Konu Başlığı: Yanmazsan Yakamazsin Gönderen: Sümeyye üzerinde 02 Haziran 2010, 12:54:38 YANMAZSAN YAKAMAZSIN Yanmazsan Yakamazsin Günler akıp giderken, akıp giden günlerin iç dünyama bıraktığı dersler kısa cümleler halinde ruhuna nakşolur kimi zaman Mesela, bir zaman için ,”suçlama dinle “demiş durmuşumdur Kendi kendime sonra,”sınanmamış sevgilere güvenme!” dedim günler olmuştur peşi sıra ,”iman mesleği nefis teslim olunca kolay,ama nefsin teslim olması ne kadar da zor!” deyip düşündüğüm günler … Son birkaç ayda kendi kendime en çok tekrarladığım cümle ise,bu yazının başlığını oluşturuyor ehl-i dinin ,otuz yıl önce rüyasında bile göremediği imkanlara rakamlara ulaştığı ,otuz yıl önce hayal bile edemediği yetişmiş kabiliyetlere sahip olduğu bir vasatta gözlenen hal-i pürmelalimizin ruhumdaki iz düşümü ,gariptir,benim alemimde özetini bu cümle buluyor : yanmazsan yakamazsın! Zannımca, bugünkü halimizin en iyi özetlenen biri gerçekten bu dur yanmazsan yakamazsın ! Zira itiraf edelim her birimiz Dinin şu veya bu derece uzağında olanları ,yaşamadığımız bir islama çağırıyoruz ; yaşadığımız hal ise pekte davete değer bir nitelik taşımıyor Mesela ,Ebu Bekir’in (ra) sıdkını anlatarak insanlara islamı anlatıyor ; ama o sıdkı kendi hayatımızda taşımaktan uzak duruyoruz Ömer’in (ra) adaletini tebliğ konusu yapıyor ;ama o adaleti kendi işlerimizde uygulamaktan kaçınıyoruz Kudüs yolunda deveye kölesi nöbetleşe binen Ömer’i anlatıyor;ama geçelim nöbetleşmeyi,işçimizi aramıza ve arabamıza almaktan haya ediyoruz kırk yamalı Ömer dilimizden geçiyor ;ama hayatımızdan ve bilhassa elbise dolabımızdan nedense geçemiyor Osman’ın (ra) kulluğu pek de güzel yakışan Hilmi de,Ali’nin (ra)yüzü ilahi marifete dönük ilmide ağzımızda dolaşıyor ama ,ama dünyevi şeylere tahsisi edilmiş kalb hanelerimizde onlara verecek pek bir yer kalmamış bulunuyor Muhaciri’nin Allah ‘ın arzındaki en sevgili yerden hicretini, bu hicretin ne derece zor bir tercih olduğunu biliyor; ama ,televizyonlu odadan televizyonsuz oda ya ,şatafatlı sofralardan mütevazi sofralara hicreti dahi beceremiyoruz Ensar’ın neyi varsa yarısını Muhaciri’ne vermesin de ki isar ve fedakarlık derecesini takdir ediyor; ama yirmi dört saatin iki saatini olsun imani bir bahsin talimine tahsis edemiyor ,keza Ensar’ın ettiğinin yarısını yarısını dahi feda etmeye razı olamıyoruz Ne Abdurrahman b Avf misali zenginleriz …, nede Ebu Zer –i Gıfari gibi misali fakirler Onlar, Erkam’ın evinde toplandıkları günlerde ,topu topu kırk kusur kişiydiler kelimenin tam anlamıyla yandılar Rablerinin rızası yolunda nefsin taleplerinden, toplumun ve çağın baskısından, iktidar sahiplerinin korkusundan yılarak nem almadılar Hak olanın hak yolunda hakkıyla yandılar ; yanlarında olanı da muhabbetullah kıvılcımıyla tutuşturdular Erkamın evindeki kırk küsur kişi , on sene içinde ,hakkın en azılı düşmanlarından bir kısmının dahi hakka teslim olduğu günleri gördü Yandılar ki ,yakabildiler Bizler ise , üstlerin de “vasati 40 çöp “ yazan kibrit kutularını biriktirerek ,sonrada “şu kadar kibritimiz oldu “ diye övünerek Rabbimizden ‘fütuhat ‘ bekliyoruz Bilmiyoruz ki ,yanmayı göze alamayan bir milyar kibrit çöpü ,yanmaya razı olan tek bir kibrit çöpünün ulaştığı fütuhata ulaşamayacaktır Yanmayan ,yakamayacaktır Bir anlayabilsek! METİN KARABAŞOĞLU |