> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Yasak Sevda
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yasak Sevda  (Okunma Sayısı 586 defa)
11 Temmuz 2010, 14:21:20
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 11 Temmuz 2010, 14:21:20 »



Yasak Sevda *

Vadinin içinde adeta yeşilliklere bürünen şirin bir köydü burası Her taraf yeşil bir örtüye bürünmüş, cennetten bir parça gibiydi Köyün orta yerindeki cami tarihe meydan okurcasına tüm ihtişamıyla inadına direniyordu yıkılmamak üzere Köşeli taşları, simetrik yapısıyla uyumlu ve oldukça eskiydi
İkindi namazı vaktiydi Caminin gölgesinde oturan köyün sakinleri namaza daveti bekliyorlardı Gizliden gizliye gözlerde okunan bir tedirginlik dolaşıyordu ortalıkta İçlerinde muhtarında olduğu yaşlılardan biri elini gözlerine siper yaparak güneşe baktı Daha sonra az ilerideki delikanlıya seslenerek;
-Haydi oğlum Vakit tamam, dedi
Sıkıntılıydı Çarşıda gezerken dahi sıkıntısı geçmiyordu Mescid-i Nebeviye doğru yürüdü Gözü yaşlı bir adama takıldı Güzel siması, beyaz sakalı ve üzerine oturmuş yeşilimsi elbisesiyle gözüne çok şirin görünmüştü ihtiyar adam Ansızın gözleri ihtiyarın elindeki çana takıldı Sanki sıkıntısından hafiflemiş gibi heyecanla şaşkın şaşkın nefes aldı
-Ey Allah (cc)’ın kulu, dedi ihtiyara
Ağır ağır berisinden gelen sese dönen ihtiyar, mütebessim çehresiyle gülümsüyordu
İhtiyarın elindeki çanı işaret ederek;
-Ne yapacaksın?
Öyle ya Ne yapacaktı o çanı Aklına Hz Resulullah (sav)’ın huzurundaki tartışma geldi Müslümanları namaza çağırmak için bir şey gerekiyorduHerkes bir şeyler söylüyordu
-Namaz vakitlerinde ateş yakalım
-Mecusiler bunu yapıyor
-Boru öttürsek
-Yahudilerin âdeti
-Çan çalalım o zaman
-Hıristiyanlara benzeriz
Çözüm bulunamamıştı Fakat ihtiyarın elindeki çan çok güzel görünüyordu İhtiyara cevap vermeliydi
-Onunla, dedi, insanları namaza çağıracağız
-Sana bundan daha hayırlı bir şey diyeyim mi, dedi ihtiyar?
-Söyle
İhtiyar tane tane şu kelimeleri söyledi:
-Ya Hz Resulullah (sav), dedi adam heyecanla, rüyamdaki ihtiyar aynen bunları söyledi bana
-İnşallah bu hak bir rüyadır Git bu sözleri Bilal’e öğret Onun sesi seninkinden güzeldir
Yüksekçe bir yere tırmanan siyahî Bilal’ın yüreği heyecan doluydu Yüreği adeta göğsünden fırlayacakmış gibi heyecanlıydı Tırmandığı yere çıkınca dimdik doğruldu Medine’nin tüm evlerini görebiliyordu Gözleriyle ufku taradı Elini kulağına doğru kaldırınca gür sesiyle olanca tatlılığıyla Medine semasında yankılandı
Allah û Ekber Allah û Ekber
Allah û Ekber Allah û Ekber
Eşhedu en la ilahe illallah
Eşhedu en la ilahe illallah
Eşhedü enne Muhammeden resulullah
Eşhedü enne Muhammeden resulallah



Köyün semasından dalga dalga vadiye bir ses yayılıyordu Allah (cc)’ın yüceliğini, Hz Resulullah (sav)’ın gönderilenlerden olduğunu ve kurtuluşun namazda bulunduğunu vurgulayan bir tevhidi çağrıydı bu
Biten ezandan sonra “Ey bu davetin sahibi olan Allahım! …” Diye başlayan ezan duası okunup eller yüzlere sürülünce bir köylü yüreklerden gözlere sirayet eden gizli tedirginliği
“Vakit tamamdır” diyen yaşlı adama bakarak;
-Yaptın yapacağını Sadık Emmi Jandarma duyarsa mahvoluruz
-Boş ver evlat Bir ihtiyar canım var Varsın ezana kurban olsun
Köyün cemaati birer ikişer camiye girdi
Yıl 1950’nin yaz mevsimiydi Yıl boyunca ezan bu topraklarda asliyetinden uzak, Türkçe okunuyordu Gönüller kanıyor, yürekler burkuluyordu“Tanrı uludur, tanrı uludur…” sesleri minarelerden yükseldikçe, gözler esen zulüm rüzgârının sesini coğrafyanın mazlum insanlarına ulaştırıyorduUmarsız, çaresiz insanlar…
İhtiyarın feryadı bundandı Canını göze alması isyanının son raddesiydi Bir öfkenin sinelerden sözlere dökülüşünün infialiydi Her şeyi göze alan, ezana canını kurban adayan bir infial… 18 yıllık bir öfkenin isyanı “tanrı uludur”un yerini “Allah û Ekber, Allah û Ekber…”e bırakmıştı bu köyde
İçten içe herkesin sözcülüğünü yapıyordu ihtiyar adam Her yüreğe çöreklenen 18 yıllık bir çileyi dillendiriyordu Kimi gözlere jandarma korkusu sinse de, buruk bir sevinç yaşanıyordu her vakit vadide yankılanan “Allah û Ekber” sesleriyle Kadınlar kapılara çıkıyor, çocuklar oyunlarını kesiyor, ihtiyarlar gözyaşları döküyordu son günlerde Artık yeter denilen bir isyanın sesi köyün semasında “Allah û Ekber” diye sayha sayha yayılıyordu Dağları taşları, ormanları buna şahit tutan bir şehadetle Yasak bir sevdaydı bu, yasak bir sevda…
Namaz sonrası köyün cemaati yavaş yavaş camiden çıkmaya başladı Uzaktan kendilerine doğru koşan birinin varlığı herkesin dikkatini çekmiştiGenç köylü nefes nefese gelip karşılarında durdu Gözlerini muhtara dikerek,
-Geliyorlar, dedi kesik kesik Geliyorlar
-Kim, dedi muhtar, kim geliyor?
-Ja… ja… Jandarma Bir müfreze köye doğru geliyor Önceden haber vereyim dedim
Birden soğuk bir rüzgâr esti ortalıkta Gözler Sadık Emmiye takılırken, akıllar az önce okunan Arapça ezandaydı “Acaba duymuşlar mıydı?”
-Ben demiştim Sadık Emmi, yaptın yapacağını işte
-Dua edelim de duymamış olsunlar
-Valla hiç acımadan götürürler
Hepsi aynı telden çalıyor gibiydi Buz kesilmiş yüreklere ihtiyar Sadık Emminin tevekkül kokan sözleri damgasını vurdu
-Allah neyi takdir etmişse o olur
Köyün girişinde beliren müfreze onlara doğru gittikçe yaklaşıyordu Müfrezenin başındaki rütbeli gayet sakin bir şekilde muhtarı sordu
-Bir hırsızlık vukuatı var, dedi muhtara Komşu köyden birinin hayvanları çalınmış Bu konuda yardımcı olmanızı isteyecektim
-Yani Dedi muhtar heyecanla Siz şimdi şey için gelmediniz mi?
-Ne için, dedi rütbeli
-Yani şey için…
-Geveleme ağzındakini muhtar, ne için?
Köylülere bakan muhtar sıkılıyor, bir türlü söylemeye dili varmıyordu
-Şey yani şey… Yani ezanı Arapça okuduğumuz için…
Bir çırpıda söyleyivermişti işte Rahatlamış gibi soluklandı
Gülümsedi rütbeli Anlamıştı meselenin aslını
-Siz duymadınız mı dedi köylülere
Birbirlerine şaşkın şaşkın bakan köylüler susuyor, omuz silkiyorlardı
-Yeni hükümet ezanın Arapça okunmasına izin verdi canım Artık yasak yok
Hayret ve şaşkınlık daha da artmış, adeta herkes küçük dilini yutmuştu İlk şaşkınlık şokundan sonra ortalık birden neşelendi Söyleneni tasdik ettirircesine müfrezenin etrafı köylüler tarafından sarılmış tekrar tekrar sıralanıyordu söylenenler Doğru mu diye… Sadık Emmi bastonuna dayanarak evine doğru tevekkülle yol alırken arkasındaki sözlerin uğultusu kulaklarında çınlıyordu…
*15 Haziran 622 ilk ezanına okunması anısına ithaftır

(M Ali GÖNÜL)
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yasak Sevda
« Posted on: 29 Mart 2024, 13:02:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yasak Sevda rüya tabiri,Yasak Sevda mekke canlı, Yasak Sevda kabe canlı yayın, Yasak Sevda Üç boyutlu kuran oku Yasak Sevda kuran ı kerim, Yasak Sevda peygamber kıssaları,Yasak Sevda ilitam ders soruları, Yasak Sevda önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes