisi azalarak yayılır.

Depremin oluşumu hakkında verdiğimiz bu özet bilgiden sonra bir hususu özellikle belirtmekte fayda vardır. Depremlerin şiddetinin dünyada hissedilen en büyük depremden çok daha şiddetli olarak oluşmasını engelleyen Allah'ın tasarladığı mükemmel bir sistem vardır. Bu sistem sayesinde aynı zamanda, oluşan depremlerin çok daha büyük bir alan içinde hissedilmesi de engellenmekte ve depremlerin bölgesel özellik taşıması sağlanmaktadır. Yine bu sistem sayesinde meydana gelen depremlerin sayısı da son derece sınırlı kalmaktadır.

Allah'ın yarattığı bu sistem dağların fonksiyonudur. Dağlar levhaların bulunduğu manto tabakasına derinlemesine saplanır ve burada adeta birer kazık görevi görür. Dağların bu sabitleyici özelliği bilimsel literatürde "izostasi" olarak adlandırılır. Ancak işin en ilginç yönü jeoloji diye bir bilim dalı dahi yokken, Allah'ın bunları yüzyıllar önce Kuran'da haber vermiş almasıdır. Allah Kuran'da, dağları depreme karşı bizi korumak için yarattığını şu ayetlerle haber vermiştir: "Yeryüzünde, onları sarsmasın diye, sabit dağlar yarattık..." (Enbiya Suresi, 31)

Tornado (Hortum)

Tornadolar, çok sayıda can kaybına ve maddi zarara neden olan, en tehlikeli hava olaylarından biridir. Yalnız ABD'de her yıl ortalama 800 kadar tornado olduğu ve bu olaylarda yaklaşık 80 kişinin hayatını kaybederek, 1500 kişinin de yaralandığı rapor edilmektedir. Tornadonun güçlü rüzgarları 483 km/saat'e ulaşabilmektedir. Genellikle kuzey yarım kürede saat ibresinin ters yönünde, güney yarım kürede ise saat ibresi yönünde dönerler. Bunun aksi yönünde olanlara çok nadir rastlanır. Tornadolar genellikle bir saatten daha az sürerler ve yaklaşık 32 km yol alırlar. Ancak bir kaç dakika sürerek, 7 km yol alan veya saatlerce sürerek 100 km'den fazla yol alanları da gözlenmiştir. Tornadoların yaşam süreçlerinde dört ana aşama vardır. Bunlar organizasyon, olgunlaşma, zayıflama ve bozulma aşamalarıdır. Organizasyonda, huni şekli ortaya çıkar ve yere kadar ulaşır. Olgunlaşma, tornadoların en büyük oldukları zamandır. Daha sonraki zayıflama aşamasında yavaş yavaş küçülmeye başlarlar ve son olarak parçalanarak bozulurlar, ancak bu durumlarında dahi halen yıkıcı etkileri vardır.

Tornadolar, havadaki ısı akımının çok güçlü bir şekilde yükselmesi sonucunda doğan girdaplardan birisidir. Bunlar tropikal siklonlara oranla çok daha küçük ve yerel olmakla birlikte dünyada bilinen en güçlü ve yıkıcı fırtınalardır. Tornadoların ılık sular üzerinde daha zayıf şiddette olanlarına da waterspout adı verilir. Genellikle ABD'nin güneydoğu sahillerinde, sonbahar ve kış sonuna doğru oluşur ki bu mevsimler, tornadoların en az görüldüğü zamanlardır. (Harun Yahya, Dünya Hayatının Gerçeği)

Tornadodaki ısı akımının artması, hava kütlelerinin alttan ısınması ile değil, nemli-sıcak (maritim-tropikal) bir hava kütlesi üzerine kuru-soğuk (kıtasal-poler) bir havanın çıkması ile oluşur. Sıcak havanın üzerinde soğuk havanın bulunması kararsızlık oluşturur. Zaten tornadoların gelişmesi için kararsız havanın şart olduğu ve şiddetli fırtınalı havaların tornado oluşumu için uygun olduğu bilinmektedir. Bu durum, en çok yükseklerde çıkıntı gösteren bir soğuk cephede olabilir. Son derece büyük bir hızla yükselen hava içinde çok güçlü girdap meydana gelir ve nemli hava hızlı bir şekilde soğuk havanın içine çekilir, kısa zamanda kararsız hava ve şiddetli fırtınalar doğar. Rüzgarın yükseklikle hızının artması yani düşey rüzgar şiddeti ve yönünün değişmesi, etrafındaki havanın yatay olarak dönmesine neden olur. Bu yatay hava sütunu, yukarı yönde kuvvetli bir akımla karşılaştığı zaman dönerek yükselmeye başlar. Bu dönen hava kütlesi mezosiklon olarak adlandırılır. Tornadolar genellikle mezosiklonların içinde oluşur ancak bu her mezosiklonun tornado üreteceği anlamına gelmez.

Havanın hızla yükselmesi ile basınç düşerek sıcaklık azalır. Böylece bu hava içindeki su buharı yoğunlaşır ve kararsızlık daha da artarak tornadoların olağanüstü enerjisini doğurur. Yoğunlaşan su buharı, orta kısmın beyaz-gri renkli huni şeklinde bir bulut gibi görünmesini sağlar. Huni bulutun altındaki hava, merkeze doğru çekilirken hızlı bir şekilde soğuyarak yoğunlaşır ve bulutun tabanından yere uzanmaya başlar. Bu yere ulaştığı andan itibaren tornado olarak adlandırılır ve büyük bir yıkım başlar. Bundan sonra su, toz ve diğer yabancı maddeler gibi, rastladığı her şeyi içine alır ve böylece koyu renkli siyaha yakın bir sütun halini alır. Tornadoların büyüklükleri çok farklıdır. Genellikle çapları 1500 metreyi geçmez, ancak bir iki metre alanlarında da rastlanabilir ve kimi zaman saatte 483 km hıza sahip rüzgarlar oluştururlar.

Şüphesiz her şeyi kontrol eden Allah tornadoları da kendi kontrolünde tutmaktadır. Allah bize bu gerçeği bir Kuran ayetinde şöyle haber vermiştir: "Gece ile gündüzün ardarda gelişinde (veya aykırılığında), Allah'ın gökten rızık indirip ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesinde ve rüzgarları (belli bir düzen içinde) yönetmesinde aklını kullanan bir kavim için ayetler vardır." (Casiye Suresi, 5)

Erozyon

Erozyon (toprak aşınımı), toprağın aşınmasını önleyen bitki örtüsünün yok edilmesi sonucu koruyucu örtüden yoksun kalan toprağın su ve rüzgarın etkisiyle aşınması ve taşınması olayıdır. Erozyonun başlıca neden...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yeryüzünün yıkıma uğraması
« Posted on: 29 Mart 2024, 02:42:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yeryüzünün yıkıma uğraması rüya tabiri,Yeryüzünün yıkıma uğraması mekke canlı, Yeryüzünün yıkıma uğraması kabe canlı yayın, Yeryüzünün yıkıma uğraması Üç boyutlu kuran oku Yeryüzünün yıkıma uğraması kuran ı kerim, Yeryüzünün yıkıma uğraması peygamber kıssaları,Yeryüzünün yıkıma uğraması ilitam ders soruları, Yeryüzünün yıkıma uğraması önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes