> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Yağmur
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yağmur  (Okunma Sayısı 669 defa)
04 Temmuz 2010, 15:41:57
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 04 Temmuz 2010, 15:41:57 »



Yağmur


Doğunun kanlı şafaklarından birinde ışık vurdu yüzüne
Nefeslere derinlik veren taze bir seherde, ruhların göçebelik kışkırtısına yakın olduğu sabah vakitlerinde duru bir reşha olarak vardı yeryüzüne

Saliha bir ananın göz yaşından taştı da geldi
Helâl-haram kaygısını bir tutam ota taşıyacak denli müttaki bir babanın alın terinden billurlaştı da yağdı yağmur
Şarkın humma nöbetleriyle kıvranan toprağına dokundu en önce
Son âlimlerin son nefesleriyle savruldu yağmur, aşkın rüzigârına tutuldu, damla damla sevdaya aktı
Yitirilmiş bir coğrafyanın dağıyla taşıyla kucaklaştı, fakrla, cehaletle, zaruretle derinleşen bir yaranın orta yerinde kan olup aktı, kıvrandı
Uçurumlara düştü, mağaralara sığındı, taşlarla arkadaş oldu, pınar başlarında geceledi, gecenin orta yerinde yüreğine düşen dava ateşiyle buharlaştı
Van Kalesi’nin taşlarından devşirdiği haşin fıtratını, Zernabâd suyunda yıkadığı duru, keskin bakışını, Şark’ın kavruk toprağından beslediği ateşîn zekâsını alıp yeniden göğe karıştı yağmur
Bir sabah tozlu ayaklarıyla vardığı İstanbul’a, ırkçılık, küfür, şüphe ve emperyalizmle kirlenmiş bu iklime, muhteşem bir saltanatın batmaya yüz tuttuğu hazan mevsiminde bir ikindi yağmuru olup düştü Mahzun coğrafyanın meyus insanlarına, peşi sıra getirdiği Şark ışıklarıyla taze ve rengarenk bir gökkuşağı sundu
Hiçbir yağmura benzemiyordu
Sanki başka zamanlara, başka mevsimlere, başka coğrafyalara aitti de, bu talihsiz mevsime, bu mahzun şehre kazara uğramış gibiydi
‘Bediüzzaman’ dediler yağmura
Eşsiz ve belki zamansız yağmış bir yağmurdu
Acele etmiş, kışta gelmişti
Çiçekleri solmuş, tohumları kurumuş bu topraklara, yazı baharı unutmuş bu iklime yeni baharlar getirecekti
Yağmur, soğuk ve acı kışlarda da yağdı
Kalemin ve kılıcın ucu sıra şehir şehir dolaştı
Harflerin efsununda savruldu, harplerin hüznünde yoğruldu
Kalemi ve kılıcı bir tutan âlim hassasiyetini ve mücahid heyecanını her diyarın göğüne taşıdı yağmur
İlmin mürekkebine dolanıp sayfalar boyu yazı olmayı da, şehidlerin kanına karışıp yeni baharların toprağına gömülmeyi de göze aldı
Sayfalar boyu kara harfler gözlere nur olacak ve şehidler şehirlere gözyaşı olacak değil miydi nasılsa?
Yağmur eninde sonunda gözlere değecekti
Son terazide, âlimin mürekkebi ile şehidin kanı bir tutulacak değil miydi?
Yağmur göklüydü ve nasılsa göğe dönecekti
Bir gece, hain bir pusunun girdabına düştü yağmur
Acımasız bir kılıcın ucunda, paslı bir namlunun ardı sıra yabancı ellere savruldu
Volga nehrinin hazin akışına kapıldı
Yaban rüzgârlarına esir düşüp, uzak coğrafyalara sürüklendi
Gecenin koynunda, gurbetin kapkara hüznünde, zihninde çakan yakıcı şimşeklerle sarsıldı, yüreğinde kopan fırtınalarla yeniden yeniye duruldu, ruhunu saran gökgürültüleriyle yeniden ateşlendi
Ve yağmur şanlı saltanatın yıkık taşlarına yeniden yağdı
Güzel zamanlardan geriye kalan bu donuk bakışlara dolandı durdu
Duruldu
Saltanatsız, devletsiz ve hilafetsiz bir payitahtın son küllerini yıkadı
“Esaretten sonra” yeniden Anadolu’ya vardığında, Ankara Kalesi’nde soluk bir ikindi vakti, Avrupa’dan gelen katran karası küfrün gölgesini hissetti
“Ankara’dan en kara bir halet”le yeniden ilk yurduna,
Doğu’ya doğru yola çıktı
Medeniyetin kirlerini, saltanat ve iktidarın yükünü üzerinden atarak hafifledi, duruldu
Yalın bir damla olarak yeniden Erek Dağı’nın serin kuytularına döndü
Sözler’ce kalbimize yağmak için, Mektup’larca ruhumuza varmak için, aklımıza Lem’a Lem’a Şualar düşürmek için saflaştı, inceldi, çoğaldı, çağladı
Yağmurla ilk kez çay kokulu bir sonbahar akşamı tanıştım
Karşımdan değil, yanımdan konuşuyordu yağmur
Yağmur gibi yükseklerden konuşuyor ama yumuşakça iniyordu zihnime
“Yağmurca” söylüyordu, incitmesiz ve berrak
Sessiz ama ahenkle; kimseyi kimseden ayırmadan ve herkese özel olarak düşüyordu Sözler’i
Kağnı sırtında meçhul bir sürgüne giderken, öküzün kanayan ayağını dert edinen Yağmur’du
Sessiz ve kimsesiz bir yalnızlığa itilirken, yavrusuna giden kuşlara kanat geren Yağmur’du
Barla’nın hüzünlü yalnızlıklarında, Çam Dağı’ının vahşetli gecelerinde çise çise yağan, sessizce çoğalan, hece hece biriken, Sözler’ce taşan Yağmur’du
Denizli, Eskişehir, Afyon hapishanelerinin duvarlarını yıkan bakışlarla yağdı Yağmur Parmaklıklara inat yeryüzünün her noktasına vardı, zerreden küreye herşeyi tefekkürle yıkadı yağmur
Bir bahar günü, Eğirdir Gölü’nün yeni açmış çiçekleri, taze kokulu yapraklarıyla sele dönüştü yağmur
Yaprak yaprak, çiçek çiçek binlerce Esmâ’ya şebnem oldu
Esmânın güzel kanatları arasında bizi Haşre, Ebede, Cennete taşıdı Yağmur
Gözlerimizin gördüğü suretlerden gönlümüzün gördüğü hakikatlere sürükledi bizi
Öylece “yeryüzündeki rahmet eserlerine nazar” eyledik
Ve öylece dirilişe, hesaba, ebede vardı aklımız
Yusuf’un[as] rüyasıyla uyandırdı bizi
Kuyuda ve zindanda aklımızı hakikate boğdu
Yunus’un[as] gecesiyle aydın etti gözümüzü
Yunus’un[as] denizinde dalga dalga gerçeğe savurdu nefsimizi
İbrahim’in[as] düştüğü yangından bize ebedî güller devşirdi
Musa’nın[as] asasını dilimize verdi; taşı tefekkürümüze taşıdı, katı kalpleri taşla yumuşatacak Sözlerle geldi
Eyyub’un [as] sabrını yüreğimize indirdi Yağmur
Damağımıza metanetli bir Eyyub duası yapıştırdı
Ve ‘Bütün Zamanların En Güzel Yağmuru’nu, Muhammed Mustafa Aleyhisselatüvesselamı, ‘Reşha, Reşha’ bu çorak iklime, bu kurak dimağlara indirdi Yağmur
Gülü ve salâvatı, bülbülü ve nübüvveti, insanı ve haşri, geceyi ve yıldızları, göğü ve tevhidi yeniden yeniye yoğurup yıkadı Yağmur
Hiç incitmeden, yıkmadan ve kırmadan, üzmeden ve korkutmadan alnımıza, aklımıza yağdı
Hiç ayırmadan ve bölmeden, hiç zorlamadan ve yormadan dimağımıza ve damağımıza değdi Yağmur
Ve hala Sözler’ce yağıyor yüzümüze, sabahları şebnem olup Lem’a Lem’a parıltılar saçıyor, ebedi bir bahardan, sonrasız bir andan taze ve sımsıcak Mektuplar taşıyor, sayfalar boyu gökkuşağı oluyor, gözümüze ve gönlümüze Şualar gönderiyor
Yağmur hâlâ yağıyor
Rahmet rahmet müjde indiriyor gönlümüze


Dr Senai Dermirci
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yağmur
« Posted on: 28 Mart 2024, 16:57:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yağmur rüya tabiri,Yağmur mekke canlı, Yağmur kabe canlı yayın, Yağmur Üç boyutlu kuran oku Yağmur kuran ı kerim, Yağmur peygamber kıssaları,Yağmur ilitam ders soruları, Yağmurönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes