Visal Mevsiminde Firâk

Visal Mevsiminde Firâk

Yine geldi mevsimi visâlin Milyonlarca beyaz fistanlı, yeşil mintanlı Yar'e kavuşacak Orada beyaz ve yeşil mezcolurken, burada kahverengiye çalan bir ruh hâleti içinde ciğerim kıpkırmızı yanacak

Oysa sana gelmeyi ne çok arzu etmiştim Bu sene, evet bu sene yanında olacaktım Rüyamda gördüğüm kadar yakınına yaklaştırılmasam da o parmaklıklara sımsıkı yapışacaktım Hani ölüm gelip çatınca, ruh bedenden dikenli bir çalının çuvaldan çıkması gibi ayrılırmış ya, beni de öyle çekip alacaklardı Belki ruhum çok acıyacaktı ama, şimdi beni yakan bu acı kadar olmasa gerek!

Huzura eli boş gidilmez elbet Sana sunacağım hediyelerim vardı Kör nefsimin cesedini kurbanımın kanıyla yıkayacak, üzerine de senin yolunda gezdiğim memleketlerin topraklarından atacaktım

Uçarı papatyalar, ma’sûm nergisler ve dahi devedikenleri Belki her çeşidinden var içlerinde ama inan hepsi senin gül kokuna vurgunOnların selamlarını bir gül demetiymişçesine derleyip sana getirecektim Ama

Ama nasip olmadı işte Şimdilerde kulaklarımda geziyor: 'Yoksa bende senin sevgine istidat yok mu?!' Olsaydı çağırırdın beni yanınaOlsaydı, beni de seçerdin milyarlarca seveninin içinden Olsaydı, ben zaten şimdi Mecnûn misali çöllere düşmüş olurdum: Bırakıp evlâd- ü iyâli, bırakıp mâl- u menâli, bırakıp cân-u teni! Bırakamadığım bunca paslı pranga ayaklarımdayken nasıl geleyim nasıl? Ve ne yüzle çıkayım huzuruna yarım kalmış bunca hizmet varken? Affet beni ey sevgili, ne olur affet Ve yalvarırım beni gelecek yılın defterine kaydet Kaçırdığım bu kervan sonsuza kanatlansa da, ben hâlâ bir sonraki kervanın parçası olmayı ümit ediyorum Ne olur, bu mücrimi bir sefer olsun kabul et Ki ruhumu saran firâk elemi son bulsun visâl bayramında

Engin Nur Yıldırım

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın