๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 20 Aralık 2010, 16:29:11



Konu Başlığı: Yâran istersen Kurân yeter!
Gönderen: Sümeyye üzerinde 20 Aralık 2010, 16:29:11
Yâran İstersen Kur'ân Yeter!


Kur’ân sadece dinlense ve hiçbir mânâsı anlaşılmasa dahi dinleyenlere verdiği huzur ve ferahlık, onun kendisine îmân etmeyenlere dahi gösterdiği mucizevî bir i’câzıdır. Dünyanın değişik yerlerinde bu konuda özellikle hastalara Kur’ân okunması ile ilgili yapılan birçok bilimsel araştırmalar bunu ispat etmiştir.

Kur’ân’ın usanç vermemesi onun ayrı bir mucizevî özelliğidir. Defalarca okunmasına rağmen bıktırmaması onun insan sözü olmadığının en büyük bir delilidir. Kâinatta Fâtiha Sûresi kadar okunan bir başka metin yoktur. Sadece bir Müslüman 15 yaşında düzenli olarak namaz kılmaya başlasa 60 yaşına kadar geçen 45 senelik ömründe Fâtiha Sûresi’ni 657.000 kere sadece namazda okur.
Bugün beşer, hangi beşer sözünün bu kadar okunup da usanç vermediğini iddia edebilir. Beşerin bütün sözleri eskimiştir. Daha güzeli yazıldığında eskisi çoktan unutulmuştur. Kur’ân ise her tekrarında, kendisinden daha fazla istifâde edilen bir mucizedir.

Hem Kur’ân’ın hitabı öyle bir hitaptır ki, sanki bütün hayat sınıfları bir araya toplanmış da, bir tek öğretmen bir kerede onların hepsine istedikleri her türlü ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir hitapta bulunur. Aynen öyle de belâgat ve fesâhat ilmiyle uğraşanlara karşı kendisinde bulunan beliğ i’câzı ile i’câzını gösterirken, fen ilimleri ile uğraşanlara fennî mâlûmatlarla i’câzını gösterir. Kezâ tarihi ile ilgilenenlere ise geçmiş ümmetlerin ve peygamberlerin kıssalarından i’câzını göstererek sanki asırlar delinip o zamanlara gidilir ve misâller verilir. Kezâ böyle kırk tabakadan kırkına da kırk vecihle vech-i i’câzını gösterir. Her tabaka payına düşeni alır ve Kur’ân herkesi doyurur.

Kur’ân’ın küçük çocuklarımıza da bir nevi vech-i i’câzı bulunmaktadır. Özellikle ilkokula giden ve başlangıcında olan çocuklarımıza bir tek şiiri ezberletmek için ne kadar çok çaba sarf ettiğimizi düşününüz. Bütün bu gayretler, ertesi gün bir daha hatırlanmayacak olan bir beşerî lafzı ezberletmek içindir. Oysa o küçücük çocukların Kur’ân âyetlerini kolayca ezberlemeleri ve bir daha hayatlarının sonuna kadar bıkmadan okumaları belki de Kur’ân’ın bizim günlük hayatımızdaki en aydınlık mucizevî özelliklerinden biridir. Bugün hıfz yoluyla akıllarda ve ruhlarda muhâfaza edilmiş ve edilecek olan başka hangi eser vardır?

Yaşadığımız semtlerde âhir zaman hayatından erken yaşlarda sıkıntılar çekmiş, titiz, sese dayanamayan ve ev hayatını da refika-i hayatlarına zehir eden komşularımız ve akrabalarımız vardır. O sese dayanamayan adamlar Kur’ân okunduğunda hiç şikâyet etmezler. Hatta sıkıntılı ruhî ve psikolojik hallerinde Kur’ân okuyan birilerinden yardım istemeleri veya medya araçları ile Kur’ân dinlemeleri ve rahatlamaları da içtimâi hayatta çok sık karşılaştığımız Kur’ân’ın mucizevî özelliklerinden biridir.

Ölüm anı ki kimsenin, dünyanın aldatıcı yüzüne dönüp bakmadığı bir andır. İşte o an insanı ancak Kur’ân’ın sedası rahatlatabilir. Bütün İslâm âlemi avâmından havassına kadar bilir ki sekerât halinde Kur’ân okunduğunda bir rahatlama olur. En azından o an tamamlanana kadar Kur’ân’ın insana bir i’câzı görünür.

Ölüme yakınlaşıldığında, uçakların düşme tehlikesi geçirdiği türbülânslarda, gemilerin batma tehlikesi atlattığı fırtınalı havalarda Kur’ân’dan haberi olup da ona hiç sarılmayanların bile, Allah’a yalvardıkları ve küçükken bildikleri bazı duaları okumaya başladıkları görülür. Tehlike atlatıldığında yine tehlike öncesi hallerine dönecekleri bilinse de Kur’ân’dan o anda istimdat etmeleri yine Kur’ân’ın onlara karşı bir nevi mucizesidir.



ALINTI